Thread by @yazparov

3,5 SENE ÖNCE YAZDIĞIMIZ "KABUS" GELİYOR MU?
1-Evet sevgili dostlar malumunuz son günlerde Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisi kontrolsüz biçimde Türkiye'ye gelen Afganlar ve yaşanan provokatif eylemler...

2- Bugün AKP iktidarının basiretsiz ve liyakatsiz politikaları nedeni ile Türkiye kontrolsüz göç dalgaları karşısında,kevgire dönüştürülen sınırları ile ve pek tabii verilen "Uluslararası tavizler" ile bu göç dalgaları sonucu son derece tehlikeli bir yola girmiş durumda...

3-Ancak bugün kamuoyunun gündemine gelen ve Türkiye için artık açık ve net bir "Beka sorunu" potansiyeli taşımakta olan bu kontrolsüz göç dalgası daha kimsenin gündeminde yokken 16 Nisan 2018 tarihinde kaleme aldığımız TÜRKİYE'YE BİÇİLEN YENİ GÖMLEĞİN MARKASI:"MİLLİYETÇİLİK"+++

4-+++Başlıklı floodumuzda yaptığımız gelecek projeksiyonu bugün çok daha büyük bir tehlike ve "Hadi canım o kadarı da olmaz" denilemeyecek şekilde karşımızda durmaktadır...

5-Peki 16 Nisan 2018 tarihli bu floodumuzda ne yazmış,nasıl bir tehlikeye dikkat çekmiştik... Gerek bu yazımızı okumamış olan,gerekse okusa da aradan geçen 3,5 sene içerisinde unutmuş olan okurlarımız için bu floodumuzu yeniden kaleme alacağız...

6-Bu kadar peşrev yeter diyelim o zaman... Sizler hazırsanız biz de hazırız,çayı kahveyi kapan gelsin...

7- Siyasal İslam kullanılmaya devam edecek mi yoksa Türkiye için yeni bir "Gömlek"mi dikiliyor?İşte bizim penceremizden görünenler... (3,5 sene önce yazılan floodun noktasına virgülüne dahi dokunmadan tekrar yazacağız...)

8-Dünya'da soğuk savaş konsepti gereği ABD tarafından 1960'ların sonu itibariyle devreye sokulan ve SSCB'yi Siyasal İslam ile çevrilmeyi böylece komünizm tehlikesine karşı durmayı öngören "Yeşil Kuşak" projesi SSCB'nin dağılması ile birlikte işlevsiz kaldı.

9-ABD bu kez projeyi revize ederek, siyasal etkinliğini ve nüfuz alanlarını kontrol edebilmesi için gerekli olan NATO'nun da işlevsiz kalması nedeni ile gerekli olan "sanal düşmanı" "Radikal İslami Terör" olarak konumlandırdı.

10-Öte yandan Radikal İslami Terör tanımlaması ile ABD hem NATO'yu yeniden işlevsel hale getirdi,hem uluslararası müdahaleleri için yeni bir meşruiyet alanı sağladı hem de bazı ülkeleri Radikal İslam karşısında "Ilımlı İslam" modeli ile şekillendirme imkanı buldu.

11-İşte bu Ilımlı İslam modelinin destek verilerek iktidara getirildiği en kritik ülke Türkiye oldu.

12-Türkiye,ılımlı İslam modelinin iktidarda olduğu bir ülke olarak hem İran cephesine kayma eğilimindeki ülkeler için "Alternatif model" olarak sunuldu hem de BOP için uyumlu bir partner oldu...

13-Ancak her projenin bir son kullanım tarihi olduğu gibi küresel güçler için de "Ilımlı İslam Projesinin" son kullanım tarihi yaklaşmakta...

14-Kaldığımız yerden devam edelim...
Suriye üzerinde yaşanan gelişmeler bize gösteriyor ki Rusya ile ABD emperyal biçimde Ortadoğu'da nüfuz alanlarını paylaşmış durumdalar ve özellikle Amerika'nın en az 30 yıl bu bölgeden çıkma niyeti yok.

15--İkincisi şimdilik Suriye-İran-Rusya ittifakının savunma hattını Şam'a kurarak daha fazla ilerlemesini engellediği ABD için İran ve Türkiye vazgeçilmez "hedef" konumunda...

16-Ne İran ne Türkiye üzerinde askeri seçeneği kullanamayacağını kullansa da başarılı olamayacağını bilen (dengeler ve ülke karakteristikleri gereği) küresel güçler ABD eli ile zamana yayılmış bir strateji izleyecekler.

17-İran'da muhalifler kullanılacak...Geçtiğimiz aylarda yaşananlar bir "prova" niteliğindeydi.(Not: Bu floodun ilk kaleme alındığı 2018 yılının hemen başında İran'da sokaklar karışmış ve bir "Reformist ayaklanma" provası yapılmıştı)

18-Türkiye için durum daha değişik ve komplike bir operasyon gerektiriyor...

19-Öncelikle 2014 itibariyle başlatılan "gizli ekonomik ambargo" giderek ağırlaştıracak, Türkiye dış borç ödemelerinin aksaması noktasına getirilecek..

20-İkinci adım olarak bu ekonomik krizin ağır ve yaygın bir "işsizlik" sorununa yol açmasına sebep olunacak...

21-Dış borcunu ödeyemeyen Türkiye'ye "onur kırıcı" bir anlaşma imzalatılacak,belki Osmanlı'nın çöküş sürecindeki Düyun-u Umumiye yahut Reji İdaresi tarzı kurumların Türkiye mali yapısı üzerinde söz sahibi olması sağlanacak...

22-Böylece ulusal gurur kırılacak ve ABD-Batı karşıtı bir dalga yaratılacak...

23-Öte yandan Türkler işsizlikle kıvranırken ucuza çalışan Suriyeli ve Afgan mültecilere büyük tepki oluşmaya başlayacak...

24-Batı eli ile oluşturulan kurumlar yahut kredi vermeyi kabul eden kurumlar göçmenler için yapılan sosyal yardımları fonlayacak.
Türkler aç,işsiz kalırken göçmenler iş sahibi olacak,sosyal maddi ve ayni yardımlardan yararlanacak...

25-Sonrasında ise "AKP SONRASI" Türkiye dizayn edilmeye başlanacak...

26-Siyasal İslam Türkiye'yi parçalamak isteyen küresel güçler için artık "kullanışlı olmaktan" ziyade tehlikeli ve olmaması gereken bir formül...

27-Zira Türkiye Balkanlar’da olduğu gibi etnik ve dini kimlikler üzerinden bir ayrıştırma stratejisi ile parçalanacak.

28-Siyasal İslam yerine küresel güçler,Türkiye için radikalizme yakın bir milliyetçi siyasal oluşumu planlayacak yahut destekleyecekler.

29-25-Milli onuru kırılmış,ABD ve Batı düşmanlığı yaratılmış,işini ekmeğini yabancı ülkelerden gelen yabancılara kaptırmış Türkler için bu milliyetçi akımın zemini zaten sağlanmış olacak...
Geriye iyi hitabet yeteneği olan ve sert söylemli "korkusuz ve karizmatik" lider kalacak

30-Öyle MHP tipi bir milliyetçilik gibi değil, baya baya Türk ırkçılığına kadar kayabilen,gayet popülist söylemleri olan bir siyasal oluşum kurgulanacak.

31-Ciddi anlamda alınan Suriyeli ve Afgan göçmenler ve Batı karşıtlığı ise bu siyasal oluşumun eleştirel söyleminin ilk temeli olacak ve bu oluşum zemin kazanacak...

32-Sonrasında ise Türkiye'de yükseltilecek ırkçı/milliyetçi söylem siyasal arenada giderek güç kazanacak.O esnada ABD güdümündeki K.Irak'tan Türkiye'ye ciddi saldırılar gelecek...

33-Türkiye içerisinde bazı STK'lar eli ile Alevi toplumu ilginç taleplerde bulunuyor algısı yaratılacak.

34-İktidar olma özgüveni ile bu radikal milliyetçi parti taraftarları Türk olmayan etnisiteye mensup herkes ile çatışmaya girerken ülke kaosa sürüklenecek...

35-Göçmenler daha doğru ifade ile "Geçici Koruma Kapsamındaki Yabancılar" ile büyük çatışmalar yaşanacak...

36-Son kertede Güneydoğu bölgesinde yaşanan müdahaleler "insanlık suçu" yahut soykırım sayılarak uluslararası koalisyonun Türkiye'ye müdahalesi sağlanacak...

37-Öngörülen senaryo ile Türkiye etnik kökenler arası çatışma sonrasında BM müdahalesi ile "Yerel Özerk Bölgeler" halinde gevşek bir konfederasyon haline getirilecek.

38-İşte eskiyen Siyasal İslam gömleği yerine Türkiye için dikilmesi düşünülen gömlek ve markası MİLLİYETÇİLİK...

39- 3 sene önce 16 Nisan 2018'de ülkedeki çeşitli tehlikelere dikkat çekerek yazdığımız bu "Kabus senaryosu" o zaman için çok "Uçuk" hatta o zamanlar pek çok kimse için saçma gözüküyordu,hatta bu "Kabus senaryosununu" yazmamızdan dolayı epey eleştiri de almıştık...

40- Oysa Dünya'nın tüm büyük devletleri ülkelerinin önemli think-thank kuruluşlarına, istihbarat servislerine,alanında uzman isimlerine "Felaket senaryoları" hazırlatır ve en kötü ihtimallere karşın da hazırlığını bu "Felaket senaryoları" üzerinden yapar...

41- AKP iktidarının böylesi bir "Felaket senaryosuna" karşı hazırlığı var mıdır bilinmez ancak 3,5 sene önce yazdığımız "Felaket senaryosu" ve bugün gelinen nokta ortada... Şimdi siz söyleyin "KABUS SENARYOSU" üzerimize "Kabus gibi" çöküyor mu yoksa hala "İmkansız" mı diyorsunuz?

42-Yorum size kalmış....

43-Klasikleştiği şekli ile bitiriyoruz floodumuzu... Takdirleriniz beğenilere,beğenileriniz RT'lere yolculuk etsin...