1. Valla iki gözümün ciğer gibi kıpkırmızı, adenoviral konjonktivitten muzdarip olduğu şu günlerde, aha şöylecene “sizin anlamayacak kadar gerizekalı olduğunuzu varsaydığımdan, durun ben size anlatayım“ edebiyatından +
2. “uç veren” Semanım’ın kaburga kemiklerine, östaki borularına, yumrulara, cücüklere, göbeleklere falan ithafen yazdığı ve gerçekten artık kabak tadı veren mevzuya dair, aptal yerine konmayı ve manipüle edilmeyi sindiremeyen, ama temyiz
3. kararını da bekleyemeyip inatla konuya dair sahih ve ayıklanmamış verilere ulaşmak isteyen herkese, ben de aşağıdaki adrese yazıp mahkeme kararını, sunulan delilller vs. +
4. her ne varsa isteyip kendilerinin bakıp incelemelerini tavsiye ederim.
Hani karar marar İsveççe. Google translate marifetiyle çözmek yorucu olabilir, ama deliller Türkçe ve İngilizce nasıl olsa. Çok merak eden ve “eksik parça” kalmasın+
5. isteyen herkes, üstte adresi bulunan ilgili makamdan isteyip inceleyebilir. Duyduğuma göre, şıp diye hiç de nazlanmadan gönderiveriyorlarmış zaten.
Ben hastalandım, yoruldum, sıtkım sıyrıldı, +
6. özel tüzel yazışma şu bu yayınlayasım da yok. Hâlâ yılmamış, sıkılmamış ve merak eden varsa, alsın baksın işte.
Şu günlerde zaten ekranı güç bela seçebilen gözlerimi mahkemesinde, polis karakolunda bin defa gündeme gelmiş, +
7. iddiaları hallaç pamuğu gibi mevzusu attırılmış ve içinde İsveç resmi makamlarınca tacize/ cinsel tacize dair hiçbir veri bulunamayarak dosyası kapatılmış blogmuş, hacker meselesiymiş,
8. fi tarihinin UÖ’yle alakası olmayan şikayetiymiş, kitap faturası göndermek suretiyle ısrarlı takipmiş mevzuatını ellinci kez gazete köşelerine, tetikçi hesaplarına taşınmasıyla yormaya gerek+
12. Güya "kadın kadının yurdudur" söylemi ve bu dizisiyle FEM-POL-BÜR’ün pazarladığı, “benim iftira atma ayrıcalığıma, nepotizm yolsuzluğuma sahip çık” talebinden başka bir şey değil ve bunun ne feminizmle ne “her sıradan kadının, merdiven altı tekstil atölyelerinde +
13. çalışan kadının maruz kaldığı şiddetle, cinsel tacizle, mobbingle falan bir ilgisi var.
O kadınlardan hangisi şikayetçi olduğu adamla ilişkisini “friends with benefits” (karşılıklı çıkara dayanan arkadaşlık) olarak tanımlamış?
14. Bi tane örnek çıkarın gösterin, dişimi kırarım. Sizin zihniyetinizin nişanesi, özeti aha burada, PD'nin avkatı hanım tarafından, nepotizmi ifşaladığım 72 TW sonrası dile getirildi ve bu itiraf da aklınızın almayacağı kadar çok sayıda kadına mide bulandırıcı geliyor.
15. O yüzden kendi imtiyaz kavgalarınıza, intikam davalarınıza, “PD düşerse Kudüs düşer” hesaplarınıza başka kadınları, o kadınların onurlu mücadelesini, onların ruhunuzun bile duymadığı dertlerini, mağduriyetlerini karıştırmayın,
16. kendi çıkarınıza ekmek etmeyin. Üç yıldır makbul bulmadığınız kadınları işinden ekmeğinden etmeye, onları ekonomik ve sosyal ölüme mahkum ettirirken malum “dayanışma ağlarınızın” +
17. yayıncılarınızın, nasıl çalıştığını da gördük. İş cancelcılık zanaatine gelince kimse “kadın kadının yurdudur”, demiyor maşallah.
Cadılara taş atmaya hepiniz sıraya giriyorsunuz o zaman.
18. Semanım, o işin usta zanaatkârı torbacılardan olup da, iş üstünde yakalanan (Bawer) Mevlüt Çakır’ın Velvele’de çıkan yazısına atıf vermiş son yazısında.
23. isimleri ve ilgili tweetlerini bulup çıkartmıştı ve işbu zincirde sormuştu özetle:
Arkadaş, o kadar biliyordunuz madem, neden PD’yi mahkemede yalnız bıraktınız, varıp yanına en kritik zamanda, mahkemede kendisi ve beyanlarının lehine şahitlik etmediniz?, diye.
24. Adını da koymuştu, herkesin kendisine #yalnızdeğilsin heştegi kastığı PD’nin hakikatte ne kadar yalnız bırakıldığının. Doğrusu ben de temyiz sürecinde,
25. bu isimlerden bir ya da bir kaçının şahitliğe geleceğini beklerdim. Hâlâ da bekliyorum. Mesela:
26. Mesela, PD’nin malum çakma ifşa zincirinin altında UÖ’nün ismini ilk zikreden, sonra da yazdığından korkup silen,
aylar sonra da Boğaziçi Üni. Facebook Buddy grubunda “ben Lund Üni’den bildiriyorum. +
27. UÖ seri tacizci, etobur bi akademisyendir, ben kendi networkümden (mesela eski karısını / doktora öğrencisini tanıyan bi arkadaşımdan) teyit ettirdim)",
PD lehine şahitliğe gelmesini beklerdim temyizde. Ne de olsa kendisi “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksine” göre,
29. toplumsal cinsiyet eşitliğine en çok riayet eden ülkeler sıralamasında AB birincisi, dünyada hukukun üstünlüğüne en çok riayet eden ülkeler sıralamasında dünya 4.sü olan İsveç’in hukuk sistemini beğenmiyor+
30. sistemde #metoo ifşacıları aleyhine bağzı YAPISAL(!) sorunlara dikkat çekiyordu uzun uzun.
İsveç hukuku adaletsiz, eşitsiz madem, işte ne güzel yanlış bir kararı düzeltme fırsatı vardı ikide bir sosyal medyada beyan ettiği şahitlik ve İsveç hukuku uzmanlığıyla!
31. PD’nin mahkeme önündeki yalnızlığına kendisinin ya da ne bileyim PD ile el ele tutuşup Lund'da UÖ için "cinsel taciz" şikayetinde bulunan İrem'in son vermesini beklerken, çıka çıka yeni şahit diye çıkan, 5 sene evvelki ihbarı ve şikayeti kimse tarafından ciddiye alınmayan,
32. Genç Sivil neferatından Ceren Kenar mı çıkacaktı? Yani UÖ'nün bu sabah attığı şu tweetleri arattığımda karşıma bu isim çıktı.
Kaygusuz’un yayınladığı bu mektubun sahibi siz misiniz @cerenkenar ?
33. Bu kişi eğer sizseniz, sizi “stalk” ettiğini beyan ettiğiniz UÖ’nün “her gün beni hedef alan ve son derece ağır ifadeleri içeren tweetler” dediğiniz tweetler bunlar mı, dahası da var mı?
34. Eğer mezkur tweetler bunlarla sınırlıysa, “stalk” iddianızın ciddiye alınmamasına şaşırmalı, çünkü bunlar gayet siyaset eleştirisi tweetlerine benziyor, hakaret falan da yok.
Yok hakaret içeren ve kişiliğinizi hedef alan ve
35. Stalk / ısrarlı takip eylemine delil niteliğinde başka UÖ tweetleri varsa, ve Kaygusuz’un dün yayınladığı şu mektubun sahibi sizseniz, buyurun diğer tweetleri de yayınlayın, görelim lütfen.
36. PD’yi düştüğü çukurdan kurtarmaya, kendisinin tweetlerine, “akademik çalışmaları”na bakacak olursanız, Ceren Kenar gibi siyaseten asla yanyana gelmeyeceğini düşüneceğiniz insanların
37.PD’nin şahitliğine koşması ne şaşırtıcı ne de ilk. Mesela şu zincirde geçen isimlere bir de o gözle bakın bakalım bir:
38. Hadi “düşmanımın düşmanı dostumdur” ilkesinden (ilkesizliğinden?) hareketle PD yapar da böyle bir şey, bu sitede her gün alnında yıldızlı bere takılanların +
39. “atanamayan genç sivil” namzedi misüllü, bozacının şahitliğine koşturmaları pek ibretlik.
Vedat Türkali, Güven, Cilt I'de II. Dünya Savaşı sırasında karneli yılların fukara üzerinde yarattığı darlık- yokluğu, bu yokluğa rağmen zengin doğal kaynakların, köydeki akrabalardan gönderilerin kentteki işçi sınıfını besleyebildiğini anlatıyor. Biraz da şikayetçi bu durumdan+
Karnı doğan işçi sınıf savaşına konsantre olamıyormuş :) :
"Halk çok acı çekiyor, pahalılık canavar gibi. Doğanın eli açık, yoksa neylerdi yoksullar?
Balık bol. Sebze bol. Kuzu gibi toriği bizim iş yerinin önünden sürüyüp götürüyordu adam. +
+İyi kötü işi varsa karnını doyurabiliyor. O doğa kavgayı da soğutup geciktiriyor ama. İş bulmak kolay mı? Balığın ucuzluğu ondan. Pekmeziyle, bulguruyla, tarhanasıyla, yuvarlanıp gidiyor ülke. Bizim atölyede bile çalışanların çoğunun yeygileri köyden geliyor.+
1. Şimdi şunun adını bir koyalım @KaygusuzSema. Siz sanki daha evvel hiiiiç denenmemiş işmiş gibi, Twitter’ı, medyayı, sosyal medyayı mahkeme salonuna çevirmeye çalışıyorsunuz yine. Yani, zaten işlemekte olan, ama çoktan kaybedilmiş,
2. "ve bana sorarsanız, ısrarlı takibin ve cinsel tacizin delili tek bir kayıt da delil olarak ortaya konamadığı için yeniden kaybetmeye de mahkum, hatta PD açısından temyizde sonucu daha beter neticelenme olasılığı yüksek bir davayı,
3. iddialarınızı sosyal medyada ezbercilere, yargısız infazcılara, aklını tatile göndermişlere hâlâ yedirebileceğinizin hesabıyla yeniden bu şekilde gündeme getirmek gayretindesiniz.
İşleyen bir mahkeme sürecini bulandırmak sizin gayeniz.
Bir feminist ilke falan değil, varsa bir ilke o da kadınları ve savunma silahlarını çıkarcının ve müfterinin gaspından korumak. KİB savcılık soruşturması ve mahkemede geçerli bir ilke ve iyi ki de var!
Saptırmaya çalışan bin defa Kabataş yalancısı pozisyonuna düşer, +
bu da en çok kadına zarar, çocuğa zarar, lgbti bireye zarar. Çelişkili, yalanı ispatlanmış hiç bir beyanı, sırf beyanın sahibi kadın diye desteklemek zorunda değilsiniz.
Ha aptal yerine konmak, asıl mağdurların hakkını yemek hobinizse, bu da bir seçim tabii. Ama o silahlara ihtiyacı olan, muhtaç olan binler en önce gaspçıyı sonra ona koltuk çıkanları lanetle anar. Bunun da idrakinde olun.
2. Sen üstte, PD’nin polise şikayeti üstüne AÇILDIĞINI VE DEVAM ETTİĞİNİ BEYAN ETTİĞİN İSVEÇ SAVCILIK SORUŞTURMASInı, “avukat” kimliğinle kamuoyuna duyurduğun şu tweetin arkasında durabildin mi?
3. Sana burada sordum: “Bak adamın yayınladığı şu şu belgeler polisin soruşturmayı kapattığını, savcılık soruşturmasının hiçbir zaman açılmadığını, çünkü PD’nin iddiasını ispatlayacak nitelikte hiçbir kanıt sunamadığını gösteriyor. Hanginiz doğru söylüyor,
1. Ha bu da işte cümle medya kuruluşlarına, derneklere, üniversitelerdeki ilgili birimlere, yayınevlerine, gazete ve dergilere ders olsun, ibret olsun.
Hesap günü geldiğinde aha böyle de cascavlak ortada bırakılıverirsiniz işte. Bu çetenin tümü bunun ağzının içine bakıyor. Papağan gibi maşallah dergilerinde falan, izansız analojilerine
3. kadar, zerre akıl süzgecinden geçirmeden, bu manipülatör ne dese ne yazsa onu tekrarlıyorlar. Hepsini de biiir bir dökerim.
Siz de bunların sefil cadı avına alet olduğunuzla, bu alet olmanın ifşasıyla kalakalırsınız alemin gözü önünde.