1⃣“Çam dikmeyin, onun yerine dağa, taşa meyve ağaçları dikin” gibi paylaşımlar sosyal medyada bilgi kirliliğine yol açıyor.
Çam ağaçlarının ülkemizdeki tarihi ve Dünya’daki yayılışı hakkında bilimsel makalelerden alıntı ve teknik bilgiler ile konuyu açıklamaya çalışacağım.
2⃣Öncelikle gördüğümüz her ibreli ağaç, çam değildir.
“Dünya üzerinde 11 cins ve 232 türle temsil edilen Çamgiller(Pinacea) familyasının ülkemizde dört cinsi(Çam, Göknar, Sedir, Ladin) ve bu cinse ait 9 türü doğal yetişiyor.”(Prof. Dr. Ünal Akkemik, 2014)
3⃣“Çam(Pinus) cinsi Kuzey yarımkürenin, Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa’nın son ağaç sınırına kadar geniş bir alanda yayılış yapar.”(Prof. Dr. Faik Yaltırık, 1988)
Yani çam ve türleri sadece ülkemizde değil, Dünya genelinde en çok doğal yayılış gösteren türlerden biridir.
4⃣Hatta bazı kaynaklarda yayılışa göre adlandırılır. Mesela, Kızılçam yani Pinus brutia “Turkish Red Pine”, Pinus resinosa ise “Norway Red Pine” olarak belirtilir.
*Kızılçam; “Pinus brutia Ten.” adı ile ilk defa 1811’de Tenore tarafından tespit ve tavsif edilmiştir(Selik, 1963)
5⃣Ülkemizde en fazla bulunan çam türleri ise sırasıyla; Kızılçam, Karaçam, Sarıçam, Fıstıkçamı ve Halepçamı’dır.
İklim, nem, rakım gibi faktörlere göre yayılışları değişiklik gösterir ve sadece ülkemizde değil, şartların uygun olduğu ülkelerde de yayılış gösterirler.(Kaynak:FAO)
6⃣“Akdeniz mıntıkasındaki ormanlık sahanın %15’ini maki, %7’sini yapraklı ve %78’ini ibreli ağaçlar oluşturur.
Ege mıntıkası ormanlarında ise maki %19, yapraklılar %18 ve ibreliler %63 nispetinde bulunur.”(Prof. Dr. Ali Kemal Yiğitoğlu, 1941)
7⃣“Ülkemizde akdeniz iklim tipinin hakim olduğu ibreli ormanlarda hakim ağaç türü çamdır.”(Prof. Dr. Baki Kasaplıgil, 1952)
“Kızılçam dünya üzerindeki en geniş yayılışını Türkiye’de Akdeniz sahillerini baştan başa kapsayarak yapmaktadır.”(Prof. Dr. Baki Kasaplıgil, 1952)
8⃣Ülkemizin yetiştirdiği botanikçi ve meslek büyüğümüz Sayın Prof. Dr. Ünal Akkemik ise Anadolu’daki fosil ormanlarında yaptığı çalışmalarda çam ağaçlarının yaklaşık 20 milyon yıllık taşlaşmış ve kömürleşmiş fosillerini tespit etmiştir. (Kaynak ve Fotoğraf: Prof. Dr. Ünal Akkaya)
9⃣Yine kızılçam milyonlarca yıldan beri yangın geçirdiğinden yangınlar ile kendini yenileyebilme özelliği kazanmıştır.
O yüzden yanan kızılçam ormanları ilk öncelik olarak fidan ile değil, tohum ile ormanlaştırılır.Yüksek ısı ile uyanan tohumlar ilkbaharda kendiliğinden çimlenir
🔟Eğer sahada yeterli tohum yok ise benzer orijinden kozalaklar toplanarak tohumları sahaya saçılır. Şayet teknik olarak tohum ile ormanlaştırma mümkün değilse, işte o zaman yanan saha fidan dikilerek ağaçlandırılır.
Sonuç olarak kızılçam ormanları yok olmaz, küllerinden doğar.
1⃣1⃣Oysa, “Amazonlar’daki bitkilerin çoğunun yangına karşı geliştirmiş oldukları bir uyarlanma olmadığından, buradaki yangınlar ekosistemi çok daha olumsuz yönde etkilemekte ve yenilenme süreci çok daha uzun zaman almaktadır.”
(Doç. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, Yangın Ekoloğu)
1⃣2⃣Ağaçlandırmalarda ise toprak analizleri yapılır ve yörenin ekolojisine göre dikilecek ağaç türüne karar verilir. Su zengini bir ülke değiliz ve doğal kaynaklarımızı tasarruflu kullanmak esastır.
Kızılçam kuraklığa en dayanıklı çam türüdür, kanaatkardır ve su istemez.
1⃣3⃣Tüm bunlara rağmen mümkün alanlarda köylülerimize gelir sağlaması amacıyla meyve ağaçları dikilmeli ve dikiliyor.
Mesela 5 bin 319 köyde ceviz, badem, kestane, dut, alıç, ahlat, kuşburnu, defne, keçiboynuzu,zeytin gibi türlerden 14 milyon meyve fidanı toprakla buluşturuldu.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1️⃣Yangın uçağı ve yangın helikopteri konusunu kısaca açıklamaya çalışacağım.
Ülkemizde 2009 yılına kadar yangınla mücadelede amfibik uçak değil, havaalanı dolum şeklinde uçak kullanılıyordu. Uçaklar su kaynaklarından değil, sadece havaalanlarında su alımı yapabiliyordu.
2️⃣2009 yılından itibaren deniz, göl, barajlardan su alabilen amfibik uçakları kullanmaya başladık. Havaalanı dolum uçaklar 1.5 ton su alabilirken, 2009 yılındaki amfibik uçaklar 4.5 ton su alıyordu. 2020 ve 2021 yıllarında ilk kez kullanılan amfibik uçaklar ise 10 ton su alıyor.
3️⃣Yine ülkemizde 2020 yılına kadar 2.5 ton su alabilen helikopterler kullanılırken, 2020 ve 2021 yıllarında ilk kez 3.5 ton, 7.5 ton ve 10 ton su alabilen helikopterler de kullanılmaya başlandı. Yani özellikle 2-3 yıldır yangınla mücadelede hava gücü ciddi derecede güçlendirildi.