Sabah bir kalktım site #BirBaşkadır konusunda yay-ler ve meh-ler arasında tam olarak ortadan ikiye ayrılmış. Bu noktadan sonra tartışmaya girilmez ama diziyi mutlaka izlerim. Her şeyden evvel Kuzey-Güney'in hatırı var. Teşekkürler ayrıca önerdiğiniz için.
Madem vakadır, ilgili tartışmalar açısından nasıl konuşulduğuna dair bir derlemeyi şurada biriktirmeye başlayalım. Katkıya açıktır elbette ki. Dönem sonunda güzel bir ödev çıkar burada birikecek malzemeden diye düşünüyorum:
6. Ekşi Sözlük'te son 3 günde 1000 civarı girişe konu olmuş dizi - ki bence dalga boyunu ölçmek için geçerli bir araç kanal burası. eksisozluk.com/bir-baskadir--…
*** Bu arada henüz yazıya dönüşmemiş ama Twitter zinciri olarak notlanmış değerli bulduğum yorumlar var. Onları da eklemek istiyorum. Sanıyorum zaten kamuya açık olarak paylaşıldığı için buraya eklemenin bir mahsuru olmaz.
11. Ercan Geçgin: Handiyse bir ders izlencesi sunuyor dizinin değinileri üzerinden. TR meselesi siyaset değil sosyoloji derken 19. notu özellikle önemli buldum. Ferdi Özbeğen bağının neden ve nasıl kurulduğunu diziden daha fazla merak ediyorum açıkcası.
12. Evren Balta: Genel olarak aktardığı çerçeveyi [bilakis diziyi tartışma hallerimizde dahi açığa çıkan] sancımızı betimlediği için değerli buldum. Fakat terapist koltuğunda başlayan bir diğer dizi "Bu Kalp Seni Unutur mu?" (2008) hatırlatmak isterim.
"Bu Kalp Seni Unutur mu?" dönemin açılım iklimine koşut olarak başlamış ve fakat bitirilememiş bir projeydi. Danışman listesine bakarsanız zaten nedenini anlamak çok da zor olmayacaktır. Sanırım #birbaşkadır konuşmak için bu "yüzleşme" kazasını hatırlamak gerekecek.
13. Yalnız not etmek gerekir ki tarihimizin en hızlı tüketilen malzemesi oldu. Pandeminin de etkisi vardır kuşkusuz ama bu durum da bir şeyler anlatıyor sanırım. t24.com.tr/video/netflix-…
YL-Doktora sonuçları açıklandıktan sonra sitede bir akış başladı. Ben de bir kaç email aldım sonuçlarla ilgili. Bu konuda bir kaç şeyi not etmek isterim:
1. Ortalama, ALES ve dil sınavları ağırlıkları nesnel bir kriter olarak notlamanın %75'ine tekabül ediyor benim bildiğim. Dolayısıyla sadece mülakat/kağıt üzerinde değerlendirme belirlemiyor sonuçları.
2. Doktoranın aksine YL başvurusunda genelde SoP (statement of purpose) ve RP (research proposal) tek bir dokuman olarak talep ediliyor - ki bu durumu biraz karmaşıklaştırıyor bence. Bu belge itinalı hazırlanmalı.
Mektup meselesine dair paylaşımla ilgili soruşturan başka mesajlar da aldım. Kibir konusunda bir savunma olarak değil ama tartışabilmek için şu iki düzlemi birbirinden ayırmak gerektiğini düşünüyorum:
(a) bir bildung olarak yüksek öğretim sürecinin "bizden" ve "sizden" kaynaklanan sorunları, (b) YL gibi oldukça prosedürel bir sürecin yönetilmesiyle ilgili [sizin hayrınıza] oldukça teknik hatalarına dair biraz farkındalık.
İşin (a) noktasını dilediğiniz gibi konuşalım ama (b) noktasına dair sizin kibir olarak algıladığınız bu gibi paylaşımlara dair not etmek gerekir ki: "siz" hayatınızın bir aşamasında bir aksiyon alıyorsunuz ama "biz" bulunduğumuz konumda onlarca aksiyonun toplamını görebiliyoruz.
Mevsiminde Kısa Hikaye: YL başvuruları için her işini son güne bırakan birey, referans mektubu meselesini de ciddiye almamıştır. Son gün arkadaş WA gruplarında "ACİLLLLL" diye mesaj atarak ne yapacağını, diğerlerinin ne yaptığını sorar.
Cevaplar umut verici, bilakis teşvik edicidir, "Aaa o zaten hep okulda," "hem herkese veriyor," "tabi tabi yaz hemen." Geç kalmış birey büyük bir şevkle bilgisayar başına geçer ve o WA grubunda dahi olmayan diğer geç kalmış birey kankisine de aynı gazı verir: "tabi tabi oluuum."
O kadar eminlerdir ki işin böyle döndüğünden attıkları e-postalar en son dört yıl önce tek dersini aldıkları hocayla daha geçen dönem seçmeli dersini almış yakınlıkta (lakayıtlıkta) haberleşir ve ertesi güne referans mektubu isterler.
Bizim alan için de son derece geçerli bir saptama/öneri. Ek olarak belirli bir konuda haber takip etme ve anlaşılır bir çerçeveden raporlama dilinde aktarma becerisini not ederim.
Britanya tarihinde ilk en çok satan antropoloji kitabı olan "Watching the English" kitabının yazarı Kate Fox yıllarca akademik yayınevleri için katalog özetleri yazmanın kitabın diline büyük katkısı olduğunu söylerdi.
Ben de yüksek lisansta yaptığım mülakatları kendim çözerken mülakat yapmayı [görüşmeciden daha az konuşmam gerektiğini] öğrendim diyebilirim. Ne kadar okursanız okuyun insanın kendi yaptığı bir görüşmeyi dinlemek de değil deşifre etmesi kadar değerli bir öğrenme yolu yok.
"Aşı yarışı insan bedenini bir laboratuvara çevirmişti. Umudumuz olan yerden daha karanlık bir kabusa uyandık. Virüs artık öldürmüyor ama bilinç-beden ilişkisini yeniden kurarak dönüştürüyordu. Salgın, bizden sonrakilerin evrim olarak açıklayacağı bir aşamaya geçmişti."
"It’s not just the lungs — the pathogen may enter brain cells, causing symptoms like delirium and confusion, scientists reported." [A scary scenario: We are at the doors of neurolution].
"Kırılganlıklarına karşın gıda tedarik zincirinin en önemli halkası göçmen tarım işçilerini ayakta tutmak için gösterdiğimiz bütün o çabanın yıllar sonra Mars'ta ilk tarlaları kurarken işimize yarayacağından habersizdik. Değişmeyen hala köle olmalarıydı."
📢 Ben de bölüm olarak 2015 yılından bu yana tekrar ettiğimiz şu hatırlatmayı paylaşayım [Evet bu düzeyde iş-çevirenler var maalesef]. ODTÜ ile ilgili sosyal medya hesaplarını şuradan teyit edebilirsiniz: metu.edu.tr/tr/sosyal-aglar. #yks2020