BU EKİBE İYİ BAKIN ❗
ABDÜLHAMİD'in OSMANLI'yı YÖNETEN EKİBİ...
Bu ekibi Ermenistan Kabinesi sanmayın,
Bu ekip; 33 SENELIK ABDÜLHAMİD DEVRİNİN EKİBİ.
Sonra da devlet batınca Türkçülük başlamış da devlet çökmüşmüş.
Peki, bu ekonomik iflas tablosunda Türkler nerede ❓
Halife-i Müslümin 2. Abdülhamit’in nazırlarından (bakanlarından) ve bürokratlarına buyrun bakalım:
1)*Hariciye Nazırları* Aleksandros Karateodori Paşa (1878-1879)
Gabriel Pasha ve
Sava Paşa (1879-1880)
*Hazine-i Hassa Nazırları*
Agop Ohanes Kazazyan (1876-1891),
Mikail Portakalyan Efendi (1891-1897),
Ohanes Sakız Efendi (1897-1908)
2)*Maliye Nazırı*
Agop Ohanes Kazasyan Paşa (28-30 Ağustos 1885), (Aralık 1886 - Mart 1887) (1888-1891)
*Nafia Nazırları*
Ohanes Çamiç Efendi (1877-1878),
Aleksandr Karateodori Paşa (1878)
Sava Paşa (1878-1879)
3)*Orman ve Maadin Nazırları*
Mavrokordato Efendi (1908-1909),
Aristidi Paşa ( 1909)
*Ticaret ve Ziraat Nazırları*
Bedros Kuyumcuyan Efendi (1880)
Gabriel Noradonkyan Efendi (1908-1909)
4)*Ayan Üyeleri(1876)* Antopolos Efendi Aristarki Bey,
Daviçon Karmona Efendi,
Musurus Paşa,
Serviçen Efendi,
Stoyanoviç Efendi,
Dr. De Kastro Bey,
Mavroyeni Paşa, Karatodri Paşa,
Abraham Karakahya Paşa
6)Babıali Hukuk Müşaviri Gabriel Efendi;
Abdülhamit zamanında sürekli el üstünde tutulan bu Gabriel Efendi 2. Dünya Savaşı sonrası düzenlenen Paris Konferansında Ermeniler için toprak talep etmiş, Lozan Konferansına da Ermeniler adına katılmıştır .
7)*Elçilere göz attığımızda*
Y. Fotiades Bey ve
Gobdan Efendi’nin Atina,
Azaryan Efendi’nin Belgrad,
E. Karatodri Efendi’nin Brüksel,
Blak Bey’in Bükreş,
Yanko Karaca,
Misak Efendi ve
Aritraki Efendi’nin Lahey,
8)K. Musurus Paşa,
Alfred Rüstem Paşa ve
Antopulo Paşa’nın Londra,
Naum Paşa’nın Paris,
S. Musurus Bey ve
Y. Fotiades Bey’in Roma,
Nikola Gobdan Efendi’nin Sofya,
A. Vogorides Paşa’nın Viyana,
9)L. Aristarki Bey ve A. Mavroyeni Bey’in Washington’da Büyükelçi-Elçi olarak görev yaptıklarını görüyoruz.
Konsolos ve kâtipliklerde de Türk unsurundan ziyade Ermeni ve bilhassa Rum memurlar kullanılmakta idi.
*Valilik koltuklarının çoğunda da gayrimüslimler oturuyordu.*
10)Mesela;
*Şarkî Rumeli Valileri*
Sava Paşa,
Aleko Vogorides Paşa,
Gavril Paşa Hristoiç,
Alexandre de Battenberg,
Ferdinand de Saxe-Cobourg et Gotha.
11)*Sisam Beyleri*
Mişel Gregoriyadis Bey,
Aleksander Mavroyeni Bey,
Yanko Vitinos Bey,
Kostaki Karateodori Paşa,
Yorgi Yorgiadis Efendi,
Andrea Kopasis Efendi.
12)*Cebelilübnan Sancağı Mutasarrıfları*
Vasa Paşa, Naum Paşa, Yusuf Franko Paşa.
Maliyesini, hariciyesini, tarımını, madenlerini ve de mülkiyesini gayrimüslimlere bırakmış devletin başında bir İslâm Halifesi (!) vardır…
13)ŞİMDİ ANLADINIMIZ MI ATATÜRK'ÜN KİMİN TEKERİNE ÇOMAK SOKTUĞUNU ❓
Kaynak kitap:
KUNERALP, Sinan, Son Dönem Osmanlı Erkan ve Ricali,
Prosopografik Rehber, İstanbul: İsis Yayınları, 1999.
Tarihini bilmeyen millet, düşmanları için bayrağını indirip "MİLLİ YAS" ilan eder...
Ümmet palavralarıyla yanıp tutuşan ve arap hayranlığı taşıyan halkların Osmanlı Çocuklarına ithafen;
"Turaniler (Türkler) her ne kadar iyi savaşçılar olsalar da çok saftılar; biz onlara kolayca saldırabildiğimiz gibi, saldırdıktan sonra da kimse bizi ihanetle suçlamıyordu.
Çünkü Türklerin bizi Kavm-i Necip (peygamber soyu) olarak görmeleri ve dini inançlarına olan bağlılıkları onların Milli inançlarının önüne geçiyordu. Sanırım yüz yıl da geçse, yinede ihanetimizi görmezden gelecekler."
Bin küsur yıldır pek çok coğrafyada Türk var.Bin küsur yıldır bu coğrafyada Türk'ü yok sayarak strateji yapmak mümkün olmadı.Özgürlüklerine ve bağımsızlığına düşkün olan TÜRKLER YIKILDIKTAN SONRA TEKRAR DEVLETSİZ KALMAYAN BİR MİLLETTİR!İÇLERİNDEN HER DAİM KAHRAMAN ÇIKMIŞTIR.
İşte bir örneği 👇
Çinlilerin yaptıkları düzenbazlıklar ve yozlaştırmalar, çıkardıkları kargaşa ve Türk hanlarının yanlışları yüzünden kötü duruma düşen Türkler, başka bir ulusa bağlı olmaya hiç katlanamıyordu.
Koca Göktürk Hakanlığı sonradan gelen yeteneksiz, güçsüz töresiz ve yabancı bir ülkenin çıkarı için çalışmayı benimseyen yozlaşmış tiginler yüzünden geçici bir tutsağa düşmüştü. Bu tutsaklık yarım yüzyıl kadar sürdü.
1 ARALIK 1955 PERŞEMBE …
1-ABD’nin Alabama eyaletinin Montgomery şehrinde Rosa Parks adında 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadın terzi şehir fuarındaki işinden akşam saat 6’da çıktı. Çok yorgundu ve tek istediği bir an önce evine ulaşmaktı.
2-Belediye otobüsünün ortasındaki “değişken” statülü koltuklardan birine oturdu. Montgomery belediye otobüslerindeki ilk 4 sıra koltuklar beyazlara aitti. Siyahlara en arka koltuklar ayrılmıştı.
3-Ortadaki değişken statülü koltuklarsa beyazların sıraları doluncaya kadar siyahların da oturabilecekleri koltuklardı. Beyazların sıraları dolduğunda siyahlar oturdukları bu koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundaydılar.
Osmanlı, kış aylarında savaşa giderken !!! Civelek taburunu neden yanında götürürdü?❓
CİVELEK TABURU
1-Yeniçerilerin evlenmeleri 16. yy ın ortasına kadar yasak. Savaşlar uzun sürüyor, her türlü ihtiyaçlarını karşılamak lazım gelir diyerek oluşturulan tabur.
2-Civelek kelime anlamı ile "neşeli, sokulgan" ve "yeniçeri ocağına yeni düşmüş delikanlı" demek. Bu pek sokulgan ve neşeli delikanlılar yeniçerilerin gönüllerini hoş etmek için savaşlarda oradan oraya giderler. Osmanlıda bunların sendikası bile vardır. Örgütlüdürler yani.
3-Topkapı Sarayında bulunan "sawaqub al- manakıb" (sevakıb el menakıb: hikayelerin parlak yıldızları) adlı kitapta cima hallerini bile görebilirsiniz.
ENGİN ARIK ve Şüpheli Ölümlerle Kaybettiğimiz
Türk Bilim Adamlarımız
1)Engin Arık, Türk parçacık fizikçisisi ve Boğaziçi Üniversitesi Fizik Bölümü'nün eski profesörüydü. Toryum madeninin enerji sorununa temiz ve ekonomik bir çözüm olabileceği yolundaki projesi ile tanındı.
2)Doğum tarihi: 14 Ekim 1948, İstanbul
Ölüm tarihi ve yeri: 30 Kasım 2007, Keçiborlu/ISPARTA
Isparta’da düşen uçağın yolcuları arasında çok önemli 6 isim vardı. Bu kişiler Türkiye’nin yetiştirdiği değerli bilim adamlarıydı.
3)Nükleer fizikçiler, Isparta’da yapılan kongreye gidiyorlardı. Nükleer Fizik Kongresi, gelen acı haber ile ertelendi. Uçak kazasında yaşamını yitiren 6 nükleer fizikçiden 3′ü Boğaziçi Üniversitesi’nde, 3′ü ise Doğuş Üniversitesi’nde görev yapıyordu.
1) ''Karı gibi gülme.'' derler. ''yalanım varsa or*spu çocuğu olayım'' derler. ''Senin ben karını, ananı bacını s.kerim.'' derler.
Sonra ''dur ben ona ne yapacağımı biliyorum. Ona etek giydirip Taksim'de dolaştıracam'' derler. ''Vay anasını satayım.'' derler.
2)Bütün bunlar yetmez ''Saçı uzun, aklı kısa.'' derler.''Kadın mutfakta aşçı, yatakta fah*şe, sokakta hanımefendi olsun.'' derler.''dişi köpek kuyruk sallamazsa...'' derler. ''Vatanını satan karısını satsın.'' derler. En sonun da ''Cennet anaların ayakları altındadır.'' derler.
3)Çünkü onlar ''adam'' değil sadece ''erkek''lerdir. Hiç lafı dolandırmaya gerek yok.
Bu sistem kendi elleriyle sapık üretti ve üretmeye devam ediyor.
Ne hayvana, ne çocuğa ne de kadına değer verdiler.