Bestekâr, Tamburi, Hattat, Hafızlık gibi meziyetleri olan merhum Kemal Batanay'ın (1893-1981),
Atatürk’ün 1916'da 16. kolordu komutanı olarak Edirne de bulunduğu günlerde Atatürk ile yaşadığı bir Cuma namazı anısıdır, (tekrarEN)
1-Mustafa Kemal namaz kılmıyordu Kur’an için gökten inen bilmem neler diyordu diyenlere gelsin.
2-Soğuk bir kış günü cuma namazı için hazırlık yaptıktan sonra biraz erken Üç Şerefeli Cami'ye gittim. Cami avlusu cuma için hareketlenmiş, cemaat camiye girmeye başlamıştı. Bu ulu mâbed karşısında ecdadımızın büyüklüğünü bir daha derinden hissettim...
3-İçimde camiye girip Kur'an okumak arzusu uyandı. Doğruca müezzin mahfilinde yer almış bulunan müezzinlere yaklaşarak hâfız olduğumu ve Kur'an okumak istediğimi söyleyerek izin istedim.
4-“Bir subay, hem de hâfız” diyerek çok sevindiler ve:
- “Tabii lutfedersiniz, buyrunuz, okuyunuz efendim” dediler.
Mahfile çıktım aralarında yer açtılar. Oturdum ve Kur'an okumaya başladım. Kısa zamanda da cami lebâlep doldu. Cemaat huşû içinde sessizce beni dinliyordu...
5-Cuma saati geldi, ezan okundu ve ilk sünnet kılındı. Müezzinbaşı iç ezanı da benim okumamı işaret etti. Bu teklifi kabul ettim. Bütün vücudumu dinî bir heyecan sarmıştı. Hicaz makamında müessir bir ezan okudum...
6-Namaz bittikten sonra cemaatin büyük ilgi ve sevgi gösterisi arasında kalmışken bir er bana yaklaşarak:
- “Efendim, kumandanım sizi istiyor” deyince “Eyvah resmî elbise ile ezan okuduğum için usule aykırı bir iş yaptık” galiba diye endişe ve korkuya kapıldım...
7-Maiyeti ile avluda bekleyen kumandana yaklaştım.
Bu Anafartalar'da savaşın akışını değiştiren dâhi, efsane kumandan Albay Mustafa Kemal idi. Heyecanım bir kat daha arttı. Ne ile karşılaşacağımı bilemiyordum...
8-Bana:
- “Oğlum terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim” deyince biraz rahatladım.
- “İsmin?” - “Kemal Efendim” - “Adaşmışız. Hangi kıtada bulunuyorsun?”
- “Efendim, 16. Telgraf Bölüğü’nün hesap memuru olarak tayin+++
9-+++edildim.”
Yaverine:
- “İsmini ve kıtasını yaz” dedi, sonra bana dönerek: - “Oğlum! Edirne'de kaldığımız süre içinde ben cuma namazına hangi camiye gidersem sen de o camiye gelecek iç ezanı okuyacaksın.”
- “Baş üstüne efendim” diyerek kumandanı selâmladım.
Sonra +++
10-M. Kemal maiyetiyle beraber camiden uzaklaştı.
Hafta içinde yaveri Ali Rıza Bey beni arayarak Mustafa Kemal'in cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini ve benim de orada hazır bulunmamı Kur'an ve ezan okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine de bildirildiğini söyledi.
11- Cuma günü erkenden hazırlık yaptım. Selimiye Camii’ne gittim.
Mimaride hacim, çizgi ve en güzel ölçülerin gerçekleştirildiği bir cami, dinî heyecanın en yüksek seviyeye ulaştığı bir mekân. Bu mâbedde Kur'an ve ezan okumayı ne kadar çok arzu etmiştim...
12- Bu duygular içinde doğruca müezzin mahfiline çıktım. Müezzinbaşıya kendimi tanıttım. Bilgisi olduğunu, istediğim zaman Kur'an okumaya başlayabileceğimi söyledi. Mânen de okumaya hazırdım. Cuma vakti girinceye kadar Kur'an okudum. Sesime hâkim ve rahattım.
13-Caminin iç mekânının güzellik ve ihtişamı, cemaatin kalabalık oluşu da beni coşturdu, okuyuşuma heyecanıma tesir etti. Duyduğum zevk ve huzuru anlatamam. İç ezanı da aynı hal içinde aşkla okudum.
14-Namaz çıkışı etrafımı saran meraklı, takdir ve hayranlıklarını ifade eden cemaat arasından yine avluda maiyetiyle beni bekleyen Mustafa Kemal'e selâm verdim. Elini uzattı, hemen elini öptüm.
15-Bana:
- “Oğlum! Bugün yine bizi yaktın. Gelecek haftaya hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin.” Ertesi hafta Eskicami’ye gitmem emredildi. Orada da Kur'an ve ezan okudum. ***
16-Hafta arası görev başındayken bir telefon geldi. Yüzbaşı Ali Rıza Bey, Mustafa Kemal Paşa’nın yatsı namazından sonra ikametgâhında beni beklediğini, kendisinin de bana refakat edeceğini bildirdi. Ali Rıza Bey'le buluşarak Mustafa Kemal'in huzuruna çıktık. Oturmamı ve rahat +++
17-+++ olmamı söyledi.
Sonra söz mûsikiden açıldı.
Mûsikiyi kimlerden ve hangi eserleri meşkettiğimi sordu.
Sonra bana:
- “Birkaç eser oku da dinleyelim” dedi.
- “Efendim, daha çok klasik formda eserler geçtim” dedim ve Dellâlzâde
İsmâil Efendi'nin, Isfahan makamında +++
18-+++nakış yürük semâisini okumaya başladım.
"O güzel gözlerine hayran olayım, O şirin sözlerine hayran olayım."
Sonra Tab‘î Mustafa Efendi'nin bayatî nakış ağır semâisini okudum. "Çıkmaz derûn-ı dilden efendim muhabbetin, Kurbanın olduğum, bize yok mu mürüvvetin..."
19-Mustafa Kemal de hafif bir sesle hatasız, usul vurarak bana eşlik etti. Kendisi, Leylâ Hanım'ın (Saz), hüzzam makamında: "Harâb-ı intizar oldum aman gel aman gel Yeter üzme efendim her zaman gel heman gel" şarkısını usul vurarak okumaya başladı. Benim de okumamı istedi.
20-Mûsiki faslı böylece gece geç vakte kadar devam etti. Onun mûsiki bilgisi, zevki ve eserlere hâkimiyeti bende büyük hayranlık uyandırdı. Bende derin izler bırakan bu hâtırayı hiç unutamam. Onun kültürle yoğrulmuş bu şahsiyetine daima hayranlık duymuşumdur...
21-Kemal Batanay II. Dünya Savaşı’nda yedek subay ve hesap memuru olarak Kilyos’ta Karadeniz Boğazı muhafızlığında 19 ay ihtiyat zâbiti olarak askerlik yaptı. 31 Ekim 1942'de terhis oldu.
(Prof.Dr. Muhittin Serin, Kemal Batanay, Bestekâr, Tambûrî, Hattat, Hâfız, İstanbul 2006).
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Önce Makedonyalı İskender'in sonra Roma İmp. ardından Bizans İmp.nun yani hakim devletlerin baskısıyla değiştirilen Anadolu'daki Türkçe, İskit yer adlarını ancak Cumhuriyetin kuruluşunda Türkçe isimlerle değiştirmeyi akıl edebilmiştik, O da Başkomutan Atatürk sayesinde tabi. ...
DİZ BOYU REZİLLİK!
Biden diyor ki; "Erdoğan Suriye'de yaptıklarından dolayı büyük bir bedel ödeyecek"
Bu yüzden Biden randevu vermemiş, Güven Mektubunu da kabul etmemiş. Güven mektubunu bir lokantada ortadoğu politikalarından sorumlu bir yetkiliye vermişler!
İTİBAR YERLERDE!!
İslamiyetten önce Türklerin eğitim programı, yüksek ahlakı ve kutlu töresi vardı
Türk-Oğuz beyleri, milletim, işitin! Üstte mavi gök çökmedikçe, alta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir!
Ey Türk! Titre ve kendine dön! OĞUZ KAĞAN
1-Türkiye Cumhuriyeti kurulduğunda Anadolu'da okuma yazma neredeyse sıfırdır(devlet memurları, din adamları, müserrisler hariç okuma yazma yoktur), ama 1000 yıl önce eski Türklerde okuma yazma var, bir kaç dil var, matbaa var?
Yüzleşsin Osmanlıcılar!
ÜMMET OLUP YOK OLMA TÜRK OL YAŞA!
Tolunoğulları (868-905)
Ihşidoğulları (935-969)
Eyyubîler (1171-1250)
Memlük
(Devletü’t-Türkiyye/1250-1517)
Mısır-Libya ve Suriye'de 1000 yıl hüküm süren bu Türk devletlerinin tamamı Türklüklerini kaybettiler!
Tamamı⬇️
3000 Yıllık Sır Çözüldü: Türk Tarihi Yazılıkaya’da
Türkiye, başından beri Türk vatanıdır. Biz bu topraklara 1071’de Malazgirt’ten sonra gelmedik.Ondan önce de burada vardık.En büyük delillerinden bir tanesi de işte bu anıttır. Anıtı Türkçe olarak okuyan Mirşan'ın ruhu şad olsun
Gani Kaplan, Cemevi açılışında Diyanet’i eleştirince, AKP'li Isparta Belediye Başkanı kıyameti koparttı!
Kaplan'ın dediği şuydu;
"Laiklik toplumsal barışın güvencesidir. Eskiden Genelkurmay'ın vesayeti var diyor eleştiriyorduk şimdi Diyanet'in vesayeti oluşturuldu!
Haksız mı???
Bugün gelinen yerde Diyanetin başına Türk ve Müslüman biri gelmesi lazım.. ironik de olsa maalesef diyanet işleri başkanının konuşmaları, söylemleri ve uygulamaları insana böyle düşündürtüyor. Bunun bir adım ötesini Osmanlı da yaşadık!
Bilmeyen de BİLSİN
Atatürk'ün resimlerini tersten asanları, o binalarda, bacaklarından sallandırıp, astıkları resimleri doğru bakmalarını sağlayacağımız günler de gelir inşallah!
Şimdiye kadar belki 1000 belki 2000 film izledim ama bu kadar keyif aldığım hiç bir filme rastlamadım. Gözyaşlarım sevinçlerime katıştı ki; anlatamam izlemelisiniz.
Saka-İskit-Massaget-Sarmat-Kök ve bütün GökTürk torunları olarak Kazakistan'a şükranlarımızı sunuyoruz.
Filmi izlemek bugüne kısmet oldu.
Sinemalardan kalkmadan izleyin dostlarım.