1/22 Şimdi arkadaşlar, dün gece yazdığım gibi ekteki haberde yer alan davayla ilgili bu akşam, kendimce optimum ( 😉! ) uzunlukta 1 tweet zinciri gireceğim ve biiir senedir hesaplaşmasını bugüne, yani mahkeme kararı ertesine bıraktığım bir kaç isimle hesabımı göreceğim.
2/22 Ancak kavilleştiğimiz saat gelesiye şunu söylemek istiyorum:
PD iftira ve siber zorbalığının hukuk-medya ve akademi alanlarındaki ekmeğine ortak, umutsuz vaka, çekirdek kadrodan bir kaç isimle hesabım bir yana, bundan sonra yazacaklarımla rövanşizm peşinde değilim.
3/22 Sosyal medya mecrasında bir senedir süren bu organize siber zorbalığa karşı ses çıkarmak ne kadar zordu; bunun için hangi tehditleri, ne dipsiz bir çirkeflikle mücadeleyi göze almak gerekiyordu, bunun çok farkındayım. Özellikle altını çizmek isterim ki:
4/22 1. Bu ülkenin belki hiç olmadığı kadar, sağlam bir feminist harekete, çocuk hakları savunucularına, LGBTİ hareketine ihtiyacı var.
2. Ve feminist ifşa da hak edene anasının ak sütü gibi haktır bu memlekette. Ama hak edene!
5/22 Mağduriyet hırsızı, kolpacı, var olan imtiyazlarının üstüne 1 de arsızca iftira atma, cadı avı yürütme imtiyazını talep eden, sosyal medya beğenilerinden adam fişleme hakkını kendinde gören "VIP mağdurlara" değil! (@VarlYasemin2019 son kavram senden arak, helal et bacım :) )
6/22 Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinden kaynaklanan dünya kadar yapısal sorunla her gün boğuşan binlerce kadın, çocuk, LGBTİ birey varken, bu iki hususla ilgili en küçük bir tereddütüm, kuşkum yok. Ancak gün şapkayı önümüze koyup düşünme günüdür.
7/22 1. Bir senedir bu iftira ve zorbalığın ateşine odun taşıyanlar,
2.neyin ne olduğunu pek iyi anlayıp idrak ettiği ve bu yalan ve iftiralarla kadınların nice mücadelelerle elde ettikleri "kadının beyanı esastır" ilkesi gibi, "feminist ifşa" gibi önemli kazanımların+
8/22 ne vahim bir risk altına girdiğini göre- bile, havaya bakıp ıslık çalmayı tercih eden, bir çoğu da akademik kürsüler işgal etmiş yahut etmekte olan "feminist kanaat önderliği";
9/22 sizin kamuoyuna, özellikle de cinsel tacizin hakiki mağduru olup, hukuksuzluk karşısında sesini yükseltmeye çekinen binlerce kadın, çocuk ve LGBTİ bireye bir özeleştiri borcunuz yok mu şimdi?
Sözüm bilhassa:
10/22 #ErilAkademiyeDurDe gibi, son derecede vahim 1 derde dair herkesin canı gönülden "Evet!" diyeceği haklı 1 sloganı ardına alarak, bu müfteriliğe bilerek- bilmeyerek İMZASIYLA ortak olan ve içlerinde çok sayıda arkadaşımın olduğu #ErilAkdemiyeDurDe metni imzacılarına.
11/22 Benim 1 seneden fazladır bu aleni iftira ve sosyal medya lincine karşı çıkarken gayem ne TR feminizmini, ne de feminist ifşayı hedefime koymaktı. Tam tersi!
Amacım feminizmin+ feminist ifşanın temel ilkesi adalet arayışına, kendi çapım, olanaklarım ölçüsünde sahip çıkmaktı
12/22 Uyarılarım hep bu yöndeydi, bunu anlayan çoktan anladı zaten, ama bir sizin gözünüz, kulağınız, vicdanınız bu uyarı ve çağrıya kör-sağır-dilsiz kaldı bugüne kadar. Neden?
13/22 Artık neredeyse kurumsallaşmış adaletsizlik ülkesinde, mağdur binlerin en önemli savunma araçlarını 1 yıldır riske attığınıza, kendinizi de "Kabataş yalancısı" pozisyonuna düşme riskine soktuğunuza değdi mi bari?
Yanlış anlamayın, siz isterseniz yine bildiğinizi okuyun
14/22 Ne de olsa ben ne feminist organizasyonların/yayınların/ akademik kürsülerin köşe başlarında kariyer yapmış, ne de feminist aktivizmin tabanında/sokakta maalesef bugüne kadar aman aman aktif mücadele peşinde koşmuş bir insanım.
15/22 Şimdiden sonra da hareketin içinde NE kendime bir köşecik edinme, NE de bir "kanaat önderliği" oynama gibi bir derdim var. Hepsi şimdiden sonra da sizin olsun, gözüm yok.
Bununla birlikte bu ülkenin adaletsizliğiyle, özellikle de kadınların başına musallat haksızlıklarla,
16/22 derdim büyük. Feminist ifşaya da, güçlü bir feminist harekete de bu memlekette ihtiyaç duyan herkes kadar muhtaç SIRADAN 1 KADIN OLARAK, size bu uyarıyı son 1 kez daha yapma ve sizden bu özeleştiriyi talep etme hakkını kendimde buluyorum.
17/22 Af buyurun ve lütfen kendinize şunu sorun:
"1. Biz nasıl bir teorik ezberciliğe, akıl tutulmasına, etik basiretsizliğe düştük de, 150 YILLIK TR FEMİNİST HAREKETİNİN İTİBARINI BİR ŞARLATANIN ELİNDE 1 SENEDİR OYUNCAK ETTİK?
18/22 2. Biz ne uğruna 150+yıllık mücadeleyle kazanılmış hakları ve feminist savunma araçlarını, MÜFTERİLİĞİ bu mahkeme kararının çok öncesinde belgeli-ispatlı, ifadeleri çelişkilerle dolu 1 ŞARLATAN için riske attık, gerçek mağdurları savunmasız bırakmayı göze aldık?"
19/22
Siz bu sorularla yüzleşir, hesaplaşırsanız bu vahim durumdan feminist hareket güçlenerek çıkar, o zaman samimiyetinize inanıp, ataerkiye karşı mücadelede yeniden birbirimize kenetlenebiliriz.
Yok bunu yapmaz, ölüm sessizliğine devam ederseniz, yahut daha da beteri:
20/22 gafletinizi ve (üzgünüm ama) müfteri yancılığınızı, 3ü kadın 4 kişilik juriyle alınmış 1 mahkeme kararını böyle de "ah... patriyarkaL dünya nizamı azizim!" sayıklamalarıyla karamaya debelenerek ört bas etmeye kalkarsanız, biliniz ki, (FOTO POST 1-2)
21/22 Kral/içe çıplak. Zerre özeleştiri vermediğiniz sürece, şu saatten sonra akıl izan sahibi heeerkes görüyor anlıyor ki, sizin derdiniz ne patriyarkal müesses nizam, ne hak mücadelesi. Sizin bu lagalugalarla yegane gayeniz, içine düştüğünüz yangında kendi postunuzu kurtarmak.
22/22. İşte apaçık aşikar ki böylelerinin üstte bahsi geçen metne ve benzerlerine dün imza atarken de, bugün de öncelikli dertleri KENDİ İTİBARLARI.
Umarım diğer arkadaşlar ve hocalarım, böylesi bir düşkünlüğe tevessül etmezler.
Haydin geceye görüşürüz! Cümleten günaydın :)
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Ah garibiiiiim... Yazık. Arkadaşlar burada bir kamu spotu paylaşayım. Bkz. #AlkolKötülüklerinAnasıdır örneği.
Artık nasıl koyduysa kendine iki gündür cevap veren herkese laf yetiştirmiş de, ha şuna tweet atıldıktan iki gün sonra cevap veriyor. 😉
Siz siz olun, gece hele ki öyle kendi başcağızınıza evde içip kafayı bulduysanız,
1. Eski sevgiliye telefon etmeyin/ mesaj atmayın.
2. İçinize dert olan tweetlere cevap yazma işine girişmeyin.
Gülünç olursunuz, ertesi gün pişman olursunuz.
Bu salak zaten kurban koyun gibi, mahkeme kararına rağmen müfteri savunusuna, manipülatörlüğe kendini herkesten evvel öne atarak çıktığına daha çooook pişman olacak da, işte...oldu olan. Bari sıvamasaydı.
2.Bu mahkeme kararı, belge okumasını bilen, fanatizmin gözünü kör, idrak yetisini felç ettirmediği, kitabî ezberden değil, ettiğin kelamın bilincinde ve onun sorumluğunu taşıyarak konuşan yazan kimse için sürpriz değil elbette.
3.Bugünlerde 1 kamera 1 tripodla ifşaya girmek adetten oldu, ama 1.6.2020’de @pinardinch ’in yayınladığı 9 tweetlik zincirle Twitter mahkemesi sanık sandalyesine oturtulan @UOzkirimli bu türlü 1kamera+1tripod ifşasını 1 adım öteye taşımış:
Nereden çıkardın söz hakkın olsun istenmediğini mağdurella? Halen alenen de cinsel tacizi kast ederek, "bu tacizciye tacizci denebilir mi davası", "UÖ'nün tacizi üniversite belgelerince sabit" diyorsun. Mahkeme kaydından o belgedeki "uyarı kararını ben aldım", diyen dekanın+
"karar verme yetkisi yok" diyorsun. Sizin miydi karar verme yetkisi? Pardon ya... İlkim sen tutarlı olmak ne demek, onu biliyor musun?
O kararı ben aldım diyen adamın yeminli mahkeme ifadesinde açıkça "bu bir cinsel taciz şikayetiydi (ve gayet de cinsel tacizi kast ederek) biz ortada bir (cinsel) taciz olmadığı kararına vardık" dediği ses kaydını koydum, ötesi zaten @UOzkirimli 'nin videosunda var.
Hanımefendinin şu gece hâlâ daha "fail" dediği @UOzkirimli, "faillerle dayanışan akademik feminizm" de benim herhalde :) Gerçi benim o alana akademik yatırımım da, o alandan bir beklentim de, öyle bir kariyerim de yok, ama bu fanatik arkadaşlara fark etmiyor. (1/4)
Bir fanatikten mürid olur, biatçı olur, bir takıma amigo olur. Ama fanatikten akademisyen olmaz, entelektüel hiç olmaz.
Aslında dünyanın en güzel, en haklı ideolojisi bile olsa, bir fikrin bir davanın fanatiğinden hiç bir halt olmaz.(2/4)
Sevgili @BurakAcerakis 'e şu tweeti atabilen aklı, muhakeme kabiliyeti tutuk, vicdanı kör, aktivizmi izansız fanatizmin ta kendisi işte budur.
Gözünün önündeki erkek deveye dişi deve diye yemin etmekten utanmayan, arlanmayan fanatizm bu. (3/4)
Birisi etmişti bu sözü, kimdi? Nazım'ın hapisten çıkması sırasındaydı".
Gerisini de okuyun, bakın bakalım kalanı da tanıdık mı? :)
Vedat Türkali, Bir Gün Tek Başına 'dan.
Nazım'ın hapisten çıkışı 1950.
Romandaki kahramanlardan Günseli'nin bu lafı ettiği yıl, 1960. 60 Darbesi'nin hemen öncesi, Menderes ve Demokrat Parti'nin sonbaharı.
Vedat Türkali'nin bu romanı yayımladığı tarih 1974. 71 darbesinin hemen ardı sayılır.
Edebiyatın güzelliği bu. Yaşadığımız hiç bir hissin, tecrübenin, bilhassa acılarımızın biricik ve çok da özel olmadığını kafamıza vura vura hatırlatıyor.
Bu açıdan tarihten bile iyi. Tarih hislerle ilgilenmez pek. Onun bakışıyla her olay dönemin koşullarına özgü ve biriciktir.
Eeeee aslında bi anlamda cümle evkaf tarihi bi nevi kamu malına çöküş :D Hanedan miri mülkünü "ben burayı hayır işlerine vakf ideyim, ben öldükten sonra evladım gelirinden yemeye devam etsin, öte dünyada da bana sevap points yazsın", diyene ihsan ediyor işte.
Bunların kafa da aynen devam. Miri emlakı "halk"ın değil "sultan"ın mülkü addettiğinden kafasına göre ondan "ihsan" dağıtmak meşru.
Osmanlı zamanında miri mülk halkın mı derseniz, o iş biraz karışık. Mülkün sahibi teorik olarak hanedan, ama kullanım hakkı onu işleyende.
Karşılığında tebaa toprağın ve diğer taşınmazların kullanım hakkı için, aslında bir nevi kira olan çift vs. vergisini ödüyor. Pratikte bu, bugün devlete ödediğiniz emlak vergisiyle aynı.