My Authors
Read all threads
Yılın ikinci yarısıyla birlikte, postkapitalist dönemin mental evresi -pratik aşamaya evrileceği- son üç yılına giriyor. Yeni kuşaklar geliyor ve onların kuracağı "Yeni Çağ"ın önümüzdeki ilk aşamasının nitelikleri hakkında -eskisine bakıp- bazı tahminlerde bulunmak mümkün... >>
Yeni Kuşak, ilk kez Gezi'de göründü ve geleceğe açılan kapıyı araladı. "Gelecek" derken, bütün Dünyada çeşitli biçimlerde ifade bulacak ve nitel olarak son üçyüz yıllık "Kapitalizm Çağı"ndan farklı, bir o kadar uzun bir sürecin başlangıcından bahsediyoruz...
Şimdiye dek genellikle "Postkapitalist Dönem"den bahsettik, ve kapitalizm çağına has bir şekilde konuları "ökönomi" üzerinden anlattık (çünkü kapitalist toplumda insanlar arası ilişkiler çok büyük ölçüde ekonomize edilmiştir), artık 'Mantalite'den de bahsedeceğiz...
2008'den günümüze, -özellikle 2017'den itibaren- baskı ve kontrolün arttığı (hatta Çin'de bunun dijital feriştahının kurulduğu) bir dönem yaşandı. Virüs krizi bahanesi (ve sistemin sallanması nedeni) ile, insanlara topyekün ev hapsi bile uygulandı.
Şimdi bu, son bulacak gibi...
En nihayet insanların evlere tıkılmasına kadar varan bu dönem, geçtiğimiz haftalarda tarihinin son zirvesini yaşadı ve bundan böyle, yerine yeni bir düzenin hakim olacağı 2024 sonrasına kadar mütemadiyen başaşağı gidecek. Direnecek elbette, ama hep yenilecek ve tarih olacak...
Geçtiğimiz dönem, kişisel hak ve özgürlüklerin sürekli daraltıldığı, son yıllarda ise bunun benzersiz seviyeye eriştiği bir süreçti, ama mengene bile bir yere kadar sıkıştırılabilir; yılın ikinci yarısında gevşemeye başlayabilir. -Hem de daha da sıkıştırma girişimlerine rağmen...
Bu dönem, Trump'gillere Putin'lere Xi'lere rağmen bitiyor, çünkü mantalite değişiyor ve yeni kuşaklar da değişen mantalitenin devletler/yönetimler bazındaki ifadesi oluyor. İstisnasız her kurum insanlardan oluşur ve o insanların değişen yakınları, sevdikleri, çocukları vardır...
2020'nin ikinci yarısında önce sıkışıp gerilecek, sonra gevşemeye başlayacak sürecin, önümüzdeki üç yıllık son mental evresinin, esasen özgürlüklerin yükseleceği bir dönem olacağını tahmin ediyorum, ama sadece özgürlük gibi kulağa muğlak gelebilecek bir şey değil bu...
Bütün sistem, "ökönomi" ve diğer -bugünün modern kıstasları/dili ile konuştuğumuz- konuları ötesinde, nitel değişikliklerin başında, şimdi "hadi canım" denebilecek konular geliyor, mesela Bilim...
Virüs bağlamında, -bu kadar somut bir konuda- neredeyse zıt fikirler savunuldu... >
"Ökönomi" denen dalgametrenin -çok istediği halde- "bilim" olmadığını anlattığım yazım (galiba) 2006'da Radikal gazetesinde yayınlanmıştı. Bilimin hiç de küçük sayılamayacak bazı açıkları var ve bu açıkları kapatacak yeni bir tür "Aklın" (biçim/tarz) doğması mümkün... >
Dinlerden sonra din gibi "inanılan" Bilim anlayışının, -daha doğrusu, insanın "hücreler toplamından oluşan biyolojik nesne" olduğunu "düşünen", Batı'da artık terkedilen eski usûl modern dangılizmin devamındaki Bilim'in de- yeni tür düşünce ile tamamlanacağı bir dönem...
Kısaca "ökönomi" konusuna dönerek, teknolojinin kapitalist sistemin nasıl/nekadar önemli bir parçası olduğuna dikkat çekelim.
Önümüzdeki dönemde, "Gerçek" dediğimiz şeye, alet edevatlı bilimsel sensüalizmin karar verme yetkisi hükmen -kısmen- iptal edilebilir...
Bilimin din haline geldiği, dünyanın en kaba saba kibirli "Dandy" tipi "Bilimcileri"nin, Türk televizyonlarında -her bi haltı çok bildikleri için- herkesi "cahil", "aptal" diye aşağılama hakkını kendilerinde görmeleri ruh fukaralığının bile tartışılmadığı bir süreç yaşandı...
Bilimin çatlaklarında kendine yaşam alanı bulan Teolojik Politika ve onun uydurduğu (siyasal) "Din"ini oldukça zor bir dönem bekliyor. Bugünkü haliyle -kutuplaşıp bir kesimin diğerlerine karşı kendini tanımlamak için kullanılan- "Din"in, önümüzdeki dönemde yaşaması zor...
Yeni alternatif düşünme biçiminin, orijinal insanlar tarafından yıllar içinde ortaya konacağı, yeni örnekler geldikçe, bilimin o "çok inanılan" Din tipi vasfının aşılacağını düşünüyorum. Bu değişimin boyutunu anlatmak için iki örnek verebiliriz:
Şeyh Bedrettin ve Martin Luther...
Nazım Hikmet, Şeyh Bedrettin'in yeniden canlandırdığı ruhuyla, Ortaçağ'da bir tür Anadolu Aydınlanması'nın yaşandığını (ama "şalvarı şaltak Osmanlı" tarafından nasıl ezildiğini) anlatır.
Diğer örnek, Sultan I. Selim'in Mısır seferi ardından Anadolu'da yaşanan değişim olabilir...
Sultan Selim'in Mısır seferi ile birlikte Anadolu'ya Arap ulema da gelmiş, Anadolu Müslümanlığı o dönemden sonra, nihayetinde Emevi tipi bir dînî kültürel kimlik haline gelmiştir.
Şimdiki değişim, Mısır seferinin etkisi gücünde ve o zamanki etki gibi yüzyılları belirleyebilecek..
Genel mantalite, "Birey olmak" konusunda yeni bir boyut kazanırken (kişiye özel ilaç, tedavi, smartphone vs. ile şimdiden başladı), devletlerin yönetimleri anonimleşip kooperatif/ortakakıl özellik kazanması, yerel yönetimlerin güçlenmesi ve tabii "Evrensel Temel Gelir" mümkün...
2024 sonrasının Dünyasına giden yolda, bugüne kadar muktedir olmuş kesimlerin direnişi, önümüzdeki üç yıl sürecek. Bilim ukalası medyatik kaba tiplerden, rantiyeci profilsiz politikacılara ve "ökönomi bilimi"ni "büyüme"yi savunan kapitalsiz kapitalistlere kadar hepsi yenilecek...
Gelecek kuşaklar, Özgürlüklerin halkın her kesimi için elle tutulur hale geleceği ve yepyeni bir uygarlık kalitesinin hayat bulduğu şahane bir Dünyada yaşayacaklar...
Ama günlerin doğan Güneşini, bugün yaşayan ve bakmayı bilen herkes görecek... <<
#KonstantiniyeNotları
Dün, 2020 sonrasındaki 20 (Türkiye'de 30) yılı belirleyebilecek ve Bilimin hiç de küçük sayılamayacak açıklarını kapatacak yeni bir tür "Aklın" doğması ihtimalinden bahsetmiştim...
Bu, daha çok bir algılama biçimiyle ilgili olabilir.
Örneklerle açıklamaya çalışalım... >>
Roma döneminden kalma yazılı metinlerde Mavi renkle ilgili bir kayıt yok. Kırmızı, Siyah, Beyaz, hatta Yeşil var ama Mavi yok. Bu verilere dayanarak, bazı bilimciler, Romalılar döneminde insanların bir tür "renk körlüğü"nden muzdarip olmuş olabileceklerini bile öne sürmüşler...
Halbuki konu, bakmak değil, görmek...
Mavi o zaman da vardı ve İnsanlar biyolojik olarak pek de değişmediler, ama daha önce ciddiye almadıkları Mavi rengi gördüler ve hatta (13. YY'da) Meryem Ana ile özdeşleştirdiler...
Aydınlanma düşüncesi de böyle, "Yeni bir bakış açısı" idi...
Bugün Batı kültürüyle yetişen -ki herkes öyle- hâlâ, Aydınlanma'nın gökten zembille indiğini, daha öncesi benzeri bir şeyin olmadığını falan sanıyor...
Vardı -mesela Çin'de- ama baskın bir hâle gelmedi ve Dünyayı belirleyen nir şey olamadı...
Aydınlanma düşüncesi öncesinde Avrupa'da muazzam bir ahlak/etik çöküşü yaşandı ve sadece Krallar, papazlar değil, halk da bu düşkünlüklen nasibini aldı. Ama tamamen yeni bir bakış açısıydı. İnsanların mitokondrilerinde, büyük bir DNA'tik/limbik/falan-filanik değişim olmadı...
Şimdi, gerçeğe yaklaşım/algılama biçimi bakımından -esasen 'anlam' bakımından olmasını beklediğim bazı farklılıklar söz konusu olabilir ve bu yenilikler, elbette tek tek bazı orijinal insanlarda ifade bulabilir...<<
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Enjoying this thread?

Keep Current with Selçuk Salih Caydı

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!