dün yaşanan iki gelişmenin önümüzdeki dönemde yaşayacağımız her şeyin ana eksenini oluşturma ihtimali hayli yüksek.
bunlardan ilki mgk açıklaması, ikincisi ise lütfü elvan’ın yerine getirileceği konuşulan nureddin nebati’nin tivitirdan yapmış olduğu açıklamalar.
mgk açıklamasında pazartesi günkü kabine toplantısı sonrası cb'nin yaptığı konuşmadaki "kurdaki rekabet gücü, yatırımda, üretimde ve istihdamda artışa yol açar" sözüne referansla şöyle deniliyor:
peki bu ne demek? bu tam olarak, “düşük faiz-düşük değerli tl” politikasının rejimin karakterine uygun bir şekilde, hükümet politikası değil, devlet politikası olarak sunulacağını gösteriyor. ama mesele sadece bundan ibaret değil.
esas mesele, bu politikaya yönelik herhangi bir karşı çıkışın şimdiden bir ulusal güvenlik sorunu olarak görüleceğinin ilan edilmesi ve buradan kaynaklı bir sosyal patlamanın resmi olarak devletin güvenliğine yönelik bir tehdit olarak kodlanması.
bakan adayı nebati ise tivit zincirinde "düşük faiz-düşük değerli tl" politikasını güya bilimsel bir temele oturtarak savunuyor ve bu da çok net bir şekilde bu politikadan hiçbir şekilde vazgeçilmeyeceğini gösteriyor.
bu ikisini bir araya getirdiğimizde çıkan sonuç şu: bir nevi "yeni 24 ocak kararları" anlamına gelen bu politikaların "yeni bir 12 eylül rejimi" olmadan uygulanması imkansız. bunu sol'daki 11 kasım tarihli yazıda şöyle anlatmıştım:
velhasıl, resmi ya da gayri resmi “yeni bir şey” geliyor. kurulan köleci emek rejimi ve izlenen yoksullaştırma politikaları ancak cunta benzeri bir yönetimle, "sivil bir 12 eylül’le" devam ettirilebilir. bunu başarıp başaramayacaklarını ise güç mücadeleleri belirleyecektir.
#ÇareSokakDeğilSandık diyenler sokak ve sandığı birbirinin anti tezi gibi gösterip büyük bir akılsızlığa imza atıyor. sokaktan desteklenmeyen, mitingsiz, grevsiz, boykotsuz bir sandıktan istenen sonucu çıkmayacağını göremeyecek kadar da körler.
ülke tarihinin en kritik 2-3 ayına giriyor olabiliriz. bu 2-3 ay boyunca yaşanacaklar da önümüzdeki birkaç yılı belirleyebilir. niye böyle dediğimi peyderpey bu tivitin altına yazacağım yeri geldikçe.
meselenin merkezinde bu var, ana belirleyen bu füzelerin 2-3 ay içerisinde gelip gelmeyeceği olacak.