Vebadan ölenleri taşıyan at Førnesbrunen'in hikâyesi

1378 sonbaharında Norveç'e ulaşan Kara Veba yüzünden çok fazla insan ölmüştü. İnsanlar vebanın kara saçlı, kara gözlü bir kadın olduğuna ve onun dağdan indiğine inanmaktaydılar.
Koltuk altında taşıdığı kara kaplı bir kitapta ölecek olanların listesi yazılıydı. Eğer kadın bir beldeye gelip, oturur ve kitabına bakmaya başlarsa çok fazla can kaybı olacağına, eğer basitçe göz gezdirip giderse o bölgede fazla ölüm olmayacağına inanılırdı.
Møsstrand, vebanın çok fazla can kaybına neden olduğu bir yerdi. Møsstrand'da bir kilise olmadığı için ölüler uzak bir yer olan Rauland'daki kiliseye taşınıyor ve oranın mezarlığına gömülüyorlardı. (Resimdeki kilise)
Ölülerin taşınması işini ise Førnes çiftliğinin zengin sahibine ait bir at olan Førnesbrunen yapıyordu. Bu kahverengi at öyle zekiydi ki bir süre sonra yolu çabucak öğrendi.
Ölüleri atın çektiği kızağa yatırıp serbest bıraktıklarında o gideceği yeri biliyor, ormanları ve bataklıkları aşarak doğruca Rauland kilisesine gidip yükünü boşalttıktan sonra Møsstrand'a geri dönüyordu.
Her seferinde kilisenin yakınındaki tepenin üzerine vardığında yüksek bir sesle kişniyor, onu duyan rahipler kiliseden çıkarak cesetleri ondan teslim alıyorlardı.
Bu zor iş zavallı atı çok fazla yıprattı, ölülerin çokluğu yüzünden gece gündüz sürekli çalışıyor,
bu yüzden de yeteri kadar beslenemiyordu. Sonunda bir gün kendi sahibini Rauland'a getirmek zorunda kaldı.
Tepenin başına geldiğinde acı acı kişnedi ve rahipler yine yükünü boşalttılar fakat Førnesbrunen bu kez Møsstrand'a geri dönmek yerine kilisenin etrafında gezinmeye devam etti. Rahipler onu kovsalar da gitmedi çünkü Møsstrand'da artık taşıyacak bir ceset kalmadığını biliyordu.
Çok geçmeden Førnesbrunen de öldü ve onun kutsal olduğuna inanan rahipler tarafından Rauland kilisesinin yakınlarında Hestedokken (Kutsal At) denilen yere gömüldü.
Eğer şarkıyı dikkatlice dinlerseniz ritmin Førnesbrunen'in ayak seslerine uyduğunu fark edersiniz. :)

Førnesbrunen
Førnesbrunen, Gangar

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Emrah Ece

Emrah Ece Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Trodlabundin

21 Jan
APTAL SARI KAAN (ALTAY MASALI)
Başlıktan anlaşılacağı gibi bugün size akılsız bir yöneticinin hikâyesini anlatacağım. :)
#bozkırhikayeleri #perşembehikayeleri #FolkloreThursday #FolktaleThursday Image
Bir zamanlar başı görklü, suyu tatlı yüce Altay'da Sarı Kaan adlı bir hükümdar yaşardı. Koyunları geniş vadileri doldurur, altınları yüksek tepeler gibi yığılırdı. Kaan zenginliği ne kadar çok ise aklı da o kadar az olan budala bir adamdı.
Öyle ki acı ile tatlıyı birbirinden ayıramaz, yiyeceği şeyi hizmetkârlarına “Bu acı mı yoksa tatlı mı?” diye sorardı. Sonra da kendisinin acı dediği şeye tatlı, tatlı dediğine acı diyenlerin başını kestirirdi.
Read 22 tweets
17 Dec 20
KAHRAMAN ÇOCUK BATUR "Nogay masalı"

Bu haftanın hikâyesinde gizemli cüceler, sır sahibi bilgeler, kahramanlar ve elbette macera var. Toplanın ateşin başına da anlatayım...
#bozkırhikayeleri #perşembehikayeleri #FolkloreThursday #folktalethursday #folktale #fairytale
Zamanın birinde çocuğu olmayan fakir bir adam karısı ile birlikte yaşayıp gidiyordu. Adamın tavlasında sütten kesik bir kısrak, bir iki çelimsiz tay haricinde bir de argımak atı vardı ki koştuğunda rüzgârlarla yarışırdı.
Adamın karısı bir gün ‘’Argımak atı koşumlayıp bana ver, ağabeyimin yurtluğuna gideceğim’’ dedi. Adam atını güzelce hazırlayıp karısını bindirdikten sonra onu yolculadı. Kadın at sırtında yolculuğuna devam ederken birdenbire sancısı tuttu ve karnı hızla şişmeye başladı.
Read 30 tweets
24 Jun 20
TÜRK, CERMEN / İSKANDİNAV MİTOLOJİLERİNDE ORTAK BİR MOTİF VE GOETHE'NİN ELFLER KRALI ERLKÖNİG'İ (FLOOD)

Mitolojinin ve hikâyelerin nereden gireceği, nereye çıkacağı, nerede tezahür edeceği hiç belli olmaz, gelin küçük bir yolculuğa çıkalım :) Image
Erlkönig Cermen mitolojisinde özellikle küçük çocukları kandırması ile bilinen orman ruhudur. Belki Wotan (Odin) ile de ilişkilendirilebilecek bu figür Elflerin kralı olarak bilinir. Ormandan geçen gençleri şehvet ve zenginlik vaadi ile kandıran dişi orman ruhlarının da babasıdır Image
Efsanenin asıl kaynağı bir Danimarka balladı olan Elveskud ile bağlantılıdır. Dört bakire perinin bir savaşçıyı dans etmeye ikna etmek için uğraştığı Elveskud'u anlatmayı başka bir güne bırakıp, Erlkönig hikâyesini şiirleştiren Wolfgang von Goethe'nin eserinden bahsedeceğim. Image
Read 20 tweets
1 May 20
YAKUT TÜRKLERİNİN BÜYÜLÜ SAVAŞÇILARI BOOTURLAR (FOOD)

Efsanelere göre Yakut Türkleri Ruslar gelmeden önce şamanların da yardımıyla kan tanrıçası İlbis Kıısa'na adanmış büyülü savaşçıları savaş sanatı ile yetiştirirmiş.
Savaşçı olarak yetiştirilecek çocuk yürümeye başlayıp ayak tabanları siyahlaştığında bir şaman çağırılıp dış görünüşüne bakılarak savaşçı olup olamayacağı belirlenir.
Şaman çocuğa bakıp kehanette bulunur, ‘’Bu çocuğu iyi yetiştirin, ondan bootur çıkacak’’ derse çocuk gizlice savaşçı olarak yetiştirilir.
Read 14 tweets
9 Apr 20
''Mezardan gelen adam'' (Başkurt halk hikayesi)

Sosyal mesafeyi koruyarak ateşin başına toplanalım, hikâye başlıyor!
Bu günden eski, eskiden yeni bir zamanda. Kurt dişinin yere değdiği, geyik boynuzunun göğü deldiği çağda. Başkurt ülkesinde birbirini çok seven delikanlı ile genç kız, evlenip yuva kurmuşlar.
Tanrı onlara bir evlat vermemiş fakat onlar yine de birkaç yıl boyunca birlikte çok mutlu yaşayıp gitmişler. Ta ki Günün birinde delikanlı, çaresiz bir hastalığa tutulana kadar
Read 32 tweets
19 Dec 19
''AVCI VE ORMAN RUHU'' (TUVA HALK HİKÂYESİ)
Hikaye başlıyor!
Dağlar yeşil libaslarını çıkarıp beyazlara büründüğünde, tamır suların yüzü buz tuttuğu kış başında Tuva’da sincap avlamanın çağı gelmiş demektir.
İşte böyle bir günde avcılar sincap avlamak için toplandılar fakat, bir tanesi geç hazırlandığı için avcıların buluşma yerine yetişemedi ve onlardan ayrı olarak yola düştü. Avlanmak için seçtikleri yer Şuurmak ormanlarıydı, bu mevsimde ormanın her yerinde kozalak toplayarak ++
Read 36 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!