Büyük Bengal Kıtlığı (2)
Kıtlık oluşması için sebep var mıydı? İngilizler istemeseydi 'Hayır'. Bengal, bugün olduğu gibi, o zaman da yılda üç ürün hasat ediyordu. Suyun bol olduğu Ganj Ovası'nın deltası geniş ve bol ürün veriyordu. Kuraklık gelse bile, çıkan ürün yeterliydi.
Kıtlık zamanlarında, mahsul az ise, elde edilen tahıl, nüfusun beslenebilmesi için depolanır, kontrollü dağıtılır, durum 'idare' edilirdi. Ancak Clive ve onun haydutlar & katiller çetesi tarafından gerçekleştirilen tahıl yağmalamaları buna izin vermedi!
Vicdansızca tahılları Bengal'den çekip çaldılar ve yaşanan büyük kıtlıkta 10 milyon masum çaresizce can verdi. Clive'in gaddarlığı o zamanki Bengal nüfusunun üçte birini ortadan kaldırdı. Utanmadan heykelleri dikilen bu kan emici vampirler aslında soysuz birer ruh emicilerdi.
İngiltere'nin o çokça lanse edilen, ünlü sanayi devriminin, Bengal'in her yerinde insanların öldüğü aynı yıl olan 1770'de başladığı gözden kaçırılmamalı. Yaşanan 'başarının' arkasında kanlarına girilen, adları asla bilinemeyecek milyonlarca masum...
60 Bin Parmak Kesen ''Uygarlık''(!)
Hindistan halkına uygulanan zulüm sadece açlıkla sınırlı değildi. İngiltere'ye ait East India Company (Doğu Hindistan Şirketi) 60 Bin Hintli dokuma ustasının baş parmaklarını keserek onları tezgâhta dokuma yapamaz hale getirdi.
William Bolts adlı yazar, 1772 yılında yayınladığı ''Consideration on India Affairs'' adlı kitabında şu bilgiyi verir: ''Şirket, el tezgâhlarında çok kaliteli yerli kumaş imal eden Hintli ustaların baş parmaklarını keserek İngiliz makina dokuması tekstil sektörünün önünü açtı.''
1808 yılında ölen Almanya doğumlu İngiliz yazar William Bolts'un bu kitabı yayınladıktan hemen sonra titizlikle toplatıldı. Bolts, kitabında Doğu Hindistan Şirketi'nde edindiği tecrübeyi ve şahit olduğu parmak kesme olaylarını kaleme almıştı:
1808 yılında ölen Almanya doğumlu İngiliz yazar William Bolts'un bu kitabı yayınladıktan hemen sonra titizlikle toplatıldı. Bolts, kitabında Doğu Hindistan Şirketi'nde edindiği tecrübeyi ve şahit olduğu olayları kaleme almıştı. Hadiselerin birinci elden görgü tanığıydı Bolts.
Boston Çay Partisi'nin Amerikan Devrimi'ni tetiklemesi 1773'te gerçekleşmişti. Boston Çay Partisi, Britanya'nın Amerika'daki günlerinin sayılı olduğunu fark etmesini sağladı ve İngiltere'yi Hindistan'ın yağmalanmasını organize etmeye daha da konsantre olmaya yöneltti.
Bu yıkıcı kıtlıkların düzenli aralıklarla meydana gelmesinin ve yıllarca sürmesine izin verilmesinin başlıca nedeni, Britanya İmparatorluğu'nun kolonilerini boşaltma politikasıydı. Bu kıtlıklar olmasaydı, Hindistan'ın nüfusu 20.yy'dan önce 1 milyar insana ulaşacaktı.
Britanya bunu bir felaket olarak gördü. Daha büyük bir Hint nüfusu, daha fazla tüketim anlamına gelir ve İngilizleri daha fazla miktarda ganimetten mahrum ederdi. Aslında sorunla başa çıkmanın insani ve mantıklı yolu, Hindistan'ın tarımsal altyapısını geliştirmekti.
Ancak bu yalnızca Britanya'yı sömürgeci ve hayvani imparatorluğunu yönetmek için daha fazla para harcamaya zorlamakla kalmaz; aynı zamanda ''İngiliz Raja'' denilen iğrençlikten kurtulmak için ayağa kalkabilecek sağlıklı bir nüfus geliştirmek demekti. E bu da olamazdı!
Halka dayatılıp, yaşatılan Planlı / Kasıtlı / Organize büyük ve kıtlıklar, Hintlilerin sosyal yapısını ve omurgasını zayıflatmayı da başardı ve sömürgeci güçlere karşı isyanları daha az olası hale getirdi. İşte büyük devlet, işte beyaz adamın insani sorumluluğu(!)
İngiliz emperyalistleri, kıtlıkları sürdürmek ve böylece “dinsiz” ve “karanlık” Hintlilerin nüfusunu azaltmak için sistematik bir propaganda kampanyası başlattılar. Parson Thomas Malthus adlı bir şarlatanı çıkarıp argümanlarını desteklediler.
Hiçbir bilimsel yanı olmayan saçma sapan"Nüfus İlkesi Üzerine Bir Deneme"siydi desteklenen. Malthus: ''Nüfusun azaltılmasını doğal ve gerekli bir süreç olarak gören “bilimsel teorisi'' ile yapılan katliamları meşrulaştırıyor, bilimin ve aklın gereği diyordu buna. Fotoda akbabalar
Malthus, Anglikan Kilisesi'nde görevlendirilmiş olmasına rağmen, Britanya İmparatorluğu onu, Asya'daki ticareti tekelleştiren, kıtanın geniş bölgelerini sömürgeleştiren İngiliz Doğu Hindistan Şirketi'nin ücretli bir "ekonomisti" yaptı.
Malthus, aynı zamanda en kötü sömürge suçlularından bazılarının toplandığı yer olan Haileybury ve Imperial Service College'la ilişkiliydi. Bu kolej, Britanya İmparatorluğu'nun Hindistan'daki kanlı politikalarının yaratıcılarının yetiştirildiği yerdi. Foto: Robert Clive
Haileybury'nin bazı önde gelen mezunları arasında Sir John Lawrence (1864-68 yılları arasında Hindistan Valisi) ve Sir Richard Temple (Bengal Valisi ve daha sonra Bombay Başkanlığı Valisi) bulunmaktaydı. Bu isimler Hindistan'ı Kraliçe I.Elizabeth'in bahçesi kılan isimlerdi.
Britanya serbest ticaretin gerekliliğini öven bir sürü başka “ekonomist” topladı. Serbest ticaret övgüsü, İmparatorluğun Hindistan'ı soykırıma uğratarak nüfusunu azaltmasında önemli bir rol oynadı. Aslında, serbest ticaret, Malthus'un nüfus kontrol madalyonun diğer yüzüydü...
1876'daki büyük kıtlık geldiğinde, İngiltere Hindistan'da bazı demiryolları inşa etmişti. Kıtlıklara karşı güvence olarak lanse edilen demiryolları, aslında tüccarlar tarafından tahıl stoklarını kuraklık çeken bölgelerden çekip, merkezi depolara taşımak için kullanıldı.
Sonuç olarak, kuraklık çeken bölgelerden tahıl ithal etmek ve felaketi daha da artırmak için sermaye artırıldı. Tahıl fiyatlarının yükselişi olağanüstü hızlıydı ve tahıllar, fiyatlar daha da yükselene kadar depolarda saklanmak üzere en çok ihtiyaç duyulan yerlerden alındı.
O zamanlar, pek çok Hintli tarafından “kasap” olarak bilinen Kraliçe Victoria'nın favori şairi Lord Lytton Viceroy'du. Kıtlık çeken nüfusu beslemek için tahıl stoklama çabalarına yürekten karşı çıktı çünkü bu, piyasa güçlerine müdahale demekti.
1876 sonbaharında, Hindistan'ın tarlaları ekinsizlikten kavrulurken; Lytton, Hindistan'ın Victoria İmparatoriçesi'ni ilan etmek için Delhi'deki muazzam İmparatorluk Meclisi'ni organize etmekle meşguldü. Adam Smith'in açık bir hayranı ve takipçisiydi.
Lytton kıtlık için, Smith'in kendisine ve diğer liberallere öğrettiklerini uyguluyordu. Smith'in 1770 kıtlığı sırasında devletin tahıl fiyatlarını düzenleme girişimlerine karşı verdiği emir, East India Company'nin Haileybury'deki kolejinde yıllarca öğretilmişti.
Lytton, "Hükümet tarafından gıda fiyatlarını düşürme amacıyla herhangi bir müdahalede bulunulmayacağı" yönünde katı emirler yayınladı ve "Hindistan Ofisine ve her iki tarafın politikacılarına gönderdiği mektuplarda müdahale taleplerini kınadı.
60 milyondan fazla Hintliyi öldüren onlarca kıtlığı tek tek açıklamak zor ama 1 milyon üzeri insanın ölümüne neden olanlardan bazıları ile devam edeceğiz nasipse ve bahsi kapatacağız.
Oğlunu beslemeye çalışan bu babayı unutmayalım... Hafıza herşeydir!
V'esselam
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?
Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.
Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer.
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.
Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir.
En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.
İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.
Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.
Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu.
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.
Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.
Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.
Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler.
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu.
1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi.
Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren, S.Arabistan Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el-Yemani vardı.++
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Hz.Muhammed'inﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu.
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’inﷺ eşi Hz.Hatice’nin evini açığa çıkarmıştı.
Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid" adlı kitap yayınlandı.