Fenerbahçe'ye yönelik kitle medyası saldırısı kronolojisi için not tutanlar, bugünün tarihini ayrıca not alsın...
pek çok kez yazdığım gibi...
Fenerbahçe'nin değerlerine (başkan, TD, futbolcu, profesyoneller vs) yönelik kitle medyası saldırıları üzerine bir çalışma yürütüyorum... "Kitle medyasının saha sonuçlarına etkisi" başlıklı bir araştırma... 2013'ün son ayında başladı, sürüyor
ilk yıllarda, özellikle TD ve futbolculara yönelik "medya saldırıları"nı gün gün bir çizelge şeklinde arşivliyordum... bazılarını da paylaşıyordum... bir kalemden çıkan tıpkı metinler... yüzlerce tekrar... hatırlayanlar olacaktır...
araştırma ilerledikçe, yeni katılan uzmanların önerisiyle bu saldırıları görselleştirdim... takım kadroları veya TD'e saldırının tekrarlarının sayısal boyutu şeklinde... (makale yayınlandığında bu aşamaları görebileceksiniz)
görselleştirmeden amaç, algı manipülasyonunun boyutlarını analiz etmekti... hem TD hem de futbolcuların algılamasının nasıl etkilenebileceğini inceledik...
TD'e yapılan "baskı" karar verme sürecini etkilemeye dönüktü... futbolculara yapılan baskı sentetik stres tetikleyicisiydi
karar konusunda pek çok tanım var... bana en yalın gelen “alternatiflerin değerlendirildiği ve seçimin yapıldığı süreç” (Hambrick/Mason)... karar vericinin süreçte akılcı karar vermesi (stili); olayı nasıl algıladığı, oluşan duruma ve görevine yaklaşım şekli ile bağlantılı
eğer, karar verme sürecine etki edilirse; karar verici (vakamızda TD) normalde yapmayacağı hataları yapabilir... daha da önemlisi tekrarlayabilir... yanılgılarını, ön yargılarını doğru yorulayamabilir... sınırlı ve eksik bilgi ve zaman baskısı ile kalitesiz kararlar alabilir
karar verici, tutumunu doğru temeller üzerine oturtamayabilir... (tutum ögeleri olarak literatürde yer alan kavram) futbolcular için de geçerli... yaratılan "sentetik stres"in etkisiyle; antrenmanda kolaylıkla yaptığı hareketleri müsabaka yapamaz hale gelebilir
stres, zaten, baş edilmesi zor bir olgu... ancak çözümü de yok değil... araştırmamıza konu sentetik stres ise laboratuvarda üretilmiş virüs benzetmesine uygun... hedef alınan bireyi (TD, futbolcu) çaresiz bırakabilir... taraftarlarımız 6-7 yıldır buna canlı tanıklı yapıyor
hedef birey (futbolcu), stresin tetiklenmesi halinde (normal stres harici) fiziksel, zihinsel blokajlar yaşayabilir... yaygın tabirle yazmak gerekirse; 1 metre öteye pas atamayabilir, 1 metreden gol kaçırabilir, koordinasyonu kaybolabilir, donabilir... (mücadele etmedi tabiri)
bugün Büyük Önder Atatürk'ü yad etme; bize emanet ettiği ve kıymetini her geçen yıl daha iyi anlaşılan değerleri içselleştirme açısından önemli... "10 Kasım"ların hayatımızdaki yeri nedeniyle futbolla ilgili yazmak istemiyordum... ancak bugün çok ilginç kayıtlar ortaya çıktı...
sadece birisini dikkatinize sunmak istiyorum...
Teknik Direktörümüz Erol Bulut'a yönelik manipülatif veri paylaşımı...
(rıza inşasına dönük manipülasyonun daha net örneği az bulunur)
yapılan ne?
Erol Bulut'a yönelik algı manipülasyonu "sınırlı rasyonellik" şartlarında seçim yaklaşımına çok uyumlu...
TD Bulut bir şeye zorlanıyor...
ikna edilmeye çalışılıyor...
bir tutum değişimine itme durumu var...
bana göre tutuma dair en geçerli tanımlama “bireyin ilgili durum ya da nesnelere ilişkin tepkisi üzerinde dinamik ya da yönlendirici bir etki yapan, yaşantı içinde biçimlenmiş bir zihinsel ya da sinirsel hazırlık durumu” (Allport)
tutumun üç ögesi olduğu kabul ediliyor...
Bilişsel
Duygusal (duyuşsal)
Davranışsal
bu üç öge karşılıklı etkileşim halindedir... iç tutarlılık koşulu genel kabul görmüştür... tutarlılık olmaması birey için ağır bir yüktür... beyin acilen giderilmesi için zorlar, en son kilitler
bilgi değişiminin tutumda değişime yol açtığı biliniyor. (bilişsel öge) duyuşsal/duygusal değişim davranışlar için çok önemli olan güdülenmeyi etkilediği için bu öge de kritik öneme sahiptir. bu değişimler niyetle birlikte yorumlanıyor...
(en kısa açıklama bu)
bu bilgiler ışığında...
kitle iletişim araçları (yazılı, görsel, dijital vs) vasıtasıyla yapılan saldırıları (nitelik ve nicelik açısından) analiz ettikten sonra bilişsel/duygusal/davranışsal etkilerini hedef bireyin (TD, futbolcu) vücudunda işaretliyoruz...
hedef bireye yönelik saldırı eğer bilişsel açıdan etki edebiliyorsa başına/gözüne, duygusal ögeyi zayıflatma amacı varsa kalbine birer nokta koyuyoruz... (duygusal öge güçlüyse tutum olay kolay değişmez. o nedenle kalp yani duygular fazlasıyla hedef alınır)
bir davranışa (zihinsel/sinirsel) hazırlık varsa da mide kısmına nokta koyuyoruz... genelde futbolculara yönelik saldırılarda baş veya kalp kısmında morarma (aynı noktaya kırmızı fırça ile vuruş) olur...
Erol Bulut için gördüklerimiz sık rastlanan bir durum değil
buna nasıl cüret ettiler...
haber formunda paylaşılan tıpkı metinlerin (öfke, aşağılama) ve tercih edilen kelimelerin (itham) içerik analizi bize şunu gösteriyor...
hedef bireyi (Erol Bulut) çevreleyen atmosferin (taraftar) "kolay ikna olabileceği" medya mesajları üretilmiş
algı manipülasyonunda en kritik eşik, hedef grubun ikna sürecindeki rıza aşamasıdır... hedef grup içindeki bir kesimin, manipülatif veriyi kolayca kabul etmesi ve belleğine alması gerekir... (bu doğru, bence de böyle dedirtmek) yani şüphsiz, kesin bilgi gibi belleğe kodlanmak
bu cümleden şu sonuç çıkmasın:
bugün üretilen/yayılan/çoğaltılan/dağıtılan medya metinlerinde yazılanlar yanlıştır... hedef birey her konuda haklıdır... yazdığım bu değil... uyardığım konu; manipülatör bu virüslü veriyi nasıl "yıkım" için kullanacak?
Erol Bulut hakkında sadece bugün yayılan medya mesajlarının yansıması
Tutum değişimine yönelik yerleşimi
son bir uyarı...
lütfen "doğru" ile "gerçek" karıştırılmasın...
aralarında çok net ayrım vardır...
bir konuda dillendirilen 10 cümle doğru olabilir...
ancak gerçekle ilgisi dahi olmayabilir...
yazılanların bazıları doğruysa da "gerçek" ne?
ve "gözümle gördüğüme inanırım" demeyin
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
zaten finansal dar boğazda olan kulüplerin, pandeminin etkisiyle derinleşen mali krizi hafifletmek için en önemli çıkış planı yayın geliri... en son okuduğumuz "yayın krizi sona erdi" haberinin üzerinden neredeyse 120 gün geçti... bugün yine toplanmışlar...
@ajansspor a göre indirim kabul edilmemiş... (sanki ortada imzalı bir sözleşme yokmuş gibi... gerçi o sözleşmeyi göre de yok)
Kulüpler Birliği Başkanı Sepil koronavirüse yakalandığı için G Gümüşdağ kulüpleri temsilen konuşmuş "En son yaptığımız toplantıdan sonra mutabık olduğumuz kararı aldık ve TFF'ye ilettik. Sayın Özdemir de BeIN Sports'la görüşme yapacak" demiş
Hakkında gözaltı kararı çıkarılan diğer iş adamları arasında Aydınlı Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Faruk Kavurmacı, Eroğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, Güllüoğlu Baklavaları'nın sahipleri Faruk Güllüoğlu ve Nejat Güllüoğlu da var
son iki günde paylaştığım verilerle ilgili kısa bir açıklama yapmam gerektiğini düşünüyorum... (DM yoluyla gelen sorular nedeniyle)
liste oluşturmamın nedeni bağlantıları belirlemek... yani organizasyonun şablonunu çıkarmak... bu tür organizasyonlarda "köprü"ler olur...
yani
listeme aldığım yaklaşık 6000 kişi...
veya medyadan 400-450 kişi...
bunlar "3T Organizasyonu"na dahil demek değil...
daha doğrusu organik bağı var denemez...
bu benim ciddiyetime de yakışmaz...
böylesine gizli bir operasyonun bilgisi 6000 kişide olamaz...
var desem komik olur
3T operasyonunun 3T 2011'de başladığını düşünmüyorum
bugün itibarıyla sona erdiğini de... "cemaat"in başındaki iblis ve üyelerinin başat aktörler olamayacağını da müteaddid defalar yazdım...
FETÖ örgüt ismi ise tamam... PDY ile anlamlı
sırf cemaat kastediliyorsa bence yanlış
Rıdvan Dilmen, 21 Eylül 2020 akşamı yayınlanan %100 Futbol Programı’da pek çok isimden bahsetti… yayından sonra neredeyse bahsedilen her bir isim tartışıldı… birisi dikkatlerden kaçtı… pek üzerinde durulmadı…
“oval” gruptaki kişiler hakkında Erman Toroğlu, Ahmet Çakar, Serhat Ulueren, İbrahim Seten vb isimler gibi bağlantı bulmak da zordur… medya manipülasyonu konusunda detaylı bir analiz yapılmadan rolleri açıklanamaz…
böyle bitirmiştim...
bu konuya çok önem veriyorum...
çünkü bizim cephenin "3T Organizasyonu" konusundaki algılamasında bazı eksiklikler var... bu eksiklikler "ana tablo"nun yanlış anlaşılmasına yol açıyor... ve analizler yıllardır isabetsiz kalıyor...
Rıdvan Dilmen, 21 Eylül 2020 akşamı yayınlanan %100 Futbol Programı’da pek çok isimden bahsetti… yayından sonra neredeyse bahsedilen her bir isim tartışıldı… birisi dikkatlerden kaçtı… pek üzerinde durulmadı…
eğer bir mani çıkmazsa, yarın akşam bu konuyu yazmak istiyorum... (bugün için geç oldu, hem de yorgunum)
aslında bir açıdan kendime de sitem ettim...
çıban başı isimleri herkes biliyor...
aslında bu bir tür "bağlantı noktasındaki isimler"i işlemek gerekirdi...
3T haftasından sonra bu mecrada yazmaya başladım… 9. yıl bitti… 10. Yıla girdik… paylaşımlarımı geçmişten bu yana okuyanlar hatırlayacaktır…
sık sık bir “liste”den bahsederim…
“3T Operasyonu”nda muhtelif seviyelerde, farklı saiklerle yer alan kişilere dair bir liste…