'Decoupling' en sevdiğim kavramlardan biri sanırım. Özetle 'high-decoupling' kişiler bir meseleyi tartışırken onun rahatsızlık verici ahlaki/siyasi potansiyel sonuçlarından bağımsız bir şekilde konuyu değerlendirebilenler.
'Low-decoupling' kişilerse meseleler tartışılırken rahatsızlık verici ahlaki/siyasi potansiyel sonuçları sürekli dile getiren, söz konusu tartışmayı bu sonuçlarla beraber görmekte ısrar eden, ahlaki ve olgusal tartışmayı birbirinden ayıramayan kişiler. İki klasik örnek vereyim.
1. Irklar arası kalıtsal bilişsel yetenek/IQ farkları var mı? 2. Cinsiyetler arası biyolojik kaynaklı psikolojik farklar var mı?
'Low-decoupling' kişiler bu tartışmaları ırkçılık/feminizm tartışmalarından ayırıp ele alamazken 'high-decoupling' kişiler alabiliyor.
Geçtiğimiz aylarda Richard Dawkins 'öjeni prensipte mümkün' dediğinde Dawkins ırkçı olmakla suçlandı. Halbuki Dawkins'in söylediği şey basit bir biyolojik tespit. Öjeni uygulamalıyız dememişti söz konusu tweette. 'Low-decoupling' kişiler bu farkı anlamadı ama.
Ayrımı öğrenir öğrenmez 'Aha ben low-decouplingim' demiştim. Şeytanın avukatlığını yapar gibi göründüğüm çoğu tartışmada tartışmanın normatif tarafını bir kenara bırakıp söylenen şeylerin olgusal tarafına odaklanıyordum. Bunu yapmayı da cidden seviyorum yalan yok.
"To a low-decoupler, high-decouplers’ ability to fence off any threatening implications looks like a lack of empathy for those threatened, while to a high-decoupler the low-decouplers insistence that this isn’t possible looks like naked bias and an inability to think straight."
Koçlukta en sık çalıştığım gruplardan biri yüksek lisans/doktora tezi yazanlar.
Tez yazmanın ders çalışmaya kıyasla kendine has zorlukları var. Bu zorluklardan ve en sık düşülen tuzaklardan bahsetmek istiyorum.
Bu çok uzun bir thread olacak ama tez yazan arkadaşlar çok şey öğrenecek. Evet iddialıyım. Hatta bu threadin şu ana kadar yazdıklarım arasında en iyilerinden biri olduğundan adım gibi eminim.
Çalışırken mola vermek gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ama ne kadar çalışıp ne kadar mola vermeliyiz? Mola sırasında ne yapmalıyız? Moladan sonra dönememe problemini nasıl çözebiliriz?
2/22 Çalışma ve mola süresiyle başlayalım. Bir çalışma blokunda ne kadar çalışmanız gerektiği birkaç şeye bağlı:
🔸 Mevcut dikkat süreniz
🔸 Genel enerji seviyeniz
🔸 Yaptığınız işin türü
3/22 Eğer hali hazırda dikkat süreniz ve enerji seviyeniz çok düşükse 5 dakikalık bloklar halinde çalışmayı dahi deneyebilirsiniz. Ancak her bir blokun en az 25 dakika civarı olması bu durumda bile dikkat sürenizi artıracak bir antrenman olma işlevine sahip.
Bu floodda uykunuzu düzene sokmanız için yapabileceğiniz şeylerden bahsedeceğim.
2/12 Sirkadyen ritminizi etkileyen iki ana faktör var: Vücut sıcaklığınızın gün içindeki değişimi ve Güneş ışığı alma şekliniz. Etkileyen diğer faktörler (çeşitli uyarıcılar, beslenme, spor vd.) bu flooda konu olmayacak.
3/12 İlk olarak vücut sıcaklığıyla başlayalım. Ortalama uyanma saatinizi biliyorsanız vücut sıcaklığınız bu zamanın iki saat öncesinde en düşük seviyesinde olur. Bu sıcaklık yavaş yavaş artar ve 8 saat kadar sonra en yüksek seviyesine ulaşır.
Uzun zamandır düzenli bir şekilde günlük tutmaya çalışıyorum. 1 yıldır düzensiz tutuyordum ama son 1-2 aydır hemen hemen her gün hem sabah hem de akşam günlük tutuyorum. Zihnimi toparlamamı en iyi sağlayan şey olduğunu fark ettim.
2/14 Bu floodda neden günlük tutmanız gerektiğinden ve sürekliliği sağlayıp tuttuğunuz günlüklerin iyi sonuçlar vermesi için neler yapmanız gerektiğinden kısaca bahsedeceğim.
3/14 Sabah tutulan günlük tutmak günün ilerleyen saatlerinde yaşayabileceğim aksilikleri öngörmemi, onlarla ilgili önlemler almamı sağlıyor. Günün gündemini belirlememi ve gerçekten öncelik verdiğim şeylerin neler olduğunu bana hatırlatıyor.
Hayatını tepeden tırnağa iyileştirmek isteyenlerin yaptığı en büyük hata temelleri gözardı etmek.
Hangi temellerden bahsediyorum? Beslenme, kan değerleri, uyku düzeni, spor gibi şeylerden.
Bunlar kişisel gelişimin en sıkıcı kısmını oluşturuyor. Bir yazma egzersizi ya da zihinsel bir teknik kadar heyecan verici değiller. Ama bütün egzersizlerin ve tekniklerin etkisini katbekat artırıyorlar. Neden?
Egzersizlerin ve tekniklerin etki edebilmeleri için karşılamanız gereken asgari bir fiziksel sağlık + beyin kimyası koşulu var.
Genelde erteleme davranışının bir duygudurum yönetimi problemi olduğu söylenir. Bir iş sizde bir şekilde endişe yaratıyor veya kötü hisler uyandırıyor. Siz de başka bir şeyler yapıp (mesela dizi izleyip) bu hissi bastırıyorsunuz.
Bu açıklama çoğu insan için doğru ama özellikle DEHBliler söz konusuyken eksik. Erteleme davranışı bizim durumumuzda genel olarak bir yönetici işlev problemi. Duygudurum yönetimi de yönetici işlevlerden biri ama resmin tamamı için diğerlerine de bakmak gerek.
Yönetici işlevlerden bazıları şunlar:
1. Planlama ve Önceliklendirme 2. Görev Başlatma 3. Organizasyon 4. Çalışma Hafızası 5. Dürtü Kontrolü 6. Esnek Düşünme 7. Zaman Algısı ve Yönetimi