Thread by @mustafamedhi

İstanbul camilerine ilişkin inançlar;

Süleymâniye Camii'nde vazife görüp görevini layikıyla yerine getirenler mutlaka zengin olur. Hatta o semtte oturup harekâtına dikkat eden kimse muhakkak fütuhata erer.

-Fakirlikten kurtulmak isteyen, sair sıkıntılar çeken 40 sabah namazını Bayezid Camii'nde kılıp camiyi süpürürse derdinden halas olur.
İşbu Camii'nin bânisi derviş meşrep bir kimse olduğundan (ki bu yüzden ona Velî denir) camisinde görevi aksatanları da affeder.

Fatih, camisinde edepsizlik edenleri kovar, görevde tutmaz. Ancak Sultan Ahmed Camii'nin banisi Sultan I.Ahmed celâlli bir velî olarak kabul edilir. Onun camisinde görevi ihmâl ya da suistimâl eden kişi mutlak surette çarpılır derler.

Sadettin Kaynak 1953 yılında Sultan Ahmed Camii’nin ikinci imamlığına getirilmiş. Bu görevde iken yürüttüğü “Yavuz Sultan Selim Ağlıyor” filminin müzik çalışmaları sırasında felç oluyor. İstanbul halkına göre bu felcin sebebi Sultan Ahmed'in gazabı.

İstanbul yalnızca Neo-Roma değildir. Kutsal beldelerin de bu şehirde izdüşümü vardır. Eyüp Sultan Medîne, Fatih semti Mekke, Kocamustafapaşa semti ise Kerbelâ'ya müşabihtir. Halk buraları bu duyguyla ziyaret eder.

Eyyüp Sultan semtiyle ilgili bir bilgi ;kısmet arayan gençler nasıl Telli Baba'ya geliyorsa sünnet olacak çocuklar da buraya getirilir.Sünnetlik kıyafetlerle çocuk burada arz-i endâm eder, cümbür cemaat ziyaretler yapılır, çocuğa hayır dua edilir.
(Foto bendenizin çocukluğumdan)

Bu semt hakkında meşhur bir beyit;

"Yetişmez mi bu şehrin halkına bu ni'met-i Bârî
Rasul-i Ekrem'in yâri Ebâ Eyyub el Ensârî"

Bu beyit levhâ olarak camide de asılıdır diye hatırlıyorum.

Semtlerin ve ziyâretlerin böyle hassaları vardır. Sözgelimi Boğaz'in hâmisi Yahya Efendi'dir. Sabah balığa çıkanlar Beşiktaş sırtlarındaki bu türbeye niyaz edip muhafaza edilmeyi dilerler. Aynı adet Limni'de hem Müslüman hem Rumlar tarafindan Niyazi-i Mısrî türbesi için vardır.

İhsâniye'den Sarayburnu'na çıkan deniz yolu, akıntıların yönü sebebi ile güvenli bir koridor oluşturur. Bugün Marmaray da bu koridorda. Bu yola Hüdâyî yolu denir, şiddetli lodosun estigi günlerde Hz.Hudâî Üsküdar'daki dergâhından saraya bu yolu kullanarak geçermiş.

Ezcümle;

İstanbul yaşayan bir şehirken böyle yerel folklörü ve inançları vardı. Bugün maalesef ne nerededir onu bile bilmiyor insanımız.