Bin küsur yıldır pek çok coğrafyada Türk var.Bin küsur yıldır bu coğrafyada Türk'ü yok sayarak strateji yapmak mümkün olmadı.Özgürlüklerine ve bağımsızlığına düşkün olan TÜRKLER YIKILDIKTAN SONRA TEKRAR DEVLETSİZ KALMAYAN BİR MİLLETTİR!İÇLERİNDEN HER DAİM KAHRAMAN ÇIKMIŞTIR.
İşte bir örneği 👇
Çinlilerin yaptıkları düzenbazlıklar ve yozlaştırmalar, çıkardıkları kargaşa ve Türk hanlarının yanlışları yüzünden kötü duruma düşen Türkler, başka bir ulusa bağlı olmaya hiç katlanamıyordu.
Koca Göktürk Hakanlığı sonradan gelen yeteneksiz, güçsüz töresiz ve yabancı bir ülkenin çıkarı için çalışmayı benimseyen yozlaşmış tiginler yüzünden geçici bir tutsağa düşmüştü. Bu tutsaklık yarım yüzyıl kadar sürdü.
En sonunda İdatşat adında bir kahraman çıkarak Çinlilere karşı BAĞIMSIZLIK savaşı açtı. ÖZGÜRLÜĞE SUSAMIŞ olan tüm TÜRK ULUSU onu izledi. Türkler Çin egemenliğinden kurtularak yeniden bağımsızlığa kavuştular.
İdatşat 681 yılında Kutluk Elteres (İlteriş, İltiriş) sanını alarak Hakan seçildi. Atila, Mete, Bumin, İstemi Hanlar gibi İditşat da eski TÜRK KAHRAMANLARINDAN biridir.
Türklerin en büyük kahramanı olan Mustafa Kemal Atatürk'ün de dediği gibi ''Tarihini bilmeyen bir millet yok olmaya mahkumdur.''
Yok olmak istemiyorsan daha fazla TÜRK TARİHİNİ okuyun, araştırın, öğrenin. Tarihinizi öğrendikten sonra özünüze dönüp KENDİNE ZATEN GELECEKSİN TÜRK MİLLETİ ❗ İşte o zaman kimse karşında duramaz...
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Tarihini bilmeyen millet, düşmanları için bayrağını indirip "MİLLİ YAS" ilan eder...
Ümmet palavralarıyla yanıp tutuşan ve arap hayranlığı taşıyan halkların Osmanlı Çocuklarına ithafen;
"Turaniler (Türkler) her ne kadar iyi savaşçılar olsalar da çok saftılar; biz onlara kolayca saldırabildiğimiz gibi, saldırdıktan sonra da kimse bizi ihanetle suçlamıyordu.
Çünkü Türklerin bizi Kavm-i Necip (peygamber soyu) olarak görmeleri ve dini inançlarına olan bağlılıkları onların Milli inançlarının önüne geçiyordu. Sanırım yüz yıl da geçse, yinede ihanetimizi görmezden gelecekler."
1 ARALIK 1955 PERŞEMBE …
1-ABD’nin Alabama eyaletinin Montgomery şehrinde Rosa Parks adında 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadın terzi şehir fuarındaki işinden akşam saat 6’da çıktı. Çok yorgundu ve tek istediği bir an önce evine ulaşmaktı.
2-Belediye otobüsünün ortasındaki “değişken” statülü koltuklardan birine oturdu. Montgomery belediye otobüslerindeki ilk 4 sıra koltuklar beyazlara aitti. Siyahlara en arka koltuklar ayrılmıştı.
3-Ortadaki değişken statülü koltuklarsa beyazların sıraları doluncaya kadar siyahların da oturabilecekleri koltuklardı. Beyazların sıraları dolduğunda siyahlar oturdukları bu koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundaydılar.
Osmanlı, kış aylarında savaşa giderken !!! Civelek taburunu neden yanında götürürdü?❓
CİVELEK TABURU
1-Yeniçerilerin evlenmeleri 16. yy ın ortasına kadar yasak. Savaşlar uzun sürüyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılamak lazım gelir diyerek oluşturulan tabur.
2-Civelek kelime anlamı ile "neşeli, sokulgan" ve "yeniçeri ocağına yeni düşmüş delikanlı" demek. Bu pek sokulgan ve neşeli delikanlılar yeniçerilerin gönüllerini hoş etmek için savaşlarda oradan oraya giderler. Osmanlıda bunların sendikası bile vardır. Örgütlüdürler yani.
3-Topkapı Sarayında bulunan "sawaqub al- manakıb" (sevakıb el menakıb: hikayelerin parlak yıldızları) adlı kitapta cima hallerini bile görebilirsiniz.
ENGİN ARIK ve Şüpheli Ölümlerle Kaybettiğimiz
Türk Bilim Adamlarımız
1)Engin Arık, Türk parçacık fizikçisisi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nün eski profesörüydü. Toryum madeninin enerji sorununa temiz ve ekonomik bir çözüm olabileceği yolundaki projesi ile tanındı.
2)Doğum tarihi: 14 Ekim 1948, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 30 Kasım 2007, Keçiborlu/ISPARTA
Isparta’da düşen uçağın yolcuları arasında çok önemli 6 isim vardı. Bu kişiler Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bilim adamlarıydı.
3)Nükleer fizikçiler, Isparta’da yapılan kongreye gidiyorlardı. Nükleer Fizik Kongresi, gelen acı haber ile ertelendi. Uçak kazasında yaşamını yitiren 6 nükleer fizikçiden 3′ü Boğaziçi Üniversitesi’nde, 3′ü ise Doğuş Üniversitesi’nde görev yapıyordu.
1) ''Karı gibi gülme.'' derler. ''yalanım varsa or*spu çocuğu olayım'' derler. ''Senin ben karını, ananı bacını s.kerim.'' derler.
Sonra ''dur ben ona ne yapacağımı biliyorum. Ona etek giydirip Taksim'de dolaştıracam'' derler. ''Vay anasını satayım.'' derler.
2)Bütün bunlar yetmez ''Saçı uzun, aklı kısa.'' derler.''Kadın mutfakta aşçı, yatakta fah*şe, sokakta hanımefendi olsun.'' derler.''dişi köpek kuyruk sallamazsa...'' derler. ''Vatanını satan karısını satsın.'' derler. En sonun da ''Cennet anaların ayakları altındadır.'' derler.
3)Çünkü onlar ''adam'' değil sadece ''erkek''lerdir. Hiç lafı dolandırmaya gerek yok.
Bu sistem kendi elleriyle sapık üretti ve üretmeye devam ediyor.
Ne hayvana, ne çocuğa ne de kadına değer verdiler.