Thread by @serdar_cam

Bir paylaşımınızla sizi dijitalde tanımış oldum,takip ettim;inşallah yüz yüze de tanışırız.Bu sabah biraz geriye dönük paylaşımlarınızı okudum; istifade ettim.
Bizim de bir miktar “kalem&kelam” ehline biraz sözümüz var.Zira yöneten/yönetilen arasında en önemli taşıyıcılarsınız:👇

https://twitter.com/ieortakoy/status/1415827840835145729

Gerçi,okumayı seven bir yakınım; “kalem &kelam” ehlini bizzat tanımak istemiyorum;Kitap ve YouTube yayınları sonrası söylem ile icraat arasındaki farkı görünce hüsrana uğruyorum demiş,ilginç gelmişti:)
Çok kıymetli Taha beyin samimi görüşlerine rağmen bazı eleştirilerim olacak👇

Akparti 20 yıllık geçmişiyle herkesin kolayca eleştirebildiği hareket olsa da hala alternatifsiz %40’larla açık ara en öndeki parti olmanın zorluklarını yaşıyor.
Vatandaşın hüsnü kabulüne rağmen; sürekli eleştiri,evham ve “artık biz inişteyiz” mesajı veren bir “eliti” de oluştu.

Tabi ki yöneticilerin de hatalar yapması muhtemeldir. Uyarı&eleştiriler ve en sonunda değişimler yaşanır. Ancak, yönetilenleri sürekli negatif mesaj pompalayanları;satır arası imalarla ya da icraatların kolayca&acımasızca linç gruplarına saldırtılmasına da dikkat çekmek isterim.

Kendi köşelerinde;fikir,milli,manevi veya ahlak dünyamıza katkı veren münevverlerimizi göçmüş olanlarla beraber hepsini minnetle yâd ederiz. Ancak, son 10 yılda açığa çıkan yeni bir “beğenmemezlik/ tepeden bakma” hastalığı da bizim mahallenin “aydınlarında!” zuhur etmeye başladı.

En bariz örnek 15Temmuz ile ilgili yaklaşımlarda görülebilir.Devletin başı dahil 5yıl önce katledilmek istenmişken;büyük acılara rağmen;sürecin soğutlarak hukukla çözülmek istenirken;OHAL yasası kapsamında halen tehlikesi geçmemiş bir mücadelenin basite indirgenmesi çok üzücüdür.

Devlet görünen ve görünmeyen çabaları ile uluslararası büyük bir tezgahın tehditlerinden (dolaylı & direkt olan) kurtulma azminde iken; bir takım bireysel hata veya samimiyetsizliğe (ya da gibi gözüken) bakarak komple bir savaşı küçümsemek;tam da düşmanın kurduğu bir tezgahtır.

Dün geceki #15temmuztiyatrosu etiketiyle aslında bu kahpe zihniyetin sistemimiz içinde nasıl da organize çalıştıklarını gösteriyor. Katman katman her inanç grubunu harekete geçiren hafife alınmayacak sinsi bir mekanizma çalışıyor. FETÖ’nün en tehlikeli tezgahı; “SIZINTI!”dır.

Kızmış,küsmüş,bıkmış veya propagandalarla oluşan algılarla“ artık Ömerler gelmiyor” dedirtilmek istenen kanaat önderlerimiz ile (bir kısmı maalesef çakma/sözde önderler)kitlelere yönelik psikolojik harp yürütülüyor. Yanlışlar hiç mi olmuyor? Tabi ki insan varsa yanlış da vardır.

Tweetinizdeki Avrupa’lı Adalet bakanının odasını jandarmanın araması durumu bizde asla olmamalı.Ayrıca adalet konusu da değil o.
Bizde de Devletin istihbarat şefini, başbakanını tutuklamaya kalkmadılar mı?
Savcı,savcının odasını basıp tutuklamadı mı?
Adalet&güç dengesi gerekiyor!

İyi niyetli eleştiri ve tavsiyeler çok kıymetli desteklerdir. Ancak, kara propagandanın etkisine kapılarak her icraatı, atamayı veya kararı daha ne olduğunu anlamadan en başta Cumhurbaşkanımıza (çekinenler yakın ekibine), bakanlarına veya bürokratlarına kolayca saldırabiliyor.

Münferit 3-5 konuyu (hadi 10-15 olsun) bahane edip genelleştirenlerle bir imaj oluşuyor.Böylece ilinde siyaseti,dairesinde memurluğu veya kabinede bakanlık görevini çilekeş durumda icra eden koca bir kitleyi halkın nezdinde bir de suçlu,yetersiz ve rehavete düşmüş gösterebiliyor.

Kötü hasletler sanki hiç olmamış,yeni ortaya çıkmış gibi bir algı yürüyor. 2002’den bu yana alınmış ciddi mesafelere rağmen;sanki tam tersi kötüye gidiyor havası yayılıyor.
Ana neden; %50+1 ile artık organize bir çalışma ile mevcut iktidarı devirme hayali ilk defa oluşmuş olması.

Tabi esas konumuz camiamızın yönetilen-yöneten arasında köprü olan bir kısım okur yazar kesiminin performansı; çözüm üretme,teori/pratik dengesi,sivil gözüküp kamu tarafında olması;icraatlerin içinde olmadan teorik bilgisi ile kamu/siyaset adamını kolayca linç edebilmesi.

Türkiye Cumhuriyeti her alanda kapasitesini artırmasına rağmen sanki yönetimde gerilemiş gibi gösterilmesi; sırf iktidar partisinde siyaset yaptığı için veya devlette kamu görevini ifa ettiği için yetişmiş insan kaynaklarımızın kolayca ve haksızca itibarsızlaştırılması.

Okur/yazar kesimimiz olmasa siyaset kurumu kendini doğru ifade edemez.Ancak,bu camiamız daha az duygusallaşmalı ve yürütmeyi daha çok anlamaya çalışmalı.
Bir de aralarındaki ayrık otlarını bizzat münevverlerimiz temizlemeli;onlara alan açmamalı,yalanlarından etkilenmemeli artık!

İslamcılık,ümmetçilik, milliyetçilik,vb retoriklerle yıllardır ekmek yemiş ama samimiyet problemi olanlar artık ayıklanmalı!
Her ay bir bakanın ya da bir siyasetçinin hedef tahtasına çıkarılıp ateş edilmesine arada bir bürokratın da çeşni olarak konulmasına izin vermemeli!

Kapsamlı çalışmalar yapan, ter akıtan, göz nuru döken nice yetişmiş insanı;
ahlaksız kalemi ya da klavyesi ile “sözde bizim” olan kalbi kirlenmiş tipler harcamaya kolayca kalkabiliyor!
Allah,din,peygamber kelimelerini adeta bir kafire saldırıyor gibi kullanabilenler dahi çıkıyor.

Diplomasi veya siyasete dair bir siyasetçi/bürokrat/idareci bir adım attığında sırasıyla şöyle bir saldırı başlıyor;
-Önce 3.cü sınıf gazeteci/yazar/sosyal medya fenomeni saldırıyor
-FETÖ’nün trolleri
-rakipler (muhalefet)
-En sonunda da kendi mahallemiz;amalı,fakatlarla giriyor.

Yıllarca STK’ların önünü açmış, sivil hareketi geliştirmiş bir lidere dahi ya da ekibine menfaat, zülfü yare dokunma veya farklı bir siyaset yaklaşımı oluşunca hemen isyana kalkanlar çıkabiliyor.Sonra da yumuşama veya gevşemeler,gönül almalar olsa da;bu yaklaşımlar hiç olmamalı.

Münevverlerimiz kendi aralarındaki çakmaları ayıklamalı dedik;yine tekrar edelim bu hususu!
Naçizane sahalarda icraatleri gözlem yapabilme imkanı bulmuş biri olarak mahallemizde hatırı sayılır oranda duygulu konuşma yapabilen, mangalda kül bırakmayan ama ahlaksız insan vardır!

Medeniyet tasavurrumuza yakışmayan hiçbir yaklaşımı tasvip etmemeliyiz;çevre, adalet,estetik,merhamet, ahlak,din,diyanet,vatan, bayrak vb. tüm ortak paydalarda bir olmalı, yapıcı eleştirilerle geliştirmeliyiz.
Ancak,bir tek şartla; hainlerin ve ahlaksıların lafına itibar etmeden!

Münevverlerimiz yurtdışından gelen veya ülkemize yerleşmiş Doğu/Batı kökenli gazeteci/sosyal fenomenlere de dikkat etmeli.İyi niyetli olanlar hariç yanlı,cahil hatta hain yapıda;dış kaynaklı tercümelerle,kara propagandalarla idarecilerimizi aklı sıra linçe dahi kalkışabilmekteler

Son olarak;
rt/fav /takipçi derdi olmayan samimiler başımızın tacı.
Ancak, cemaziyülevvelini bildiklerimize,yeni yetme siyasi hareketlere yanaşanlara;
akçe,rant,
makamı sevenlere;
tayin/terfiyi iltimasla almak isteyenlere;
duygulu konuşup yazan çakma münevverlere lütfen DİKKAT⚠️