İnsanlar sıklıkla bir resmin binlerce kelimeden daha fazla anlam ifade edebileceğini söylerler. Bu cümle birçok resim için geçerliliğini korusa da, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa tablosu binlerce kelimeden çok daha fazlasını anlatıyor olacak ki
sanat eleştirmenleri ve tarihçiler de dâhil olmak üzere herkes hâlâ resmi anlamaya çalışıyor.
Louvre Müzesi’nde bulunan portre, dünyanın en bilinen, en çok araştırılan ve en çok ziyaret edilen eseri. Peki, bu araştırmaların sonuçlarında hangi gizemler bir sonuç buldu ya da sonuca yaklaşıldı?
Tabloda resmedilen kadın kim?
Leonardo da Vinci’ye poz veren kadının kimliği hala gizemini koruyor. Birçok kişi, resimde poz veren kadının 1479 yılında Floransa’da doğmuş bir İtalyan soylusu olan 24 yaşındaki Lisa Maria de Gherardini (aynı zamanda Lisa del Giocondo olarak da bilinir) olduğuna inanıyor.
Tablodaki kadının kimliği üzerine atılan fikirlerden bir diğeriyse tablodakinin Caterina Sforza olduğu. Başka bir teori ise resimdeki genç kadının Floransa yöneticisi Giuliano de’ Medici ya da Mantua’nın markizi (Markinin eşi anlamına gelir.
Marki ise Avrupa ülkelerinde kont ile dük arasındaki bir soyluluk belirtir) olan Isabella d’Este olabileceğini öne sürüyor.
Resimdeki kişinin kimliği konusundaki son ancak bir o kadar da önemli olan tahmin ise resimdekinin Leonardo da Vinci’nin ta kendisi olabileceği yönünde. Yüz yapılarındaki benzerlik de bu teoriyi güçlendiriyor.
Mona Lisa'nın gülümsemesi
Mona Lisa’nın esrarengiz, merak uyandırıcı ve son derece şaşırtıcı gülümsemesi, belki de da Vinci’nin yağlıboya resminin en gizemli unsurlarından biri. Beş yüz yıldan beri resimdeki kadının gülümseyip gülümsemediği üzerine tartışmalar yapılıyor.
Hatta bazıları, resimdeki kadının mutlu mu yoksa üzgün mü olduğu konusunda bile bir karara varamamış durumda.
Harvard Üniversitesi’nde profesör olan Margaret Livingstone, ‘düşük uzamsal sıklıklar’ sebebiyle ziyaretçiler portredeki kadının gözlerine baktığında bir gülümseme oluşuyor şeklinde bir açıklamada bulundu.
‘Duygu Tanımlama’ programları teknolojisinin gelişmesiyle birlikte Hollandalı araştırmacılar 2005 yılında bir araştırma gerçekleştirdiler. Araştırmanın sonucunda resimdeki kadının %83 mutlu, %9 iğrenmiş, %6 korkmuş ve %2 sinirli olduğunu buldular.
Bu araştırmaya rağmen birçok ziyaretçi resme baktığınız açıya göre resimdeki kadının surat ifadesinin değiştiğini belirtti. Resme yakından baktığınızda resim biraz çekingen görünürken uzaktan baktığınız zaman fazlasıyla neşeli bir hali var.
Gizemli kodlar
İtalya’nın Ulusal Kültürel Miras Komitesi, mikroskoplar ve resmin yüksek çözünürlüklü fotoğraflarında yaptıkları incelemeler sonucunda bazı numaralar ve sayıların varlığını keşfettiler.
Sanat tarihçisi Silvano Vinceti, Mona Lisa’nın sağ gözünde “LV” harflerini bulduğunu söyledi ve bunların Leonardo da Vinci’nin baş harfleri olduğunu belirtti.
Sol gözde ise pek de belirli olmayan “CE” ya da “B” harfi görülebiliyor. Arka planda bulunan köprünün kemerinde ise “72” sayısını görmek mümkün.
Tabii ki ressamın neden insan gözüyle görülemeyecek bir şekilde bu kodları resmettiği fazlasıyla merak uyandırıcı bir konu.
Gizemli köprü
Mona Lisa’nın arkasındaki müthiş manzara genellikle suratının göz alıcılığı sebebiyle hep göz ardı edildi. Bu sebeple arkadaki üç kemerli köprüyü bu zamana kadar görmemiş olabilirsiniz.
İtalyan tarihçi Carla Glori, kadının sol omzunun üstündeki köprünün Ponte Gobbo ya da Ponte Vecchio olduğunu ileri sürdü. Köprü, Kuzey İtalya’da, Piacenza’nın güneyindeki küçük bir köy olan Bobbio’da bulunuyor.
Glori’nin teorisi Vinceti’nin köprüye gizlenmiş “72” sayısı bulgularını takip ediyor. Glori, “72” sayısının 1472’de gerçekleşen yıkıcı bir sele atıfta bulunduğunu söylüyor.
Rahatsız edici bakış
Resmin nereden bakarsanız bakın size bakıyor oluşu bir bakıma olağanüstü olsa da bir taraftan da biraz rahatsızlık verici bir durum. Nereye giderseniz gidin, tablodaki kadının gözleri size bakmaya devam ediyor.
Üç boyutlu dünyamızda, yüzeyler üzerindeki gölgeler ve ışıklar bizim bakış açımıza göre değişiklik gösterir ancak bu, iki boyutlu yüzeylerde geçerli değildir.
Bu optik olgu, Ohio Üniversitesi tarafından tarif edilen ve bir görüntünün bakıldığı açı ne olursa olsun aynı görülebileceğini gösteren bilimsel bir kavramayla açıklanabilir.
Lenoardo da Vinci’nin tual üzerinde yaptığı ışık ve gölge manipülasyonu, resimde son derece değişik bir derinlik hissi yaratır. Rahatsız edici bakış da etkisini buradan almaktadır.
Portre arkasına gizlenmiş tablo
2006 yılında Mona Lisa üzerinde kızılötesi ve lazer görüntüleme kullanarak Kanada’daki bilim insanları, da Vinci’nin çizimlerini ortaya çıkardılar. Bu çizimlerde tablonun son halinden farklı el çizimleri de görülebiliyor.
Fransız mühendis Pascal Cotte, 2015 yılında benzer bir yöntem kullanarak değişik dalga boyundaki ışık ışınlarını resme yansıtarak geri yansıyan ışık miktarlarını ölçtü. Bu araştırmasının sonucunda ise bugün gördüğümüz Mona Lisa’nın arkasına gizlenmiş portreyi keşfetti.
Resmi bu kadar güzel yapan özellik ne?
Tarih boyunca Mona Lisa’nın portresi ‘zamansız bir güzellik’ olarak anıldı. Mona Lisa’nın bu ilgi uyandırıcı güzelliğini yalnızca bakışları ve güzelliğiyle sınırlandırmak fazlasıyla insafsız olacaktır.
Altın oran, dikdörtgenlerin uzunluk-genişlik boyutu ilişkilerinden elde edilmiştir ve insan gözüne en hoş görünen orandır. Bu oran aynı zamanda Leonardo da Vinci’nin tarafından “ilahi oran” olarak da adlandırılmıştır.
Tabloya hayali bir dikdörtgen yerleştirdiğinizde çenesi, kafasının üst kısmı ve burnu tam olarak aynı hizada bulunur. Mona Lisa’da bulunan bu altın oran ise tablonun neden bu kadar güzel göründüğünü açıklayabilir.
Mona Lisa tablosu bu kadar zaman geçtikten sonra bile hâlâ sanat camiasının en çok konuştuğu tablolardan biri.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
İzlandalıların Üçer Beşer Geçtiği Sümer Dini İle İlgili 20 Enteresan Bilgi
İki haftada 3 binden fazla İzlandalının, Sümer tanrılarına inanan Zuizm hareketine üye olduğuyla ilgili haberleri okumuşsunuzdur. Biz de bu noktadan yola çıkarak, Sümerler neye inanıyorlarmış, bir bakalım istedik. Ve araştırdık...
1. Sümerler, Mezopotamya’ya yaklaşık olarak M.Ö. 3500’lerden sonra gelmeye başlamıştır.
UYKULARINIZI KAÇIRACAK 11 ADET YAŞANMIŞ KORKU HİKAYESİ
Arkadaş ortamlarındayken veya tek başınızayken korku filmleri izlemekten ve birbirinize korku hikayeleri anlatmaktan hoşlanıyorsanız bu hikayeler tam size göre!
Okuduğunuzda tüylerinizi ürpertecek korku hikayelerinin tamamı gerçek. Bakalım bu hikayeleri okuduğunuzda evinizde rahat rahat oturmaya devam edebilecek misiniz?
Sherlock Holmes’ten Mike Hammer’a, Miss Marple’dan Kay Scarpetta’ya polisiye kurgunun sürükleyici öğeleridir dedektifler. Kimi sert ve kaba, kimi bilimin ve mantığın incelikleriyle yoğrulmuş bu karakterler öyle ya da böyle ilgi çekicidir.
Bazı gerçek dedektiflerin hikâyeleri de en az bu hayali kahramanlarınkiler kadar ilginçtir.
KARA PARA AKLAMA İŞİNİ İCAT EDEN AMERİKALI MAFYA BABASI:AL CAPONE
1899-1947 yılları arasında yaşayan İtalyan asıllı Amerikalı mafya lideri Al Capone, yaşadığı dönemdeki ABD yasalarından çok iyi bir şekilde faydalanarak gücüne güç katmış biri.
Al Capone; fuhuş, alkol kaçakçılığı, yasa dışı kumar gibi işlerden para kazanmış İtalyan asıllı Amerikan çete lideridir. Kendisi inkar etse de sendika haraççılığı yaptığı iddiası da vardır.(diğer yasa dışı işlerini inkar etmiyor, bu işlerin halk hizmeti olduğunu ileri sürüyordu.)
GERÇEKLEŞMİŞ VE GERÇEKLEŞMESİ MUHTEMEL SIMPSONS KEHANETLERİ
The Simpsons dizisinde geçen bazı toplumsal ve siyasi olayların bir kısmı 2020 yılı itibariyle gerçekleşmiş bulunuyor. Hatta animasyon serisindeki bazı olaylar 2020 yılından önce de gerçekleşerek büyük yankı uyandırmıştı.
Tüm dünyayı ilgilendiren bu olayların farklı bölümlerde net bir şekilde yer alması da insanları ister istemez tedirgin etti.
İnsan Eliyle Gerçekleştirilmiş En Büyük Felaket: Çernobil Faciası
1986 yılının baharında, Çernobil Nükleer Santrali'nde Reaktör 4'ün patlamasıyla bir kıyamet yaşandı. Dünya tarihinde, bugüne kadar insanlığın sebep olduğu en büyük felaket olarak bilinen olayın radyasyon etkileri maalesef hala sürüyor.
İtfaiyecilerle birlikte ölü sayısı daha da arttı. Sızıntılar, radyasyon hastalığına sebep oldu.