1️⃣ SEMİH’İN SUÇU NE?

1- 21 Haziran 1993’te Malatya’da dünyaya geldi. Babası tanınan bir ticaret erbabı, annesi ev hanımıydı. İlkokulu, ortaokulu liseyi başarıyla bitirdi.
“Büyüyünce ne olacaksın?” diyenlere hep aynı cevabı verdi;
-Asker olacağım dedi.
2️⃣ Kimsenin meslek seçimine de hayallerine de karışmasına izin vermedi.
Sık sık asker olan akrabasını ziyaret etti, uzun uzun kıyafetlerini seyretti, fotoğraflar çekildi.

“Bir gün ben de asker üniforması giyeceğim” dedi.
3️⃣ Dediğini de yaptı.
Çocukken kurduğu hayaline ilk adımı 18 yaşında; Balıkesir’de Kara Astsubay Meslek Yüksek Okulu’na başlayarak attı.
Okulu bitirdi, çakı gibi Jandarma Astsubay oldu.
4️⃣ Her yurtsever asker gibi canını ülkesine feda etmeye hazırdı ama sonu belirsiz bir karanlığa girdiğinde yapayalnız kalacağını bilmiyordu.
22 yaşındaydı Semih.
Rize’de görev yaparken annesinin kanser olduğunu öğrendi önce...
5️⃣ Hemen izin aldı, arabasına bindiği gibi Malatya’nın yolunu tuttu.
Ailesini bir daha göremeyeceğini hatta seslerini bile duyamayacağını,
üniformasını son kez giydiğini bilmeden çıktığı yol onu Tunceli’ye getirdiğinde takvimler
17 Eylül 2015’i gösteriyordu...
6️⃣ Pülümür yolunda PKK’lılar aracını durdurdu.
Sivildi Semih ama askeri kimliği de yanındaydı silahı da…
O an ne hissetti kimse bilmez…
Tam bin 498 gün önce aracını ateşe verip, kopardılar Semih’i sevdiklerinden.
7️⃣ O dönem Malatya Ticaret Borsası’nın Başkanıydı babası. Sadece oğlu Semih için değil, aralarında polis ve erlerin de bulunduğu, PKK’nın kaçırdığı 12 can için çalmadık kapı, aramadık insan bırakmadı.
8️⃣ Ne TSK’dan ne Cumhurbaşkanından, ne Başbakandan ne de bakanlardan bilgi alabildiler.
Sanki Semih hiç yaşamamış gibi, devletin askerinin hiç kıymeti yokmuş gibi..
9️⃣ Yüreklerini ferahlatan haber tam 105 gün sonra yılbaşı gecesi geldi.
PKK’nın yayınladığı bir video ile oğullarının yüzünü gören aile “En azından yaşıyor” diye teselli buldu.
Yorgun ama dimdikti Semih.
1️⃣0️⃣
Kanserle mücadele eden annesinin ağlayarak izleyeceğini biliyordu çünkü.
Kendini tanıttı, devletten kendilerini kurtarmayı beklediklerini söyledi.
Aynı video PKK’nın kaçırdığı diğer asker ve polislerden de geldi.
1️⃣1️⃣
Aileler yeniden toplandı, çağrı yaptı, TBMM’ye gitti, yalvardı…
Semih’in kız kardeşi Malatya’ya gelen Tayyip Erdoğan’a ulaştı.
Çıktı karşısına “Kardeşimi ve kaçırılan askerleri kurtarın ne olur” dedi.
“Yapabileceğim bir şey yok, sabredin” cevabı aldı.
1️⃣2️⃣
Sanki herkes ağız birliği yapmıştı.
Çalınan her kapı ‘sabır’, ‘sabret’, ‘sabredin’ ile kapandı.
Velhasıl, ne sevgilisinden şiddet gören Sıla kadar, ne de Acun’dan boşanan Şeyma kadar gündem oldular.
1️⃣3️⃣ Herkes sustu, unuttu.
Sanki Semih hiç yaşamamış gibi, sanki PKK’nın elinde 12 canımız yok gibi…
1️⃣4️⃣ Dile kolay, 3 yıl geçti.
Ne siyasiler ağızlarına aldı ne de basın yazdı çizdi.
Ve PKK 5 ay önce Semih’in bir videosunu daha paylaştı.
1️⃣5️⃣
“Ben Semih Özbey. 21 Haziran 1993 Malatya doğumluyum. 17 Eylül 2015 tarihinde alındım. Yardımcı olacak herkesten yardım bekliyorum. 3 yıldır buradayım. Bizim için çabalanıyor mu, bir çaba var mı bilmiyorum. Bizim için mücadele etsinler” dedi.
1️⃣6️⃣ Bugün tam bin 498 gün geçti.
Bir anne evladını 22 yaşında bıraktı, sarılamadı, koklayamadı, öpemedi…
“Ölmedim, iyileştim seni bekliyorum” diyemedi.
1️⃣7️⃣ Tam bin 498 gündür 12 canımız PKK’nın elinde. Açlar mı, susuzlar mı, nerede tutuluyorlar belli değil.
Ne Alman’ın gazetecisi ne de Amerika’nın rahibi kadar pazarlık konusu oldular.
Hatta konu bile olmadılar.
Sanki hiç yaşamamışlar gibi…
1️⃣8️⃣ Velhasıl..
Acun ve Şeyma’nın ayrılığı kadar konuşulur mu ya da Devlet Bahçeli af için bastırdığı kadar 12 canımız için bastırır mı bilmem.
Semih’in ailesinin tüm siyasilerden ricasıdır bu;

“Evlatlarımızı istiyoruz biz!”
1️⃣9️⃣ 3,5 yıl önce yazmıştım bu köşe yazısını. Semih’in kardeşi Beyza’nın

“Abla kimse sesimizi duymuyor ne olur yardım eder misin?” diye yazdığı mesajla haberdar olmuştum ben de.
2️⃣0️⃣ Askerlerlerimizin kaçırıldığı haberleri vardı ama döndükleri haberi yoktu. YouTube’da PKK’nın yüklediği videoları vardı ama o bile haber olmamıştı. İnanamamıştım. Tanıdığım ne kadar gazeteci ne kadar siyasetçi varsa haberdar ettim.
2️⃣1️⃣ Gazeteci Saygı Öztürk ve İYİ Parti Milletvekili Lütfü Türkkan’dan başka kimsenin umurunda olmadılar. Öztürk köşesinde yazdı, Türkkan ‘Semih’in suçu ne?’ yazımı Meclis’te okudu. @saygi_ozturk @LutfuTurkkan
2️⃣2️⃣ Aradan 9 ay geçti. Semih ve kaçırılan diğer askerlerin mektupları geldi bu kez. Hepsi annesine, babasına, sevdiğine seslenmişti yine. 29 Mayıs 2019’da yeniden yazdım.
👇
2️⃣3️⃣ Semih’in annesi ve kardeşi Beyza’yı YouTube kanalıma aldım. Onlardan dinledim, sesimizin duyulması için o videoyu da gerekli kişilere gönderdim. OL MA DI!

2️⃣4️⃣
2️⃣5️⃣
Şimdi yazacaklarım başıma ne iş açacak bilmiyorum. Doğrusu umurunda da değil. Gazeteci büyüklerim (!) “Devlet terörle pazarlık yapmaz Yeliz. Boşuna uğraşma” demişti.
2️⃣6️⃣Bu kadının gözlerine iyi bakın!
2️⃣7️⃣
Devlet, teröristleri dağdan davulla zurnayla indirip, çadır mahkemelerde ‘pişmanım’ diyen herkesi salıverdiğini yaptı o pazarlığı.
Kapalı kapılar ardında görüşerek, İmralı’ya feribot turu düzenleyerek, Öcalan’ın mektubunu mitinglerde okutarak, el ele halay çekerek..
2️⃣8️⃣
Sanatçıları, sözde aydınları barış elçisi gibi ‘akil insan’ kılığında il il dolaştırarak, kırmızı bültenle aranan Öcalan’ın kardeşini TRT’ye çıkartarak..
2️⃣9️⃣
Ne İstanbul’u kaybettiğiniz kadar üzüldünüz ne de Ankara kadar dert ettiniz kendinize! Tam 6 yıldır bu askerler için ne yaptınız da şimdi utanmadan “Şehidimiz var” diye yazıp çiziyorsunuz?
3️⃣0️⃣Kaçırılan askerlerimiz ABD’nin papazı, Almanya’nın gazetecisinden daha mı değersizdi? Semih’in suçu neydi bilmem ama katilini biliyorum!
3️⃣1️⃣ İki satır yazı yazdıramadığım, iki dakika haberlerde yer verdiremediğim gazeteciler, kanallar, vekiller şimdi yazıp çiziyor utanmadan!
Sayfaya kan bulaştı beyler bayanlar.. Sizi hiçbir şey temize çekmez artık!
3️⃣2️⃣ Üç maymunu oynayan herkesi vicdanıyla baş başa bırakıyorum..
Olmadı, yapamadım.
Ailesini aramaya bile utanıyorum. Çok üzgünüm..
3️⃣3️⃣Bunlar da Semih’in ve diğer askerlerin son mektupları..
Bizi yalnızca AKP isterse bırakacaklar..” diyor. Okuyun..
Bu da Semih’in sık sık ziyaret edip kıyafetine hayran olduğu asker akrabası ile fotoğrafı.
3️⃣4️⃣Buyurun..Cevap bile verilmemiş ! @CHPMuratBakan
3️⃣5️⃣Kendi adıma vicdanım rahat ama çok üzgünüm. Daha ne yapabilirdim bilmiyorum. Her fırsatta “1’i polis 12 askerimiz PKK’nın elinde kurtaralım” dedim ama olmadı, tek başıma bu kadar yetebildim.
Daha fazlasını yapamadığım için hepsinden özür diliyorum..

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Yeliz Koray

Yeliz Koray Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @YelizzKoray

12 Feb
1️⃣Sevgili @avcahitozkan
“Yeni anayasa yüz yıllık serüvenin ardından yeniden kuruluş anayasası olacak” demişsiniz.

Biz onu; sefalet içindeki Kara Fatma, emekli maaşını şimdilerde vergiden kaçınmak için kullanılan Kızılay’a bağışladığında,
2️⃣ 2- Adalar için ses çıkartamadığınız Yunanlıları Anadolu’dan 4 günde temizlediğimizde,
toplanmasına karşı gelenlere sahip çıktığınız Kuvayi Milliye’yi topladığımızda,
3️⃣ güzellemeler yaptığınız ‘hoca efendiler’, ‘cemaat’ adında hainler yetişmesin diye Tekke ve Zaviyeri kapattığımızda,
En güzel kariyeri annelik” dediğiniz, uzaya gitmeyi ‘bile’ ile layık gördüğünüz kadınlar uçak kullandığında,
Read 9 tweets
29 Jan
1-Kayserili genç çiftçi Ömer Dede, yıllardır hayvan içme suyu sorununu belediye,kaymakamlık,valilik ve vekillerle çözemeyince “Ben bu ülkenin vatandaşı değil miyim? Derdimi Japonya mı çözsün?” diyerek derdini Japon Büyükelçiliğine yazdı. Japonlar Dede’yi büyükelçiliğe davet etti.
2- Yıllar önce Erciyes’ten kendi imkanlarıyla hayvanlarına su getiren Ömer Dede’nin borularını Orman İşletmenin greyderleri ezmiş. ‘Zarar karşılanacak’ denilse de karşılanmayan çiftçi, kendi imkanıyla 45 bin TL verip boru almış ama bu kez ‘Ebatları mevzuata uygun değil’ denilmiş
3- Dede, “O halde siz yapın. Çünkü siz kırdınız” dediğinde bu kez çiftçiden yapılacak işin masrafını karşılaması istenmiş. KASKİ, Kayseri Orman Müdürlüğü, valilik, bakanlık, vekiller.. Çalmadık kapı bırakmayan çiftçi, destek beklerken köstek olan yetkililere kızmış..
Read 7 tweets
27 Jan
1- Diyor ki “Z kuşağına anlatın kuyrukları, sıraları, batırılan paraları..”

Anlatalım..

Sevgili Z kuşağı, 20 yıl önce askıda ekmek yoktu. İnsanlar ucuz ekmek sırasına girmiyor, siyasiler de halk ucuz ekmek almasın diye kırk dalavere çevirmiyordu.
2- Evet hastanelerde sıra vardı ama devlet kendi hastanesini kendi yapıyor, yandaş müteahhitlerine, halkı hasta garantisi gösterip hazineden milyarlar aktarmıyordu.
3- Siz doğmadan önce gitmediğimiz hastaneye, geçmediğimiz köprüye, bilmediğimiz uçağa, girmediğimiz tünele para ödemiyorduk.
Read 19 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!