Ben Kastamonuluyum. Bozkurt’ta doğdum, Çatalzeytin’de büyüdüm. Bu topraklarda yaşayan herkes bilir ki haziran ve ağustos ayları yoğun yağışla geçer. Hatta öyle büyük yağışlar yaşanır ki, dağlardan büyük tomruklar çay yolu ile denize dökülür.
İnsanlar dağdan inen çalı çırpı tomruk ağaç parçalarını kışın yakacak olarak kullanmak için deniz kenarına iner ve toplar. Hatta geçmişte bu yüzden boğularak ölen çok sayıda insan olduğu halk arasında bilinir. Yani Karadeniz’deki mevsimsel yağış ilk defa görülmemiştir.
Fakat ilk defa görülen bazı şeyler var; 1. HES kapaklarının patlaması sonucu bir ilçenin sel altında kalması (bu olağan bir yağışın getirdiği sel felaketi değil, öyle olsa Abana, Çatalzeytin gibi ilçeler Bozkurt gibi büyük bir yıkımla karşılaşırdı, burada özel bir durum var)
2. Bu ihmalin kamuoyuna yanlış aksettirilmesi ve manipülasyon
3. Yapılan duyuruların yetersiz kalması, halkın doğru ve zamanında bilgilendirilmemesi (anonslarda sel geliyor, arabalarınızı çekin bilgisi geçiyor ancak selin boyutu bilgilendirilenin ve insanların alışık olduğunun dışında olacak kadar büyük dolayısıyla arabasını çekerken
Sele kapılan ölen, kayıp olan insan sayısı çok fazla. Tam da burada,
4. Medyanın yanlış ve eksik haber yaparak insanların algısını başka noktalara çekmesi. Bugün 17 ölümden bahsediliyor ancak bu bilgi gerçeğin dışında. Sadece Bozkurt’tan çay yolu ile Abana denizine inen ölü sayısı belki 17dir, ki bu da doğru değil.
5. Medyanın doğru ve tam bilgiyi vermiyor olmasından ve ne yazık ki güzelim Karadenizin Ege, Akdeniz kıyıları gibi turizme elverişli olmamasından ötürü insanların ilgisini çekmemesi.
6. Sosyal medyalarda yürütülen kampanyaların beklendiği şekilde yapılmaması, insanların kör ve sağır olmaları, muhtemelen büyük kitlelere hitap eden ünlü ve devlet büyükleri camiasından bir takım insanların çiftlik, yazlık gibi mülklerinin bu bölgede bulunmuyor olması
7. Her toplumsal afete en önde koşturan, başlarına gelen her felakete razı olan, yine de çalışmaktan vazgeçmeden ekmeğine, işine bakmış, güzel memleketimin emekçi insanlarının bu kadar yalnız bırakılması
Evet, yoğun yağış Karadeniz’de ilk kez görülmedi ama ilk kez görülen şeylere tanık oldukça insanlığımdan, hala yaşıyor olmaktan utanıyorum. Bu denli ötekileştirilmiş, uzak tutulmuş olmak ve çaresiz bırakılmak zoruma gidiyor.
Biz bunu atlatırız. Bizim coğrafyamızın insanları güçlü, sabırlı, tevekkül sahibi ve emekçidir. Ama biz bunları unutmayız.