1⃣Adalet Bakanlığı'nın 28 Temmuz 2016 tarihli yazısı ile, tüm il ve ilçe adliyelerinde, hakim ve savcılardan oluşan "fişleme ve imha" timleri oluşturuldu.
Buna dair İstanbul BİM Başkanı Ahmet Cüneyt Yılmaz tarafından oluşturulan kurulları paylaşmıştım.👇
2⃣ Oluşturulan "fişleme ve imha" Kurulları, ekteki belgedende anlaşılacağı üzere Bakanlığın emri doğrultusunda periyodik olarak Bakanlığa rapor sunmuşlar.
Bu hareketleri ile adliye personeli üzerinde baskı oluşturmuş, merkez fişleme heyetini beslemişlerdir.
3⃣ Adalet Bakanlığı nezdinde, "fişleme ve imha merkezi" oluşturulmuştur. Bu kurul, müsteşar @kenanipek53, CTE müdürü @YavuzEnis, Ceza İşleri müdürü @aytekin_sakarya, Personel müdürü Muharrem Ürgüp ve Teftiş Kurulu başkanı Vedat Ali Tektaş'tır.
4⃣ Bakanlık Merkez Fişleme ve İmha Kurulu, il ve ilçelerden gelen isimleri bir kez daha gözden geçirip, ekleme ve çıkartma yaparak nihai "imha" kararını vermektedir.
Bu kararda imzası bulunanlar tesadüfi olarak belirlenmemiştir.
5⃣ Bu kişiler 15 Temmuz gecesi Hakimevinde toplanan ve daha öncesinde fişlenen tüm kişiler hakkında cezai soruşturma emir ve talimatı verip bunları koordine eden ekibin içerisinde yer alan "Yargı Darbe Çetesi" üyeleridir.
6⃣ Bu üyelerin ortak özelliği, 17-25 Aralık sonrasında AKP'nin liderliğinde oluşturulan "gizli ittifak"ın temsilcileri olmalarıdır. Yani bu heyette CHP, MHP, AKP, Ulusal Parti'yi ve/ya bunların ideolojilerini temsil eden yargı bürokratları yer almaktadır.
7⃣ Burda yer almalarının ütemel amacı, sistematik, planlı ve organize olarak işlenen "insanlığa karşı suçun" sorumluluğunu ortaklaşa üstlenmek/bölüşmektir. Diğer bir gayesi ise "kendilerinden olanları" korumak ve "imhalarını" önlemektir.
8⃣ Bu kurulların nasıl çalıştığına, çalışmaları sırasında neden oldukları mağduriyetlere ve işledikleri suçlara ilişkin başkaca belgeleri paylaşmaya devam edeceğim.
İşlenen bu suçlar cezasız kalmayacak, bu yargı mensupları insanlığa karşı suç failleri olarak yargılanacaklardır.
9⃣ Ekteki belge, "fişleme ve imha" kurullarının ciddiyetle takip edildiğini ve görevlendirmelerin yakinen takip edildiğini gösteriyor. Daha önceden İstanbul Kurulu'na görevlendirilen Özkan Atasever yerine Yasin Karaca (165683) atanıyor.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1⃣ 15 Temmuz sonrasında @adalet_bakanlik tarafından, yargı teşkilatında çalışan memur ve çalışanlara yönelik bir CADI AVI başlatılıyor.
Bu avı yapmak üzere tüm adliyelerde hakim-savcılar seçiliyor ve bunların eliyle ihraçlar gerçekleştiriliyor.
2⃣ Yukarıda paylaştığım belgede İstanbul İdari Yargı Komisyonu tarafından kendisine bağlı idari yargı birimleri nezdinde komisyonlar oluşturulup hakimlerin görevlendirilmesi yapılıyor.
3⃣ Bu kurullara nasıl çalışacağını Bakanlık emrediyor: "(Gülen Hareketi'ne) fikir, eylem ve açıklamaları ile destek verdiği ya da doğrudan bu örgüte mensup oldukları yönünde suç şüphesi bulunan" kişileri tespit edin ve gecikmeye mahal vermeden gereğini yapın.
1⃣İtalya İnsan Hakları Federasyonu (FIDU), terörle mücadele düzenlemesinin Türk makamları tarafından kötüye kullanılması ve şifreli anlık mesajlaşma uygulaması Bylock’un barışçıl kullanımının suç sayılmasıyla ilgili bir başvuruya ilişkin olarak AİHM'ye üçüncü taraf katılım...
2⃣ talebinde bulundu. Katılım kapsamında sunulan uzman raporu, önde gelen İtalyan, İngiliz ve Türk hukukçulardan oluşan bir uzmanlar grubu tarafından Arrested Lawyers (@ArrestedLawyers) organizasyonu işbirliği ile hazırlanmıştır.
3⃣ Avrupa ülkelerinden birinin konuyu AiHM’e üçüncü taraf olarak davaya katılım talebi sunması konunun genel bir insan hakları sorunu olarak görüldüğünün açık bir işaretidir ve bu noktada çok önemlidir.
1⃣Hukuken büyük mağduriyetlerin yaşandığı bu süreçte başvurulacak hukuk yollarının süreçleri hakkında eksik- yanlış bilgi nedeniyle mağduriyetlerin giderilme yollarının da bizzat mağdurlar veya vekillerince kapanabildiği görülmektedir.
2⃣ Özellike Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi başvuru süreçlerinde maalesef yanlış bütüncül bir algı vardır. Şöyle ki; tüm yargı süreci bittikten sonra bu mahkemelere genel bir başvuru yapılması gerektiği düşüncesi maalesef genel yanlış bir algıdır.
3⃣ Çünkü gerek AYM ve gerekse AİHM başvuruları açısından, önemli olan ihlal edilen haktır.
Her hak ihlali için (kötü muamele, haksız gözaltı veya tutuklama, makul olmayan uzun gözaltı veya tutukluluk, adil yargılama vb.) BAŞVURU SÜRELERİ FARKLI TARİHLERDE BAŞLAMAKTADIR.
1/11: Aklını Saray odalarından birine KaPaMa’mış okur/yazar her hukukçu Balyoz’un bal gibi bir darbe planı olduğunu kabul eder.
2012 yılında İstanbul 10 ACM heyeti darbe planı nedeniyle sanıklara çeşitli cezalar verdi, bu ceza Kasım 2013 tarihinde Yargıtay tarafından onandı.
2/11: 17-25 Aralık Yolsuzluk Soruşturmaları sonrasında AKP’nin “derin-pis-kirli” devlet ile yaptığı anlaşma sonrasında Saray’ın siparişi ile AYM hak ihlali kararı verdi.
Yargıda önemli tasfiye ve atamalar sonrasında yeniden yargılamayı Anadolu 4.Ağır Ceza Mahkemesi yaptı
3/11: ve binlerce sayfa delil ve onlarca klasör belgeyi kısa zamanda okuyan “seçkin” heyet, darbecilere kurulan “kumpası” hemencecik anladı ve vakit kaybetmeksizin aldığı talimata uygun olarak, @yargidabirlik ruhu ve anlaşmasına sadık kalarak