Thread by @CIHADRUHU313

Azerbaycan ve Türkiye'nin sarsılmaz dostluk ilişkilerini bu adamların attığı temele borçluyuz. Osmanlı ve Asya Türk devletleri çekişmesini bitiren Ittihat ve Terakki partisinin cihanşumul devlet vizyonudur. Vatansız İslamcılık Abdulhamit'in başarısız politikalarının devamıdır.

https://twitter.com/VahidQizilbash/status/1330482143663955968

Küresel Sulta sistemi İslam coğrafyasını sömürge haline getirmeye başladığı sıralarda ümmet içerisinde çesitli çözüm önerileri denendi. Doğunun çırpınan şahini Azerbaycanlı büyük düşünür Cemaleddin Esadabadi Efgani direniş meşalesini yaktı. İslam coğrafyasını karış karış gezdi.

Ayetullah Ensari'nin yönlendirmesiyle ümmeti uyandırmaya başladı. Ezber bozan bir yol izliyordu. Sorunlarla yüzleşip zamanı ve toplumları tanıyarak Islamı gelenekten geleceğe taşıyacak bir mefkure geliştirdi. Mezhebi kaygılara aldırmadı.

Yeri geldi Şii ulemayı İran'da örgütledi. Yazdığı mektupla Şii taklit mercii Mirza Şirazi'ye tütün fetvasını verdirdi. İngilizlerin İran'da belini kırdı. Yeri geldi Mısır'da el ezher'de adam yetiştirdi. Ihvan'ın temellerini attı. Yeri geldi Hindistan müslümanlarını örgütledi.

Afganistan'da başbakanlık yaptı. Rusya'ya hicret etti. Oradaki cedidcilik hareketini kuran büyük İslam alimi Rızaeddin Fahreddin etkiledi.Onun açtığı yol Musa Carullahlar, İsmail Gaspıralıları yetiştirdi.Rus emperyalizmine direnen damar oluştu.

Yeri geldi Avrupa'ya gitti farklı dillerde yayınlanan Urvetul Vuska dergisini çıkardı. Müslümanların ilk basın organı oldu. Dergiyi taşımak İslam ülkelerinde büyük bir suçtu. Aynı isimde müslüman coğrafyalarda direnen ve birbirleriyle bağı olan gizli bir teşkilat kurdu.

Yakın arkadaşı Muhammed Abduh Mısır müftüsı oldu. İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy onun talebesidir. Pakistanın manevi babası, kurucularından Muhammed İkbal kendini Şeyh Cemaleddin manevi oğlu olarak görür...

Tüm bunları yazarken mevzuyu ülkemizi ilgilendiren boyutuna getirmek istiyorum. 2 defa padişahların istekli davetleriye İstanbul'a geldi. Ilk gelişin Darulfünun günümüzdeki İstanbul üniversitesinin temelini attı. İstanbul'daki emevi sünnisi yobaz ulema onun hazmedemedi.

Istanbul'un aydın,alim zeki öğrencileri sürekli onu ziyaret ediyor ve fikirleri onlara adeta yeni ufuklar açıyordu. Yaptığı bir konuşmayı çarpıtarak iftira attılar. Halkta ciddi bir tepki oluşturdular. Ona hayranlık duyan Osmanlı veziri çok üzülerek İstanbul'dan gitmesini istedi.

Yıllar sonra 2. Abdulhamit tahta geldi ve Osmanlıyı kendi baskıcı ve saltanat yanlısı politikarıyla ayakta tutmaya çalışıyordu.Ümmetçilik fikrini ortaya attı. Ama pratikte sahada bunun karşılığı yoktu. Farklı diller ve kültürlerde olan halklar Osmanlıdan birer birer kopuyordu.

Abdulhamit'in İslam dünyasındaki ününden ve gücünden faydalanmak için Şeyh Cemaleddin'i İstanbul'a davet etti. Şeyh İstanbul'un sosyolojik yapısını iyi bildiğinden bunu kabul etmedi. O daha çok İran ve Mısır'dan ümitliydi. Ama ısrarlar sonucu İstanbul'a geldi.

Abdulhamit Nişantaşında ona bir konak tahsis etti. Evlendirmek istedi ama istihbari açıdan zaafiyet oluşturabilir diye Şeyh bunu kabul etmedi. Bu konuda paranoid denilecek düzeyde şüpheci olan Abdulhamit kasıtlı olarak ona bu teklifi yaptı. Kontrol altında tutmak istiyordu.

2 yıl boyunca İstanbul'dan İslam dünyasında tüm dostlarına mektuplar yazdı. Onları Osmanlı merkezli büyük bir İslam devleti kurmaya çağırdı. Ama Osmanlı'nın mevcut şekliyle ilerleyemiyeceğini söylüyordu. Ciddi bir modernleşmeye ihtiyaç vardı. Abdulhamit ona şeyhülislam ol dedi.

Ama kabul etmedi. Velayeti fakih'in şura modelini önerdi. Ümmeti Şii/Sünni büyük alimlerin yönetmesi gerektiğini, padişahlık sisteminin diktatörlül olduğunu ve müslümanların bu haliyle Osmanlıya biat etmeyeceğini söyledi.Bu yenilikçi fikirler Abdulhamit'in hoşuna gitmedi.

Onu ev hapsine aldırdı ve evine girip çıkanları takip ettirdi. İslam dünyasıyla mektuplaşmasını kesti. Abdulhamit Şeyhi kullanmak istedi ama başaramadı. Onun amacı kendi saltanatıydı ümmet değil... Şeyh'i İstanbul'un aydınları sürekli ziyaret ediyordu.

Milli şairimiz Mehmet Emin Yurdakul bunlardan biriydi. Ona millet olmadan ümmet olunamayacağını küresel sulta sistemine karşı güçlü bir Türk devleti kurulması gerektiğini telkin etti. Bu yönde şiirler yazmasını söyledi.

Beşiktaşta ortasınıf bir ailenin çocuğu olan Yurdakul yazdığı şiirleri Şeyh'iyle sürekli paylaşıyor onun telkinleriyle eserlerini oluşturuyordu. Cenge Giderken şiirini Şeyh'ine sunduğunda Seyyid Cemaleddin ona sizin asıl edebiyatınız budur demiştir.

Yurdakul her fırsatta onu rahmetle anmış ve beni o yoğurmuştur demiştir. Şeyh İttihat ve Terakki partisi ve Jön Türklerin temelini İstanbul'dayken atmıştır. Ev hapsindeyken zehirlenerek şehit edildi. Şeyhler mezarlığına gömüldü.

1944 yılında ilginç bir şekilde kabri Afganistan'a taşındı. Talebeleri ona yapılan haksızlıkları unutmadılar ve gün geldi Abdulhamit'i devirdiler. Artık Osmanlıyı ve ümmeti 1. Dünya savaşında onun öğrencileri savunuyordu.

Osmanlının vatansız İslamcılıkla ayakta kalamayacağını çok iyi gören Şeyh'in talebeleri Türklük bilincini halkta oluşturmaya başladılar. Yurdakul Türk Ocaklarının kurulmasına öncülük etti ve ilk genel başkanı oldu.

Türk Ocaklarının Kurucuları arasında Şeyh'in Fransa'dayken talebesi olan ve onu sürekli hürmetle anan Azerbaycanlı büyük devlet adamı, düşünür Ahmet AĞAOĞLU'da vardı. O Mehmet Emin Resulzadeyle Azerbaycan'ın kurulmasına öncülük etmiş ve

ermeni barbarlığına ve rus emperyalizmine karşı Difai Teşkilatını kurmuştur. Təşkilatın tarixi için bakınız.
az.wikipedia.org/wiki/Difai

Türk dünyasının mücadelesine adanan bir ömür: Ahmet Bey Ağaoğlu hayatı hakkında... 🇦🇿💕🇹🇷

Şeyh Cemaleddin'in talebesi Ahmet Ağaoğlu Türk Ocakları ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında çok önemli bir rol almış ve Atatürk'ün danışmanlığını da yapmıştır. Kızı Süreyya T.C ilk kadın avukatı Oğlu Samet Ağaoğlu demokrat partinin kurucularındandır.

Türk Ocaklarının diğer kurucuları arasında Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı olmakla beraber Müsavat Partisinin ilk lideri Mehmed Emin Resulzade ve 3 renkli bayrağımızı tasarlayan büyük düşünür
Hüseyinzade Ali Turan'dır.

Muhammed "Mehmed" Emin Resulzâde derki
"Beni Turancılıktan Azerbaycan milliyetçiliğine sevk eden Cemaleddin Afgani'dir." Türk Ocakları dergisinde Şeyh Cemaleddin'in "Vahdet-i cinsiye (ırkiye) felsefesi ve ittihad-ı lisanın mahiyet-i hakikiyesi" çevirip yayınlamıştır.

"Cemaleddin Afgani İslam alemini batılı emperyalist devletlerin sömürü, zulüm ve idaresinden kurtarmak için ömür boyu mücadele etmiş ülkü adamıdır.İslam dünyasının uyanışında büyük hizmetleri vardır."
M.Emin Resulzâde,Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurucusu
Kaynak:İran Türkleri s:105

Gelelim Azerbaycan'ın kurulmasına... Şeyh'in Türk talebeleri İttihat ve Terakki partisinde Osmanlıyı emperyalizme karşı savunurken Azerbaycan'daki talebeleri İslam dünyasında rol model de yeni bir devlet kuruyordu. Rus emperyalizmi bu devlete müsaade etmedi. Bakü'yü işgal etti.

Bu devletin sıradan bir ülke olmadığını fark eden küresel sulta sistemi hemen işe koyuldu ve işbirlikçi ırkçı ermenilerle Azerbaycan'da büyük katliamlar gerçekleştirdi. Çünkü bu devletin kadroları Şeyh'in talebeleriydi. Hedefleri şarkın ezilen halklarının kıyam etmesiydi.

Katliamlar sırasında Ahmet AĞAOĞLU İttihat ve Terakki partisinden Osmanlıdan yardım istedi. O güne kadar Şii Türklerle Sünni Osmanlı Türkleri arasında görülmemiş büyük bir yardımlaşma yaşandı. Enver Paşa kardeşi Nuri paşayı Kafkas İslam Ordusunu kurmakla görevlendirdi...

Nuri paşa ve Kafkas İslam ordusu Bakü'yü soykırımdan kurtardı. Savaştan sonra fahri temsilci olarak Ahmet AĞAOĞLU'nu seçti.Nuri paşa Azerbaycan'ın manevi kurtarıcısı olarak görülür ve halen halk arasında namı dillere destandır. Laleler şarkısı onun askerlerine ithafen yazılmıştır

Kafkas İslam Ordusu, Azerbaycan'a Böyle Yardım Etmişti...

Küresel Sulta sistemi, Azerbaycan'ı malesef işgal etti.Bu süreçte Şeyh Cemaleddin'in talebeleri Ağaoğlu ,Resulzade vs. İstanbul'a geldiler. Orada Türk Ocakları ve İttihat Terakki partisinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini attılar. Süreçteki mücadeleyi detaylandıracağım...

Gence Hanlığının kahramanı Cevat Han’ın torunlarından Hacıbaba Mehmetzade Rus işgalinden sonra İstanbul'a göç eder.1870’lerde Mahmutpaşa’da halı ticaretine başlaması sonrası aldığı Yıldız Han’ın 19.yy sonlarından itibaren Türkçülüğün önderleri daimi bir uğrak yeri haline gelir.

Yıldız Han artık İsmail Gaspıralı, Hasanbey Zerdabi, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçura, Yusufbeyli Nesib ve daha birçok Türkçünün daimi bir uğrak yeridir. Osmanlı hafiyelerinin takibinde bulunan Hüseyinzade Ali Bey’in 2 yıl boyunca Hacıbaba Mehmetzade tarafından Yıldız Han’da saklanır.

Bu isimleri araştırırsanız mekanın ve Mehmedzade'nin ne kadar önemli bir adam olduğunu göreceksinizdir. Hacıbaba Mehmetzade İstanbul'daki çevresine Hüseyinzade Ali Bey’i takdim eder ve süreç içerisinde Hüseyinzade Ali Bey İttihat ve Terakki Cemiyetinin kurularından birisi olur.

Cemiyet'in kurucuları: İshak Sükûti, Mehmed Reşit, Abdullah Cevdet, İbrahim Temo ve Hüseyinzade Ali'dir...

İttihat ve Terakki Cemiyetinin Azerbaycan'a yardımı tesadüfi değil aksine çok derin bir geçmiş ve vizyonun sonucudur. Şeyh Cemaleddin'in Nişantaşında cihanşumul devlet olma aşıkını ektiği gençlerin küresel sulta sistemiyle mücadele tarihidir.

İttihat ve Terakki Cemiyeti hakkında daha detaylı bir bilgi için bu floodu okuyabilirsiniz.

https://twitter.com/jxlhs/status/1095321057253343233

Ahmet Ağaoğlu Fransa'da okurken Şeyh Cemaleddin ile tanışır. Şeyh ona aslen İran Azerbaycan'ından bir Türk olduğunu söyler. Ama Maslahat gereği bunu gizli tutmaya çalışır. Ağaoğlu öğrencilik yıllarında Paris'ten İstanbul'a gelip giderken Yıldız Han'da konaklar.

Hacıbaba Mehmetzade ona adeta babalık yapar. Bu han halen Mehmetzade ailesinin mülkiyetindedir. Oğlu Kərim Məhmətzadə dilinden süreç hakkında detaylı bilgi için bakınız.
turan.az/ext/news/2019/…

Türkçülüğün İlk Fikir Önderlerinin Buluşma Noktası "Yıldız Han"
turan.org/turkculugun-il…

Gelelim Kurtuluş Savaşına ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna. Küresel Sulta sistemi Osmanlıya sevr antlaşmasını dayattı. Bu artık şarkın ezilen halklarının tüm savaşı kaybetmesi demekti...

Şeyh Cemaleddin emperyalizmin ve müslüman halkların kodlarını çözmüş, İstanbul için reçeteyi yazmıştı. "Güçlü bir Türk devleti" Onun talebeleri Türk Ocaklarıyla fikri mücadeleyi başlattılar. Bu fikriyat ile yetişen Osmanlı aydın,subay vs. sevr anlaşmasını kabul etmedi.

Küresel sulta sistemine karşı büyük bir mücadele verildi. Kurtuluş Savaşında Hindistan Müslümanlarından gelen yardımların Şeyh Cemaleddin'in Urvetul Vuska gizli teşkilatının rolü olduğu söylenir. Bununla alakalı araştırmalarımı sürdürüyorum...

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Şeyh Cemaleddin'in talebelerinin aktif rolleri oldu. Islahatlarda ve devrimlerde siyasi ve fikirsel olarak Atatürk'e destek oldular ve onunla Fikir ayrılıkları da yaşadılar. Bu süreci de detaylandıracağım...

Atatürk tarafından Türk Tarih Kurumunun başına getirilen ve Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar Türkü yazar ve siyasetçi Yusuf Akçura "Yeni Türk Devletinin Öncüleri" kitabından Cemaleddin Afgani kısmını ekliyorum... Bakın Şeyh hakkında neler diyor.

Atatürk'ün yakın danışmanı Yusuf Akçura Cemaleddin Afgani hakkında devamı...

Türk Ocaklarının ilk genel başkanı Milli Şairimiz Mehmet Emin Yurdakul'un Şeyh Cemaleddin Afgani ile ünsiyetine de Yusuf Akçura değinmiştir. Şeyh Cemaleddin'in büyük vizyonunu anlamak herkesin harcı değil... Millet olmadan ümmet olunmaz diyordu...

#Azerbaycan Bayrağı'nın fikir babası Hüseyinzade Ali Turan'dır. Şii bir mollanın oğludur. Kendisi ölümüne yakın Şii İran ajanı etiketlemesine maruz kalmıştır. Hüseyinzade Ali Bey, aynı zamanda Ziya Gökalp'ın Türkçülüğün Esasları'nı oluştururken etkilendiği en önemli isimdir.

Hüseyinzâde Ali Turan, Yusuf Akçura aynı karede.

Rusya'daki Müslüman ve Türk toplulukların haklarını savunmak için Cihan Harbi sırasında "Türk-Tatar/ Turan Heyeti (1915)

Hüseyinzâde Ali Turan aynı zamanda bir ressamdı.İmam Rıza'nın(as),Hz. Masume'nin(sa) kız kardeşi Bibiheybet Türbesinin de resmini çizmiştir.

"Bibiheybət məscidi"(1907),Əlibəy Hüseynzadə.Kətan, yağlı boya. Azərbaycan Dövlət İncəsənət Muzeyi. Material: kağız, sulu boya, ölçü 28x21

Bibiheybet Camii Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de bulunan tarihi bir Şii camisi.13. yüzyılda Şirvanşah II. Ferruhzad tarafından inşa ettirilen yapı,SSCB topraklarında dine karşı mücadele sırasında 1936 yılında Bolşevikler tarafından tamamen yıkılmıştır.

Günümüzdeki yapı 1990'lı yıllarda Əli Bəy Hüseynzadə / Hüseyinzade Ali Turan tarafından çizilen tablo esas alınarak yeniden inşa edilmiş olup eski caminin birebir kopyasıdır.

Bibiheybat kompleksinde caminin yanı sıra, Seyyid soyundan gelen Hemşire hanım gibi saygın kişilere ait mezarlar da vardır. Bu anıt, Azerbaycan'daki İslam anıtlarının en önemli örneğidir. Halen Azerbaycan'ı ziyaret eden yabancı heyetler camiyi ziyaret etmektedir.

Bibiheybet camisinde bulunan mezar kitabesi.

"Burada Muhammed'in soyundan, altıncı imam Cafer Sadık'ın torunu, yedinci imam Musa el-Kazım'ın kızı, sekizinci imam Ali er-Rıza'nın kız kardeşi gömülüdür."

Kutalmış oğlu Şah Süleyman türbəsi - Əli Bəy Hüseynzadə / Hüseyinzade Ali Turan. Anadolu Selçuklu Devleti'nin kurucusudur. Selçuk Bey'in oğlu Arslan Yabgu'nun torunudur.

Abbasi halifeliğini tanımayan, Anadolu'ya Şii valiler atayan Süleyman Şah'ın kabri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kendi sınırları dışında sahip olduğu tek toprak parçasıdır.

2015'te IŞİD'in tehdidi Suriye toprakları içindeki Süleyman Şah Türbesi’ne operasyon düzenledi. 1 askerimiz şehit oldu. Süleyman Şah Türbesi Türkiye sınırındaki bir başka Suriye toprağına nakledildi.

Kim bilir belki de bir gün Hüseyinzade Ali Turan'nın çizdiği bu resmi aynı Bibi Heybette olduğu gibi türbemizin yeniden orijinal haline kavuşması için bir ilham ve örneklik teşkil eder... ❤️

Hüseyinzade Ali Turan’ın küçük kızı Feyzaver Alpsar, Atatürk’le ilişkisi hakkında hatırlıyor:
“Çok yakın dost idiler. Konuşurdular, görüşürlerdi. Hatta Atatürk onu defalarla çağırdı, ancak babam yakın gitmedi.

Babam derdi ki, demokratik bir ülke için orda birkaç parti olmalıdır. Eğer böyle olmazsa ben mebus (milletvekili) olmam. Atatürk ise bunu kabul etmedi ve babam onun teklifinden imtina etti. Ancak onlar birlikte Türk Dil Kurumu’nda uzun müddet çalıştılar.”

Ahmet Ağaoğlu'nun oğlu Samet Babamın Arkadaşları eserinde Ali Hüseyinzade’ni “perde arkasındaki adam” adlandırır. Ali Hüseyinzade hakkında bundan da net ve mükemmel bir takdimat tasavvura getirmek mümkün değildir. Tüm ıslahatlara fikirsel danışmanlık yapmıştır.

Atatürk'e suikast girişimi olur. Bu süreçte eski ittihatçılar tutuklanır. Hüseyinzade'de bunlar arasındadır. Ancak olayla hiçbir ilgisi yoktur. Mahkeme sonunda aklanır. Mahkeme sürecini Samet Ağaoğlu bir kitabında şöyle anlatıyor...

"İstiklal Mahkemesi reisi bir ara çok hiddetlenmiş, ihtiyar doktorun (#HüseyinzadeAliTuran) yüzüne, "Sen Şiilik kokuyorsun!" diye bağırmıştı. O bu sözleri işitince şaşırarak "Ben mi, Ben mi?"diye kekeleyerek sustu."
Kaynak: Babamın (Ahmet AĞAOĞLU) Arkadaşları - Samet AĞAOĞLU s:84

Seyyid Cemaleddin'in talebeleri Mehmet Emin Yurdakul ve Ahmet Ağaoğlu (Agayev) Atatürk'e tek partiden çok partili demokratik bir sisteme geçmek gerektiğini telkin ederler. O da bu nu destekler. Bu 2 ismi Serbest Cumhuriyet Fırkası muhalefet partisini kurmakla görevlendirir...

Muhalefet partisi Serbest Cumhuriyet Fırkası'nı Atatürk bir süre sonra kapatma kararı alır. Bu ülkemizin başarısız bir demokratikleşme girişimidir. Çok ayrıntılı bir konu olduğu için ilgililer araştırabilir. Burada detaylandırmamız mümkün değil.

SCF’nin kurulması ile aralarında geçen münakaşa üzerine Ahmet Bey Gazi’ye; “Ben sizden ayrılmam” demiş, Gazi’nin; “Bana bitişik misin?” demesi üzerine Ağaoğlu; “Etinize kemiğinize bitişik değilim fakat ifade ettiğiniz manaya
bitişiğim” diyerek Gazi’ye bağlılığını dile getirmiştir

SCF’nin kapatılması üzerine Gazi’ye Ağaoğlu’ndan daha yakın olan Fethi Bey, Gazi’nin başından beri samimi
olmadığını, ikinci fırkayı sırf ülkedeki durumu anlamak ve halkın nabzını tutmak için kurdurduğunu, kendisinin de feda edilmeye karar verildiğini söylemesine rağmen

Ağaoğlu Gazi’ye güven ve bağlılıkta tereddüt göstermemiştir. 1933 üniversite reformu ile üniversite hocalığından ayrılan Ağaoğlu’nun,
Atatürk ile arası açılmıştır. Gazi’nin Ağaoğlu ile barışmak için Ağaoğlu’nun kızı Süreyya’yı araya koyması üzerine

Ağaoğlu: “Ben refikamı kaybetmenin üzüntüsü
içerisindeyim, istenildiği zaman okşanacak istenildiği zaman itilecek bir insan değilim, kimsenin önünde de eğilmem” demiştir.

Ağaoğlu Atatürk’ün ölümü üzerine hüngür hüngür ağlayarak, “O bir yanardağdı, bazen alev fışkırır bana da fışkırırdı ama güzel bir alevdi”… “Ben hayatta bu kadar ağır bir boşluk bu kadar ağır bir acı duymadım” demiştir.

Yine bu olay üzerine kızına yazdığı bir mektup da onun Atatürk’e bağlılık ve sevgisinin bir başka kanıtıydı. Mektupta iki kez büyük sarsıntı geçirdiğini, ilkinin eşinin ölümü, ikincisinin de Atatürk’ün ölümü olduğunu söylemektedir.

Genç Cumhuriyet kurulurken Enver Paşanın kardeşi Bakü fatihi Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa askeri tecrübelerini kullanarak İstanbul'da silah fabrikası kurdu. Filistin direnişi için mühimmat sağladı.Silah fabrikası kundaklandı.Filistin direnişinin ilk şehitlerinden oldu.

İkinci Dünya Savaşı’nın ertesinde, savaşa giren ülkelerin toparlanmaya çalıştığı, Birleşmiş Milletler’in oluşturulduğu, Batı Asya'da siyonist israil devletinin kurulduğu, Türk-amerikan ilişkilerinin geliştiği yıllardı…

2 Mart 1949’da İstanbul’da Sütlüce’deki bir silah fabrikasında büyük bir patlama meydana geldi. Kafkas İslam Ordusu Kumandanı Nuri Paşa’nın kurduğu Nuri Killigil Silah ve Mühimmat Fabrikası’nın yok olmasıyla birlikte, yerli üretim Türk savunma sanayiinin de sonu gelecekti…

Kafkas İslam Ordusu komutanı Bakü fatihi Nuri Paşa Birleşmiş Milletler ambargosuna rağmen Filistin direnişine mühimmat sağladı ve Filistin direnişinin ilk şehitlerinden oldu... Ruhu Şad olsun! 🇹🇷🇦🇿🇵🇸

TARİHİN SEYRİ…

14 Mayıs 1948: İsrail devlet olduğunu ilan etti. Arap-İsrail savaşı başladı.
14 Mayıs 1948: BM, İsrail’i tanıdı. Mısır, Suriye, Ürdün ve diğer Arap ülkelerine silah satışını yasakladı.
15 Mayıs 1948: Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak İsrail’e savaş açtı.

15 Mayıs 1948: Nuri Paşa, İsrail’e savaş ilan eden Arap ülkelerine ilk silah sevkiyatı girişimlerini başlattı.
1 Mart 1949: Türk girişimci Nuri Paşa Mısır’dan yüklü miktarda silah siparişi aldı.

2 Mart 1949: Nuri Paşa’nın Sütlüce’deki silah fabrikası havaya uçtu. 26 uzmanıyla hayatını kaybetti.
24 Mart 1949: Tam gövdesi olmadığı bahane edilerek Nuri Paşa’nın cenaze namazı kılınamadı. İmamsız defnedildi...
28 Mart 1949: Türkiye, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke oldu.

#BaküFatihiNuriPaşa Savunma Sanayii Kahramanı (NURİ KİLLİGİL) #NuriPaşa hayatı

Küresel Sulta sistemini Anadolu'dan kovan akıl Şeyh Cemaleddin'in güçlü Türk devleti mefkuresini kendine şiar edinen kadrolardır. Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın kurucu değerleri bunlardır. Emperyalizm darbeyi nereden yediğini çok iyi bildiği için kurucu değerlerimizi yıpratmıştır.

Bu akıl ırkıçı,faşist bir mefkure asla değildir. İttihatçıların Türklüğü asla ırki Türklük değildi.Aralarında Türkçü Arnavutlar da vardı. Şeyh'in millet olmadan,ümmet olunmaz dediği,vahdeti cinsiyye felsefesinin vücut bulmuş halidir.
Bu mefkureyi Ziya Gökalp şöyle özetliyor;

“Hatta ben olsaydım: Kürd, Arap, Çerkes;
İlk gayem olurdu Türk milliyeti
Çünkü Türk kuvvetli olursa, mutlak
Kurtarır her İslam olan milleti!”

Ziya Gökalp

Emperyalizm Türkiye'de Abdülhamitçi vatansız islamcılığı, bölücü kürt hareketlerini, vatansız marjinal solculuğu ve islamsız saldırgan türkçü anlayışları destekleyerek bizi kendine mahkum hale getirmeye çalışmaktadır. Pratikte başarı Şeyh'in ortaya koyduğu reçetedir.

Şimdi gelelim İran İslam İnkılabına... Şeyh'in İran'da ektiği tohuma... Yeniden uyanışın son 40 yılını İmam Humeyni'nin yapıcı eleştiri tavsiyesi doğrultusunda detaylandırmaya çalışacağım inşaallah.

Geçtiğimiz aylarda koronadan vefat eden Seyyid Hadi Hüsrevşahi ve İmam Humeyni... Hüsrevşahi Cemaleddin Afgani'nin Urvetul Vuska dergisini toparlamış ve farsça kitap haline getirmiştir. Bu kitap bir yayıncılık tarafından Türkçe'ye de çevrilmiştir. Ruhu şad olsun...

Hüsrevşahi Seyyid Cemaleddin'i kendine idol edinmişti. Allame Tabatabai - Prof. Corbin buluşmalarının kâtiplerindendi. İran İslam devriminin ve İslami Vahdet'in simge ismlerindendi... Onunla tanışma fırsatım olmadığı için çok üzgünüm.

Urvetul Vuskayı farsçadan Türkçe'ye çeviren kişilerin Seyyid Cemaleddin'in İstanbul'da mücadele ettiği vatansız İslamcı güruh olduğunu da belirtmeliyim. Kitabın Türkiye'de fazla etki uyandırmamasının sebeblerinden birisi budur. Asıl Türkçülerin çevirmesi ve okuması gerekiyordu...

Türkiye'de unutturulan, mezarı dahi yok edilen Seyyid Cemaleddin ismi İran İslam İnkılabıyla yeniden dünya gündemine geldi. Zamanın İslam devrimi heyecanıyla Türkiye'nin kurucu değerlerine düşman, emperyalizmi tanımayan vatansız islamcılar Seyyid Cemaleddin'i İran'dan öğrendiler.

Ama Abdülhamitçi damar olduğu için Şeyh'in İstanbul'daki faaliyetlerini görmezden geldiler. Şeyh'in güçlü Türk devleti tezi onların işine gelmiyordu. İran'da ki devrimi buraya ihraç etme gibi hayalperest bir rüyaya kapıldılar. İran'ı tanımıyorlardı ve süreç içerisinde döküldüler.

Hedefim amiyane tabirle ters bağlanan kabloloları düzeltmeye çalışarak fikirsel sapmaları belirtmek, Emperyalizmi tanımak ve ona karşı direnmek nasıl olmalı nacizane görüşümü sunacağım. Yoksa kahrolsun emperyalizm deyip ona hizmet edenlerden olabiliriz. Şuanki halimiz gibi!

Saat geç oldu devamı yarın inşallah. Geceyi Ali Şeriati'den bir sözle noktalayalım...

“Cemaleddin Afgâni bizim kendimiz,düşüncemiz, sorunlarımız ve çözüm yollarımızdır.Afgânî’yi tanımak, bu yüzden İslam’ı tanımak,Müslümanları tanımak, şimdiki zamanı ve geleceği tanımak demektir”

"..Artık Neceften ayrılmalıyım. Lübnan'a gitmem lazım. Şii ve Sünnilerin birlikteliği için çalışacağım. Seyyid Cemaleddin'in istediği gibi..."
Kayıp Imam Musa Sadr

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmını ekliyorum. Dikkatle okumanızı tavsiye ederim...

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmı
(S:17-20)

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmı
(S:21-24)

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmı
(S:25-28)

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmı
(S:29-32)

İran İslam İnkılabının banisi Şehit Ayetullah Murtaza Mutahhari'nin Son Yüzyılda İslamı Hareketler kitabından Cemaleddin Afgani kısmı
(S:33-35)

Kitabı temin edip tamamını okumanızı öneriyorum. Şeyhin tüm direnişçi öncüler üzerindeki etkisini detaylandırıyor. İlerleyen süreçte bazı noktaları daha da açmaya çalışacağım inşaallah...