Gizlenen SırAçıklandı Herodot; Sarmatlar, İskitler, Amazon kadınları aynı ırktandır derken İskit, Med, Sarmat dilleri aynı dildi demişti.
J. Oppert, Med Yazıtındaki 3 dilden birinin Fince,Macarca,Tatarca menşeili eklemeli Turani dil olduğunu ortaya koymuştu.
Büyük sır buydu.. Image
1-Gizlenen SırAçıklandı
Buna göre gerçek Türk tarihi şunu söylemektedir:
· İlk Alfabetik yazıyı Türkler buldu.
· 12 Hayvanlı Türk Takvimi Dünyadaki ilk takvimdir.
· İlk Ödüsleri (Devletleri) Türkler kurmuştur.
· Pusulayı, anahtarı, saati, kağıdı ve matbaayı Türkler bulmuştur.
2-Gizlenen SırAçıklandı
●Avrupa medeniyetinin temelini oluşturan Etrüskler Türk’tür.
●Türk Topraklarının en eski sahibi Türklerdir.
●Anadolu topraklarının Grek medeniyeti ile hiçbir alakası yoktur! Anadolu topraklarının en eski sahipleri Atatürk’ün de dediği gibi Türklerdir!
3-●Bizlerden önce bu topraklarda başkalarının olduğunu kabul etmek, büyük bir yanılgıdır! Aksi takdirde herhangi bir milletin ve medeniyetin kültürel üstünlüğünü kabul etme ezikliği içerisinde olmamız, kültürel değerlerimizi zamanla kaybetmeye, sonuçta da tarih sahnesinden yok++
4-++ olmamıza sebep olacaktır!

●Bütün bu gaflet, delalet ve hıyanet içerisinde yapılan saldırılar karşısında süratle Atatürk’ün “Türk Tarih Tezi ? gün ışığına çıkarak, yapılmış olan bilimsel araştırmalar kaldığı yerden devam ettirilmelidir.
5-●Atatürk inkılâpları Türk Uygarlık tarihinin bir ürünüdür!
●Ulusal birliğin en önemli öğelerinden biri tarih bilincidir. ●Uluslar, tarihlerine güvenerek geleceklerine yön verirler.
●Tarih bilinci olmayan ve bağımsızlıktan ödün veren milletlerin hayat hakkı yoktur.
6-Bilinmeli ve hiç unutulmamalıdır ki; bu devletin temelinde “Bağımsızlık benim karakterimdir !” diyen Mustafa Kemal ATATÜRK vardır. Image
7-"Tarih Türklerle başlar elbetteki Türklerle de biter...''
İlitrasyonun anlamı;
"Her şey gelir geçer, baki olan Türklüktür.." Image
8-Osman Altay Güçsav'ın sayfasından alınan bu yazının tamamı ve akademik kaynakları için facebook lingi ektedir.

Gizlenen SırAçıklandı ⬇️⬇️

m.facebook.com/story.php?stor… Image
9-Prof Dr Feridun Celilov Ağasioğlu
"Etrüsk-Türk Bağı"
kitabından kısa bir bölüm aktatıyor.

10-Med Yazıtları, Hint-ari değil Turanidir diyen Avrupalı bilginlerden bir kaçını ekleyelim, meraklısı öğrensin. ImageImageImageImage
Medler, bir Saka/İskit kolu olmakla beraber onlardan daha evvel yerleşik hayata geçmişlerdi.
Bu yüzden bazıları şaşırıyor. Tüm Türkleri konar-göçer sandıkları için şaşırmaları normal. Oysa yerleşik hayata geçen ve pek çok şehirleri kuran Türklerde vardır. ImageImageImageImage
12-Prof.Dr. İlhami Durmuş'ın İskitler Makalesinden

●Justinus, İskitlerin özellikle Mısırlılardan daha eski olduğunu şu şekilde belirtti: “Her ne kadar İskitler ve Mısırlılar arasında soyun eskiliği konusunda çok uzun bir çekişme olmuşsa da İskitlerin soyu en eski olmuştur.” Image
13-●Sakalar/İskitlerin dünyanın en eski kavmi olduğu görüldü. Artık belgelerin bolluğu İskitlerin kolektif adının farklı Türk soylarını içerdiğini açıkça gösteriyor. Eski yazarlar Massagetler, Alanlar, Sakalar ve Partlara, “İskitler” diyorlardı. +++
14-Son zamanlarda Grek yazarları onların açıkça Türk olduğunu söylüyor. Theophanus Byzantinus, Perslerin kendi dillerinde “Kermichionlar” dedikleri Massagetlerin Türkler olduğunu açıkça beyan etmiştir. Ammianus Marcellinus, Alanların Massagetlerden türemiş olduğunu açıkça şöyle++
15-Romalı tarihçi Ammianus Marcellinus, Alanların Massagetlerden türemiş olduğunu açıkça şöyle ifade etti: “Alanlar dağların adından bu adı almışlardır.” Strabon'un Massagetlere benzer zikrettiği Sakalar, bir zamanlar Oxus ve Jaxartes arasındaki bu bölgelerde ikamet ediyorlardı++
16-++Bütün zaman boyunca Türk insanlarının ele geçirmiş oldukları bu bölgeleri tutmuş oldukları biliniyor.
17-●Gallia'nın önde gelen öğreticisi Guiardus de Lauduno, XIII. yüzyılın başında Partların bu zamanın Türkleriyle, halklarının karakterleri nedeniyle en iyi şekilde bir araya geldiğini "Çünkü kökleri Türk olanlar, eski adı dolayısıyla Partlar'dır." diyerek belirtti.
18-Burada Part krallarının kolektif adının Arsak (Romalılar arasında Arsac-es) ve Massagetlerin etnik adında (Mas-sag) Saca-rum'un (Saklar) eski adının (Grekler arasında Sakai) kuşkuya yer bırakmamış olduğunu gözlemliyorum. Sak, Saka oriental Türk sözünün sağ, akıllı, yetenekli,
19-Sak, Saka oriental Türk sözünün sağ, akıllı, yetenekli, ileri görüşlü anlamına gelen kelimelerle aynı olduğu görülür.
Kuman Kitabı Codex Cumanicus'ta Verilen Bilgilerin Türkçesi
Prof.Dr. İlhami Durmuş
(Kaynak kitap, sayfa 161-169) ImageImage
19-Altta Türk petrogliflerinde
MÖ 14 binlere kadar görülen bir Türk sembolü.
Üstte ise sözde Roma uygarlığına ait bir mozaik...
(Bknz: Etrüsk-Türk Bağı) Image
20-İlk evcil koyunlar Orta Asya'da ilk Türkler tarafından 8 bin yıl önce yetiştirildi.

Kaynak; Arkeoloji ve Etnografya Enstitüsü Novosibirsk Devlet Üniversitesi''Uluslar arası çalışma'' 04/13/2021 Image
21-Kırgızistanın 8 000 yıllık 'Obishir-5 kazı alanında, Sovyet arkeologları tarafından Tahıl işlemede kullanılan bir çok taş alet bulundu. 8 bin yıl önce bu insanlar koyunu evcilleştirmiş ayrıca Tarım ve Hayvancılık yapıyorlardı. Yani daha o tarihte bile yerleşik hayat varmış. Image
22-Diğer kavimlerden İskitleri ayırt eden özellikleri;
1) silah türleri,
2) at ekipmanı
3) süs eşyaları.

İskit Sanatı öncesindeki Kimmerler ile ve sonrasındaki Hunlarla bire bir aynıdır. Image
23-Atatürk’ün henüz daha genç bir subayken Sinop’ta yazmış olduğu bir şiir.

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır
Tuna ezelden Türk diyarıdır.
Bilinen tarihler söylememiş bunu
Kalkıyor örtüler; örtülen doğacak.
Dinleyin sesini, doğan tarihin,
Aydınlıkta karaltı, karaltıda şafak,++ Image
24-Yalan tarihi görüp, doğru tarihe giden.
Asya’nın ortasında Oğuz Oğulları
Avrupa’nın Alplerinde Oğuz Oğulları,
Doğudan çıkan biz, batı’da yine biz,
Nerede olsa, ne de olsa kendimizi biliriz.
Hep insanlar kendilerini bilseler,
Bilinir o zaman ki hep biriz.++
25-Gizlenen SırAydınlandı

Türk, sadece bir milletin adı değil,
Türk, bütün adamların birliğidir.
Ey birbirine diş bileyen yığınlar,
Ey yığın yığın insan gafletleri,
Yırtılsın gözlerdeki gafletten perde,
Dünya o zaman görecek,
Hakikat nerede, hakikat nerede? Image
26-DÜNYA TÜRKTEN İBARETTİR
Bundan 250 yıl geriye giderseniz Amerikalı,
900 yıl geriye giderseniz de Rus bulamazsın!
1200 yıl geride İngiliz,
1700 yıl geride Fransız,
2000 yıl geride ise Alman bulamazsın.
Ama İnsanlık tarihinde ne kadar geriye giderseniz gidin Türk bulursunuz Image
27-Tarihten Türkler çıkarılırsa, ortada tarih diye birşey kalmaz.(Prof.Fritz Neumark)
Türksüz tarih olmaz,olamaz.
Türksüz dünya da olmaz,olamaz!
Bugüne kadar var olduk,
Sonsuza kadar da var olacağız.
And olsun. Gök girsin, kızıl çıksın! Image
28-HUNLAR, Türk'ün inancına hiç bakmadan kucaklıyor,
TURAN KURULTAYLARI yaparak ATİLLA'nın torunları olduğunu AVRUPALININ KAFASINA ÇİVİLİYOR.
Biz ise, ümmetçilik kanserine yakalanıp, o Hrıstiyan, öteki Şii, beriki Musevi, ötürü Şaman...diye diye portakal dilimi gibi bölündük!
29-Mısır'ın Sebua vadisinden M.Ö. XVIII. yüzyılın ikinci yarısına ait
yıllıkta Mısır firavunu Merneptakhe, “deniz halklarından” eski Tus boylarından söz ediliyor, onların Küçük Asya'nın güney batısında yerleşmiş Etrüskler oldukları anlatılıyor.
DOÇ.DR.FİRUDİN RZAYEV Image
30-Giritliler kimdir?
Girit diski ne anlatıyor?
Özetle 1951-1953 arasında Michael Ventris ve John Chadwick tarafından çevrilen bu yazıta göre Girit ve Yunanların ayrı kavimlerdir.
''Yazı karakterlerindeki Türk sembollerine dikkat'' Image
31-TekrarEN
Etrüsk ''Sanırım izahata gerek bile yoktur.'' Image
32-İskit kurganından bir buluntu
Ağa sanga oçuk
Baz çök boqun içre azuk
“Ağa sana yürek,
Yabancı çök! kuşağın (neslin) içine azık” Image
33-Elinde kuş tutan taşbabalar daha çok Kazak elinde bulunmuştur. Taşbabanın sağ elinde kuş figürü olması ölenin kutu (ruhu) ile ilgilidir. Türk inancına göre ölen adamın kut'u (canı) kuşa döner tanrı mekanına uçar.
(Prof Dr Feridun Celilov Ağasioğlu) Image
34-Yorumsuz
Korsika Tunç devri Tus-Türk-Oğuz balbalları. Image
35-Üstte İskit kurganlarından çıkan Türk-İskit tipi altın kupalar.
Altta Adana Arkeoloji Müzesindeki buluntular ... Image
36-Solda Göbeklitepe,
sağda Türk Ana inancı anlatımı ve Umay And kadehinin ön izleri. Image
37-TÜRKLER VE MEDLER
Prof dr Mehmet Bayraktar (özet)

“Medler M.Ö 4500 yıllarında İskitlerden ayrılarak bugünkü Azerbeycan bölgesinde Mata (Mada) adındaki önderlerinin başkanlığında bir beylik olarak tarih sahnesine çıkmışlardır. Bugünkü Hemedan’ı başşehir olarak ilan ederek+++ Image
38-+++ M.Ö 2500 yıllarında
I. Dahaku başkanlığında Med İmparatorluğu denen bir imparatorluk kurmuşlar ve uzun geniş bir coğrafayada, birçok kavme hükmetmişlerdir.
39-Son Med kralı Astiyages’ın (Efrasyap, Alp Er Tunga) kızından torunu I. Cyrus M.Ö 522 veya 520 yıllarında bir ihtilalle dedesini tahttan ederek, İmparatorluk Pers İmparatorluğu adıyla I. Darius’un Ahamenid Devleti’ni kurmasına kadar aynen devam etmiştir.
40-Pers İmparatorluğu denmesinin nedeni I. Cyrus’un babası Cambyse’in Persli olmasındandır.
(Bu konuda Herodot'u mutlaka okuyunuz, çünkü tarihteki ilk darbeyi göreceksiniz hemde oğulun babaya darbesini...)
41-Başta Babilli tarihçi Berosus (M.Ö. 3.yüzyıl) olmak üzere bütün eski tarihçiler ile özellikle de 19. yüzyılda Persepolis ve Asur yazıtlarını çözen E. Norris, Fr. Lenormant, Sir H.C. Rawlinson, J. Oppert, I. Taylor, N L. Westergaard, F. de Saulcy ve M. S. Zaborowski gibi+++ ImageImageImageImage
Batılı dilciler, tarihçiler ve antropologlar Medlerin dil, din ve ırk olarak Turani (Saka, Tatar,Türk) olduğunu ortaya koymuşlardır.

Bu görüş baskın bir görüş olarak 1935-1940 yıllarına kadar devam etmiştir. Image
43-Ancak bir kısım Batılı papaz tarihçiler ile Ermeni tarihçileri, 6. yüzyıldaki bir papazın Medler’e İranlı demiş olduğu iddiasıyla Medlerin İranlı olduğu iddiasında bulunmuşlardır. Image
44-Özellikle 1950 yılından itibaren devrik İran şahı Muhammed Rıza Pehlevî’nin 17 kadar batılı oryantalisti toplayarak ısmarlama bir İran tarihi yazdırmasıyla sadece Medler değil; bugünkü İran bölgesinde yaşamış bütün eski kavimler İranlı yapılmıştır.
45-İşte bu tarihten sonra Medlerin İranlı iddiası yaygınlık kazanmıştır. Ne yazık ki, Türk tarihçileri de bu yanlış görüşün tekrarlayıcısı olmuşlardır. Wikipedi'ye yazılan masalların iç yüzü böyledir, tarihsel tutarlılığı sıfırdır.

Gerçek bilginlerin görüşü ise ektedir ⬇️ Image
46-Oysa, diğer bazı eserleri bir kenara bırakarak sadece tarihin babası kabul edilen Herodot’a bile bakmak yeterlidir; çünkü o da Medlerden bahsetmiş ve Medlerin kan, dil ve ırk olarak Perslerden ayrı olduğuna vurgu yapmıştır. Image
47-Medleri, Herodot’a dayanarak Aryan yapan Batılı tarihçilerin sahtekârlıklıkları ise şu şekilde olmuştur.
Herodot’un Tarihi’ni modern Batı dillerine çevirenlerden bazıları, Medlerin Med adıyla anılmazdan önceki adlarının Arioi (Arii) olduğunu belirttiği bu sözcüğü, +++
48-+++ Aryan yaptılar!
Oysa Herodot'un Medlere Pers dediği anlamını çıkaranlara karşı bizzat Herodot notlar düşerek Arioi’nin Aryan olmadığını belirtmiştir. Peki bu bilgi Wikipediciler tarafından neden saklanıp çarpıtılmıştır?
49-Firdevsî gibi Ortaçağ İranlı tarihçiler, Medleri Med adı ile değil “Kayân” ve “Kayânî” adıyla anmışlardır. Firdevsî’nin Şehname’sinde Key Kavus, Key Kubad gibi adlarla anlattğı Med veya Kayânî krallarının bu adları sanıldığı gibi Farsça değildir. +++
50-+++Pehlevice telaffuza göre söylenmiş Medce veya Türkçe kökenli adlardır.
51-Firdevsî ve diğer Ortaçağ İranlı tarihçiler Kayânîleri anlatırken, Piştad krallığı dedikleri tamamen efsanevi krallar zincirinin bir devamı göstererek onları zımnen de olsa İranlılığına vurgu yapmak istemişlerse de bu çeviri ve yorum hatasıdır.
52-Son dönem Ahamenidleri ve Sasaniler de Medlere Kayânî demekteydiler. Çünkü “Kay” sözcüğü, İranların adlandırılmasıyla Kayânilerin, eski Yunanların ve Batılıların adlandırmasıyla Medlerin krallık unvanıdır; anlamı da “Bey” veya “Bay” demektir. Image
53-Bilinen hiçbir Pers veya Ahamend dönemi İran asıllı kral Kay sanıyla anılmamıştır. Türkler tarih boyunca bu Kay unvanını kullana gelmişlerdir. Bilindiği gibi, Osmanlıların da “Kayı” adını aldılar... aslında bu adın “Kayı” değil, “Kay “ olması gerekir... (detay kaynak kitapta)
54-Medlerin İranlı olamayacağını başka kaynaklar da gösterir. Örneğin eski Ahit; Tevrat’ın Yaratılış (Genesis) kitabında Hz. Nuh’un üç oğlundan insanlığın yeniden türeyişi anlatılırken, Med ve diğer Türk soyluların adı geçerken, onlarla birlikte, ne Pers ve ne de İran adı geçer++
55-Çünkü Tevrat’ın bu kitabı yazılırken bölgede İranlılar yoktu; bazı Batılılara göre söz konusu kitabın yazılışı M.Ö. 1500 yılına kadar gitmektedir. Eski kaynaklarda Medler hakkında anlatılan dini ve millî gelenekler ve görenekler de Medlerin Türk soylu olduğunu göstermektedir.
56-Med uygarlığı başta Persler olmak üzere Asurluları, Babillileri, Yunanlıları ve Romaları büyük oranda etkilemiştir.

Prof. Dr. Mehmet Bayrakdar
MEDLER VE TÜRKLER Image
59-Kazakistan Büyükelçisi: ortak kültürümüzü ayağa kaldırıp,
"Turanı kuramazsak yok olacağız" diyerek alkışı haketti.

60-Türk Birliği kurmanın vakti geldi de geçiyor çoktandır!

61-Herodot Anadolu şehir devletlerini de anlattığı eserinde, Miken uygarlığının (MÖ 1600-MÖ 1100) eski Yunan ile alakası olmadığını belirtip Anadolu'da Turanlıların öteden beri var olduğunu belirmiştir. Gordiyon Tümülüsleriyle Altay Kurganları kıyaslanınca Herodot doğrulamıştır. Image
62- NOT: 61. Maddenin detay bilgisi bu lingde. (Gordiyon tümülüsleriyle Altay kurganlarının karşılaştırılması)

altayli.net/altaydaki-pazi…
63-Kırgızistan Saymalıtaş Tanrı Tamgası ile Hitit Güneşi Tengri Damgası aynı. İlginç olan dönemler de aynıdır. Hititlere bu damgayı bırakanlar ise Hattilerdir. ImageImageImage

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı)

Sakalar İskitler(Gizlenen Eski Anadolu Halkı) Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @Saka_larr

May 6
Ceren ile Alya! – ‘Sırrı Abi’ haklıymış! ‘Eşit yurttaşlık’ istiyorum ❗

Kabul ediyoruz.

Artık biz de ‘eşit yurttaşlık’ istiyoruz.

Yurttaşın ‘eşitlik’ içerdiğini falan reddediyorum. Biz barış, demokrasi, özgürlük istiyoruz.

Onurlu bir yaşam, bir hırka bir lokma…

Giderken de ‘önder’ gibi uğurlanalım arzusundayız.

Ne diyordu Ceren Hanım, babası Sırrı Süreyya Önder’in cenaze töreninde:

“Bir tek mülk edinmeden, ikinci bir kazağı almadan, kimseden bir şey istemeden, borçsuz ve harçsız, boğazını değil onurunu besleyerek yaşadığın bu dünyadan gidiyorsun baba.”

Biz de böyle gitmek istiyoruz.

Hastane masraflarımız devletimiz tarafından karşılansın, en iyi doktorlar tarafından ameliyat edilelim istiyoruz mesela.

Terörist Abdullah Öcalan’a ‘baba’ demek, ‘Ölene kadar Apocu’yum’ deyip kahraman sayılmak, Hendek teröründe talimatı getiren kişi olup da vicdanı sızlamayan biri olarak kalmak ve bunları yapmamıza rağmen Türk bayrağına sarılı bir şekilde bu dünyadan göçmek mesela…

Ama öncesinde neler yapmak istiyorum biliyor musunuz?

Tatile gitmek!

Şimdi size, sizin de unutamayacağınız bir tatil planımı anlatacağım.

Rüyamda gördüm…

***

Lütfen zinciri Okuyun
Sonra zaten paylaşacaksınız 🌿🌿🌿Image
1- Dedim ya, tatil yapma hevesindeyim.

Önce Alaçatı’ya gitmek istiyorum.

‘Ahali Alaçatı’da denize sıfır bir meyhanede Ege’nin en taze balıkları ve mezeleri eşliğinde rakımı içmeyi…

İskeledeyken kafam çakırkeyif olduğunda mis gibi deniz kokusu çarpmalı yüzüme…

Hissetmeliyim rüzgarın beni okşamasını…

Ahali Alaçatı
***Image
2- Sevdiklerimle kafaları bir güzel çektik ya… Artık uyku zamanı…

Hemen 5 bin 500 metrekarelik, denize sıfır, yemyeşil bir otelde ‘Alaçatı Beach Resort’a gitmek ve oranın kral dairesinde sızmak istiyorum.

Alaçatı Beach Resort
*** Image
Read 26 tweets
May 4
Prof Dr İbrahim Tellioğlu: Türk Tarih Tezinde "İskit Türk İmparatorluğu" deniyordu bugün ispatlandı.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun Taşbabaları, Balbalları, Anadolu'daki Kurganlar, Türklerin Anadolu'da 5 bin yıldır var olduklarını gösteriyor. İZLE-ÖĞREN
1- Prof Dr İbrahim Tellioğlu'nun kitaplarından özetler :
@ProfDrTellioglu
@ProfDrTellioglu 2- Prof Dr İbrahim Tellioğlu kitapları harikadır.
@ProfDrTellioglu
Read 11 tweets
Apr 26
İBRETLİK

Sultan 2. Abdülhamid, Amerikan Elçisi A. W. Terrell ile yaptığı söyleşinde, Osmanlı'nın Türkleri savaşlara sürüp, Ermenileri nasıl baştacı ettiklerini anlatıyor.

Önce yazıdan bir bölüm:

6)Ermenilere Çok Önemli Makamlar Verdik

Batı kamuoyunda Ermenilere kötü muamele yapıldığı ve ırki sebeplerle cezalandırıldıkları iddialarına da Sultan Abdülhamid çok çarpıcı açıklamalar yaparak yanıt verdi.Devlet hizmetinde görev yapan çok sayıda Ermeni olduğunu belirtti ve uzun bir listeyi elçiye ileteceğini bildirdi. Sultan çok önemli ve kritik makamlardaki Ermenilerden birkaç isim saydı:
•Dadyan: Ermeni kökenli Dadyan’a babam Sultan Abdülmecid tarafından imparatorluk barut fabrikasının tüm kontrolü verildi. Çok zengin oldu.

Sultan burada Ermenilere ne kadar çok güvendiklerini vurgulamak için Dadyan’ın saraya danışmadan istediği büyüklükte top/barut yapabildiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Yani ordu onun insafına kalmıştı.”

•Kuetzroglou: Saray'ın her türlü mobilya, mücevher ve giyim eşyasını temin etmek için görevlendirildi. Büyük bir servet kazandı. Boğaz'ın Asya kıyısındaki Çengelköy’de çok sayıda evi ve muhteşem bir köşkü vardı. Babam her hafta dinlenmeye oraya giderdi.

•Agop Efendi: Darphane'nin bütün sorumluluğu Agop Efendi'nin elindeydi. Servet yapma fırsatları elbette çok fazlaydı ve kendisi de çok zengin oldu.

•Gümüşgerdan: Ermeni Gümüşgerdan ise Saray Harem'inin kadın kıyafetleri tasarımcısı ve yapımcısıydı. Hâlâ burada yaşıyor ve son derece zengindir.

•Balian (Ermeni) ailesi: Sultan Mahmud'un zamanından beri babadan oğula geçerek padişahlar için saraylar ve binalar için seçkin mimarlar olmuştur. Dolmabahçe, Çırağan, Beylerbeyi, Yıldız, Ihlamur Kasrı ve Asya kesimindeki Göksu ve Küçüksu vb. sarayları inşa ettiler ve biri hâlâ benim imparatorluk mimarımdır.

•Michael Portakal Paşa: Bir Ermenidir ve şu anda Hazine-i Hassa’dan sorumlu Bakanımdır. Padişaha ait tüm kamu arazileri ve tüm gayrimenkuller üzerinde münhasır kontrole sahiptir.

Sultan Abdülhamid’in elçiye sözünü ettiği Osmanlı hizmetinde Ermeniler listesine baktığımızda gerçekten de 106 Ermeni’nin çok önemli makamlarda çok iyi maaşlarla istihdam edildiği görülmektedir.

Ermeni olaylarının en kritik dönemlerinde bu kadar kişinin Osmanlı devletinde çeşitli kadrolarda görev yapması Osmanlı devletinin Ermenilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yaptığı iddialarını çürütecek boyuttadır. Ayrıca batıda eli kanlı bir diktatör olarak anılan Sultan’ın da Ermenilerle kişisel bir sorunu olmadığını göstermektedir.

7)Ermeniler Nankörlük Yaptı ve Hükümeti Yok Etmeye Kalkıştılar

Sultan Ermenilere karşı ırki veya dini nedenlerle bir nefret duymadıklarını bu örneklerle açıkladıktan sonra Ermeni olaylarının çıkış sebeplerine değindi. Sultan Abdülhamid’e göre Sarayın Ermeni ırkına yaptığı onca iyiliklere rağmen ihtilalci Ermeni komiteleri ve devletin zenginleştirdiği Ermeniler hükümeti yok etmeye kalkışmışlardı ve bu durumda işler değişmişti.

Sultan Ermenilerin onca iyilik yapılmasına karşılık nankörlük göstermelerine epey içerlemiş olmalıydı ki elçinin de iyi tanıdığı bir Ermeni cilt ustası ile ilgili şu anısını aktardı:
Bu (cilt ustası) adam, geçen yıl 26-27 Ağustos'taki karışıklıklardan sonra korkup Amerika’ya kaçmış. İngilizce konuşamadığı ve iş bulamadığı için geri dönmek istediğini söyleyerek Saray'a bir mektup yazdı ve Sultan’ın sağ salim dönmesine izin verilmesi için talimat vermesini istedi. Daha sonra doğrudan padişaha mektup yazarak parasının olmadığını bildirdi. (Elçi Terrell’in naklettiğine göre burada Sultan gülmeye başladı ve şunları söyledi): “Şimdi Amerika'nın Hıristiyan halkı buna pek inanmayacak, ama ben onun iyi bir adam olduğundan emin olarak adama evine dönmesi için 1000 frank gönderdim.”

Prof Dr Kemal Çiçek hocanın Türk Yurdu Dergisine (Nisan 2025) yazdığı yazıyı aynen paylaşıyorum. Geniş araştırma yapmak isteyenler ekteki kitabı edinebilirler.

Lütfen dikkatle okuyup
paylaşalım 🌿🌿🌿Image
Image
1- II. ABDÜLHAMİD’İN ERMENİ SORUNUNA BAKIŞI
Prof. Dr. Kemal Çiçek
Yeni Türkiye Stratejik Araştırma Merkezi ANKARA

Bu makalemizde Ermeni Sorununun uluslararası bir sorun olmaya başlaması evresinde Sultan II. Abdülhamid’in Ermeniler ve Ermeni sorununa bakışını değerlendireceğiz.

Abdülhamid döneminde Ermeni sorunu hakkında çok sayıda kapsamlı çalışmalar yapılmasına rağmen Sultan’ın bakış açısı hakkında oldukça az araştırma yapılmıştır. Fikrettin Yavuz’un Abdülhamid döneminde Amerikan elçisi olan Alexander Watkings Terrell hakkındaki enfes eseri ve Baha Gürfırat’ın çok kısa bir makalesi dışında konu ele alınmamıştır. Ayrıca bu akademik çalışmalar da kamuya mal olmamış, başka bir deyişle Sultan Abdülhamid’in Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı yeterince dikkat çekmemiştir. Halbuki Abdülhamid’in bu konudaki kişisel görüş ve tespitleri kanaatimizce son derece önemli ve değerlidir.

Zira Ermeni Sorununun uluslararası bir boyut kazanması da, ilk önemli Ermeni olayları da onun zamanında yaşanmıştır. İşte bu bakımdan Sultan’ın Ermeni sorununa kişisel yaklaşımı daha fazla ilgiyi hak etmektedir. Burada kişisel bakışı tespitimin altını çizmek isterim, çünkü onun fikirlerinin tam anlamıyla Osmanlı dış politikasına yön verdiğini de iddia etmek doğru değildir. Bununla birlikte özellikle Batılı devletler ve Osmanlı-Ermeni sorunu araştırmacıları Ermeni sorununun çıkışını Sultan Abdülhamid’in siyasetine bağlama eğilimindedirler ki bu doğru değildir.

Sultan Abdülhamid, Ermenilerin ayaklanmasını gerektirecek ve haklı çıkartacak hiçbir siyaset izlememiştir. İzlediği iddia edilen İslam birliği siyasetinin –ki ne kadar etkili olduğu tartışmalıdır- Ermenileri isyana yönelttiği tezleri dayanaksızdır. Bu konuyu detaylı tartışmak bu kısa makalenin kapsamını aşarsa da kısaca Ermeni sorunu ve uluslararasılaşma sürecini hatırlatmak Sultan’ın soruna yaklaşımının anlaşılmasına katkı yapacaktır.

Ermenilerin Uluslaşma Süreci Nasıl Başladı?

Türk-Ermeni ilişkilerinin tarihçesi Ermeni sorununun temelinde, 19. yüzyıl başlarından itibaren Osmanlı toplumuna da sirayet eden uluslaşma ve milli devletlerin kurulma sürecinin hızlanmasının yattığını göstermektedir. Bununla birlikte Ermeni milli kimliğinin filizlenmesinde en büyük paya sahip olan Sultan Fatih Sultan Mehmet’tir. Sultan Mehmet adeta Ermenilerin siyasi, sosyal ve ekonomik bakımdan kaderlerinideğiştiriştir. Şöyle ki; Bizans tarafından Van ve civarında yaşadıkları topraklardan 11. yüzyıldan itibaren sürekli Orta ve Batı Anadolu’ya sürgün edilen ve hor görülen Ermeniler, Fatih Sultan Mehmet tarafından taltif edilmişlerdir. 1461 yılında,Fatih Ermeni ileri gelenlerinden altı aile ile birlikte Hovakim’i “Patrik unvanıyla” Bursa’dan İstanbul’agetirtmiştir. Ayrıca Anadolu’nun çeşitli şehirlerinden çok sayıda Ermeni’yi İstanbul’a taşıyarak, burada altı cemaatlik bir Ermeni toplumu meydana getirmiştir. 1478 tahrir defterinde İstanbul’da yaklaşık 1000 hane Ermeni cemaati yaşadığı görünmektedir. Ermeni dini liderlerinin Patrik unvanını kullanması ise muhtemelen Kanuni Sultan Süleyman zamanında olmuştur. Aynı tarihte gerçekleşen ilginç bir tarihi olay da, Kozan’daki Ermeni Patrikliğinin Eçmiazin’e taşınmasıdır.

Bu tarihten sonra zımmi statüsündeki Osmanlı milletlerinden birisi olarak Ermeniler çok huzurlu bir dönem yaşamışlar vedevlete önemli hizmetlerde bulunmuşlardır. Orta Anadolu bölgesinden yeni getirilenlerle nüfusu sürekli artan Ermeniler, İstanbul’da ilk matbaalarını 1587 yılında kurmuşlardır. Devlete bağlılık ve hizmetlerinden dolayı “millet-i sadıka” olarak anılmışlardır. Nitekim 1835-1839 yılları arasında Türkiye’de bulunan Helmut von Moltke İstanbul’da Ermeni seraskeri Husrev Paşa’nın Ermeni tercümanı Mardiraki ve ailesinden “Hıristiyan Türkler”şeklinde söz etmiştir. Pek çok gözlemci ve seyyah da Ermenilerin Türkçeden başka dil bilmediklerini kaydetmişlerdir. Amerikan misyonerleri de aynı nedenle mezhep değiştirttikleri Ermenilere bile Türkçe olarak ayin yapmak zorunda kalmışlardır.Image
Image
2-İşte bu şekilde Türklerle iyi kaynaşmaları ve kurdukları dostluk sayesinde Ermeniler Osmanlı bürokrasisinde de önemli görevler üstlenmişlerdir.

Osmanlı arşiv belgeleri Ermenilerin tercüman, vergi toplayıcısı, mimar, zanaatkâr, hazinedar, meclis üyesi ve hatta bakan olarak her türlü göreve ön yargısız olarak tayin edildiklerini göstermektedir. Böylece amira olarak bilinen sınıflar arasında çok sayıda aristokrat Ermeni ailesi ortaya çıkmıştır.

Ermeniler arasından 17. yüzyılda GrigorDaranaghtsi ve 18. yüzyılda Eremia Çelebi Kömürciyan gibi ünlü tarihçi, şair ve edebiyatçılar yetişmiştir . 18. yüzyıl başlarında İstanbul’da sayıları dörde ulaşan Ermeni matbaalarında 40 cilt, çoğu dini içerikli kitap basılmıştır. Askerlik hizmetinden muaf oldukları için ticarete ve sanat hayatına atılan Ermeniler, bu alanda da çok başarılı aileler çıkarmışlardır. Kuyumcu olan Düzyan ailesi, mimar olan Balyan ailesi, tekstilci Bezciyan ailesi, ressam Manus ailesi, mühendis ve diplomat çıkaran Dadyan ailesi bunlar arasında akla ilk gelenlerdir. Ayrıca özellikle Tanzimat sonrasında pek çok Ermeni de bakanlık seviyesine kadar yükselerek Osmanlı İmparatorluğunu dış ülkelerde temsil etmişlerdir. Osmanlı sultanlarının özel hekimleri arasında Bogos (1744-1814), Manuel (1775-1858) ve Pavlaki (1806-1887) gibi pek çok Ermeni vardır.

Ne var ki bu dostluk ve iyi komşuluk havası Ermeniler arasına yabancı misyonerlerin yerleşmesi ile bozulmaya başlamıştır. Bir yandan 1816 yılında Moskova’da kurulan Ermeni Şark Dilleri Enstitüsünün ajanları diğer taraftan Batı kiliselerine mensup misyonerlerin çalışmaları Ermenilerle Türkler arasında ilişkileri yavaş yavaş kopma noktasına getirmiştir. Özelikle Katolik, Protestan ve Rusya kökenli misyonerlerin Ermeniler arasında yürüttüğü ayrılıkçı çalışmaların etkisi vurgulanmalıdır. Çünkü misyonerlerin farklı mezhepler adına yürüttükleri faaliyetlerin sonucunda sadece Türk-Ermeni ilişkileri zarar görmemiştir. Ermeniler de farklı mezheplere bölündüğü için birbirlerine yabancılaşmışlardır.

Osmanlı Millet Sisteminin Çöküşü ve Ermeni Milletinin Parçalanması
Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren Osmanlı devletinin Ermenileri bir millet çatısı altında toplama gayretlerine karşılık, özellikle Amerikan ve İngiliz Protestan misyonerleri 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren emellerine ulaşmışlardır. 1850’de İngiltere hükümetinin siyasi desteği sayesinde Ermeniler arasından bir Protestan Ermeni milleti çıkartmışlardır.

Sayı bakımından az olmakla beraber, Amerikan misyonerleri vasıtasıyla akan paralar sayesinde Protestan Ermeniler toplum içinde ağırlıklarını gitgide arttırmışlardır. Böylece büyük çoğunluğu Gregoryen Ortodoks ve az sayıda Katolik Ermeni cemaatlerine, Protestanlar da ayrı bir kilise ve cemaat olarak katılmışlardır.

Avusturya, İtalya ve Fransa’nın Katolik Ermenileri, Rusya’nın 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından itibaren Ortodoks Ermenileri ve İngiltere, Almanya ve Amerika’nın Protestan Ermenilerini himaye altına almaları, Osmanlı millet sisteminin toplumda oluşturduğu hassas dengelerini bozmuştur. Kendi ülkelerinde etnik, kültürel ve dinsel ayrımcılık yaşayan misyonerler, Osmanlı coğrafyasına da “öteki” anlayışını taşımışlardır. Ermenilere aşılanan bu yeni bakış, dinsel ve etnik farklılıkların ilişkilerde belirleyici olmasına sebep olmuştur.
Şunu hatırlatalım ki Osmanlı Devleti’nin egemenliği altındaki uluslara tanıdığı, “millet statüsü”,onlara özerk yaşama hakkı veriyordu; bu hak, devletin güç kaybetmeye başladığı dönemlerde Batılı devletler ve Rusya tarafından istismar edilmiş; kapitülasyonlar sayesinde Batılı büyük devletler, Osmanlı gayrimüslim ahaliyi örgütleyerek Osmanlı Devleti’ni parçalama stratejisini uygulamaya başlamışlardır.

Nitekim İngiltere, Fransa ve Rusya, Berlin anlaşması sonrasında Osmanlı hükümetini iç işlerini reformlarla iyileştirmeye zorladı. Osmanlılar, birkaç askeri yenilgiden sonra isteksizce de olsa pes ettiler.Image
Read 19 tweets
Apr 23
Latin Alfabesi dediğimiz eski Türk alfabesidir. Etrüskler de kullanmıştır,
Atatürk bunu fark edip gününüze uyarladı ve Dünya'nın en güzel alfabesini ortaya çıkarttı, adına da Yeni Türk Alfabesi dedi.
Arapcı Zübüklerin kavranması boşunadır.
Ve böylece gizli hazineleri keşfedebiliyoruz.
Alkışlar @Caglas_Stories 🧿🧿🧿
@Caglas_Stories Prof Dr Necati Demir de şaşırdı bu işe...
Read 10 tweets
Apr 10
TÜRKLERİN GENETİK TARİHİ VE TAKİBATI.
Türk halklarında çoğunlukla görülen Y-DNA haplogrupları, MÖ 46.000-65.000‘de ortak atalarda birleşmektedir. Bu bağlamda Türklerin binlerce yıl içerisinde farklı haplogruplara bölünerek oluşmuş kültürel, tarihi ve lisani bir soy birliği olduğu görülmektedir.

Genetik araştırma verileri, Türklerin tek bir haplogruptan değil, en az 14 haplogruptan müteşekkil olduğunu göstermektedir. Aşağıda listesini verdiğimiz bu haplogrouplardan yaklaşık 12 tanesi (G, H, I, J, K, L, N, O, P, Q, R, T), 48.000 yıl önce F haplogrubu idi. F haplogrubundan türeyen erkeklerin binlerce yıl içerisinde y-str değerlerinde mutasyon gerçekleşmesiyle yeni haplogruplar oluşmuştur. F haplogrubu, Moğollarla ortak atamızdan 65.000 yıl önce ayrılmıştır. Bugünkü Türklerin ataları MÖ 65.000 ilâ 46.000 yılları arasında F haplogrubu idi. Aynı tarihlerde Moğolların ataları ise C haplogrubu idi. Türklerin ata haplogrubu (F), MÖ 46.000 ilâ 20.000 yılları arasında çeşitli mutasyonlara uğrayarak alt kollara ayrılmış ve yeni haplogruplar oluşmuştur.[F] Teknik olarak 48.000 yıl önceki atalarımız temel alınırsa, şuan F’nin alt dallarındaki tüm Türkler için F haplogrubundan türeme denilebilir.

F haplogrubundan türeyen alt haplogruplar (özellikle G, H, I, J, K, L, N, O, P, Q, R, T), Orta Asya Türklerinde görülen Y-DNA haplogruplarıdır. Bazı Türk boylarında da görülen C haplogrubu ve alt dalları ise en fazla Moğollarda ve Tunguzlarda görülmektedir. Bu iki haplogrup (C ve F), 65.000 sene önceki CF haplogrubundan türemiştir.[CF] Bununla birlikte C, D ve E haplogruplarının bazı alt dalları da, F haplogrubu kadar yoğun olmasa da Türkler arasında görülmektedir ve Türk toplumunu oluşturan ön Türkler arasında yer almışlardır. +++

Foto: Türk Tarih Tezi'nde
Türk İskit imparatorluğu 🔽Image
Image
1-++Türklerin atayurdu olarak bilinen Orta Asya’da Türk kabilelerinde F haplogrubu ve alt kollarını yoğun miktarda görmek mümkündür. Alt grupların dağılma yönleri dikkate alındığında, F haplogrubunun dağılma noktasının Orta Asya olduğu tahmin edilmektedir. Nitekim F haplogrubunun kolları Afrika’da pek görülmemektedir. Ayrıca F paragrubunun Kazaklarda, Sarı Uygurlarda, Özbeklerde, Tibet, Çin ve Himalayalarda görülmesi, bu ata haplogrubunun Orta Asya’dan dağılmış olduğunu ortaya koymaktadır.[2, 26]

İnsanlık kültürünün ilk yaşam tarzlarının izlerini taşıyan Ön Türk olarak tabir edebileceğimiz Türklerin ataları, savaşçı ve yarı göçebe olmaları nedeniyle binlerce yıl içinde çok geniş bir coğrafyaya dağılmış, bu göç dalgalarıyla çok sayıda haplogrup dünyaya dağılmıştır. Nitekim F’nin mutasyona uğramasıyla Türklüğün oluşum sürecinde farklı haplogruplar ortaya çıkmaya başlamış ve Türklerin yaşadığı aynı coğrafyada birden çok haplogrup (F’nin varyasyonları) bir arada görülmeye başlamıştır. Ancak Türklerin budunlar (Kıpçak, Kırgız, Karluk, Oğuz gibi) halinde ayrı gruplarda yaşamaları nedeniyle her bir budunda farklı haplogruplar baskın durumda olmuştur.

Günümüzde sondan eklemeli dillerin konuşulduğu halklarda ve coğrafyalarda C, D ve F haplogruplarından türeyen alt dalların görülüyor olması, sondan eklemeli dillerin (dolayısıyla Ön Türkçe’nin) doğuş noktasını, çok daha eski zamanlara götürmektedir. F haplogrubunun türevi olan günümüz haplogrupları (G, J, N, Q, R gibi), sondan eklemeli dil konuşan diğer uluslarda (Kafkas dilleri, Ural-Altay dilleri) ve antik halklarda (Sümerce, Etrüskçe, Hattice, Elamca, Hurrice) en fazla görülen haplogrup kümesini oluşturmaktadır. F’nin yeni haplogruplara bölünme sebebi de farklı coğrafyalara dağılmalar sırasında veya öncesinde yaşanan zamana bağlı olarak mutasyonların gerçekleşmiş olmasıdır. Ancak sondan eklemeli dil konuşanların dillerinde mekanın değişmesine paralel olarak zamanla farklılaşma ve ayrışma gerçekleşmiştir; ancak bu diller sondan eklemeli olma özelliğini korumuştur. En eski Ön Asyalılar (Hattiler, Sümerler vb), Orta Asyalılar, Kafkasyalılar ve İdil-Ural bölgesi halklarının sondan eklemeli diller konuşması da bu köken birliğine işaret etmektedir. Yine F’nin kardeşi diyebileceğimiz C ve D haplogruplarının yaygın görüldüğü Moğol, Tunguz, Kore, Mançu ve Japon halkları da yapı itibariyle sondan eklemeli dil konuşan kadim halklardandır. Genetik tahminlerden yola çıkılırsa sondan eklemeli diller, yaklaşık 65.000 sene önce büyük ihtimalle benzer bir dil konuşuyordu.

Haplogruplara paralel olarak binlerce yıl zarfında otozomal genlerin mutasyona uğramasıyla farklı gen bileşenleri oluşmuş ve insanların fiziksel görünümünde bazı değişiklikler olmuştur. Otozomal bileşenler mukayese edildiğinde Türki halkların ortak genlere sahip olduğu görülmektedir. Ancak ortak otozomal genler her bir Türki toplulukta farklı oranlarda görülebilmektedir. Bu da fiziksel görünümde bir takım değişiklikleri ortaya çıkarmıştır. Y-DNA haplogrupları otozomal genlerden farklıdır.

Aşağıdaki listede Türk ırkını oluşturan Y-DNA haplogrupları ve alt dallarının, yurtdışı Türki topluluklardaki oranlarına yer verilmiştir:

C haplogrubu: Kazaklar %36 [1], Karakalpaklar %22.7 [3], Kırgızlar %8.9 [2], Hakaslar %5.7 [4], Uygurlar %4.3 [5]

C haplogrubu, Kazaklar, Moğollar ve Tunguzlarda yüksek oranlarda görülmesi nedeniyle Kuzey Doğu Asya özelliği olarak adlandırılmaktadır. C haplogrubunun Batı/Güney/Kuzey Türklerinde çok az görülmesi, bu haplogrubun Moğol istilası ile Türkler arasında yayıldığına işaret edebilir. Ancak C haplogrubunun bazı alt grupları çok daha eski zamanlarda Ön Türkler arasında yer almıştır.

E haplogrubu: Çuvaşlar %14 [6], Kazan Tatarları %5.7 [6], Kazaklar %2[1], Özbekler %1.5[1]

Devamında ,Image
2- Özellikle Afrika, Orta Doğu ve Yunanistan’ın güney kesimlerinde görülen E haplogrubu, Ural-Volga bölgesinde yaşayan Türk halklarında da yaklaşık %14’e varan oranlarda görülmektedir. Aslında bu oran azımsanamayacak kadar fazladır. Türklerde E haplogrubunun hangi varyasyonunun görüldüğü henüz belirlenemese de bu haplogrubun çok eski zamanlarda Ön Türkler arasında yer aldığı Ural-Volga örneklerinden açıkça anlaşılmaktadır.

F haplogrubu: Özbekler, Türkmenler [26], Kazaklar %4.8 [2], Sarı Uygurlar %6.2 [2]

45.000 yaşındaki F haplogrubu, G, I, J, K, L, M, N, O, P, Q, R, S, T temel haplogruplarının atasıdır. F haplogrubunun bir kaç alt grubu fazla mutasyona uğramadığı için temel haplogrup F altında F*, F1, F2, F3 şeklinde sınıflandırılmaktadır. Orta Asya’da Kazaklarda ve Kuzey Çin’de Sarı Uygurlarda F* haplogrubunun ortalama %5 civarında görülmesi dikkate değer bir durumdur. Bu haplogrup Balaresque et al’in 2015 çalışmasına göre Özbekistan ve Türkmenistan’da da görülmektedir.

Ayrıca F1, F2 ve F3 şeklinde sınıflandırılan F haplogrubu örneklerinin özellikle Hindistan, Tibet, Nepal, Çin, Sibirya gibi bölgelerde görülmesi, ilgili haplogrupların İç Asya’dan dünyaya dağılmış olma ihtimalini güçlendirmektedir.[25]

G haplogrubu: Kazaklar %10 [1], Kazan Tatarları %7.6 [6], Özbekler %3.9 [9]

G haplogrubu temelde G1 ve G2 şeklinde ikiye ayrılmaktadır. Kazaklar (özellikle Orta Cüz kabilelerinden Argunlar)’da en fazla G1 görülürken, Kuzey Kafkasya çevresinde, Orta Asya ve Güney Orta Asya’da G2a’nın alt dalları mevcuttur. Kazakistan’da Tatarlar ve Nogaylarda G2a daha yüksek oranlarda görülmektedir. Avrupalı Macarlarda ve Kazakistan’nın yerlisi Madjar boyunda G1 haplogrubu aynı 12 STR değerlerine sahiptir. Haber et al ve Cristofaro et al çalışmalarına göre Afganistanlı Türkmenler ve Hazaralarda G2a ‘nın P303 dalı mevcuttur.

H Haplogrubu: Uygurlar %8[2], Türkmenler %6 [3], Özbekler %3.1[9]

Güney Asya’da daha yoğun bulunan H haplogrubu, belirli oranlarda Orta Asya Türklerinde de bulunmaktadır. Hindistan’da daha yaygın olan bu haplogrubun, özellikle Uygur Türklerinde %8 oranında görülmesi dikkat çekicidir.

I1 haplogrubu: Kazan Tatarları %11.3 [6], Tuymaznsky Tatarları %8 [6], Çuvaşlar %7 [6], Gagauzlar %4 [7]

I1 haplogrubu, Kuzey Avrupa’da en çok %37 ile İsveç, %31.6 ile Norveç, %29 ile İzlanda, %28 ile Finlandiya’da görülüyor. Bu haplogrup, Kuzeye yakın Türklerde görülmekle birlikte Orta Asya’da da cüz’i miktarda bulunmaktadır.

I2 haplogrubu: Gagauzlar %20 [7], %4.7 Çuvaşlar [6], %1.9 Kazan Tatarları [6], %4 Tuymaznsky Tatarları [6]

I2 haplogrubu, %55.5 ile en fazla Bosna Hersek’te, %26 oranında Romanya’da görülmekte ve Balkanlarda ağırlıkta olan bir haplogruptur. Gagauzlarda ve Balkan Türklerinde yaygın bir haplogruptur. I2a, Orta Asya’da Kazaklarda ve Tatarlarda görülen bir haplogruptur.

J1 haplogrubu: Azerbaycan Türkleri %15.2 [8], Özbekler %2,3 [9], Çuvaşlar %2.3 [6], Tuymaznsky Tatarları %2 [6], Kazaklar %2 [1], Gagauzlar %2 [7]

30.000 yaşında olan J1 haplogrubu, her ne kadar Orta Doğu’da daha fazla görülen bir haplogrup olsa da Orta Asya’da ve Türkçe konuşan topluluklarda mevcuttur. J1 haplogrubunun alt dalları konusunda henüz çalışmalar yeterli değildir. J1 haplogrubu geniş bir alana yayılmış olmakla birlikte yurtdışı akraba Türklerde belirli oranlarda görülmektedir. J1, özellikle Oğuz grubu Türklerde, Tatarlar, Nogaylar ve Kafkasyalı Türklerde görülmektedir. Türklerde ve Kafkasyalılarda görülen J1 alt dalları, Semitik topluluklarda görülen J1 alt dallarından genel olarak farklıdır.

J2 haplogrubu: Uygurlar %34[2], Özbekler %30.4[2, Doğu Türkistan], Azerbaycan Türkleri %30.6[20], Karay Türkleri %30[19], Hazaralar %26.6[22], Kumuklar %25[21], Balkarlar %24[10], Litvanya Tatarları %18.9[23], Türkmenler %17[11], Özbekler %16[9], Kazan Tatarları %15.1[6], Çuvaşlar %14[6], Nogaylar %10.4[21], Kazaklar %7[1]

Devamında,Image
Read 7 tweets
Mar 2
KÜRT BİLİNEN ÜNLÜ ERMENİLER

Onbinlerce insanın kanını ellerinde taşıyan PKK lideri Artin Agopyan (APO) ermenidir.
“Parmaksız Zeki” kod adlı Şemdin Sakık, Ermeni’dir. Nenesinin Ermeni olduğunu kendisi açıklamıştır.
Bölücü Kürt partisi milletvekili Sırrı Sakık Ermeni’dir.
Bölücü Kürt partisi sözde “eş başkanı” Emine Ayna, katıksız bir Ermeni’dir.

PKK’nın önderlik ettiği, şimdi pek adı duyulmayan “sürgünde Kürdistan hükümeti” delegesi, 1959-Silvan doğumlu Semra Bakır, Ermeni’dir. Semra’nın kardeşi Orhan Bakır’ın asıl adı Armenak’tır. Ermeni terör örgütü TİKKO mensubu idi, Örgütün merkez komitesine kadar yükselen Orhan Bakır, güvenlik güçleriyle girdiği çatışmada Bingol’de öldürülmüştür.
1977-Silvan doğumlu Bülent Bakır Ermeni’dir.

“Sürgündeki hükümet” delegesi Meryem Tabaş Ermeni’dir. Dedesi Hokar, nenesi Haykanuş’tur.

“Zazan Bertin” kod adlı 1980-Silvan doğumlu Ruşen Tapancı Ermeni’dir. Dedesinin adı Ohannis’tir. “Mavi Çarşı”nın yakılması eylemine katılmıştır.

1975 doğumlu Yusuf Cihangir Ermeni’dir. Dedesinin adı Vartan’dır.
1965-Karakaçan doğumlu Adnan Dizin Ermeni’dir. Dedesinin adı Kirkor’dur.

1970-Siirt doğumlu Nihat Türksoy, hiç de TÜRK soylu değildir, Ermeni’ dir. Dedesinin adı Serkis, nenesinin adı Zerdo’dur.

1977-Bozova doğumlu Mehmet Güzel Ermeni’dir. Dedesinin adı Mıgırdıç, nenesinin adı İlsevik’tir.

“Cihan” kod adlı, 1974-Pertek doğumlu Akif Yadigâroğulları Ermeni’dir. Büyük dedesi Apkar, nenesi Maryam’dır.

1973-Ömerli doğumlu Metin Gümüş Ermeni’dir. Büyük dedesi Artin, ninesi Dihram’dır.

1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Bu hıristiyan herif, “HADEP İmamlar Birliği” üyesi olmuştur!..

1978-Silvan doğumlu Sidar Şimşek Ermeni’dir. DEHAP ilçe teşkilatında görev yapmıştır. Büyük dedesi Bedros, nenesi Luşin’dir.

1977-Diyarbakır doğumlu Mehmet Sami Geniş Ermeni’dir.
Uyuşturucu madde kaçakçısıdır. Yakalanıp, 11.12.2002 tarihindeİstanbul; 6.DGM mahkemesinde CK/405 ve CK/403: Uyuşturucu madde ticaretinden yargılanarak 6 yıl 8 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır. Büyük dedesi Serkis, nenesi Şuşi’dir.

1975-Afşin doğumlu Özgür Erbil Ermeni’dir. Sahte belgeler ile yurtdışına çıkmıştır. Almanya’da, uyuşturucu tâciridir. Büyük dedesi Akup (agop), nenesi Lüsye’dir.
Devam ediyor...Image
Devamı: 1977-Silvan doğumlu Orhan Olsen Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı İliyo, nenesinin adı Mari’dir. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1968-Muş doğumlu Kutbettin Akşula Ermeni’dir. 1992 yılında Muş ilinde PKK terör örgütüne maddî yönden destek sağlamak amacıyla silah kaçakçılığı yapmaktan tutuklanmıştır Büyük dedesi Vartan, nenesi Zelha’dır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1979-Yurtbeyi doğumlu Barış Başak Ermeni’dir. Büyük nenesinin adı Kotine’dir. DTP kurucu üyesidir.

1953-İdil doğumlu Abdülaziz Özdemir Ermeni’dir. Dedesi Yusuf, ninesi Kazo’dur. 21.2.1991 günkü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.

1972-Siverek doğumlu Levent Kayadağ Ermeni’dir. Dedesi Migdat, ninesi Havuş adındadır. 16.10.1993 günü çatışmada ölü ele geçirilmiştir.

1954-Beştüşşebap doğumlu Mehmet Öztunç Ermeni’dir. Dedesinin adı Musa, nenesinin adı Miran’dır. PKK’ya yardım ve yataklıktan tutuklanmış, daha sonra HADEP Antalya İl Kurulu’na seçilmiştir.

1977-Karayazı doğumlu İdris Sefil Ermeni’dir. Terörden hapis yatmış, sonra bir ara Konya HADEP Gençlik Komitesi üyeliği yapmıştır. Sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.
İdris’in akrabası Ersin Sefil de Ermeni’dir. Kuzey ırak’ta çatışmada öldürülmüştür.

1974-Hazro doğumlu Haci İçer’in hacılıkla hocalıkla alâkası yoktur, Ermeni’dir. Dedesi Ali, nenesi Gule’dir. HADEP Hazro İlçe Yönetim Kurulu üyesi idi. O da sahte çürük raporu alarak askere gitmemiştir.

1973-Yaylayanı doğumlu Dilâver Öncü Ermeni’dir. HADEP Konak Şubesi Yönetim Kurulu üyesi idi. Izmir’de misyonerlik faaliyetinde bulunmuş, kilisede vaaz vererek hıristiyanlık propogandası yapmıştır.

1965-Firke doğumlu Edip Yıldız Ermeni’dir. Büyük dedesi Gaço, nenesi Rihan’dır. HADEP Parti Meclisi üyesi idi. PKK’lı suçluların avukatlığını yapmaktadır. Nevşehir E tipi cezaevinde yatan PKK terör örgütü mensubu Nimet Can’ın avukatlığını yapmıştır.

1964-Benek doğumlu Haşim Benek Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Şiho, nenesinin adı Kitro’dur.
16.03.1985 günü Şırnak ilçesi Dereler Köyü civarında, Eşek Mağaraları mevkiinde güvenlik kuvvetleri ile teröristler arasında çıkan çatışmada sağ olarak ele geçirilmiş ve Diyarbakır mahkemesinde CK/ 1 68 : yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmıştır. Hapis yatmış, sonra DEP Antalya-Muratpaşa Belediye Encümeni adayı olmuştur.

1954-Kamberşeyh doğumlu Mahmut Hakkı Eşiyok Ermeni’dir. Büyük dedesinin adı Hokar, nenesinin adı Haykanuş’tur. HADEP İstanbul il teşkilatı sekreterliği yapmıştır.

1959-Urfa doğumlu İzzettin Kalaycı Ermeni’dir. 11.7.1986 tarihinde Diyarbakır 1. As. mahkemesinde CK/168 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan yargılanmış 8 yıl 8 ay hapis yatmış, sonra Şanlıurfa HADEP il teşkilatında görev almıştır.
23.06. 1 996 tarihinde Ankara’daki HADEP 2. olağan kongresinde Türk bayrağının indirilerek PKK bayrağı asılması olayına karışmıştır.

1948-Kölük doğumlu Mehmet Cantekin Ermeni’dir. Büyük dedesi Bedros, nenesi Meryem’dir.

Diyarbakır merkez Kayapınar Belediye başkanlığı yapan Mehmet Cantekin, 1995 tarihli milletvekili seçimlerinde Diyarbakır HADEP Milletvekili adayı olmuştur.

Mehmet Cantekin Kulp Karpuzlu da köy koruyucularını yönlendirerek terör örgütü PKK’ya lojistik destek sağlamaktadır. 2003 yılında PKK’nın 1978′de kurulduğu Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Fis köyünde DEHAP ve Göç-Der yöneticileri ile birlikte ‘barış ağacı’ adı altında ağaç dikmek töreni düzenlemiştir. Törende bölücü başı Öcalan’ı övücü sloganlar atılmıştır.

1953-Siirt doğumlu Maruf Altın Ermeni’dir. Büyük dedesi Ohanis, ninesi Pori’dir. Ama babasının dönme adı Hüseyin, anasının dönme adı Nafiye’dir. Böylece pek çok kişinin yaptığı gibi Ermeni olduklarını gizlemişlerdir. DEP İzmir-Konak ilçe teşkilatı üyesi idi. 23 Eylül 1998 tarihinde TCK 1 68 : Yasadışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 1 2 yıl 6 ay ağır hapis cezasına mahkûm olmuştur.

Devam ediyor...Image
Devamı: 1973-Urfa doğumlu Mehmet Sait Yalçın Ermeni’dir. Dedesi Girbuş, ninesi Varti’dir.
Ancak babasının dönme adı Mehmet Kerim, anasının dönme adı Mevlude’dir. 1997′deki Bodrum bombalı saldırısının sorumlusudur.
Müebbet hapse mahkûm olmuştur.

1975-Hazro doğumlu Zanamazak Yezidî’dir.

1973-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Şaşmaz Yezidî’dir.

1971-Nusaybin doğumlu Abdullah Şaşmaz, kendini hiç de ALLAH’ın kulu saymaz, Yezidî’dir.

1975-Hazro doğumlu Nevzat Tedik Yezidî’dir.
Halit-Revzete’ den olma Nevzat Tedik’in nenesi Hüsna Tedik Diyarbakır il teşkilatı HADEP üyesi de olan PKK’nın gençlik örgütlenmesi içinde yer alan Nevzat Tedik, 11 Ekim 2001 tarihinde TCK 1 68: Yasa dışı silahlı örgüt kurmak veya katılmaktan 12 yıl 6 ay ağır hapis cezasına çarptırılmıştır.

PKK’nın Avrupa’daki kasası Nuriye Kesbir Yezidî’dir.
Aynı zamanda Kongra-Gel PKK’nın cephe örgütü Avrupa Kürt Demokratik Toplum Koordinasyonu (CDK) sözde meclis üyesidir. Eylül 200 1 ‘de Hollanda’ya yasadışı yollardan girmek isterken yakalanmıştır.

1980-Midyat doğumlu Şevkiye Atalan Yezidî’dir.

1966-Midyat doğumlu Fahrettin Şahin Yezidî’dir.

Adana’da yakalanan PKK’lı canlı bomba Hatice Arat Yezidî’dir. Dedesi Hasso, nenesi Meryem de Yezidî’dir.
1955-Beşin doğumlu Osman Ergin Yezidî’dir. DTP Merkez Yönetim Kurulu üyesidir.

Batılılar’ın aleyhimize kullanmak için sözüm ona “Türkler” arasından seçtirdiği, Avrupa Parlamentosu üyesi Feleknaz Uca, Yezidî’dir.

Feleknaz’ın babası Abdullah Uca, “Yezidî Kürdistan Birliği” başkanıdır, Elbette o da Yezidî’dir.
Televizyonlarda boy gösteren Metin Uca nedir, size kalmış… Çünkü bu bölücü-militanların yumuşak uzantısı tüm medya, bürokrasi, parlamento ve hatta asker içindedir.

1971 -Midyat doğumlu Seyithan Alpar Süryânî’dir, yani SEYYİT Peygamber torunu) falan değil, düpedüz Hıristiyan’dır.

1976-Midyat doğumlu Metin Kesenci Süryânî’dir. “Beth Nehrin” adlı Süryânî ve Asurî örgütünün kurucusudur.

1975-Midyat doğumlu Adnan Kesenci Süryânî’dir.

1983-Nusaybin doğumlu Bilal Yürek Süryânî’dir.

1980-Pervari doğumlu Salih Boğdu Süryânî’dir.

1937-Ceylanpınar doğumlu Şemsi Emen Süryânî’dir. HADEP üyesi idi.

1969-Kurtalan doğumlu İhsan Kaya Süryânî’dir. Romanya’da PKK insan, silah, ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmaktayken sahte pasaport ve kimlikle yakalanmıştır. Büyük dedesi Görgis, nenesi Şemuni’dir.

1962-Siirt doğumlu Basri Kaysi Süryânî’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. İHD Siirt Şubesi üyesi, ve DEHAP Siirt il teşkilatı delegesi idi.

1980-Siirt doğumlu Ayhan Kaysi Süryâni’dir. Büyük dedesi Gorgis, ninesi Şemuni’dir. Pek çok olaya karışmış, 1997′de teslim olmuştur.
Itirafçı olmuş, 1999′da tahliye edilmiştir.

1952-Nusaybin doğumlu Mehmet Zeki Kanşiray Süryânî’dir. Büyük dedesi Zeytun, ninesi Meryem’dir. İzmir Köy Hizmetleri soygununa katılmıştır. 16.7.1990 günü Bornova Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü Personeli maaşlarının silah zoruyla gasp edilmesi olayında tutuklanmıştır. Hapis yatmış, sonra HADEP Gaziemir İlçesi Yönetim Kurulu üyesi olmuştur.

1968-Derik doğumlu Fethi Oktay Süryânî’dir. Dedesi Turnas, nenesi Mennuş’tur. 1997′de yakalanmış, müebbed hapse mahkûm olmuştur.

1948-Palu doğumlu Zülküf Demirtaş Ermeni’dir. Büyük dedesi Kinkos, ninesi Nazlı’dır. Ikisi de Ermeni idi.
Hala bu ermenilerin peşinden giden kürtlere şaşarım….!
Prof.Dr. Yusuf Halaçoğlu

Daha fazlasını öğrenmek isteyenler için link :
turkishnews.com/2012/05/16/pro…Image
Read 25 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us!

:(