📢Arkadaşlar Dünyada değişen dengelere göre Rusya'ya dair fikrim bu günlerde değişmekte. Fikrini değiştirmeyen kişiler sadece cahillerdir sözünden hareketle sebeplerini anlatacağım. Rusya'nın geleceği parlak değil arkadaşlar. Bizim parlak mı? O ayrı mesele. Ama Rusya mühimdir.
🔻
Rusya'nın Dünya karalarının 1/8'ini kapsadığını bilmiyorum söylemeye gerek var mı? Ama bu Rusya'nın hem avantajı hem de onun zayıf yanıdır. Bunun sebeplerine geleceğiz çünkü kimi uzmanlarca yüzyılın sonunu getiremeyecek ülkelerden biri de Rusya olarak görülüyor. Sebepleri var.
🔻
Burası tam 143 milyon insanın yaşadığı bir ülke. Çok değil, hatta hiç değil. Alan/nüfus/egemenlik kıstaslarına göre olması gereken nüfus, en az 350 milyon. Rusya ise bunun yarısını bile karşılamıyor. Bu, Rusya'nın en ciddi handikapı. Bizi de ilgilendiriyor ama niye? Geleceğim.
🔻
Vakti zamanında bir zengin varmış. Güney Afrikalı bir silah tüccarı. 4 çocuğu var. Biri madde bağımlısı, biri alkolik ve kadınlarla düşüp kalkan bir tip, diğeri zihinsel özürlü ve bir diğeri de har vurup harman savuran biri. Bu adam bir gün güvendiği bir asistanını çağırıyor.
🔻
1 senelik ömrü kaldığını ve bu büyük servetin "Siyahların eline geçmekte olan G.Afrika" yönetimine geçmemesi için devredecek birilerini bulmasını söylüyor. Adam da araştırıyor ve parlak bir girişimci delikanlıyı buluyor. İşini 10-20 kat büyüten bir delikanlıyı getiriyorlar.
🔻
Şirket, çocuklara fark ettirilmeden tüm aktifleri ile birlikte yavaş yavaş bu çocuğun işlerine harcamalar yapıyor ve çocuk yükseliyor, günümüzde de ciddi bir yere geliyor. İsim vermeyelim ama olay bu. Meselede Masonik dayanışma da yok değil.Sonuç şu oluyor. "Düşman" kazanmıyor
🔻
Adam ölmeden önce şunu diyor. Ömrümce yaptığım, ettiğim her şeyi çocuklarım için yaptım. Ancak onların bunu hak etmesi bir yana ismimi devam ettirmeyecekler bile. Sefil ölmeyecekler ama bu para onlara fazla. Eğer emin ellere bırakmaz isem çocuklarımı düşman görenlere kalır
🔻
Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1990'lara dek Apartheid yani ırk ayrımı siyaseti izlenirdi. Her şey beyazlara aitti. Siyahiler ise plajlara bile sokulmazdı. Kara köpek giremez türü ifadeler o dönem doğaldı. Mandela'dan sonra ise Siyahalr tüm ülkede iktidarı ele aldı.Ayak,baş oldu
🔻
Ama para, kapital, güzel şehirler, yüksek binalar, villalar yine beyazlarda idi. Siyahlar, hakları olan şehirlere giriyordu ama beyazların yaşadığı sokaklarda sadece gezinebilirlerdi. Buna karşın kimi siyah örgütler beyazları kaçırtmak için sokaklarda saldırılara başladı.
🔻
Balkanlarda sergilenen tiyatronun bir kopyasıydı bu aslında. Topraklar BOER denen (buur diye okunur çiftçi demektir) Avrupalılara aitti. Bu insanlara karşı cinayetler başlayıncaönce kırsalda sonra şehirlerde beyazlar rahat gezememeye başladı. Siyahlar böylece şehre hakim oldu
🔻
Bölgedeki Buur'ların ya da kendi deyimleri ile Afrikaner beyazların hamisi Hollanda olması gerekirken Hollanda umursamadı. İngiltere buranın eski sahibi iken onlar da müdahale etmedi. Buur'lar sağda solda bıçaklandıkça bölgeyi terk etmeye başladılar. Artık efendi köle değişir
🔻
Bir zamanlar Zenciler üzerinde hakimiyet kuran beyazlar, artık Rumeli'deki Müslümanlar ve Türkler gibidir. Ama fark şudur ki Türkler asla Apartheid yapmamıştı. Buna rağmen kaybeden olmak acı tabi. İşte bu insanlar da bu günlerde bunun acısını çekiyor.
AB ve ABD tamamen sessiz
🔻
Sessizler çünkü Güney Afrika'daki mevcut Zenci çoğunluklu idare ile ciddi maden anlaşmaları var. Hollanda bile sessiz zira DeBeers şirketinin bölgedeki hayatiyeti, Hollanda'nın sessizliğine bağlı. Yani Çin'e karşı Uygurlar konusunda sessiz olmamız gibi örnekler dünyada da var
🔻
Bu insanların yaşadıkları hamletler var (hamlet, 5-6 evden oluşan mezra türü yerleşmeler) ve bu Hamletlerde sürekli katliam oluyor. Bölgedeki katliamlar, beyazları kaçırtıp verimli alanlara konmaya yönelik olarak aslında Güney Afrika Devletinin derin bir icraatı da deniliyor.
🔻
Velhasıl olan biteni söyleyeyim. Her sene daha fazla beyaz (buur, afrikaner vd) ülkeyi terk ediyor.Sadece kırsalda değil, kentlerde ara sokaklarda bile rahat dolaşamıyorlar. Villa garajından çıkıp AVM garajına doğru sürüyor ve arada durmuyorlar. Hayatın onlara gerçeği artık bu
🔻
Sadece beyazlar değil, beyazlarla birlikte bir zamanlar beyazların "ayakçılığını yaptıkları" suçlaması ile Hintli ve Malaylar da bu şiddetin kurbanı oluyorlar.Bulgarlar Müslümanlara ne yaptı ise Afrikalılar da şu anda Beyazlara aynısını yapıyor ve Beyazları bitirmek istiyorlar
🔻
Haliyle düşmanın farkında olan beyazlar da bu serveti bırakacak birisi yoksa dayanışma içerisine giriyor. O yaşlının da yaptığı buydu. Serveti idare edecek ve toplumuna sahip çıkacak birini kan bağı olmasa bile buluyor. Yeter ki düşman yemesin. Beyazları hayatta tutan şey,para
🔻
Gelelim konumuza. Boris Yeltsin iktidarı bırakacağı vakit Rusya'da iktidarı terk edeceği kişi için öneriler istiyor. Rüşvet yemeyen, geçmişi temiz biri var efendim diyorlar. Kim? St. Petersburg'da üst bir bürokrat olan Putin. Rüşvet almayan maaşıyla yaşayan biridir diyorlar.
🔻
Eski bir KGB ajanı da olan Putin, gerçekten de kendisine yapılan birçok rüşvet teklifini reddederek tüm denemelerden geçiyor ve Yeltsin kendisini çağırıp pazarlık yapıyor. Bana ve ailemdekilere dokunmayacaksın? "Tamam" Ve Putin göreve geliyor, ülkeyi çekip çeviriyor. Biliyoruz
🔻
Devletlerde bu tarz bir devamlılık ve güç teslimi vardır. Aşiret devletlerinde yoktur sadece. Ama Petro döneminde temelleri sağlam şekilde atılan Rusya için iş, şansa bırakılamazdı. Selçuklu da çökerken, devletin bazı emanetleri ve tuğlarını Osmanlı'ya göndermişti diye biliriz
🔻
Sovyetlerin resmen dağıldığı 1990'lardan itibaren her sene yüzbinlerce eğitimli Rus, Almanya, ABD, Kanada ve İsrail'e göç etti. Sadece 2014'te 53 bin, 2017'de 57 bin yüksek eğitimli insan ülkeyi terk etti. Rusya, geleceğini kaybediyor. Bırakın nüfusu artırmayı, gelecek eriyor.
🔻
Özellikle Putin'in 3. dönem iktidarı olan bu periodda Rusya'dan insan akışı had safhaya vardı. Verin bu İslav kardeşinize görün Ruble nasıl yükseliyor demedi tabi ama eriyor Rusya. Her sene Rus nüfus daha da azalıyor. Hem alkolizm hem de göçlerle eriyen bir toplum var artık.
🔻
Bu şartlar altında Batıda 2.eğilim belirdi.Bir kısım eğilim, Rusya ile arada tampon ülkeler tutmayı ve bu şekilde kendilerini güvene almayı düşünen klasik eğilimdi. Ama artık bu eğilimde ciddi bir çatlama var. Batı,Rusya'ya karşı daha farklı bir yol izliyor.Peki ne yapıyorlar?
🔻
Ama gördüler ki Rusya eriyor.Hiç de abarttıkları bir güç değilmiş.Bu yüzden de aradaki tampon ülkeleri kazanmaya başladılar. Önce Almanyalar birleşti, sonra Çek, Slovak ve Polonya ile Baltıkları ve Romanya'yı kattılar içeri. Ukrayna ve Belarus kalacaktı sözde. Ama batı durmadı
🔻
Durmadı çünkü tehdidin Rusya'dan gelmeyeceğini, uzun vadede tehdidin Çin olduğunu gördüler. Çin'in Rusya'nın doğusunu, Urallara kadar almaya yönelik uzun vadeli siyaseti, bilimsel ve ekonomik emarelerle ve tabi Rusya'da çalışan Çinli akademisyenlerin ilgisi ile ifşa oldu
🔻
Prof.Alexander Lukin, bu konuda Washington Post'da güzel bir yazı kaleme aldı. Okumanızı öneririm. Kendisi geçmişte Dışişleri Bakanlığında ve Çin'deki Büyükelçilikte görev yapmış birisi ve Rusya ile Çin'in işbirliği dönemlerinin artık geçtiğini vurguluyor yazıda ve ekliyor.
🔻
Bu adam, Çin'de çok saygı gören ve madalya verilmiş bir Rus bilimadamı. Dolayısıyla dedikleri de dikkate değer. Satır aralarında aslında Rusların Çin'den ne kadar çekindiğini ve Çin'in Orta Asya'daki etkinliğinin artmasına karşın çaresizliğini de göstermekte. Bu ne demek peki?
🔻
Karayağız Anadolu delikanlıları Olga, Alyosha, İrina, Svetlana, Natalia ile daha fazla evlensin(tabi tersi de söz konusu) ve Rusya ile ekonomik olarak daha da yakınlaşalım demek mi? Hayır. Bu, Rusya ile ittifaka doğru bir siyasetin temelleri atılmalı demek. Zira tehdit değişti
🔻
Yani ister Ahmet, Olga ile evlensin, ister Oleg Fatma ile evlensin bunlar değil olay. Rusya ile bir sıkı ilişki dönemi ve o tamponu tutmak gelecekte Çin'e karşı en ciddi kozumuz olacak. Turan ülküsü mü? Rusya'da kalsın şimdilik. Arada Rus tamponu varken güçlenmeye bakalım biz.
🔻
Şu haritanın es kaza gerçekleşmesi için Rusya'nın yıkılmış, ölmüş bitmiş olması gerekiyor. Sizce Rusya bugün çökese o koskocaman devasa sahaya kim girer? Tabii ki Çin. Oradaki yakutu buryatı hakası tuvayı bir güzel toplama kamplarına alır, Çinlileştirirler. Şüpheniz olmasın.
🔻
Bugüne dek Rusya ile kim düşmansa destekledim, sayfamda verdim, veriştirdim, coştum. Hata etmişim. Ciddi bir basiretsizlikti. Rusya bir şekilde yaşatılmalı ve iyi ilişkiler ile öyle bir kaynaşmalıyız ki günün birinde çökecekse yabancıya gitmemeli, bilakis bir dosta geçmelidir
🔻
An itibarı ile Rusya, hantal ve nüfus dinamizmini kaybetmiş bir ülkedir. Nüfus artmadığı için sektörler gelişemiyor, iş olanağı meydana getiremiyorlar. Devasa ordu için devasa harcamalara da mahkum. Kuvvet zoruyla hayatta kalıyor Rusya tıpkı parayla hayatta kalan Buurlar gibi.
🔻
Rusya-Çin sınırı, Rusya'nın gelişmiş olduğu dönemlerde Çin'in gırtlağına basa basa çizildi. 4400 km ve bu sınırı korumak gelecekte problem. Sınırlar aşk gibidir ve ancak iki taraf da ona inanırsa gerçektir ve Çin-Rus sınırının her iki tarafında da bu inanç yalpalıyor. deniyor
🔻
Kırgızistan'ın ve özellikle de Kazakistan'ın ABD ile yakınlaşması biraz da bu sebepten. Onları koruyacak bir Rusya ideali giderek zayıflıyor. FETÖ okullarını mesela neden kapatmıyor Kazakistan? Kendilerinin söylediği şey şudur: Çünkü o okullar bizim ABD ile ilişkimizi sağlıyor
🔻
Ülkeler bazı süper güçlerle hem gerektiğinde onlardan korunmak hem de onları kullanarak daha farklı tehditlerden korunmak gibi karmaşık bir ilişki içerisinde olurlar. Ay-Dünya ve Güneş arasındaki çekim gibidir bu. Hem çeker hem de iter ama kainatın dengesi de burada saklıdır.
🔻
Senden korunmak istiyorum ama seninle de işbirliği yapıp başkasına karşı kendimi koruyabilirim mantığıdır bu. Maddenin çekimi yüküne,o yük de proton çekirdeği ve elektron sayısına bağlıdır. Ülkeler de buna benzer. Çekim artarsa bitersin. İtim fazla ise uzaklaşırsın. Denge şart
🔻
An itibarı ile ülkemizde sinolog yani Çin uzmanı, yok denecek kadar az. Benim bildiğim 1-2 kişi var. Rusya uzmanları da az. Varsa yoksa tarihçi. Ama her alanda uzman lazımdır. Rusya ile her alanda işbirliği ve birbirimizi incitip, gardımızı almaya zorlamayıcı söylemler de şart
🔻
Rusya'yı 1739'dan bu yana yenemiyoruz. Yenmemiz de mümkün değil zira nükleer ve kıtasal kaynaklara sahip bir güç. Ama Rusya yavaş yavaş çöküyor. Bu nüfusla gelecekleri yok. Altyapılarını da yenileyemiyorlar. Rusya ile yakınlaşmak konusunda da bir nüans var elbet. Nedir?
🔻
Ayıyı dansa kaldırabilirsin ama dansın ne zaman biteceğine sen değil,ayı karar verir. Bunu da unutmayacaksın.Rusya ile kazan-kazan ilişkisi şart. Öyle NATO beslemesi iç oğlanlarının kuru düşmanlığı ile milliyetçilik olmaz.Milliyetçilik bıyıkla değil milli çıkar üzere kuruludur
🔻
17 milyon kilometrekarelik bir güçtür Rusya ve tampon olarak düşünürsen faydalı,düşman olarak düşünürsen de eceli belli bir düşmandır.Ama Rusya çökerse yanı başında Çin'i bulursun.Rusya'nın Türk'e verdiği özgürlükle Çin'in koklattığı özgürlük arasında fersah fersah fark vardır
🔻
Türk Rus ilişkilerine dair çokça kavga ettiğimiz ve bir de engellediğim Rusya devlet sanatçısı Ahmed Ahmedov @AKHMEDAKHMEDO11'a sürekli hain, satılmış falan derdim ama artık bunda bir gelecek görmüyorum. Kafkasya kökene sahip biri olarak düşmanlığı da bıraktım. Çıkar üsttedir
🔻
Rusya yanlısı hala değilim ve olmam.NATO içerisindeki konumumuzu da kazanılmış bir hak ve kazananlar kulübünde olmak adına faydasına inanıyorum ancak her iki blok arasında ılımlı bir 3.güç adına Türkler çıkarına bakmalı ve sıfır düşman odaklı yürümeli, Okyanuslara ulaşmalıdır.
🔻
Bu konudaki düşüncem aşağıdaki gibidir. Okyanuslara ulaşmayan bir güç, güç değildir. İnsan bedeninin de dünyanın da 3/4'ü sudur. Bedeni de, devleti de su yaşatır. Beden suyla, devletse suda giden ekonomisi ve gemileri ile egemenliğini yayar,korur ve yaşar.
Türkiye'de toplumu geren iki ucuz grup var. Birincisi dini siyasete ısrarla alet etmeye çalışanlar, ikincisi ise Atatürk'ü içki kadehine, rakıya indirgeyenler. Bu ikisi de toplumu geriyor,ayrıştırıyor, değerleri herkesçe kabul görmez hâle getiriyor. Oysa ortada bir grup da var
👇
Kimisi eşine yapılan bir şeyi eleştirirken sonunda alakasız yere içki meselesini Atatürk'e bağlar. Kimisi (B. Laçin) Elif Şafak'ın pedofili ile alâkalı kitabını övdüğü için linç yedikten sonra yine meseleyi Atatürk'e bağlar. E kardeşim herkes inanmak herkes içmek zorunda mı?
👇
Bu ülkede hem inanan hem de içki içen insanlar olduğu gibi hem inanmayan hem de içmeyen insanlar var. Atatürk'ü toplumun bir kısmıyla yeniden barıştırmak isteyen insanların önüne geçen kişiler işte bunlar. Bu insanları barıştırmak istiyoruz çünkü feslisi fessizi hep zehirledi
👇
Bu akşam size farklı bir vizyon vermek istiyorum.
Garip gelebilir, ne alaka? diyebilirsiniz. Bu bilgiselinde Türklüğün önce denizlere sonrasında ise Okyanuslara açılması için Azerbaycan ve Orta Asya'daki akraba devletleri denizlerimize çekmekten bahsedeceğiz. Peki nasıl?
⬇️
Ama ortamda teksek ortamı şenlendirmek gerekir. Eğer kardeşlerimiz denizin tuzunu ve yosununu bir kez koklar, serbest deniz ticaretini bir kez tadarsa, milletçe Okyanuslara dek sürecek bir serüveni başlatmış oluruz. Şu anda ortam çok müsaittir. Sebebine sonra gireceğim.
⬇️
Coğrafyada bir ülkenin denize çıkışının olmaması o ülkenin serbest deniz ticareti yapamaması demektir. Alacağın satacağın her şey, komşularının insafına, izni ve müsadesine tabidir. O komşularla iletişimin ve siyasi, diplomatik söylemine de yansır bu. Gardın hep düşüktür
⬇️
Bunlar Avrupa ve dünyada halkın ucuz şehir içi kullanımı için yapılmış 5 bin euroluk araçlar. Elektrikli ve günde 70-80 km gidebiliyor. 3 saatte şarj oluyor. Halkı sevindirmek için bunlardan üretin, isim yapın. TOG, MOG kimde o araca verecek yarım milyon var bu şartlarda?
⬇️
Bu da biomega. Danimarka yapıyor. Tek doldurmada elektrikle İstanbul'dan Edirne'ye git üstüne bir de Kırklareli. 20 bin euro. Tam 300 km yol gidebiliyor. 16 kWh ile. Yanılmıyorsam tüm yolculuk size en fazla 20-25 liralara mal oluyor. Beğenin beğenmeyin artık gelecek budur.
⬇️
Bunları aldınız geldiniz aracınızı evinizin önündeki otoparka park edin dolsun. Bu şekilde projeler yapmalı TOKİ'lerimiz ama bizde beton daha önemli tabi ayrı. Yollarda tüm Avrupa'da bu dolum istasyonları artıyor artık. Biz hala içten yanmalı araç üretelim. Petrolümüz var ya..
⬇️
Haklar nüfusa göre elde edilir. En aptalca hakkı bile bir rakama ulaşmadan elde edemezsin. Dünyada varım diyeceksen, nüfusun olmalıdır. Her ekonomik kriz, gelip geçicidir. Çakılı ve yekpare haldeki nüfusunuz ise en etkili silahınızdır. Para gelir, gider. Nüfus varsa umut vardır!
İçinde bulunduğumuz dönemin iyi yanları da var kötü yanları da. En iyi yanını söyleyeyim. Hindistan'a bakın. Nüfus çok ama işe yarar kısım seçilip iyi yerlere getiriliyor. Onlar sayesinde ülke üretiyor, gelişiyor, süper güce oynuyor. Vasıfsız insana ekmek az. Kabul edeceğiz bunu
Zeki, kaliteli, eğitimli insan bir şekilde artık doğal seleksiyon kurallarına göre hayatta kalacak. Darwinci değilim ama gerçeğimiz budur. Seneler önce bir vasıfsız adamın 600 euro kazanması makul değil demişti birisi. Tepki vermiştim. Ne olmalı? Demiştim. 100 usd olmalı demişti
Kim West, oğlunu doğar doğmaz evlatlık olarak vermiş ve onunla yıllar sonra buluşunca oğluna aşık olmuş ve evlenmişler. Çocuk da yapmak istiyormuş. Medyaya da konuşurken daha mahrem detaylara girmiş ve "inanılmaz bir deneyimdi" demiş. Dünyada böyle aptal şeyler de yaşanıyor işte.
Bu 47 yaşındaki Malawi'li kadın ise oğlunun eğitimine çok para harcamış. Neden onunla başka bir kadın evli olsun ve ona yatırım yaptığım ter döktüğüm işlerden ve meyvesinden nemalansın? Bu olmayacak. Kürtaj yapan diğer kadınlara yetki vermemek için oğlumla evleniyorum” demiş...
Bu tür sapkınlıkların doğallaşma süreci üzerine bazı uzmanlar ve diyorlar ki;
Yüzlerce yıl önce lanetlenen birçok ilişki, toplumda yayıldıkça normalleşiyor. Kültür önce reaksiyon gösteriyor, sonra sindirmek istiyor, sindiremezse de sessizce LGBT gibi kabullenmek zorunda kalıyor.
📢Dünyada insanların birbirini yönetmesini sağlayan belli başlı yalanlar vardır.Bunlardan biri de eşitliktir. Eşitlik, gerçekte asla yoktur.İnsan toplulukları birbirinden farklı dönemlerde medeniyet(şehirleşme) ve uygarlık (devletleşme) ve uluslaşma yaşarlar.Eşitlik hiç olmadı
⬇️
Peygamberin de belirttiği gibi,bilenle bilmeyen bir değildir.Bilenin bilmeyenle eşit olmadığını o da söylemiş. Kimlik kartları ve akıllı sistemlerin olmadığı dönemlerde insanların birbirinin soyunu ayırt etmesi için belli başlı ayrımlar söz konusu olmuş. Peki niçin gerekliydi?
⬇️
Milletlerin bir yöneten sınıfı bir de yönetilen sınıfı olur. Yönetilen sınıfı yöneten yaparsanız, eline bakkal dükkanı geçmemiş adamın eline holding vermiş olursunuz. Yönetim işi öteden beri bir sınıfın elinde pişmek, olgunlaşmak ve kültür isteyen karmaşık bir uğraş olmuştur.
⬇️