#gulserenbudayicioglu
Sosyoloji ve Psikoloji eğitimi aldım. Bireylerin ve toplumların hassas dönemleri olur ve bu travmatik dönemlerde kişisel kaynaklarının gücü ve destek ile bu süreçten çıkarlar. Pandemik etkinin yarattığı çoklu travmaların bu kadar arttığı, psiko-sosyal+++
Mukavemetin düştüğü bir dönemde, bu kadar psikolojik travma dizisinin bireylerdeki olumsuz etkisi nasıl görülemez. İnsanların her açıdan kapasitesinin beslenmesi gereken bir dönemde bu kapasite nasıl tahrip edilebilir +++
Bu travmaya bağlı psikolojik hassasiyetlerin ortaya çıktığı bir dönemde hassasiyet eşiğinin düşmesi ile hastalıklar ve davranış bozuklukları artacaktır. Pandemi hijyeni insanları obsesif kompulsif hale getirmiş iken bir obsesif nasıl bu kadar rol model tıp kılınır+++
Diyanet İşleri Başkanlığımızı öncelikli milli güvenlik odaklı bir kuruluş olarak takdim etmeyi çok doğru bulmuyorum. Darbe dönemlerinde darbeci unsurların psikolojik harp merkezi yapması ile bu gündeme gelmişti.
Diyanet İşleri Başkanlığımız birey ve toplumun din ve irşad +++
hizmetleri yanında, toplumun vicdani, ahlâkî ve milli varlığının idamesi, gelişen ihtiyaçlar çerçevesinde dinin bu teknik, teknolojik ve sosyal ihtiyaçlara cevap vermesi gibi ana fonksiyonlar üstlenen, son dönemde artan düzeyde dini, kültürel diplomasi üstlenen +++
bir dini,sosyal, kültürel müessese olarak tanımlamak daha doğru olur. Güvenlikçi kurumlar bellidir, rol almaya gerek yok. Herkes en iyi bildiği işi yapsın. Kurumu küresel gelişmelerden, gerginliklerden hareketle güvenlikçi tavsif etmeye gerek yok diye düşünüyorum...