1980 yılında Almanya’nın kuzeyindeki Niedersachsen (Aşağı Saksonya ) eyaletinin Papenburg kentindeki Mayer Werft tersanesinde inşa edilen M/S Estonia Feribotu 28 Eylül 1994 tarihinde Baltık Denizi’nde batar.
Estonya’nın başkenti Tallinn’den İsveç’in başkenti Stockholm’e giden 989 yolculu feribottan sadece 137 kişi kurtulur, 852 yolcu boğularak yaşamını yitirir.
Denizcilik tarihinin en büyük facialarından birisi olan kazada irdelenmesi gereken çok şey vardır? Feribot kıyıya yakın bir mesafede sert dalgalar nedeniyle gece yarısı 00.50’de su almaya başlar. Sular 50 santim yüksekliğine ulaştığında yan yatar.
Bir saat boyunca yükselen sular sonrasında ağır ağır yan yatarak 01.50’de batar.
Kafaları karıştıran sorun da buradadır.
Ölenlerin büyük çoğunluğu çok iyi yüzme bilmesine rağmen nasıl oluyordu da bu şekilde can vermiştir? Neden insanların çoğunluğu kurtulmak için bir çaba içine girmemişlerdir?
Kaza sadece teknik olarak uzmanlar, yetkililer ve gemi mühendisleri tarafından değil, aynı zamanda kazada ölümlerin nedeni açısından davranış psikolojisi uzmanlarınca yıllarca incelenir.
Facianın sebeplerini araştıran insan davranışı psikolojisi uzmanları kazada ölenlerin neden kurtulamadıklarını araştırır. Kazadan kurtulanlarla, ölenlerin aileleriyle, arkadaşlarıyla, yakın çevreleriyle görüşülüp geçmişleri incelenir.
Uzun incelemeler sonucunda ortaya şöyle bir tablo çıkar: Su miktarının artmasıyla birlikte tahliye işlemi başlar. Ancak bine yakın yolcudan sadece 137’si su almaya başlar başlamaz hemen feribotu terk eder.
Geri kalan 852 yolcu ise gemi kaptanının “panik yapmayın dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine kanarak su boşaltma işlemini izler. Sular yükselip gemi ağır ağır batmasına rağmen yolcular gemiyi terk etmez.
Bir saat sonra feribot tamamen yan yatarak sulara gömülür. 852 yolcu feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmelerine rağmen son saniyeye kadar batışı izler.”
Bu çarpıcı vaka literatüre ve psikoloji kitaplarına “Estonya Feribotu Sendromu” olarak geçer.
Kaynak: birgün
Instagram hesabımıza sizleri de bekliyoruz orada da buradakilerle birlikte farklı ve güzel etkinliklerle beraber sizlerin yanında olmaya çalışacağız takip ederseniz seviniriz instagram.com/esrarengizdurum
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Atatürk'ün, Nahçıvan ile Komşu Olabilmek Adına Cebinden Para Vererek Satın Aldığı Toprak
Mustafa Kemal Atatürk'ün nasıl bir stratejik deha olduğunu bir kez daha ortaya koyan anektod.
Aslında hiç önem vermediğimiz bir yerdir Nahçıvan. Bilmeyenlere söyleyelim, Azerbaycan'a bağlı özerk bir bölgedir fakat bu ülkeyle fiziki bağlantısı olmayıp Türk Devletleri arasında Türkiye ile kara sınırı bulunan tek toprak parçasıdır.
Ayasofya’nın İkinci Katında Çatlak Sanılan Esrarengiz Viking Yazısı
Tüm antik çağ boyunca yapılmış olan ibadethanelerin en görkemli ve uzun ömürlülerinden kabul edilen İstanbul Ayasofya’da, hünkar mahfeline çıkarken görülen bazı garip çizikler uzun yıllar kimsenin dikkatini çekmemiş, bunlar doğal çatlaklar sanılmıştı…
Ancak yapılan incelemede bu çiziklerin aslında eski Viking yazısı olduğu anlaşıldı… gerçek şuydu ki 9. yüzyılda Ayasofya’yı ziyaret eden ve çok etkilenen Viking komutanı Halvdan, bu çiziklerle kalıcı bir kitabe oluşturmuştu.
Yunan mitolojik tanrılarından, Hitit ve Sümerler'den hatta meşhur Mısır tanrılarından bile önce şu an anadolu dediğimiz yerde yaşayan insanlar, dini inançlar geliştirmişlerdi. Bu dinin merkezi Şanlıurfa’nın doğusundaki Göbeklitepe denen yerdi.
Kadim anadolu toprakları sadece günümüzde değil, binlerce yıl öncesinde de birçok topluluğa ve kültüre ev sahipliği yapmıştı.
Kısaca NLP nedir?: NLP Düşünce süreçlerinin nasıl işlediğini inceleyen ve olumlu-olumsuz düşüncelerin hızlı değişimi için yöntemler içeren bir teknikler bütünüdür.
NLP Göz Erişim İpuçları Nedir?: Şimdi hemen evinizdeki birisinin yanına gidip şu soruyu sorun, örnek olarak annenize sorduğunuzu varsayalım; Anne eski oturduğumuz evde kaç pencere vardı? Annenizin gözlerine bakarsanız, hemen sol yukarıya gittiğini görebilirsiniz.