My Authors
Read all threads
soğukkanlı akıl yürütme, tutkusuz ya da tatsız olmak zorunda değil. aşağıda takip edip okuyabileceğiniz çetin cem’in yazdıklarına ek olarak, konuyla ya da ait olduğu kategoriyle ilgili birkaç hızlı okuma önerim daha olacak.
gaye’yi tanıdığım kadarıyla severim, müziğini de epey güzel buluyorum (tam zevkime göre, demedim; ama epey güzel) fakat bunların yanında; burada gelişen durumu anlamamızın gaye’den de benden de senden de bağımsız ve daha önemli olduğunu düşünüyorum.
kendini “dik dik” ifade eden bir insan, bunu yapamayanlara da, yapmayı isteyip beceremeyenlere de, yapmayı yanlış bulanlara da, bunun kendine fikren/kültürel olarak/sınıfsal olarak uzak birileri tarafından yapılmasını sevmeyenlere de rahatsızlık verebilir.
epey geniş bir küme. yalnız rahatsızlık verir değil, “verebilir” dememin sebebi: bütün bu kategorilerde olup da birilerinin “dik dik” konuşmasından memnun olanlar da olacaktır - onlar genelde memnuniyetlerini ifade etmemeyi tercih edecekler. hemen hemen herkes gibi.
memnuniyet ifadesine göre çemkirmenin daha popüler olmasına dair fevkalade mühim bilgi akışı ise şurada. benim şu yazdıklarımdan sadece birazını okuyacaksanız bunu okuyun lütfen: 👇
çetin cem’in ve çağrı mert’in akışlarında belirtilenler mühim faktörler. o faktörlere, başta saydığım “dik dik” ifadeden rahatsız olan çeşitli kesimler ve #erkekyerinibilsin üzerinden gelen taze tepkiler ve bunların bazı ciddi etkilerde de bulunması eklenebilir.
fakat yakınından çıkana, kendi gibi olana, zarar verebileceğini hissettiğine, karşı mahalledekine değil de kendi mahallendekine, başkalarının takdir ettiğine öfke duymak maalesef bir kültürel özelliğimiz. bunda gerçekten iddialıyız. içinde haset ve paranoya var.
sürekli havada olan ve patlayacağı yeri arayan ve hemen hemen asla gerçek kaynağına yönelemeyen; sürekli rasyonalize edilmeye çalışılan ya da varlığı reddedilen dev bir öfke yumağı, ve olup bitenin mutlaka gizli sebepleri olduğuna yoksa bunların hayatta böyle olamayacağına inanış
bunlar algımızı da, akıl yürütmemizi de köreltiyor; tuhaf davranışlara veya sözlere yol açıyor ve sonra bunların arkasında duralım diye (fikir değiştiremez, özeleştiri yapamaz ve kendimizde hata bulamayız) iyice saçmalamaya başlayabiliyoruz. böyle yapan başkalarını da bulursak
ortak sinir olduğumuz ve biraz fazla “parlayan”, “öne çıkan”, “yıldızlaşan” biri varsa ona o sinir olduğumuz şey dışında da mümkün olan her yerden saldırıyoruz. söylemine, duruşuna, ettiği bir söze, üslubuna, şarkı söylemesine ya da sesine “gıcık olup” “networku var” demek, bu.
çetin cem’in “sizin mahalleye yapıyorsunuz” söylemini ise özel olarak düşünmeliyiz çünkü kör bir karanlıkta meçhule yuvarlanmakla umut ışıklarına tutunmak arasındaki farkı, bunu anlayıp anlamamamız belirleyecek. siyasi, kültürel ve ekonomik kaderimiz buna bağlı. gerçekten.
her sinir olduğumuzu gömmeye çalışana kadar azıcık kendi duygumuzun kökenine, ifadenin olası etkilerine sonuçlarına baksak iyi olacak. sonuç: hakkaniyetli eleştiri, yapıcı da yıkıcı da olabilir. yıkıcı olmak için özel kollektif çaba ise, yanlış yönlenen kollektif öfkedir.
duygularımızın, ve kendimizi ve birbirimizi sürekli negatif duygu ifadesi yönünde motive etmemize yol açan sistemlerin çok daha farkında olmalıyız. “istikrarlı hayal hakikattir”, çok güzel bir söz. birlikte çok başka şeyler üzerine hayal kurabilecekken, birbirinin üstüne başına
ses tonuna falan çemkiren bir kalabalık olmayı hayal edersek, bunu da başarabiliriz. bu arada yani bir tık fazla atarlı geliyor bana da @GayeSuAkyol :) ama o da onun ifade biçiminin parçası. belki çok bilinçli bir tercih, belki hiç üstüne düşünülmeyen bir hal, belki evrilir.
ama zaten rol model değil ki sanatçı? bir sanatçıdan sürekli toplumun değerlerine, hassasiyetlerine uygun tavır beklemek nedir, bunu sadece dedeler ya da siyasi muhafazakarlar mı yapar, ayrı uzun konu.
mesele kişilerle veya olaylarla değil kültürle ilgili. @ccanozz ile bizim podcastte bahsetmeye çalıştığımız, @ozgurmumcu ile ara ara konuşup darlandığımız, yeniden üretenlerin önemli kısmının farkında olmadığı ve ayrıca başkalarını yaparken yakalayınca kızdığı; vasatı kutsama,
yola getirme, had bildirme, erken öten horozun başını kesme, aklını alma ayinleri var. bunları sanki hep meşru, doğru, haklı gibi düşünmemiz de sorunlu. değişmesi zor, ama denemeye değer.
okuduğunuz için teşekkürler.
m.youtube.com/watch?v=94p1lX…
Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh.

Keep Current with Harun Tekin

Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!