İDEOLOJİK KABUSUN ADI:"FAŞİZM"-BÖLÜM-1
1-Son yıllarda Türkiye'de sağcısı,solcusu,liberali etnisitecisi hemen herkesin konu milli hassasiyetler olduğu zaman bunlara biraz vurgu yaptığınız zaman sizi direkt suçladıkları ve üzerinde birleştikleri bir argüman var:"FAŞİSTLİK"
2-Şimdi tabii bu çevrelerin büyük çoğunluğu Faşizm=Hitler zanneden, Faşizmin tarihsel arka planından, gelişiminden,toplumsal uygulama alanlarından ve bu kavramın kompleks yapısından bi haber arkadaşlar oluğunu da buraya ekleyelim...
3-Ama tabii "Bu ülkede her şey olunup rezil olunamadığı" ve günümüz konjonktürel şartlarında bu "Arkadaşların" arkalarında ciddi bir de "Çok sesli koro" olduğu için böyle sağa sola önüne gelene işkembe-i kübradan sallayarak "FAŞİST"diyerek çemkirmelerine de kimseler ses edemiyor
4-Son olarak geçtiğimiz günlerde Andımız'ın kaldırılması ile ilgili başlayan tartışmalarda bu "Çok bilmiş" çevreler Andımız'ın kaldırılmasına tepki gösterenleri ağız birliği ederek yine "FAŞİSTLİKLE" suçladılar...
5-Kendilerine "Nedir şu faşistlik bir anlatsan hele" dediğinizde anında "Aradığınız kişiye şu an ulaşılamıyor" modunda mavi ekranda "ERROR" veren bu arkadaşlardan bol miktarda olduğu için sizler ile bir flood serisinde FAŞİZMİ enine boyuna,dört başı mamur biçimde yazacağız...
6-Evet efendim bu kadar peşrev yeter...Şimdi sizler hazırsanız biz de hazırız ve kaç flood serimizin ilk bölümüne başlıyoruz...Çayı,kahveyi kapan gelsin...
7-Faşizm hakkında en yaygın olarak yapılan
yanlışlıklardan birisi pek çok akademik çalışmada da
rastlanıldığı üzere “Faşist ideolojinin” çıkış yerinin İtalya, çıkış zamanının ise 1. ve 2.Dünya Savaşı arası
süreç olduğu şeklindedir.
8-Oysa ki “Faşizm” liberalizm ve sosyalizme alternatif
olarak 19. Yüzyılda Fransa’da “Korporatizm” isimi ile
felsefi doğuşunu yaşamıştır.
9-Fransa’da 19.yüzyılın özellikle son döneminde
Faşizmin fikri temelini oluşturan Korporatizm’in fikri
ideologluğunu ise “ilk kuşak temsilcileri” olarak La
Tour du Pin,Charles Maurras ve Albert de Mun
yapmıştır.
10-Daha sonraları ise bu isimlere Emile
Durkhime,Charlest Benoist ve Simonde de Sismondi
eklenmiştir. O halde öncelikle Faşizmin “Fikri babası” olan Korporatizmi yakından incelemek Faşizmi anlayabilmek
açısından olmazsa olmaz bir gereklilik olarak ortaya
çıkmaktadır.
11-19.yüzyıl gelişen sanayi ile birlikte sınıf farklılıkların
ortaya çıkışı, buna paralel olarak sınıfsal çatışmalar
üzerinden de çok sert ideolojik tartışmaların yaşandığı
bir yüzyıl olarak tarihte yerini almıştır.
12-Özellikle liberalizm ve sosyalizm bu yüzyılda ortaya
çıkan iki “Hakim” ideolojik görüş olarak ortaya çıkmış
ve sürekli çatışma halinde olmuşlardır.
13-İşte bu konjonktürel şartlarda ortaya çıkan korporatizm bir “Üçüncü yol” modeli olarak Dünya siyaset
sahnesinde yerini alan yeni bir ideolojik yaklaşım
biçimi olarak kendisini göstermiştir.
14-Korporatizmin fikirsel/felsefi sac ayağı kutsal otorite
kavramı, mutlakiyetçilik ve “Organik toplum” olarak
ifade edilen görüş oluşturmaktadır.
15-Korporatif düşünceye göre “bireycilik”
reddedilirken,bireyler arasında hak ve yükümlülükler
anlamında bir eşitliğin olamayacağı savunulmaktadır.
16-Yine bu düşünce sistematiğine göre meslek
kuruluşlarının tarih boyunca büyük siyasi, sosyal
ve ekonomik krizleri önlediğini keza pek çok tarihi
kırılmanın da yine meslek kuruluşları tarafından
engellendiğini savunmaktadır.
17-Ekonomik manada tamamen devlet kontrolünde
ve son derece disiplinli bir ekonomik modeli adeta
“Yücelten” korporatizmin olmazsa olmazı ise “Totaliter devlet anlayışı”dır.
18-Toplumun korporsyonlar adı verilen “Devlet güdümlü
meslek odası/STK’lar tarafından” farklılıklarının
bastırılarak,denetlenmesi ve homojen hale getirilmesi
ve bir noktadan sonra “Tek tip” toplumun yaratılması
da yine korporatif felsefenin en önemli özelliklerinden
biridir.
19-Korporatizm ideolojisinin etimolojik kökeni bu ideolojinin çıkış noktasını da oluşturması açısından önemlidir. Korporatizm Latince vücut anlamına gelen “Corpus” kelimesinden türetilmiştir.
20-Korporatizmin ilham kaynağının toplumu bir “Biyolojik vakıa” olarak gören, bireylerden ve kurumlardan
ayrı ve farklı bir organizma olarak değerlendiren ve
toplumların da tıpkı organizmalar gibi kendisine özgü bir yaşam tarzı olduğunu iddia
eden+++
21-+++“Organizmacı düşünüş”ün
Korporatizmin ilham kaynağı
olduğu düşünüldüğünde, bu
ideolojinin etimolojik kökeninin manası daha da anlam
kazanacaktır.
22-Korporatizme göre disiplin ve dayanışma çok önemlidir. Öte yandan kişilerin “Bireysel” olarak
bir önemleri yoktur, önemli olan ulus ve ulusun bekasıdır.
23-Özellikle “Milliyetçi Korporatizm”e göre kişiler ulus ve ulusun bekası için fedakarlık yapmak, gerekirse sorgulamaksızın kendilerini feda etmek zorundadır.
24-Yine bu ideolojik yaklaşım kişinin “Bireysel” olarak bir
değeri olduğunu da reddederek toplumsal olarak
ideolojinin temel paradigmalarından birisi olan
“Hiyerarşi” kavramına büyük önem verir.
25-Bu ideolojik yaklaşım "Hiyerarşinin" toplumsal olarak uygulanması sonrasında kişilerin bulunacakları konuma göre hakları, sorumlulukları ve sistem içerisinde bir “Değeri”
olabileceğini savunur.
26-Bu hiyerarşik yapı içerisindeki yerinin dışında toplumdaki insanların “Birey” olarak her hangi bir değeri yahut önemi bulunmamaktadır.
27-Korporatist ideoloji ancak böylesi disiplinli ve hiyerarşiye dayalı bir sistematik içeriside, en kutsal şeyin “Devlet” sayılacağı bir sistem ile toplumsal bütünlüğün
sağlanacağını savunmaktadır.
28-İşte tam da bu nedenler ile Korporatizm liberalizmin
“Bireyciliğine” ve “Bireyin özgürlüğü” düşüncesine son derece sert biçimde kaşı çıkarak anti-liberal bir kimlik kazanmaktadır.
29-Korporatizme göre liberalizmin bu ilkeleri toplumsal
bütünlüğü ve disiplini bozmaktadır.
Korporatizme göre sınırsız biçimde serbest bir piyasa ekonomisinin var olması da sürdürülebilirliği de mümkün değildir.
30-Zira çıkarların çatışmasının derinleşmesi
bir noktadan sonra bireylerin yahut kurumların kontrol
edebileceği noktadan çıkar,o nedenle ekonomiye
devlet müdahil olmak zorundadır.
31-Ortaçağda üretim içerisinde meslek gruplarının
örgütlenerek önce ekonomik alanda sonra bu örgütlülüklerini geliştirerek politik alanda güç elde etmesini
sağlayan kurum “Loncalar” olmuştur.
32-İşte Korporatif sistem, liberal sistemin “bireyin devlete karşı hukukla teminat altına alınmış iradesini parlamento yolu ile yönetim erkine yansıtması” fikrine de
karşı çıkarak +++
33-+++bu loncaların daha geliştirilmiş ve tüm
toplumsal hayatı kapsayacak hale dönüştürülmüş hali
olan “Korporasyonların” sistemin temeli olduğunu
kabul eder Öte yandan anti-liberal karakteristiği bu
şekilde ortaya çıkan ve +++
34-+++sınırsız piyasa serbestliği
ile kapitalizmin “Toplumun disiplinli bütünlüğünü”
bozacağını savunan Korporatizm,konu “Emek-sermaye çelişkisi ve sınıfsal çatışmalar” olduğunda
Marksist-Sosyalist ideolojiye karşı da net ve katı bir tavır alır.
35-Korporatif sistem “Sınıf çatışması” olgusunu reddeder. Sınıfsal çatışma toplumun “Disiplinli bütünlüğünü
bozacağı” gerekçesi ile kabul edilemezdir.
36-Öte yandan korporatif sistemin yukarıda anlattığımız
temel paradigmalarından birsi olan “Hiyerarşi”
kavramı bu noktada da yine ön plana çıkar.
37-İşçilerden de toplumsal “Hiyerarşi” içerisindeki yerlerini kabullenerek bu hiyerarşi içerisindeki yerlerinin gerektirdiği
görevi sorgusuz biçimde yerine getirmesi beklenir.
38-Korporatif sistem işçi ücretleri için de genel olarak
“Haklı ücret” kavramını ortaya atarak işçilerin yeme,içme,barınma,giyinme gibi temel ihtiyaçlarını
karşılayacak bir ücrete razı olmalarını savunurken+++
39-+++işveren ile işçiler arasında çıkacak anlaşmazlıkları
ise hakem olarak meslek örgütlenmeleri olan
korporasyonların çözeceğini öngörmektedir.
40-Korporatif sistem her bir yönü ile tasarlanan sistemin
tamamen DEVLET adına oluşturulduğu sistemdir.
Özellikle liberalizmde devlet bireyler için varken, korporatizm bunu şiddetle reddeder ve tüm bireylerin
devletin üstün çıkarları için var olduğu tezini savunur.
41-Korporatif düşünceye göre devlet, kişilerin
üzerindedir, kişilerin hedef ve amaçlarından çok daha
farklı “Ulvi” amaçları vardır, +++
42-+++devlet için önemli olan
birey değildir, bireyler devletin kutsal/ulvi hedeflerine
ulaşması için disiplinli bir hiyerarşi içerisinde kendilerine düşen sorumluluğu sorgusuz yerine getirmeli, gerekiyorsa bu ulvi amaç için kendilerini feda etmelidirler.
43-+++Devlet bu sistemde mutlak gücünü son derece
otoriter bir şekilde kullanır. Demokrasi yoktur, sistem
genel olarak tek partili bir parti/devlet modeli ile işler.
44-Disiplin ve Hiyerarşi korporatizmin temeli olan paradigmalar olduğu için toplum bütünlüğü otoriter bir
biçimde, disiplin ve hiyerarşi ile sağlanarak bireylerin
devletin “KUTSAL” çıkarları doğrultusunda hareket
etmeleri sağlanır.
45-r. Bu bağlamda bireyin özgürlükleri
de doğal olarak devletin “Toplumsal bütünlüğü
zarar görmeyecek” ölçüde müsaade ettiği kadar
olmaktadır. Devlet toplumsal hayatın en küçük
alanının dahi sahibidir.
46-Korporatizmin bel kemiği olan “Korporasyonlar” bu ideolojiye göre toplumun en küçük ve kilit yapı
taşlarını oluşturan meslek grupları ve bu meslek
grupların örgütlü yapılanmalarıdır.
İ
47-İşte meslek gruplarının örgütlü yapılanmaları korporatizm ideolojisinde “KORPORASYONLAR” olarak
tanımlanır.
48-Korporasyonlar ücret belirlenmesinden, üretim
süreçlerinin ayarlanmasına, toplumsal hayatta birey
ile devlet arasında ara köprü olmaya kadar toplumsal
hayatın her alanında belirleyicidir.
49-Korporasyonlar yarı-resmi kamu kuruluşu halinde
yapılandırılırlar. Korporasyonlara üye olmak bu iteme zorunludur.
50-Flood serimizin ilerleyen bölümlerinde
net olarak görüleceği üzere korporasyonlar
“Faşizmin” ideolojik olarak kurumsallaşarak iktidara
geldiği ilk ülke olan İtalya başta olmak üzere daha sonra
İtalyan Faşizmi’nin yine serimizde işlenecek olan
etkilediği pek çok ülkede+++
51-+++ aynı zamanda siyasal hayatın
da temel yapı taşı haline gelmişlerdir. Ve korporasyonlar yarı resmi olmaktan çıkarak İtalyan Faşizminde
resmi kamu kuruluşu olarak direkt devlete bağlı
kurumlar olarak devlet aygıtının adeta temel birimleri
haline dönüşmüştür.
52-Bir ideoloji doktrin haline gelerek fiili olarak iktidara
gelmediği müddetçe bir fikri/felsefi düşünce
olarak kalmaya mahkumdur.
53-İşte 19.yüzyılın sonunda Fransa’da felsefi olarak
liberalizm ve sosyalizm karşısında 3. Yol olarak ortaya çıkan 3. Büyük ideolojik akım olan korporatizmin
ete kemiğe bürünerek “Faşizm” adı ile iktidara
gelişi+++
54-+++1.Dünya Savaşı sonrasında Benito Mussolini
önderliğine İtalya’da gerçekleşecektir.
Ancak daha sonra başta Almanya, Portekiz ve
İspanya’yı da etkileyecek İtalya’daki “Faşizm”
dalgasının nasıl doğup, iktidara yürüdüğüne gelmeden önce +++
55-+++savaş sonrasında, faşizmin ortaya çıktığı
İtalya’daki siyasal ,sosyal ve ekonomik şartları
yakından incelemek gerekmektedir…
56-talya 1.Dünya Savaşı’nın galipleri arasında yer alsa
da savaş sonrasında kendisine verilen vaadler yerine getirilmediği için Avrupa’da “Galip yenik” olarak
adlandırılmıştır.
57-İtalya 1.Dünya Savaşı’nın başında Almanya ve
Avuturya-Macaristan İmparatorluğu ile ittifak yapmış olsa da daha sonra İngiltere ve Fransa ile yaptığı gizli
görüşmelerde+++
58-+++kendisine vaad edilen şartları kendi
milli menfaatlerine daha uygun gördüğü için İtilaf Devletleri tarafına geçmiştir.
59-+++Bu süreçte 1915 Londra ve 1917 St. Jean de Maurienne Antlaşmaları’nı imzalayan İtalya,Londra
Antlaşması’na göre Almanya’nın Afrika’daki sömürgelerinden pay kazanacak ayrıca Avusturya-Macaristan İmparatorluğu ve Yugoslavya’dan da büyük miktarda toprak İtalya’ya verilecekti.
60-Keza İzmir’i de içerisine alan tüm Güney Batı Anadolu
bölgesinin de İtalya’ya bırakılması St. Jean de Maurienne Antlaşması’yla karara bağlanmıştı.
61-Savaşın sonu İtalyan siyasetçiler ve 1.Dünya Savaşı
boyunca büyük fedakarlıklarda bulunan İtalyan halkı
için tam anlamı ile bir hayal kırıklığı olmuştur.
62-Zira savaş sonunda Paris Barış Konferansı ile başlayan
süreçten itibaren İtalya’ya verilen tüm sözler
unutulmuş,+++
63-+++ABD Başkanı Wilson İtalya’yı adeta hiçe
sayan şekilde İtalya’ya verilecek topraklar için imzalanan Londra Anlaşması’nı tanımadığını açıklamış,
St. Jean de Maurienne Antlaşması ise Rusya onay
vermediği için uygulanamamıştır.
64-ABD Başkanı Wilson’un İtalya’yı yok sayan bu tavrına Müttefikler de İtalya’nın Akdeniz üzerinde nüfuz
kurmasını istemediklerinden dolayı onay vermişler hal
böyle olunca da “Kandırılmışlık” psikolojisi içerisine
giren İtalyan kamuoyunda büyük bir tepki dalgası
oluşmuştur.
65-Bu şartlar altında İtalya özellikle 1919 itibariyle çok
kaotik bir ortama sürüklenmiş, savaşın perişan ettiği
ekonomi ile birlikte savaş sonrasında sanayi
üretiminin durması sonucu pek çok fabrikanın iflas
noktasına gelmesi ortaya milyonlarca işsiz İtalyan
çıkartmıştır.
66-Ülkedeki moral değerlerin alt üst olması ile birlikte, Rusya’da yaşanan Sosyalist Devrim’in etkisi ile işçi sınıfı politik kazanımlar elde etmek için sert bir mücadeleye başlamış bunun sonucu olarak İtalya’da büyük bir grev dalgası yayılmaya başlamıştır.
67-Tüm bu sıkıntılı süreç zaten halkta güven kaybı yaşayan siyaset kurumunu daha da zayıflatmış, ülke siyasal istikrarsızlık içerisine girerek 1919-1922 yılları arasında 4
hükümet değiştirmiştir.
68-"Allah ALlah bana bir yerden tanıdık geliyor" falan demediğinizi biliyorum...Kesin öyledir, o nedenle biz devam edelim yazmaya...
69-İşte efendim meşhur Mussolini önderliğinde iktidara gelecek olan Faşizm öncesinde İtalya’da siyasal ortam bu
şekildedir ve Mussolini tam da bu ağır ekonomik ve
siyasal krizi kullanarak iktidara “yürüyecektir”…
70-Benito Mussolini İtalya’daki bu siyasal ve ekonomik
kaos ortamında Savaş Demetleri (Fascio di Combattimento) adı ile ortaya çıkan siyasal yapı ile İtalyan
siyaset hayatında sahneye çıktı.
71-İtalya’daki kaotik ortamda Savaş Demetleri ilk ortaya
çıktığında hem liberalizme, hem de sosyalizme karşı
milliyetçi çeteler halindeydi. Yani ortada bir "Alayına isyan" durumu mevcuttu...
72-İşte efendim bu “bölük,pörçük” çeteler 1921 yılının Kasım ayında Roma Kogresi’nde Benito Mussolini tarafından tek bir çatı altında toplandı ve Ulusal Faşist Parti (Partito Nazionale Fascista) kuruldu.
73-Kısa süre içerisinde pek çok sağcı grup Ulusal Faşist
Parti’ye katılırken parti inanılmaz bir hızla üye sayısını
yükseltti...
74-Öyle ki Aralık 1919’da Benito Musolini’nin 31 farklı
gruptan sadece 840 kişi ile kurarak yola çıktığı Savaş Demetleri Hareketi,1921 Kasım’ında Ulusal Faşist Parti adını
aldığında 1318 farklı gruptan 217 bin 256
üyeye,+++
75-+++bundan 1 sene sonra Aralık 1922’de ise 3 bin 424 farklı gruptan toplam 299 bin 876 üyeye
ulaşmıştı.
76-Mussolini “eziklik” duygusu içerisinde olan ve ekonomik sıkıntılardan bunalmış İtalyan halkına hem ekonomik sıkıntıları çözeceği, hem de Roma İmparatorluğu dönemindeki “Muhteşem” günlere dönüleceği vaadini vermekteydi.
77-Mussolini o zamana kadar tarihin gördüğü en iyi
hatiplerden birisi olmanın verdiği avantajı çok iyi
kullanıyor,hitabet yeteneğini halka verdiği bu vaatlerin
“umut verici” ve +++
78-+++İtalyan halkının kırılan “ulusal milliyetçi onurunu” okşayıcı yanı ile birleştirerek kitleleri
arkasından sürüklüyordu.
79-Öte yandan Mussolini Faşist Parti’ye bağlı olarak
örgütlenen ve “Kara Gömlekliler” adı verilen bir
gençlik yapılanması örgütlemiş ve bu yapılanma eli
ile sokaklarda komünistlere ve +++
80-savaş açmış ve ülkenin pek çok noktasında sokakları
bu örgüt sayesinde kontrolü altına almıştı.
81-1921 yılına gelindiğinde İtalya’da seçimler
gerçekleştirilmiş ve Mussolini’nin Ulusal Faşist
Parti’si İtalyan Meclisine 37 milletvekili sokmuştur.
82-1917 Ekim’inde Sovyetlerde tecrübe edilmeye
başlanan işçi sınıfı devletinin, bu ülkede işçi sınıfının
hayat standartlarını yükseltemediğinin anlaşılması da,
İtalya’daki işçi ve çiftçileri faşist harekete yöneltmiştir.
83-Mevcut ekonomik koşullardan sanayicilerin,
tüccarların ve büyük toprak sahiplerinin de şikâyetçi
olması ile birlikte, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıktan
yakınan tüm bu kesimler faşizme karşı güven duymaya başlamışlardır (KAYNAK:Prezzolini, 1932: 23-24).
84-Bu noktada İtalya’da 1919-1924 yılları arasında
yapılan seçim sonuçlarına bakmak, İSP’nin uğradığı
oy kaybını, yani sosyalistlerin azalan halk desteğini
göstermesi bakımından aydınlatıcı olabilir.
85-1919 seçimlerini, aldığı % 32.3’lük oy oranı ile birinci
parti olarak kazanan İSP, 1921 seçimlerinde bu
başarısını koruyamayarak %24.7’ye kadar gerilemiştir.
Ancak asıl vahim sonuç kendini 1924 seçimlerinde
göstermiş, partinin oyları % 5.9’a kadar düşmüştür.
86-Bu süre içerisinde Faşist Partisi ise bunun tam tersi
bir gelişme seyri göstermiştir.
Bu seçimlerin ardından faşist düşünce İtalyan halkı
üzerinde daha etki olmaya başlamış, hızla taraftar
toplamıştır.
87-Ülkenin içerisinde bulunduğu kaotik
ortamın giderek anarşiye doğru kayması halkı tedirgin
etmiş, hiçbir siyasi partinin buna çözüm olamaması
ise ortaya yeni bir düşünce biçimi ve söylem ile
çıkan faşizme İtalyan halkının yeni bir umut olarak
sarılmasını sağlamıştır...
88-Öte yandan Rusya’daki sosyalist devrimin etkisi ile
günden güne güçlenen sol-sosyalist siyasal hareket
Vatikan’ı rahatsız etmiş buna çare olarak Vatikan da
Ulusal Faşist Parti’yi desteklemeye başlamıştır.
89-Ülke adım adım daha büyük siyasal kaosa sürüklenirken İtalyan tarihini değiştirecek olan 1922 yılının Ekim
ayı gelmişti.
90-İtalya'da "Halk adım adım celladına aşık olmuştu" ve bunun farkında bile değildi ve İtalya’da 1922 yılının Ekim ayında yaşananların ardından ne İtalya'da ne de Dünya'da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı…
91-Evet flood serimizin ilk bölümünün burada sonuna gelirken "Bu saate kadar bizimle olup okuyan yahut daha sonra okuyacak tüm dostlara bin selam olsun" diyor ve floodumuzu klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz:"Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin"

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Celal Eren Çelik

Celal Eren Çelik Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @yazparov

14 Mar
ENTERESAN "MUTABAKAT": ANDIMIZ
1-Malumunuz AKP iktidarı "Türk" ve kelimesini sevmiyor...Yıllardır bunu pek çok kez,pek çok söylemleri ile dile getirdiler...Ve en sonunda dün itibariyle hem Atatürk'ün kabartması devlet madalyalarından kaldırıldı,hem de Andımız kaldırıldı...
2-FETÖ'nün en büyük PR ORGANİZASYONU olan Türkçe Olimpiyatları'nı paranın üzerine basan AKP iktidarı Atatürk'ün kabartmasını madalyalardan kaldırırken hiç tereddüt etmedi.
3-Kamuoyu özellikle Andımız'ın kaldırılmasına büyük tepki verdi sosyal medyada adeta bir infial oluştu...Ancak Andımız kaldırılır ve toplum bu duruma adeta isyan ederken "Enteresan" işler oluyordu...
Read 21 tweets
22 Feb
AKP'NİN "SETA"BİLİZE YOLU...
1-Evet sevgili dostlar, Türkiye'de AKP kendi iktidarını sağlamlaştırmak için nasıl kendi sermayesini,kendi medyasını ,kendi "Akademisyenini" (!) oluşturduysa,kendi zihniyetinin entelektüel propagandasını yapacak bir "Aparata" da ihtiyaç duydu...
2-Bu "Aparatı" hayata sokabilmenin en uygun ve en "Prestijli" yolu ise bir "Think-Thank" kuruluşu kurmaktan geçiyordu...Ve işte bugün kolları medyadan,bürokrasiye,akademiden,sosyal medyaya uzanan SETA yapılanmasının hikayesi tam da bu ihtiyaç nedeni ile başladı.
3-Az sonra detaylarını okumaya başlayacağınız yazının en önemli özelliği ise 8 Temmuz 2019 tarihinde kaleme alınarak,SETA yapılanmasının Türkiye'de ilk kez bu kadar detaylı biçimde incelenerek ilişkiler ağının kaleme alındığı yazı olmasıdır...
Read 113 tweets
21 Feb
FRANSA'DA TÜRKİYE'YE "FRANSIZ" BİR HANIMEFENDİ:ÖZUR KÜÇÜKER SİRENE
1-Herşey dün akşam saatlerinde haberlternatif.com da yayınlandığımız bu özel haber ile başladı:
haberalternatif.com/fahrettin-altu…
2-Bu haberde ismi geçen ve kendisini "Türkiye uzmanı" olarak tanıtan Öznur Küçüker Sirene bu haberden sonra birden bire bizi dava etmek için Twitter'da "Sağlam avukat" arama ilanı verdi...Yetmedi Fahrettin Altun'u etiketledi ve Mücahit Birinci'den yardım istedi..
3-Bu hanımefendi kendisini "Çok büyük okullardan mezun" olarak tanımlıyordu ve pek bir üst perdeden tüm okullarda birincilik ile mezun olduğunu ifade ediyordu...Lakin iş o "Çok büyük okulların" hangisi olduğuna gelince bunu bir türlü açıklayamıyordu...
Read 26 tweets
10 Feb
AKP-BÜYÜK SERMAYE "BULU"ŞMASI:MELİH BULU VAK'ASI
1-Bir süredir ülke gündeminin 1 numaralı maddesi Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan protesto gösterileri. Bu protesto gösterilerinin odağında ise Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu var doğal olarak.
2-Melih Bulu’nun bu atama ile Boğaziçi Rektörlüğüne gelişi bugüne dek hep “Liyakat” yerine “Sadakatin” esas alındığı,klasik AKP kadrolaşması çerçevesinden değerlendirilerek,protestolar da bu eleştiriler üzerinden gerçekleştirildi.
3-Biz ise bu yazıda olayı çok farklı bir açıdan ele alacağız ve bu atamanın aslında AKP ile büyük sermaye arasındaki uzlaşmasının bir iz düşümü olduğunu anlatacağız.
Read 84 tweets
26 Jan
RAVDA'NIN "NUR"U,EURO'NUN KURU...
1-Malumunuz 2011 yılında başlayan “Arap Baharı”, “Aman da ne güzel devri yaptık, bizim memlekete demokrasi gelecek gül gibi geçinip gideceğiz” diye sevinen saf saf sevinen ve +++
2-+++küresel güç odaklarının yaptığı dizayndan bi haber gariban Ortadoğu ve Afrika ülke halklarının daha sonralarınım “Bozkırın tezenesi” merhum Neşet Ertaş’ın o meşhur türküsünde olduğu gibi “Yazını kışa çevirdi”…
3-Arap Baharı sonrasında iş gelip Suriye’ye dayandığı zaman ise her konuda olduğu gibi Dışişleri’nde de liyakatsiz kadrolar ile beceriksiz politikalar izleyen AKP iktidarının o dönemki “Dış siyaset gurusu”, +++
Read 62 tweets
25 Jan
"EVDE KAL KİTAPSIZ KALMA" PROJESİ BAŞLIYOR...
1-İş Bankası Kültür Yayınları @iskulturile birlikte bu akşam saat 21.00 itibariyle "EVDE KAL KİTAPSIZ KALMA" projesine başlıyoruz...
2-Proje dahilinde her hafta Pazartesi Çarşamba-Cuma günleri sorduğumuz soruyu doğru yanıtlayacak 1 okuyucumuz o haftanın 10 kitaptan oluşan bir @iskultur kitap seti kazanacak...
3-Proje dahilinde bu şekilde her hafta 3 okuyucumuz 10'ar kitaptan oluşan setlerini teslim alacak...
Read 5 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!