Arkanızda bir büyük güç varsa ve sizi desteklerse sırtınız yere gelmiyor ama o büyük güçle aranıza mesafe koymayı da başaramıyorsunuz. Abhazya, Gürcistan'dan ayrıldı ama Rusya'nın bir uydusu haline geldi. Tanınmasa da dünyanın tek bağımsız "Çerkez" ülkesi durumunda. Tanıyalım
🔻
Topkapı sarayına girdiğinizde gördüğünüz bu Anıtın ortasındaki yeşil kısımdaki kitabe,2.Abdülhamit tarafından Abhazya'dan getirildi.Osmanlı-Rus savaşında denizden çıkarma yapılarak kısa süreliğine ele geçirilen Sohumkale'deki askerlerimiz Balkanları kurtarmak için geri çekilir
🔻
Aslında Rusların beklemediği yerden vurmuştuk ve gayet sofistike bir "Denizden çıkarma" harekatı da başlatılıyordu ve bölgede az da destekçi Abaza ile kontakt kurulmuştu. Tek yapmak gereken Riviera gerisini kapatan dağlara ulaşıp yerleşmekti. Ama Rus, Rumeli'den kötü vurdu
🔻
2 Mayıs 1877’de 6 Türk gemisi Sohum’a yaklaşıp şehri ve limanı bombaladı. Yollanan birlikler Ruslar’a karşı başarılı mücadele verdi. Aralarında Abaza dili bilenler de çoktu ve büyük iş gördüler. 2.Abdülhamit döneminin tek takdir ettiğim en sofistike askeri operasyonudur.
🔻
Abdülhamid bir nutkunda buranın tekrar ele geçirilmesinin Kırım’ın fethi kadar önemli olduğunu belirtmiş. Ancak Rumeli'de tam bir can pazarı yaşandığından Sohum’daki birlikler Rumeli’ye sevkedilerek Mayıs gibi girdiğimiz Sohumkale'den 12 Ağustos 1877’de çekiliriz ama boş değil
🔻
Sultanın emri üzerine Sohumkale(günümüzde Suhumi) kalesinde 3.Ahmet'in yaptırdığı kitabe alınıp kale yıkıldı. Kaledeki 1-2 top alınıp sahildeki deniz feneri ise sökülerek Trabzon'a dikilmek üzere götürüldü ki hem yıkım hem de bu Rusların yaklaşmaması için taktiksel bir şarttı.
🔻
Ele geçirdiğin yerden çekilirken eğer geri dönme gücün 10 yıl sonrasına göreyse orayı belini en az 10 yıl doğrultamayacak derecede harap etmeniz gerekir. 50 yıl dönemeyecek haldeysen, hepten yıkmanız gerekir. Yoksa yıkmadığın bir yer, sana karşı bir üs olacak şekilde gelişir.
🔻
Bize sadık 2500 abazayı alıp Sohumkale'den de böyle çekiliriz. İstenildiğinde yapılıyormuş demek. Yani Rus, Balkanlardan girerken biz de Kafkasya'dan saldırarak gerçekten güzel ama (bence) zayıf bir operasyonla şansımızı denemiş olduk.Bu operasyon bir yanıltma çıkarması mıydı?
🔻
Bir yanıltma operasyonu için yeterli ve başarılıydı. Ama Rus İstanbul'a oldukça güçlü bir şekilde ilerliyordu ve yanıltma operasyonunda ısrarcı olmak demek, bozgun demekti. Zira Balkanlarda en beklemediğimiz yerden vurdu Ruslar. 65 bin kişilik Dobruca ANA ordu kuşatıldı
🔻
Biz rusları arada Romanya olan ufacık bir Romen kıyı hattından, düz yerden beklerken onlar bağımsızlık vadettikleri Romanya ile anlaşıp beraber Tuna'yı geçerek koskoca Dobruca ordusunu işlevsiz bırakır. Romanya bizden bağımsızlık istemişti ama reddetmiştik.Beklemediğimiz şeydi
🔻
Daha sinir bozucu olanı ise, Ruslar Tuna nehrini geçerken hiç beklemediğimiz bu noktadaki askerler öyle hazırlıksızdır ki subaylarımız bir ağacın dibine kilimleri atmış kahve içip şiir okuyorlardır.Öyle bir anda gelişir bu saldırı. Ve en sinir bozucu kısma geliyorum hazır olun
🔻
Plevne kuşatılmış, Rus Şıpka geçidine doğru ilerlemektedir ve Şıpka geçilirse İstanbul'a dek coğrafi hiçbir engel yok. İstanbul'u koruyacak birlikleri ise şu kırmızı hattan göndeririz. BAR limanından Bosna ve Arnavut askeri alınıp Dedeağaç'a çıkana kadar Şıpka geçidi mi kalır?
🔻
Coğrafyayı bilmeyen çavuşlar, döner şeyini avuçlar. Bu böyledir ben düz söylüyorum her zaman da diyorum. Ülkede çocukluktan itibaren izcilik eğitimiyle kuzey-güney öğretecek,araziyi sevdirecek, coğrafyaya aşık edeceksin. Coğrafya en temel bilimdir ve saat sayısı artırılmalıdır
🔻
Türk halkına karşı sistemli bir coğrafi moronlaştırma operasyonu yapılıyor ve coğrafya bilmiyoruz. İzcilik bile ülkede vatan, millet, sakarya'dan öte şey bilmeyen ve onu trekking sanan tiplerin elinde. Coğrafya'yı milletten alırsan savaşırsın ama sahayı okuyamazsın ve ölürsün.
🔻
Üniversite sınavında Coğrafya soru sayılarını azaltmanızla bitmez. Bence hepten kaldır. Kaldırın gitsin. Ne gerek var abi? Ekle oradan Osmanlı tarihiyle alakalı 5 zafer bitsin. Ulan daha doğru dürüst kaybedilen savaşları öğretmiyoruz.Mohaç zaferi var ama 1687 Mohaç bozgunu yok
🔻
Yediği tokadı unutan, doğru tokat atmayı da öğrenemez, bilmez. Yenilgileri de öğreteceğiz ki bilsinler barışın kıymetini. Yenilgileri öğretmekle bilinir bozgunların sebebi. Önlem alır, hazırlarsın, diri tutarsın zihinleri. Çocuklarımızın beyninde amigdala kısmına oynamalıyız
🔻
Nedir Amigdala?
Başta korku olmak üzere hayatta kalma ile ilgili dürtülerin denetiminden sorumludur ve kriz anında epinefrin ve norepinefrin salgılanır. Yusuf yusuf anında savaşmak için tüm zekayı ve bedeni en üst düzey enerjiye çıkaran yer burasıdır. Amigdala antrenmanı şart!
🔻
Ben sürekli galibiyet ve zaferle ilgili konuşan arkadaşlara bana zafer,milli irade,mohaç,fırat kalkanı, necipmillet o'sbiri yapma diyorum. Bunlar bildiğimiz şeyler. Beyni geliştiren şeyler ise moralini bozan şeylerdir. Tehdit hissi vermeden 1 çocuğa stratejik düşündürtemezsin.
🔻
Ama tarih defaatle göstermiştir ki Türk'ün iki bin yıllık erken uyarı sistemi .ötüdür. .öt korkusu ile son noktaya gelene dek o erken uyarı sistemi devreye girmez. Yunan İzmir'e çıkar hala der ki Halife'nin bildiği vardır. Benim gibileri,Grebeneli Bekir Fikri gibileri konuşur.
🔻
Talha can'a gerilim filmi izletmiyorum psikolojisi bozulur... Talha can böylelikle concon ve moron bir asker olacak ablam benim! Gerilim filmi izlemek de amigdala'yı diri tutar. Korku, gerilim, savaş, bunların hepsi en faydalı filmlerdir. Biliniz. Şimdi gelelim Abhazya'ya
🔻
Tiplerine baktığınız vakit standart bir alın burun yapısı ile kendini belli eden Abhazlar, Abazalar (aynı şey) Kuzey Kafkasya'nın eski milletlerinden. Abzeh farklı sadece onlar tam çerkes. Abazalar ise Çerkeslerle çok yakın akraba vee kültürel birlik var fakat ayrı bir toplum.
🔻
Karısız, erkeksiz kalmak, azgınlaşmak, cinsel arzu duymak, duvarlara tırmanmak, ilişki açlığında olmak ile özdeşleşmiş bir kelime değildir Abaza! Yukarıda saydığım ne varsa onun karşılığı ABAZAN'dır. Abazan ve Abaza'yı karıştırmayın. Karıştıranlar zaten müebbet abazanlardır.
🔻
Abhazya, 8665 km² bir alan kaplar yani Batı Trakya kadar veya bizim sınırlarımız içerisindeki Karaman kadar bir yerdir. Güzel bir coğrafya falan değil, nefes kesici derecede şahane bir coğrafyadır. Ruslar için önemi Gürcistan için öneminden çok daha fazladır.
🔻
Abhaya bir Riviera ülkedir.O da ne? Riviera ne demek ona gelelim. Denize paralel yüksek dağ sırası önünde kıyı hattı boyunca yayılmış bölgeler Riviera olur. Antalya Adana arası Riviera'dır.Tüm Karadeniz kıyısı Samsun hariç Riviera'dır.Girne kıyısı, Fransa İtalya sınırı da aynı
🔻
Riviera coğrafyalar öyle önemlidir ki, Dağdan düşmanı vurur,kıyıda tutunmasını engellersin.Kıyıda tutunamaz, dağa çekilirsin.Dağda palazlanır, direnişe geçer, düşmanın kıyıdan içeri girmesini engellersin düşman gücünü kırıp yeteri kadar hazırlanınca güçlüce geri döner vurursun
🔻
Bu bahsettiğim şeyi coğrafyacılarımız pek bilmezler. Özellikle meslektaşlarımın okumasını ve öğrenmesini istiyorum zira yakında bu konuda bir makale yayınlanmak üzere. Arkadaşlar,bir Riviera'yı kaybederseniz,iç bölgeler namusunu da geleceğini de kaybeder. Hayli mühim yerlerdir
🔻
Bu mesele, ayrı bir flood konusu olduğu için şimdi Abhazya'dan devam ediyorum. Konuyu dağıtıyoruz ama kasten. Toparlayacak kadar dağıtıp, konuya geri dönecek kadar açılıyoruz. Dağıtmamdaki maktsatsa size çok boyutlu analizleme kabiliyeti vermek. Bunun için uğraşıyoruz zaten.
🔻
Abazaların bayrağı bu. Apsnı Abirak diyorlar. Abaza bayrağı yani. Dosta selam, düşmana orada dur! demekmiş. 1350'deki kullandıkları kadim bayrakları ile benzeş. 7 bölgeyi simgeleyen 7 yıldız var. Bunlar;
Sadzen(Jigetiya), Bzyp,Gumaa,Abzh'yuaa, Samurzakan,Dal-Tsabal,Pskhu-Aibga
🔻
Abhazalar gibi minör halkların en büyük sıkıntısı, stratejik açıdan önemli bir sahada, az bir nüfusa sahip olmaları. Bu da onları hayatta kalmak için 2 şeye yöneltmiş. Direniş veya işbirliği. Birincisini denemişler ama o nüfusla yürümemiş. 2. si ile en azından ayakta kalınmış.
🔻
Ruslara karşı devlet halinde tam tekmil savaşan Osmanlı İmparatorluğu bile birçok cephede paket oluyorken Kuzey Kafkas halklarının onurlu ama ümitsiz ve ölümüne savaşları makul değil ama mağrur bir durumdur. Yani akıl karı değil ama gurur sebebidir. Niye? Sebepler uzun. Kısaca
🔻
İki güç de imparatorluk. Her şekilde birinin tebası olacaksın ama güçlünün yanında değil, güçsüzün yanında oluyorsun. Makul değil bu. Kimi kabileler bin kişilik o dili bir tek o konuşuyor coğrafyasında kalsa dil de kültürü de yaşayacak ama bir seçim yapıyor, çoğu direniyorlar.
🔻
Bu, sebepsiz de değil. Ruslar ilk dönemlerde kolonize niyeti ele veriyor. Elde edilen bölgelere ileride tutunmak için Rus yerleştiriliyor. Bunu gören Çerkesler de kolonize etme mantığı olmayan Osmanlı'yı seçiyor ama işler kötü gidince hayatta kalmak için işbirliği eden oluyor
🔻
İşbirliği kötüdür evet ama bir coğrafyada yenilgi kesinleşmekte iken gücünü, nüfusunu ve o coğrafyadaki kültürünü devam ettirmek için işbirliği bir zorunluluktur. İnat edersen dilin, kültürün her şeyin yok olur. Günümüzde Abhaz ve Çerkes dili yaşıyorsa bu işbirliği sayesinde
🔻
Yani gücün varken mağrur bir savaş makul ise o gücü yitirirken makul olanı da teslim olmak ve işbirliği oluyor. Göç etmek ise en ciddi hata ve en yapılmaması gereken şeydi. 1864 yılında Çerkes göçü ile o Riviera'nın Abhazya dışındaki kısımları, hepten boşaldı kimse kalmadı
🔻
Tarih bize çerkeslerin bir onur kumarı oynadığını ve kaybetmekle kültürel yok oluşa yürüdükleri bir göçü tercih ettiklerini gösterdi. Bu,şüphesiz coğrafi ve stratejik algıları kısıtlı masum bir dağlı milletin ön görebileceği bir şey değildi. Doğru olan her zaman makul değildir
🔻
Doğru olan,Türklerle birlikte savaşmak, Rus'a karşı direnmekti. Doğru olan da yapıldı. Ancak aklın gerektirdiği, makul seçim bu değildi.İşbirliği yapanların seçtiği yol makuldü. İşte bu noktada da çıkarlar ve çıkar bazlı düşünce öne çıkıyor. Kabile ve devlet aklı burda belirir
🔻
Burada şunu yapsalardı iyi, bunu yapsalardı kötü diye konuşmuyorum. İyi ve kötü yok. Pragmatik bakan veya beni olmadık yeriyle dinleyerek saçma tepki yazmak yerine verdiğim düşünceyi anlamalısınız. Olanı biteni söylüyorum ve tekrar ediyorum. Doğru olan her zaman makul değildir
🔻
Çünkü doğru bir seçimin sonuçlarını öngöremezsin. Ancak makul seçimin sonuçlarını öngörebilirsin. Doğru, seni sonucu "İnşallah muvaffak oluruz" gibi bir yere götürürken Makul seçimlerde "Bu olacaktır" denilir. Bu yüzden çerkesler %100 doğru olanı seçti ama makul olanı değil.
🔻
Savaşta doğru olan şey ne olursa olsun siperde kalıp kaçmamaktır. Gerekirse orada ölür, şehit olursun. Ama düşman bölgesinde kalan masumlar da varsa sen şehit olduktan sonra orada yok edilirler diye ölmek yerine teslim olup 5. kol faaliyeti yürütür, geleceğe hazırlık yaparsın.
🔻
Bir cephe hattı hele ki dağlık bir cephe hattı çökmüş, dağlık bölgenin ana geçidi(Daryal geçidi) uzun yıllar önce Rus'un eline geçmiş,Rus donanmasından seni kıyıda koruyacak Osmanlı gemileri yoksa,doğru olanı değil makulü seçmek ve kalmak önemlidir. Ama kahramanca ölüm seçildi
🔻
Tüm kıyıda tutunuyor aslında çerkesler çünkü Riviera coğrafya buna imkan veriyor. Gel gelelim Rus, geriden de geliyor ve donanma ile de kıyıdan vuruyor. Godlikh nehri vadisi savaşı yapılıyor. Bölgenin kaderi orada beliriyor zaten. Teslim ol, kal. Göç niye? Halife'ya bağlısın
🔻
Bugün ne Tuapse'de Natuhay kalmış ne de Novororisk'te. Ne Soçi'de Şapsılar var ne de merkezi kısımda yaşayan Ubıhlar. Hepsi yok olmuş. Göç etmiş, torunları bizde yaşasa bile dil, sadece kendi öz coğrafyası üzerinde yeşerir,yaşar.Yoksa yok olur. Kıyıda artık sıfır çerkez vardır
🔻
Riviera'daki bu problemi gören Ruslar, o kıyılara bakan ve kendilerine karşı savaşan kim varsa sürgün eder. Kıyılar ve kıyılara bakan dağlar tamamen Adigelerden (çerkesler) temizlenir. Kendisine itaat eden az sayıda çerkesi ise kıyı gerisinde tutar. İşte burada kültür korunur
🔻
Abhazya'dan ise Müslüman Abazalar doğal bir refleksle Osmanlı'dan yana savaştıkları için topluca sürgünü/göçü tercih eder.Ama işbirliği yapan Hristiyan abazalar kalır. Müslümanlardan da çok az bir işbirlikçi kısım kalır.Günümüze gelen Abhazya Müslümanları da işte onların nesli
🔻
Abhazlar arasında din hiçbir zaman 1.cil ayrım sebebi olmamış. Çerkes kimliğinde zaten dinin bir ayırıcı yanı yok. Khabze dedikleri töreler, kurallar sistemi onların bir nevi dini gibi. Yani milleti tutan şey din olmadığından 90'larda Hendek'ten gelen Abazalar'a da gelin dendi
🔻
Bu durumda şöyle bir sosyo coğrafi gerçeklik ortaya çıkıyor. Dünün haini, bugün sana bir 2. seçenek veriyor. Yani senin yok olmakta olan kültürünü devam ettirecek bir seçeneği geçmişte "Yanlışı seçen" akrabaların sayesinde kazanıyorsun. Garip bir şeydir bu ve örnekleri çoktur.
🔻
Bugün Polonya ve Litvanya'da bir avuç kalabilmiş olan Lipka tatarları da geçmişte Osmanlı'ya ihanet ederek seçimini Lehistan'dan yana kullanan az miktar atlı tatarların soyundan geliyor. Camileri var tatarcayı unutmuşlar ama dinini yaşıyorlar. Doğru değil ama makulün sonucudur
🔻
Yaşadıkları bölgeler, Polonya Osmanlı sınırından Polonya'nın güç merkezine daha yakın iç köylerdi ve oralarda gelecekte rahat bırakılmayacakları da açıktı. Osmanlı da Avusturya ile uğraşıyordu ve burada fazlaca yalnız kalan Tatarların bir kısmı Lehistan'a hizmeti tercih etti
🔻
Bugün Anadolu'da hiç kimsenin dedesi hain değildir. Ne hikmetse herkes minnak KAYI boyundan,herkesin dedesi şehit. E nasıl doğdun? İstiklal savaşında %60'ı asker kaçağı olan coğrafyada herkes kahraman soyundan mı gelir? Rüzgar tersine esince insan zafere yakın safa geçer bilin
🔻
Doğru olan ve Makul olan eğer güçlü isen aynı noktada buluşan bir hal alır. Güçsüzsen bunlar da ayrışır. Halk ilk başlarda "Halife'nin bir bildiği vardır" derken Halife topuklayınca yukarıda bahsettiğimiz "erken uyarı" devreye girdi ve Amigdala hayatta kalmak için alarm verdi
🔻
Makul olan ve doğru olanın birleştiği ya da anlamını kaybettiği nokta da burasıdır. Çünkü Türklerin ne göç edecekleri bir başka ülke vardı ne de çerkesler gibi onları taşıyacak gemileri.Esaret de makuldü hatta en makulü oydu ama doğrunun kumarı oynandı.Bu kez tuttu. Kurtulduk!
🔻
Wilhelm Thomsen, Danimarkalı dilbilimci Orhun Kitabelerini deşifre edip okumayı başarana dek Türkleri nereye gönderelim? Sorusunun cevabı bilinmiyordu. Ondan sonra Türkleri Orta Asya'ya geri göndermek de düşünüldü ama bu, Rusların çıkarına değildi. Güçlü bir nüfus istemiyordu
🔻
Bir yere gidemeyecek kadar kalabalık veya coğrafi açıdan izole bir sahada yaşayan,kuşatılmış veya çaresiz milletler için makul ve doğru ayrımı hiçbir zaman net değildir ve makul olan da doğru sonuç vermeyebilir. Bu sebepten doğru olana oynanması en makulüdür.
Abhazya'dan devam
🔻
Abhazya çıkarmasını anlattığımız kısmı buraya iliştiriyor ve Abhazya'nın coğrafyası,nüfusu ve önemine dair tam bu twit altında yakında devam ediyoruz. twitter'dan kaybolursam Youtube'da veya AnavatanRumeli.org'da olurum.
Bunu okuyun. Devam edeceğiz
📢Şu dünyada yapacağınız en güzel şey, bebektir.Bir şekilde bebek yapın. Nasıl yaptığınız fark etmez.Evli veya değil, doğsun ve sevgiyle büyütün. Fakirliğin anne ve babalığa engel olmasına izin vermeyin. Engeli, geleneği kuralı kenara atın, genç yaşta çocuk yapın. Çocuk hayattır!
Adam gelmiş 35'e diyor ki sevdiğim kız var ama nişan, söz, düğün, takı ve mobilya, beyaz eşya için para lazım. O bunu düşünürken Halep'ten gelen Velid, Musab ve Abdallah aynı evde yaşayıp üçer çoluk çocuk sahibi oluyor. Ey Türko gençliği! Birinci vazifen eşleşmek ve çoğalmaktır!
Sırf aptal bir törenle milleti doyurmak, yedirmek ve sahtesini taksa aynı havayı verecek takılar için 6-7 sene para biriktiriyor gençler. En verimli, en doğurgan ve en iyi zamanlarını bu süreçte geçiriyor. Sonrasında ise doğan 1 bebek... 2. si ise lüks. Bu gidişle Türk eriyor
🔻
Bir takipçi arkadaş yollamış, yanlışı düzeltmek kabilinden yazmış olayım. Soldaki türden bilgiye yanlış değil sallamasyon diyoruz. Kapatılan hesabımda Şili Hırvatlarını uzun uzun anlatmıştık. Bu bey yaslanıp güzel de bir hikaye yazmış ama maalesef hayal ürünüdür. Doğrusu şu:
👇👇
Hırvatistan'dan Şili'ye göçün tarihi hiçbir şekilde 1940'lar yani Dünya savaşı değil, 1800'lerde başlıyor ve gelenler de Hırvat değil Avusturyalı olarak kayda geçiyor. Çünkü o tarihlerde Hırvatistan devleti yok. Nazizm hiç yok. Sol alttaki afiş de 1800'lerden.Ayrıca belirtelim
👇
Bunların ana geliri Avusturyaya biralık arpa ve üzüm yetiştiriciliği. Adamların Dalmaçya adalarını phylloxera denen bir zararlı istilâ ediyor kaç sene ürün alamıyorlar. Ne nazisi? 2.Dünya Savaşı'nda Hırvat göçü ayrıca duruyor.
Hırvatça kaynakları okuyamayan biri uydurur tabi.
👇
🇮🇳Hafta sonuna Hindistan'daki Kast sistemini yazacağım. Hazır mısınız arkadaşlar? At fava bekle yapıyoruz şimdiden. + 🔂RT
Kast sistemini eğer bir Avrupalıya veya Müslümana sorsanız aptalca der. Ama Hindular için "karma" ve reenkarnasyon denen şeyler olduğu için bu yaşamda b..k bile temizlesen, geçmişte kötü birisi olduğun içinmiş. Bu yaşamda ensesi kalın biriysen de geçmişte iyi biri olduğundan
🔻
Soru sormaya gelemiyor Hinduizm. Yani bu sistemi kim kontrol ediyor? Tanrılar mı? dediğinde error veriyor adamın aklı. Kendi kendine işliyor diyor. Mesela Tanrı Ganeşa'nın kafasını babası kazara kesince fil kafası bulup takıyor ormandan iyi de oğlunun kafasını niye takmadın?
🔻
📢Arkadaşlar Dünyada değişen dengelere göre Rusya'ya dair fikrim bu günlerde değişmekte. Fikrini değiştirmeyen kişiler sadece cahillerdir sözünden hareketle sebeplerini anlatacağım. Rusya'nın geleceği parlak değil arkadaşlar. Bizim parlak mı? O ayrı mesele. Ama Rusya mühimdir.
🔻
Rusya'nın Dünya karalarının 1/8'ini kapsadığını bilmiyorum söylemeye gerek var mı? Ama bu Rusya'nın hem avantajı hem de onun zayıf yanıdır. Bunun sebeplerine geleceğiz çünkü kimi uzmanlarca yüzyılın sonunu getiremeyecek ülkelerden biri de Rusya olarak görülüyor. Sebepleri var.
🔻
Burası tam 143 milyon insanın yaşadığı bir ülke. Çok değil, hatta hiç değil. Alan/nüfus/egemenlik kıstaslarına göre olması gereken nüfus, en az 350 milyon. Rusya ise bunun yarısını bile karşılamıyor. Bu, Rusya'nın en ciddi handikapı. Bizi de ilgilendiriyor ama niye? Geleceğim.
🔻
Türkiye'de toplumu geren iki ucuz grup var. Birincisi dini siyasete ısrarla alet etmeye çalışanlar, ikincisi ise Atatürk'ü içki kadehine, rakıya indirgeyenler. Bu ikisi de toplumu geriyor,ayrıştırıyor, değerleri herkesçe kabul görmez hâle getiriyor. Oysa ortada bir grup da var
👇
Kimisi eşine yapılan bir şeyi eleştirirken sonunda alakasız yere içki meselesini Atatürk'e bağlar. Kimisi (B. Laçin) Elif Şafak'ın pedofili ile alâkalı kitabını övdüğü için linç yedikten sonra yine meseleyi Atatürk'e bağlar. E kardeşim herkes inanmak herkes içmek zorunda mı?
👇
Bu ülkede hem inanan hem de içki içen insanlar olduğu gibi hem inanmayan hem de içmeyen insanlar var. Atatürk'ü toplumun bir kısmıyla yeniden barıştırmak isteyen insanların önüne geçen kişiler işte bunlar. Bu insanları barıştırmak istiyoruz çünkü feslisi fessizi hep zehirledi
👇
Bu akşam size farklı bir vizyon vermek istiyorum.
Garip gelebilir, ne alaka? diyebilirsiniz. Bu bilgiselinde Türklüğün önce denizlere sonrasında ise Okyanuslara açılması için Azerbaycan ve Orta Asya'daki akraba devletleri denizlerimize çekmekten bahsedeceğiz. Peki nasıl?
⬇️
Ama ortamda teksek ortamı şenlendirmek gerekir. Eğer kardeşlerimiz denizin tuzunu ve yosununu bir kez koklar, serbest deniz ticaretini bir kez tadarsa, milletçe Okyanuslara dek sürecek bir serüveni başlatmış oluruz. Şu anda ortam çok müsaittir. Sebebine sonra gireceğim.
⬇️
Coğrafyada bir ülkenin denize çıkışının olmaması o ülkenin serbest deniz ticareti yapamaması demektir. Alacağın satacağın her şey, komşularının insafına, izni ve müsadesine tabidir. O komşularla iletişimin ve siyasi, diplomatik söylemine de yansır bu. Gardın hep düşüktür
⬇️