Tebük'ün kuzeyinde Hicrî 2. asra ait Mahzumiye Kureşî'nin nesep silsilesinin bulunduğu bir kaya yazıt.
Yazıtın metni şöyle;
"Ben Abdullah b. Halid b. Abdullah b. Osmân b. el-As b. Vabsa el-Mahzûmî Allah'a Birr/İyilik (üzere olmayı) ve takvayı tavsiye/vasiyet ederim.
Allah beni ve Müminleri ..."
Kardeşi Attaf b. Halid b. Abdullah b. Osmân b. el-As b. Vabsa el-Mahzûmî (ö.79/795) muhaddis olup Leys b. Sa'd'dan hadis rivayet edenlerdendir.
(Zehebi, Siyer, VIII, 138.)
Leys b. Sa'd'dan, hadis rivayet edenlerin hemen tamamının, Kütüb-i Sitte müellifleri ile Ahmed b. Hanbel'in hadis naklettiği kimseler arasında yer alması dikkat çekicidir.
(İbn Hacer, er-Rahmeıü'l-gaysiyye, s. 96-98.)
Kureyş’in en itibarlı kollarından biri olan MAHZÛM (Benî Mahzûm)
بنو مخزوم
Lüey b. Gālib b. Kureyş soyundan olup Kureyş kabilesinin on kolundan birini oluşturur. Mekke’de ekonomik ve siyasî açıdan iyi bir konuma sahiptiler.
VI. yüzyılda çok güçlenmişlerdi ve isimleri bazan Kureyş’in müterâdifi gibi kabul ediliyordu. İslâmiyet’in gelişi esnasında bu özellikleri devam etmekteydi.
Resûlullah'ın ﷺ davetine ilk yıllardan itibaren icâbet edenler arasında Mahzûmoğulları’na mensup sahâbîler de vardı.
Ebû Seleme ve hanımı Ümmü Seleme, Erkam b. Ebü’l-Erkam, Seleme b. Hişâm, Hişâm b. Ebû Huzeyfe ve Ayyâş b. Ebû Rebîa bunlardandır. Erkam b. Ebü’l-Erkam evini davet merkezi olarak Resûlullah’a ve müslümanlara tahsis etmiş,
İslâm tarihinde Dârülerkam diye anılan bu ev ilk eğitim kurumu sayılmıştır.
Suriye’deki bir ailenin Mahzûm adını taşıması günümüze kadar bu kabilenin varlığını devam ettirdiğini göstermektedir.
İFK HADİSESİ
Adını, Kur’an’daki olaya ilişkin âyetlerde (en-Nûr 24/11-22) iki defa geçen (en-Nûr 24/11, 12) ifk kelimesinden alır. İfk “iftira, en kötü ve en çirkin yalan” demektir. İfk, Kur’an’da ayrıca iki yerde (el-Furkān 25/4; Sebe’ 34/43) sözlük anlamında geçmektedir.
İftiraya yol açan ve hemen hemen bütün kaynaklarca Hazreti Âişe’den aynı şekilde nakledilen hadise şöyle gelişmiştir:
Bilindiği üzere münafıklar, bir sefer dönüşünde Hazreti Âişe Validemiz hakkında ağır bir iftira ortaya atmış ve
sistematik bir şekilde bu iftirayı Müslümanlar arasında yaymışlardı.
Öyle ki bazı samimi Müslümanlar bile kitle psikolojisiyle bu akıma kapılmaktan kurtulamamış ve onlar da sağda solda münafıkların söylediklerini söylemişlerdi.