1-) Bir süredir ‘Erdoğan’a neler oluyor’ diye soruyoruz. Geçmişteki halinden çok farklı. Gaflar ve bazı farklı davranış biçimleri, toplumun gözleri önünde yaşanıyor ama yeteri kadar tartışılmıyor. Dün bu garipliklerin son halkası yaşandı. Bir video belgesel ile kayda geçirelim.
2-) Erdoğan'ın dün (17 Ekim 2021) Angola ziyareti öncesinde yaptığı basın açıklaması garipti. Soruların önceden verildiğini çok belli edecek biçimde yanıtları kağıttan okudu. Aşağıdaki bir dakikalık videoyu dikkatli incelemekte fayda var.
3-) Aynı basın toplantısındaki ikinci soruda da durum farksız. Erdoğan'ın önündeki kağıttan okuduğu anlaşılıyor.
4-) Video bilgiselde geçmişe doğru gidelim. 4 Eylül 2021. Rize'de açılış töreni. Erdoğan kurdeleyi erken kesen çocuğun kafasına vuruyor. Kameralar önündeki bu olay büyük soru işaretleri yaratıyor.
5-) 27 Ağustos 2021. Erdoğan, restorasyonu tamamlanan Saraybosna'daki Başçarşı Camisi'nin açılışını yaptı. Prompter yoktu ve Erdoğan konuşmanın tamamını kartlardan okudu.
6-) 13 Ağustos 2021. Sel felaketi yaşanan Kastamonu Bozkurt'ta konuşan Erdoğan, sağ tarafında Süleyman Soylu'yu görünce irkildi. Sonra Murat Kurum'a bir süre baktı. Henüz sahilde cesetler aranırken miting havasında konuşması ve muhalefete yüklenmesi tepki çekti.
7-) 12 Ağustos 2021. Erdoğan'ın CNN Türk'te katıldığı programın canlı yayınında prompter cihazı göründü. Abdülkadir Selvi de fısıltıyla 'sufle' vermişti. Selvi, daha sonra prompter'a bazı verilerin yüklendiğini, soruların önceden verilmediğini yazdı.
8-) 31 Temmuz 2021. Erdoğan yangın felaketi yaşanan Marmaris’te Cumhurbaşkanlığı otobüsüyle ilerlerken yolda karşıya geçmek için bekleyenlerin üzerine de çay fırlattı, bir polis son anda eğilerek kafasına doğru gelen çay paketinden kurtuldu.
9-) 21 Temmuz 2021. Erdoğan, telekonferans üzerinden partililerle bayramlaşırken yayınlanıyordu. ‘Prompter’dan konuşmayı okuduğu anlaşılan Erdoğan’ın bazı anlarda kelimeleri çok yavaş söylemesi, takılması ve yorgun hali dikkat çekti. Konuşurken kısa bir an uyukladı.
10- 20 Temmuz 2021. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC’de toplu açılış töreninde ‘prompter’ı okumakta zorlandı. İki kez sorun yaşadıktan sonra “Kim yönetiyor bunu” diyerek kızdı.
11-) 2 Haziran 2021. TRT yayınında Erdoğan hayvan haklarına önem verdiğini anlattı. Hasan Öztürk bir evcil hayvanını geçen hafta kaybettiğini söyleyince Erdoğan "Öldürdün mü" diyerek güldü.
12-) 1 Ağustos 2020. Bayramlaşma yayınında Erdoğan prompter’da yazıyı kaçırdı ve danışmanlarına “Geri al, geri al…” dedi. Danışmanlar “Efendim canlı yayındayız” deyince dudağını ısırmıştı.
13-) Elbette ülkeyi yöneten kişinin sağlığı ve muhakeme yeteneği toplumu ilgilendirir. Tek adam rejiminde bu soru işaretleri çok daha kritik bir hal alıyor. Kimsenin sağlık sorunu yaşamasını istemeyiz. Ülke yönetimi söz konusu olunca kamuoyunu tahmin edici açıklamalar yapılmalı.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1- Doların 9 lirayı aştığı bu günlere nasıl geldiğimizi bir video bilgisel ile anlatalım, arşivde dursun. Bu videoları izledikten sonra şu soruyu düşünün: Bu kişiler finans danışmanı olsa bir kuruşunuzu emanet eder miydiniz? Ama ülke emanet edildi.
2- 6 Mart 2015- Dolar: 2.59. Erdoğan: "Dolara aşırı derecede yatırım yapanlar yaya kalabilirler.' Bu sözleri dinleyip dolarını bozduranların kaybını siz hesaplayın.
3- 2 Aralık 2016- Dolar: 3.51. Erdoğan, yastığın altındaki dövizleri bozdurun çağrısı yaptı. Onu dinleyenlerin parası beş yıl içinde eridi. Zaten Türkiye'nin parası eridi.
1-Sedat Peker’in ifşalarına karşı garip bir refleks oluştu. Bazıları sürekli ‘Bunları biliyorduk’ diyor. Son Tweetlerle ilgili de ‘Baronlar Savaşı’nda yazılmıştı’ deniliyor. Evet kitapta anlatılan ortak pek çok olay var. Ama çok önemli, peşinden gitmemiz gereken yeni bilgiler var
2- Sedat Peker, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde Cumhurbaşkanı danışmalarının nasıl bir vurgun mekanizması oluşturduğunun altını çiziyor. Bu gerçekten çok önemli bir konu. Saray’daki bir güruh suç örgütlerine hizmet ediyor.
3- Peker’in dediği gibi Burhan Kuzu, İranlı uyuşturucu baronu Zindaşti’nin serbest bırakılması için hakimleri Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın santralinden arıyor. Hakimler ifadesinde bunu söylüyor. Bir hakimin ifadesindeki ilgili bölüm aşağıda:
1- BİZİ NASIL YAKTILAR... Ülke 10 gündür cayır cayır yanarken yaşadıklarımızı alt alta dizeceğim. Arşiv olsun, sorumlular unutulmasın, rezaletler aklımızdan çıkmasın diye. Bu ülkede akıl sağlığını korumanın ne kadar zor olduğunu da göreceğiz. 10 güne bu kadar rezalet sığdı:
2-Yangın söndürme uçaklarını hazır etmeyerek ormanlarımızın göz göre göre yanmasına neden oldular. THK’daki uçakları ihale dışı bıraktılar. Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, THK uçaklarını kötüledi. 👇
3-Günler sonra THK’dakilerle hemen hemen aynı uçaklar İspanya, Hırvatistan gibi ülkelerden gelip yangına müdahale etti. Ama artık çok geçti.
1-Kayıp silahlar konusunda ciddi kafa karışıklığı var. 15 Temmuz 2016’da Emniyet ve Jandarma’nın envanterindeki silahların sivillere dağıtıldığı ve geri alınmadığı öne sürülüyor. 107 bin silahın kayıp olmasından bahsediliyor. Bu doğru değil. Bilgisel ile açıklamaya çalışalım:
2-107 bin kayıp silah iddiası şöyle ortaya çıkıyor: İçişleri Bakanlığı her yıl bir faaliyet raporu açıklıyor. 2013’ten itibaren kayıp silah, kimlik, araç vs. konusunda istatistikler raporda yer alıyor. 2014 faaliyet raporunda 14 bin 682 silahın kayıp olduğu yazılmış. Grafik 👇
3-2015 yılı faaliyet raporunda yani 15 Temmuz darbe girişiminden önce bu sayı birden 91 bin 120’ye çıkıyor. Yaklaşık 76 bin kayıp silah istatistiğe giriyor.
1-Mustafa Çalışkan’ın çıkışı çok önemli. Peker’in ifşaları AKP içindeki savaşı çok şiddetlendirdi. Skandal ortaya çıktığı andan itibaren isim vermeden konuşan 'AKP ve hükümet yetkilileri', Süleyman Soylu’dan rahatsızlıklarını dile getiriyor.
2-Süleyman Soylu ise TRT ve Habertürk’e kendisine karşı harekete geçen Milli Görüşçülere yönelik hamle yapmak ve Erdoğan’a mesajlar vermek için çıktı. Artık bir parti devleti ile karşı karşıya olduğumuz için parti içindeki kavga bürokraside savaş anlamına geliyor.
3- Soylu, bu nedenle Mustafa Çalışkan’ı isim vermese de çok net şekilde defalarca hedef aldı. Çalışkan İstanbul Emniyet Müdürü iken Soylu’nun onu istemediğini herkes biliyordu. Çalışkan’ın Berat Albayrak’a yakın olduğu konuşuluyordu.
1-Uyuşturucu ticaretinin gündemden düşmediği bu günlerde bir haber daha geldi. Cemal Nayır 70 yaşında covid 19'dan öldü. Nayır, onlarca yıl Türkiye’de uyuşturucu baronu denildiğinde akla ilk gelen isim Urfi Çetinkaya’nın sağ koluydu. Kısaca hayat hikayesinden bahsedelim.
2- Urfi Çetinkaya’nın, Afganistan’dan aldığı eroini Türkiye üzerinden Avrupa’ya götüren ilk isimlerden olduğu öne sürülüyor. 1989’da İstanbul Etiler’de lüks aracıyla ilerlerken polisin ‘dur’ ihtarına uymadı. Açılan ateşte belinden vuruldu. Tekerlekli sandalyeye mahkum oldu.
3- Urfi Çetinkaya’nın artık döneminin bittiği söyleniyordu ama yanında Cemal Nayır vardı. İspanya başta olmak üzere tüm Avrupa’da güçlendiler. Urfi Çetinkaya ve Cemal Nayır defalarca İspanya’da yakalanıp kurtulmayı başardılar.