Statlar, fabrikalar, okullar, kısacası toplu alanların tümü şehir merkezinde olmalı. Halk bir araya gelebilmeli, gerektiğinde protesto edebilmeli sesini duyurabilmesi için fiziksel mekanlar bulabilmeli. Meydanlar bile kapatılıyor artık, tesadüf değildir.⏬
Bu bilinen ve itiraz edilen bir tavırdır, siyasi bir tercihtir; şehir, bir araya gelme, kalabalık oluşturma yeridir, siyaset itirazı sevmediği için bunu dağıtma eğilimindedir.
Şehri tanımayan, bilmeyen insan kasabalıdır ve kasaba yetmediği için kültür şehre yuvalanmıştır.⏬
Şehir medeni itiraz ve uzlaşmanın ama illaki birlikte yaşamanın yeridir.
İşte bu yönlerden @avtubatorunn itirazı geçersizdir. Üstelik bunu, ötekini şehir dışına sürerek ve dahi üstenci tavırla yapmak avukata, siyasete, şehirli insana yakışmaz; bu, siyah süttür. Siyah süt olmaz.⏬
Tut ki yeni yapılacak bir stad olsun, anlayabilirdim. Fakat olanın üzerine gelip ben geldim istemiyorum demek ayrıca nahoş tavırdır.
AKP iktidarının yarattığı sığlaşma şunu normal hale getirdi ne yazık ki: "İstemiyorum." yeter sebep hâline geldi. Yanlıştır.
⏬
Şehirde düzen, yasayla sağlanır. Şehir, hak ve kurallı özgürlükler alanıdır. Yanlış olan şudur: hakkı var ama ben istemiyorum; diyemezsin. #Stad orada kanun dışı değildir, yapılan iş (maç) izinler dahilindedir, isteyen için oraya gitmek haktır, hak.
Ki bunu avukata anlatıyoruz.⏬
Ki bunu CHP yüksek görevlisine anlatıyoruz.
Ki bunu avukata anlatıyoruz...
Bilmemesi mümkün müdür? Olasılık dahilindedir, ben cahilliğine vermeyi tercih ediyorum zira aksi, o mide bulandıran fotoğrafın bütününü anlatan bir tablo olmasıdır ki tercihim cehaletten yanadır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Web dünyasında, teknoloji dünyasında güvenlik yanılsamadan ibaretti hep; bu hep söylenirdi işi bilenler tarafından.
Yalnız trafik ve yük konularını ayrı tutmak lazım. Wapp gidince herkes başka mesajlaşma uygulaması indirmeye kalkınca oluşan anlık yük her yeri geçici olarak ⏬
devre dışı bırakabilir. Bu normaldir.
Fakat ben sosyal medyadaki aşırı merkezileşmiş (yoğunlaşmış) gücün rakipsiz olmadığını ve böyle gitmeyeceğini gören biri olarak her şeyin daha yeni başladığı trolünü başlatmak için tam zamanıdır diyorum :)
Kaldı ki EMP diye bir şey var ⏬
Ha data silinmeye başlarsa, işte o zaman önünü alamayız aman diyeyim :)
Her şey kötüye gider ve açılamazsa o zaman #mIRC en iyi ortam olur, #newsgroup'a (haber grupları) kadar geri gidecek halimiz yok. mIRC iyidir, zurna kanalı vardı mesela süper nostalji olur, açın derim yine⏬
Yapay et bu kadar ittirilirken aklıma takılan sorular:
Bizi (tüketicileri) nasıl ikna edecekler? Hükümetler, bakanlıklar bir derece; onlar baskıyla politika değiştirebilirler ama bizi nasıl zorlayacaklar? Yeşil Dünya, sürdürülebilirlik falan bireyler üzerinde pek etkili değil.⏬
En azından o söylemlerle kısa vadede olmaz tüketicilerin terki. Uzarsa da değişim istedikleri ölçekte olmaz. Arz olduğu sürece doğal ete talep devam eder çünkü.
Dünya çapında yaygın ve büyük piyasa olduğu için de o arzı (sektörü) -ülke ekonomilerini sarsmamak için- birden ⏬
yok edemezler?
Kısacası doğal etin, bin yılların alışkanlığının nasıl kesileceğini öngöremiyorum.
Oysa veganlık, çevre felaketi-dünya dengesi söylemleri, yapay et haberleri pompalaması tam gaz devam ediyor. Değişim yakın olmadan bu baskı, kaynak israfı değil mi? ⏬
"Ali Kemal’in Oğlu"
Babadan oğula geçişi, Cumhuriyet'in kaldırması bilgiseli.
"Babası şunu etti." diyerek tartışanlara kendi tarihlerini belletmek gerek. Şöyle ki:
Çizdi "Olumsuz" ibaresinin üstünü, "Olumlu" yazdı, çizdi "Muvafık değildir" kelimesini, "Muvafakat ediyorum." yazdı. #ismetinönü
Ve dedi ki:
“Devlet kin tutmaz, yakışmaz, biz bu Cumhuriyeti kanla kurduk ama, insanla büyüteceğiz” dedi.
Neden Çöküş Yaşıyoruz Bilgiseli 1- Arkadaşlar ben kırk üç yaşındayım. Dünyanın hızla değiştiği bir döneme denk geldim, hala da inanılmaz hızla dönüştüğünü görüyorum.
Biraz uzatıp da anlatacağım, aslında bugünü değil, dünyanın yakın geçmişini konuşmak istiyorum sizinle.
+
2- Sizden ricam sorularınızı, cevaplarınıxı, eleştirilerinizi ilk tweet'e cevap olarak yazmanız. Bu şekilde bütünlüğü bozmamış oluruz.
Şimdi izninizle başlayalım:
*
Ben doksanları hatırlıyorum (93 lise çıkışlıyım), öncesini de çok okudum, çok dinledim ve araştırdım.
+
3- Doksanlarda Türkiye, gelişmiş bir ülke değildi. Bununla beraber toplumda zenginlik anlamında büyük farklılıklar da yoktu. Lakin okuyan, üreten ve emeğiyle çalışanın saygınlığı büyüktü.
Bugüne göre en büyük fark, toplumun ve basının, tv'ler dahil medyanın "düzgün olmayı"
+