Thread by @www_DerinDunya

Bugün, Rusya ve İran’dan heyetler geldi Ankara’ya. Onunla beraber; Libya, Mutabakat Heyeti de başkentte…
#Derindunya
#ahmetyozgat
#MilliHesaplarBurada
#MilliHesaplarYanyana
#MilliHesaplarYanyanaBiz
#MilliHesaplarBuradaDerindunya
#DevletimizinYanındayız

3. Yani artık Libya, Türkiye’den soruluyor bir bakıma. 1911’de Anavatandan kopartılan eski coğrafya, yuvaya dönmek üzrere/dönüyor/dönecek…

4. O halde, tekrar tanıyalım, Turgut Reis yadigarı olan Libya’mızı, hatırlayalım… Makaleyi; Sevgili Mehmet Simge’nin isteği ve topladığı bilgiler üzerine bina ettiğimizi de söyleyelim.

5. Kuzey Afrika’da yer alan Libya, bir arap ülkesi olup Akdeniz kıyısındadır. Doğusunda Mısır, batısında Cezayir ve Tunus, güneyinde Nijer ve Çad, güneydoğusunda Sudan’la komşudur. Mağrip ülkelerinin en doğuda olanıdır.

6. Libya adı, Kadim Mısırlılar'ın Nil'in batısında yaşayan Berberilere verdiği “Lebu” sözcüğünden gelmekte. Bu tarif eski Yunanca'ya 'Libya' olarak geçmişti.

7. Bir önceki adı Libya Sosyalist Halk Cemahiriyesi olan ülkenin; 2011’da yaşanan “Arap Baharı”nın iç savaşa dönüşmesiyle yönetimi de adı da değişti. O ara, sadece Libya dendi ülkeye. 2013’ten beri ise “Libya Devleti” olarak anılmakta…

8. Büyük ölçüde çöllerle kaplı olan Libya coğrafyası üç bölümden oluşmakta: Kıyı şeridini batısında yer alan Trablusgarp Bölgesi, Doğu kıyı şeridini teşkil eden ve Başkenti Bingazi olan Sirenayka ve iç bölge Fizan…
***

9. Libya, çok büyük bir yüzölçümüne sahip olmasına rağmen, 6 Milyonluk nüfusa sahip ve bu nüfusun tamamına yakının da iki kıyı şeridinde yani Trablus ve Bingazi’de yaşadığı bilinmekte.

10. Daha doğrusu üç büyük şehir yani Trablus, Bingazi ve el-Beyda'da. Fizan Çöl bölgesi ise Berberi Bedevilerinin yurdu olup çölün alt ucunda bir miktar Tuareg de bulunmakta. Kıyı bölgesi nüfusun yüzde 90’ına ev sahipliği yaparken, kalan yüzde 10’u da çöllerde yaşamakta…

11. Libya halkının etnik unsurlarını öncelikle; Araplaşmış Berberiler, Türkler, saf Arap ve çöl kabilelerinden oluşan Bedeviler ile Tuaregler oluşturmakta. İlaveten; az sayıda "Sahara Altı" Siyahlarından olan "Sahil"ler ile "Tobu"lar mevcut.

12. Ayrıca ülke, çok sayıda Orta Afrika'dan kopan göçmeni de barındırmakta. Bir miktar Mısırlı göçmeninde bulunduğu Libya’da bir miktar “Göçmen İşçi” de çalışmakta.

13. 2011'de tahminlere göre bunlar; 60 Bin kadar Bangladeşli, 30 Bin Çinli, 30 Bin Filipinli olarak kayıtlı. Libya'da yaşayan Türkiye vatandaşının sayısı ise yaklaşık 25 Bin kadar. Bununla birlikte ataları Türk olan Libyalıların sayısı 80 Bin olarak biliniyor.

14. Libya'nın resmî dili Arapça. Halkın yüzde 80'in küsuru, Arapça'nın ağız ve lehçelerini konuşmakta. Geriye kalan yüzde 20'ye yakın Libyalı ise Berberice de denilen “Tamazight Dili”yle anlaşmakta.

15. İtalyan esaretini yaşamış yaşlıların büyük çoğunluğunun İtalyanca bildiğini de söyleyelim.
***

16.Bu fasılda Libya’nın Tarihine göz atalım kısaca… Ülkenin asıl yerlileri, Berberi kabileleri olarak bilinmekte. Ama tarih içinde ülkeye; Fenikeliler, Kartacalılar, B. İskender orduları, Ptolemaus Hanedanı, Romalılar, Arap-İslam İmparatorluğu ile Osmanlılar hakim olmuşlardı.

17. Ülkenin batı kıyısında yer alan ve bugün de Başkent olarak bilinen Trablus ya da Trablusgarp şehri, başlangıçta Kartaca'ya bağlı bir Fenike kolonisiydi. Bunun dışındaki üç büyük şehir de Fenikelilerce kurulmuştu. Doğudaki Sirenayka ise bir Yunan kolonisiydi.

18. MÖ 7. Yy’da, bölge; Kartaca Devletine son veren Romalılar'ın eline geçti. Büyük İskender'in fethinden sonra Ptolemiler Sülalesine, ondan sonra da tekrar Romalıların yönetimine döndü. Roma ikiye ayrılınca da Libya, Doğu Roma'nın payında kaldı.

19. 647 Yılında ise Abdullah bin Sa’ad komutasındaki Arap İslam orduları Libya'ya girerek Bizanslılar'ı mağlup etti. Trablus ve Sirenayka, Halife'ye bağlanmakla birlikte; Bizans'a bağlı yöneticiler, bölgeyi yönetmeye devam ettiler.

20. 1150'de Sicilyalı Normanlar geldi ve Trablus'u istila ettiler. 14. ve 15. yüzyıllardaki İslam egemenliğinden sonra, 16. yüzyılda İspanyol yönetimine geçti.

21. Osmanlı Döneminde bölge, “Trablusgarp Eyaleti” olarak anıldı. 1553'teki Fethi yapan, Denizci Turgut Reis’ti. Böylece Libya, bir Osmanlı eyaleti oldu. Ve 6o Sene kadar, “Paşalar” tarafından yönetildi.
Peşi sıra, “Dayılık” sistemi geldi.

22. Osmanlının zayıfladığı yıllarda, "Dayılar" bağımsız hareket etmeye başladı. Öyle ki birer devlet başkanı gibi başka devletlerle ikili antlaşmalar bile yapabiliyorlardı.

23. Hatta 1800’lü Yılların başlarında Libya Dayılarının, Tunus ve Cezayir Dayıları ile birlikte, ABD ile mücadele ettikleri ve Akdeniz'i Amerikan gemilerine dar ettikleri de vaki.

24. Buna rağmen; Osmanlılar, “Yarı Bağımsız Dayılar”dan hoşlanmamış olacak ki 1835’de 1. ve 2. Berberi Savaşı yaşandı. Böylece Libya'daki kontrol yeniden sağlandı ve bölge merkezi yönetime bağlandı.

25. Osmanlı'nın çöküş dönemi bölgeye yaramadı. Bu yüzden Libya, 1911'de İtalyanların işgaline uğradı. İtalyanlarla yapılan “Trablusgarp Savaşı” sonunda yapılan Uşi Antlaşması ile Türklerin, Libya'daki fiili hakimiyeti sona erdi.

26. Bununla birlikte, ülkenin hukuken Osmanlı'ya bağlılığı benimsendi. Bu arada şu bilgiyi de atlamamak lazım: İşgalci İtalyanlara karşı Mustafa Kemal, Enver Paşa ve bir grup Osmanlı subayı Libya’ya gönderildi.

27. Subaylarımızın örgütlediği milis kuvvetleri, işgale direi. Ancak üstünlük İtalya’daydı. Sonunda İtalyanlar ülkenin tamamını kontrol etmeyi başardı. İşgal döneminde; İtalyan askerleri, halkı baskı ve zulümle adeta köleleştirdi.

27. Buna rağmen; İtalyan Sömürgeciliğine karşı, direniş hareketi başlatıldı. Ünlü Ömer Muhtar tarafından başlatılan hareket, Muhtarın yakalanarak idam edilmesine kadar devam etti.

28. 2. Dünya Savaşı'ndan sonra bölge Fransa ve Birleşik Krallık'a bırakıldı. Savaş sonrasında; Birleşmiş Milletler, Libya'nın bağımsız olması ve bunun için görüşmelerin başlaması kararını aldı:

29. 1949'da. Yaklaşık üç yıl süren Bağımsızlık görüşmelerinde Libya tarafını; Ömer Muhtar Hareketi içinde İtalya'ya karşı savaşmış; Harekatın son bulmasının ardından Mısır'a sürgüne giden Şeyh İdris temsil etti.

30. Bu nedenle 1951'de Libya bağımsızlığını kazanınca İdris, ülkenin kralı oldu.

31. Libya Krallığı 1969'a kadar sürdü. O yıl, hasta Kral, İstanbul’da tedavi görürken, “Karanlık Eller” ülkeyi karıştırmaya başladı. Tabii ki böyle durumlarda ilk el atılan kurum ordu olmaktaydı. Çengele takılan genç bir albay oldu.

32. Böylece Albay Muammer Ebu Minyar El-Kaddafi eliyle Kral İdris'e karşı darbe yapıldı. Darbeyle birlikte Monarşi sona erdirildi ve Libya Arap Cemahiriyesi kuruldu.

33. Garip bir adamdı Kaddafi! Ülkesini, "Üçüncü Evrensel Teori" dediği, Sosyalizm ve İslam karışımı bir politik rejimle idare etmeye başladı. O yıllardaİ bu sisteme “İslamî Sosyalizm” ve “Yeşil Sosyalizm” gibi isimler verildi.

34. Yönetim, devletin isminde "Cemahiriye" tabirini kullanmaktaydı. Bunun nedeni, Libya’nın, “Kitlelerin Devleti” olduğu ifade etmek isteniyordu.

35. 1988 Yılında, Londra-New York seferini yapan bir Amerikan yolcu uçağı, İskoçya Lokerbie düşürüldü. Toplam olarak 270 yolcu hayatını kaybetti. Bu olay, Libya için büyük sorun olacağı belliydi. Çünkü patlayıcıyı uçağa yerleştirenlerin Libya uyruklu olduğu anlaşılmıştı.

36. Bu sebeple Libya'dan, tazminat talep edildi. Mahkeme kararıyla Libya, yekun olarak 2,75 milyar Dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. Faciadan sorumlu tutulan Kaddafi’nin, Batıyla arası, bir daha düzelmedi.

37. Böylece Libya, sıkı bir ambargoya maruz kaldı. Tabii ki buna bağlı olarak; 1969'dan beri sürdürülen “Libya Kalkınma Hamlesi” ağır bir darbe aldı.
***

38. 2001’de Newyork İkiz Kuleleri saldırısını, bir grup “Arap Terörist”in planladığı iddiası, bütün Arapları, töhmet altına sokmaya yetmişti.

39. Bu nedenle başta Ortadoğu olmak üzere, arap devletlerine karşı, “BOP” kısaltılmışıyla anılan “Büyük Ortadoğu Planı” Arap Dünyasının yeniden dizayn edilmesi Politikasını getirdi. Ve bölge, karıştırılmaya başladı.

40. Bunca tazyike dayanamayan Arap Halklarının ayaklanmasının ilk kıvılcımı Tunus’ta, “Arap Baharı” adıyla çakıldı. Ayaklanma; Tunustan sonra Libya’ya atladı… Oradan Mısır’a sıçradı. Daha sonra da Suriye’ye sıçrayacaktı. Irak ise 7 Seneden beri Terör sarmalındaydı zaten.

41. Arap Baharının başlattığı iç savaşa müdahale anlamında; Birleşmiş Milletler, Güvenlik Konseyi'nin kararına dayanarak Fransa, İngiliz Birleşik Krallığı ve Amerika’nın önderliğinde Libya’ya karşı hava operasyonu başladı: Yıl 2011...

42. Operasyonun gerekçesi, Libya lideri Kaddafi'ye bağlı birliklerin halka baskı ve şiddet uygulaması ve Libya Yönetiminin, BM kararlarına uymaması olarak açıklandı. BM ve NATO Operasyonu destekli halk ayaklanması, Kaddafi'yi devirmeye yetti.

43. Bu arada; kaçmaya çalışan Kaddafi, Sirte şehri yakınlarında, saklandığı bir geçitte yakalanarak; isyancılar tarafından linç edilerek öldürüldü.
***

44. Son bölüme girerken… “Libya, Dünya açısından neden önemli?” sualine cevap verelim: İlk cümlemiz şöyle olsun: Libya, bir petrol ülkesi… Coğrafyadaki Petrol rezervi, yaklaşık 50 Milyar varil olarak hesaplanmış durumda.

45.Petrol varlığı açısından 8.sırada. Bugün dahi; ülkenin ihracat hacminin ortalama yüzde 70’ini ham petrolün oluşturmakta. Önemi burada yatmakta Libya’nın. Ama hem Akdenizi kontrol anlamında, hem de Afrika’nın giriş kapısı olması ülkenin ehemmiyetinin en önemli unsuru diyelim.

46. Şimdi geçelim: “Neden oldu ve ne olacak bu Libya’nın hali?” konusuna… Evet… 2011 Yılında Kaddafi Cuntası yıkıldı ama o yıldan beri Libya’da sular bir türlü durulmadı. Arap Baharının ardından ülke, ilk demokratik deneyimini yaşadı ancak bu girişimi geniş zamana yayamadı.

47. 2012’de yapılan ilk demokratik seçimler sonunda bir Hükümet kuruldu. Fakat ülkede; Kaddafi’yi deviren İsyancı Milislerin çoğu varlığını sürdürüyordu. Trablus’taki Yeni Hükümet, milislere söz geçiremedi. Trablus’un bunları durduracak güçlü bir ordusu yoktu.

48. Bu yüzden Milis Liderler, boşluktan bilistifade siyasi güç yarışına giriştiler. Böylece Libya’da ortam, yeniden ısındı ve iç savaşa evrildi. Bunun üzerine; doğal yapısının gereği olarak Libya, üç bölgeye ayrıldı:

49. Trablusluların hakimiyetinde olan Batı Kıyısı, Tobruk/Bingazi Bölgesi ve Çöl ve 90 Aşiretin yaşadığı Kabileler Bölgesi… Kısaca; Kaddafi Yönetiminin ardından; sözü edilen ayrı ayrı üç kesimin, ülkeye hakim olmak üzere silaha sarıldığını söyleyelim.

50. 2015’te, Birleşmiş Milletler; Trablus’ta, Feyyaz Sarrac liderliğinde, bir Hükümet kurulmasına destek verdi. Bu vesileyle bugün; Batı ülkelerinin çoğunun desteklediği, Ulusal Mutabakat Hükümeti, kısaca UMH kurulmuş oldu.

51. Mısır sınırındaki Tobruk kentinde ise General Halife Hafter’in liderlik ettiği Libya Ulusal Ordusu’nun kontrolündeki Temsilciler Meclisi ise kendi yönetiminin meşru olduğu iddiasındaydı ve ülkenin, neredeyse üçte ikisini kontrol ediyordu.

52. Bu nedenle “Ulusal Mutabakat Hükümeti” kararını tanımadı. Böylece Libya’da, birbirine rakip, iki hükümet ortaya çıkmış oldu.

53. Tobruk’taki Temsilciler Meclisi ve Darbeci General Hafter, kabileler ve bir kısım milis gruplarla ittifak kurarak güçlendiğini de söyleyelim. Ve bu resmin gereği olarak, Başkent Trablus’ta da hak iddia etmeye başladı.

54. Bu iddia sebebiyle 2019’un Nisan ayında Hafter güçleri, Trablus’a doğru ilerlemeye başladı. Böylece, iç savaşta yeni ve son döneme girilmiş oldu. Dendiği gibi “Tobruk Hükümeti” kırık dökük de olsa, Kaddafi Devrinden kalan ve sayısı 30 Bin olan “Ulusal Ordu”ya sahipti.

55. BM destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin ordusu yoktu.

56. Ama “Hafter Saldırısı” başlayınca, bir kısım milis gruplar, UMH’nin emrine girerek, Hafter’in ‘Ulusal Ordusu’suna karşı savunmaya başladı. Onca imkansızlığa rağmen UMH Milislerinin, Hafter’in yürüyüşünü yavaşlatmayı başardığını da söyleyelim.

57. Tobruklular, Başkent Trablus’u ele geçirmeyi başaramadı fakat Hafter, Trablus’un banliyösündeydi. Ve şehirde hayat, atılan roketler, sürekli saldırı ve çatışma sebebiyle durma noktasına geldi. Öyle ki şehre, Hükümet; elektrik ve su sağlamakta bile zorlanıyordu.

58. Ancak… Darbeci Hafter yönetimindeki Ulusal Ordusunun; 2019’un son günlerinde yaptığı hamlelerle başkente iyice yaklaştığı ve Trablus’un düşebileceği ifade edilmeye başlandı.

59. İşte; Türkiye, bu sırada yani 2020’ye iki kala ilgilenmeye başladı Libya ile. Bu anlamda, geçen yılın Sonbaharında; Türkiye, çok mühim iki anlaşma imzaladı.

60. "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası" ve iki ülkenin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının muhafazasını hedefleyen "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası" anlaşması…

61. Bir de Meclis’ten, “Libya Tezkeresi”ni çıkarttı Ankara. Tezkerenin tartışıldığ sırada; Suriye’de, Türk Ordusu’nun yanında yer alan bazı muhalif grupların da Libya’ya geçtiği ve Mutabakat Hükümeti’ne destek vereceği/verdiği iddiasını da kaydedelim.

62. Bu nedenle Trablus’taki Mutabakat Hükümeti; Türkiye, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği tarafından destek görüyor halen. Bu gruba İtalya’yı da katalım.

63. Hafter destekli Temsilciler Meclisi Hükümeti’ne destek verenler arasında ise Rusya, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa bulunmaktaydı. “İkinci ABD’nin Hafter tarafına yakınlık duyduğu ve desteğini Emirlikler ve Suudiler aracılığıyla verdiği malum gibi.

64. Ama Amerikan Hükümeti, bu konuda uzunca bir süre sessidi. Konuyla ilgili kesin bir açıklama yapılmasa da 2020 Yaz başında; Mutabakatçılara desteğini açıklayan NATO ve İngiltere’yle bağlantılı olarak, Amerikan Hükümeti nin de bu minvalde bir eğilim içine girdiğini belirtelim.

65. Dönelim… Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2020’nin ilk günlerinde harekete geçtiği görüldü. Bu anlamda bölgedeki Tunus’a sürpriz bir ziyaret gerçekleştirdi.

66. Aynı şekilde Cezayir’le de temas kuruldu. Kimine göre; Türkiye bu temaslardan istediğini alamadı, kimilerine göre aldı ama destek açık edilmedi. Biz ikinci, iddiadan yanayız.
***

67. Aynı şekilde Cezayir’le de temas kuruldu. Kimine göre; Türkiye, bu temaslardan istediğini alamadı... Kimilerine göre aldı ama destek açık edilmedi. Biz, ikinci iddiadan yanayız.
***

68. Ve gelelim Türk-Libya İlişkisinin son deliğine… Petrol rezervleri sebebiyle dikkat çeken Libya'ya karşı Türkiye; Doğu Akdeniz’de yalnız kalmamak için meşru bir müttefik arayışıyla 109 yıl sonra tekrar yöneldi.

69. Bu itibarla… Yukarıda dendiği üzere; Libya'ya asker gönderilmesi ile ilgili Cumhurbaşkanlığı Tezkeresini 2020 Ocağını ilk gününde Meclis’ten geçirmesinden önce, “Türkiye-Libya Savunma ve İşbirliği Antlaşması” parafe edilmişti...

70.Buna göre; Türkiye, Libya’ya askeri araç gereç desteği verecek ve eğitim için Askeri personel yollayabilecekti. Ara soğumadan, antlaşmanın gereği yapıldı. Türk Askeri danışmanlar, Mutabakat Milislerini eğitmeye ve “Düzenli bir Mutabakat Ordusu”oluşturma talimlerine başladılar.

71. Ve en önemlisi; Türk İHA ve SİHA'larının, “Mutabakat Ordusu”nun envanterine girdiği gözlendi.

72. Bize göre; en büyük atak diyebileceğimiz: “Türkiye ve Libya Deniz Komşuluğu” diyebileceğimiz mutabakatın gereği olarak, Muğla Libya arasındaki bir deniz şeridini, adeta kara sularına katmış ve Türk Donanması, söz konusu şeritte fütursuzca dolaşma hakkı elde etmişti.

73. “Mavi Vatan Tatbikatı” neredeyse sürekli hale getirimiş gibiydi ve Türk gemileri Girit açıklarında bayrak sallamaya başlamıştı.

74. Daha önemlisi; söz konusu “Münhasır Şerit” Akdenizi ikiye bölmüş ve “Doğu Akdeniz Enerji Yatakları” üerinden, Türkiye’nin elini kolunu bağlma ittifakı diyebileceğimiz; .................

75. ....... “Kıbrıs Rum Kesimi, İsrail, Yunanistan, Mısır” ve de epey bir miktar yan unsurdan oluşan konsorsiyumun, “Türk Düşmanlığı Planı”nı geçersiz kılmıştı. Ve atlayıp Libya’ya yani Afrika’ya ayak basmış bir “Türk Gücü” inşa edilmişti.

76. Bunun üzerine; “Doğu Akdeniz Konsorsiyumu” tüm gücüyle Libya’da toplaşıp Darbeci Hafter’e, akıl almaz bir destekle omuz verdiler.

77. Bu destek de Emirlikler Finansör; “Sudan ve çevresinden topladığı paralı asker; yine Rusya, paralı lejyoner ve Çin’le birlikte Teknoloji tedarikçisi, Fransa Diplomasi ve Siyaset sağlayıcı, Yunanistan vs’de cazgır olarak Türkiye’nin karşısında yer aldılar.

78. Bu itibarla Nisan Mayıs aylarında, kıran kırana bir savaş ortamına evrildi Libya…
Sonuç… Haziran Ayı başında; Hafter’e bağlı Paralı Askerlerin yenildiği, bozgun halinde kaçtıkları, Mutabakat ordusunun zaferi ekranlara yansıdı…

79. Darbeci Hafter’in, kaybolduğu hatta ülkeden kaçtığı iddia edilmekte. 2020 Haziran Ayının ortasında Libya’daki durum bu!
***

80. Son olarak; “Kim bu Halife Hafter?” sorusuna da küçük bir parantez açalım: Darbeci General olarak meşhur olan Halife Hafter bir ihtiyar ve çaptan düşmüş eski bir asker. 77 yaşında…

81. Henüz 25 yaşında genç bir subayken, Kaddafi Cuntasına katılarak, Kral İdris’in devrilmesinde rol aldı. Kaddafi Darbesi sonunda ödüllendirilen Hafter, Çad’daki Libya güçlerinin başına getirildi. Ama o sırada; Fransa’nın desteklediği Çad güçlerine yenildi.

82. Ve 300 adamıyla Fransızların eline geçti. Doğal olarak Kaddafi, Çad’da Libya’nın askeri varlığı olduğunu kabul etmedi. Yani Hafter ve adamlarını, kaderine terk etti.

83. Bir süre sonra; Hafter, serbest bırakıldıktan sonra ABD’ye yerleşti. Ya da “CIA, onu kontrol alanına taşıdı!” iddiası var.

84. Çünkü dendiğine göre evi, CIA Merkez Binasının hemen yanı başındaydı. Kaddafi tarafından terk edilmeyi yediremeyn Hafter’in, hayatının amacının; Kaddafi’yi devirmek olduğu söylenmekte.

85. Hatta CIA’in, Kaddafi’ye yönelik suikast girişimlerinde dahli olduğu da malum malumat arasında. Arap Baharı, Hafter’in beklediği zaman dilimiydi. Bu sebeple 2011’deki ayaklanma sırasında ülkesine döndü. Ayaklanmada yer aldı.

86. 2015’te “Genel Ulusal Kongre/Milli Meclis’nin yerine kurulan “Temsilciler Meclisi” Hafter’ı Libya Ulusal Ordusu’nun komutanlığına atadı. İşte beklediği buydu “Sabık Generalin”

87. çünkü son dönem Libya’sının, güçlü figürlerinden sayılan Hafter’in amacı “Yeni Kaddafi” veya ‘Libya’nın Sisi’si’ olmak... Tı! Lakin kader yar olmadı, Darbeci Generale.

88. Ve 2020’nin Haziran ayında; bir Mandacını, “Hikayesi” daha sona erdi. İnşallah ve Allahualem! Şanı Yüce Allah, Dost Libya ile tüm kardeş ülkeleri ve mazlum halkları korusun!
***
Allahualem...