PKK ile girdiği çatışmada yaralanan ve vücudunda 2 mermi izi ve 260 dikiş bulunan subaya gözaltında yapılan işkenceler insanın kanını donduruyor
18 temmuz günü Merkez Komutanlığı tarafından hakkında herhangi bir gözaltı kararı olmadığı tebliğ edilen Kurmay Yarbay Karatekin 20 temmuz günü bu kez aralarında generallerin de olduğu bir minibüsle gönderildiği Ankara Terörle Şube Müdürlüğü'nde gözaltına alındı.
KARATEKİN (1):Oradaki sivil polis memurlarınca eşya gibi araçtan aşağıya atıldık.Yerden kaldırılarak yüzlerimiz oradaki istinat duvarına döndürüldü ve ellerimiz arkadan sıkıca kelepçelendi. Orada görev yapan polislerce uzunca bir süre sinkaflı küfürler eşliğinde coplarla dövüldük
KARILARINIZ BİZE HELAL
KARATEKİN (2): Copla dayak yerken polislerce en kutsal değerlerimize ağza alınmayacak hakaretler ve küfürler ediliyor, aile bireylerimize yüce mahkemenizin huzurunda ifade etmekten utanç duyacağım sinkaflı sözler ediliyordu.
KARATEKİN (3): Mesela senin karını, senin kızını şöyle yapacağız gibi benim kızım 15 yaşında başkanım.
Küçük kızım da 2 yaşında yani. Bir şey de yapamıyorsunuz eliniz arkanızdan böyle bağlı.
Düşünün artık olduğunuz durumu.
KARATEKİN (4): Hani ben önemli değilim ama yanımda mesela (Hüseyin) Demirarslan General (foto) vardı başkanım. O mesela o gitti zaten bayıldı orada. Artık en son şey dedik bu Akıncı Üssü'nü vurduran korgeneral, oradan birisi de oradan alıp revire götürdüler.
KARATEKİN (5): Guantanamo'ya hoşgeldiniz diyerek yüzümüzü duvara dönük şekilde ellerimiz arkadan
kelepçeli öyle ki ellerimiz kelepçenin sıkılmasından dolayı bileklerimiz kanamaya başladı, yüzüstü çöktürülüp yaklaşık 800 kişinin önünde dövülmeye
devam ediliyorduk.
KARATEKİN (6): Spor salonunun içindeki kondisyon salonuna girdiğimizde kafalarımız duvara monteli aynalara vuruldu. Yere düştüğümüzde her yerimiz tekmelenerek dövülmeye devam edildik. Sivil doktor, hemşire ve memurların gözleri önünde oluyordu fakat kimse müdahale etmiyordu.
KARATEKİN (7): Benim vücudumda başkanım benim vücudumda 260 tane dikiş var. Yani şuradan ve sırtımın ortasına kadar benim problemli. Şuradan 2 tane mermi yaram var. 1 tanesi biksi bir de sırtımdan çıkışlı bir delik var. Şimdi onunla ilgili de bir şey yaptılar size arz edeceğim.
KARATEKİN (8): Vücudumdaki mermi ve ameliyat izlerini gören polisler bu ne lan diye sorunca Güneydoğu gazisi olduğumu söyledim. Ben böyle söyleyince sinkaflı cümleler sarf ederek bir tane polis memuru bizim için mi gazi oldun lan şerefsiz diyerek beni dövmeye devam etti.
"BİZ SİZE PERSLER BÜYÜK MİLLET DEMEDİK Mİ?"
KARATEKİN (9): Bir tane polis memuru sırtımıza vurmaya başladı. Benim bu mermi çıkış yerlerine özellikle şöyle vuruyordu. Adamın söylediği şey şu biz size söylemedik mi Persler büyük millet dedi, yemin ediyorum böyle söyledi ya
KARATEKİN (10): Salih Ulusoy General'e de senin memleketin ne lan dedi. O da Erzurum Azaplıyım dedi. Sen Ermenisin lan dedi ona da. Ondan sonra gittik yani öyle sopa yemeye devam ettik başkanım.
KADIN POLİSLERDEN İŞKENCE
KARATEKİN (11):Geceleyin alkol kokan memurlar,
bunlara bayan memurlar da dahil oluyor ve sinkaflı küfürlerle bizleri sürekli açık olan yüksek
voltajlı projektörler altında uyumaya çalışırken gelip eklem yerlerimize ayakkabılarıyla vurup
darp ediyorlardı
KARATEKİN (12): Mesela gece 2 gibi hatırlıyorum yani böyle yani yerde yatarken bir tane polis bayan memur geldi başkanım yani siz ayakkabının topuğuyla mesela
bu kuyruk sokumunun olduğu yere vurmaya başladı başkanım. Beni herhalde pilot zannetmişler.
Önüne imzalaması için konan ifadeyi kalemle çizmeye başlayınca darp edilmeye tekrar başlandığını belirten Kurmay Yarbay "ne yapıyorsun lan onun bunun çocuğu. İfadeni mahkemede değiştirirsin" diyerek imzalamaya zorlandığını mahkemede anlattı.
Birçok kez muayene için doktorların karşısına çıkarılmalarına rağmen doktorların işkenceleri kayda geçirmedikleri ve şikayeti yok şeklinde rapor yazdıkları da mahkeme belgeleri arasında yer aldı.
Akıncı Üssü Davası'nda müebbet hapis cezasına çarptırılan Güneydoğu gazisi Kurmay Yarbay Karatekin gözaltı sonrası çıkarıldığı mahkemede ifade vermesine izin verilmediğini de kayıtlara geçirdi.
Haberin @nordicmonitor 'de yayınlanan İngilizce orjinali ve Karatekin'in savunmasının tamamı için
Nordic Monitor, MİT'in yürüttüğü psikolojik harp çalışmalarından ilginç bir örneğini haberleştirdi
15 Temmuz sonrası bütün akrabaları tutuklanan F.Gülen'in yeğenlerinden biriyle temasa geçen teşkilat şahsın tutuklanmasını engelleyerek elemanlaştırmaya çalıştı
15 Temmuz'dan bir ay sonra Salih ve Sedat ismini kullanan MİT mensuplarının iletişime geçtiği Tavus Bin Keysan Gülen, sorgusunda kendisine cemaat ve akrabaları ile ilgili sorular sorduklarını, Adil Öksüz'ün yakalanmasına yardımcı olursa ödüllendirileceğini söylediklerini aktardı.
Ayda bir MİT'çilerle bir araya geldiğini ve Öksüz hakkında bilgisi olursa herhangi bir ödül talep etmeksizin yardımcı olacağını iletttiğini söyleyen yeğen Gülen, kendisine gösterilen isimlerden de tanıdıkları hakkında bilgiler verdiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu üyesi Mesut Hakkı Çaşın, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında Nordic Monitor ve gazeteci Abdullah Bozkurt'a tehditler savurdu.
Nordic Monitor'ün yayınlarından rahatsız olduğu anlaşılan Çaşın "Twitter'a bu şahsı bulun" diye yazı yazdığını ama bir cevap alamadığını söyledi.
"Türk İstihbaratı onu bulacak. Balıklara mı, köpek balıklarına mı yedirir bilmiyorum?" diyerek MİT'e çağrıda bulundu.
Moderatör Başak Şengül'ün müdahale etmediği tehditlerine devam eden Çaşın casuslukla suçladığı Bozkurt için "Cehennemin dibine de gitsen bulacaklar seni" dedi.
Suriye ve Libya'ya Türkiye adına savaşçı taşımakla gündeme gelen SADAT'ın uzun bir süredir Erdoğan'ın liderliği için İslam ülkelerinde lobi yaptığı ve çatışma bölgelerine heyet gönderdiği ortaya çıktı.
Nordic Monitor'ün bugün yayınlanan araştırma dosyası, bir SADAT heyetinin 2014 yılında El-Kaide destekçisi olduğu iddiasıyla ABD tarafından terörist ilan edilen ve BM tarafından yaptırım kararı alınan Şeyh Abdülmecid Zindani ile özel bir görüşme yaptığını ortaya çıkardı.
Zindani'nin SADAT'la iltisaklı STK temsilcilerine "yakın gelecekte Recep Tayyip Erdoğan’ın İslam coğrafyasına liderlik yapacağını, şu anda savaş meydanlarını temizlediğini ve ülkeyi gelecekte olması muhtemel bir harekete hazırladığını" söylediği yine SADAT kayıtlarında yer aldı.
Nordic Monitor, yurtdışındaki büyükelçiliklerin Ankara'ya yolladıkları hukuksuz fişleme listelerinin nasıl terör davalarına dönüştüğünün belgelerini ve altında imzası olan memurların isimlerini yayınlamaya devam ediyor.
Macaristan'da bulunan Budapeşte Büyükelçiliği'nin gönderdiği 12 kişilik isim listesi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından silahlı terör örgütü yapılanması içerisinde yer aldıkları iddiası ile 11 Aralık 2018 tarihinde soruşturma açıldı.
Birçok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ve aile üyelerinin mağduriyetler yaşamasına ve pasaportlarının iptal edilmesine sebep olan fişlemelerin Macaristan'da görev yapan büyükelçiler Şakir Fakılı ve Ahmet Akif Oktay dönemlerinde hazırlandığı tahmin ediliyor.
Nordic Monitor, 17-25 Aralık Yolsuzluk soruşturmalarında gündeme gelen Erdoğan'ın Kısıklı'daki villasında olduğu iddia edilen içi para dolu kasaların izini sürdü ve kasaları gören 2 görgü şahidine ulaştı.
Oda şeklinde kasalar ilk kez 2011 yılında Erdoğan'ın aile fertlerininin kaldığı Kısıklı'daki villalardan havuzun kenarında olanının bodrum katına inşa edildi.
Karşılıklı birbirini görecek şekilde dizayn edilen kasalar, Erdoğan'ın sıfırlama tapesinde 'Sümeyye her iki tarafı da boşalttı mı?' diyerek ima ettiği para dolu odaları işaret ediyor.
Nordic Monitor'ün ele geçirdiği yeni bir gizli belgede büyükelçiliklerden gelen fişleme listelerinin sadece savcılıklara yollanmadığı eşzamanlı olarak İçişleri Bakanlığı'na pasaport iptali için de gönderildiği ortaya çıktı.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden hemen sonra dönemin Mozambik-Mupato büyükelçisi Aylin Taşhan tarafından yollanan 32 kişilik fişleme listesinde Türk okullarında görev yapan öğretmenler, okul çalışanları, işadamları ve Türk şirketlerinde çalışan TC vatandaşları yer alıyor.
İçişleri Bakanlığı'na yollanan GİZLi ibareli yazıda göze çarpan bir diğer skandal ise fişleme listesinde yer alan ve haklarında herhangi bir soruşturma ya da açılmış dava bulunmayan kişilerden terör örgütü üyesi olarak bahsedilmesi.