Gerizekalı bir çocuğun eline verilen tabancayla öldürüldüğünü biliyoruz.
O çocuğu azmettiren kişinin Alperen Ocağı çıkışlı bir maganda olduğunu biliyoruz.
Peki başka neler biliyoruz?
Suikast, ilk etapta bir ırkçılık cinayeti olarak kamuoyuna lanse edildi.
Bütün suçu Ogün Samast adlı çocuk ve onu azmettiren Yasin Hayal adlı kişi aldı. Bu iki isim cezalandırılarak konu kapanmak istendi.
Birkaç emniyet mensubuna da ufak tefek “ihmal” cezaları verildi…
2008 yılında Türkiye’de “Ergenekon” dönemi başladı.
Gülenciler, bu suikastı de Ergenekon iddianamesi içine sıkıştırmak istediler.
“Hrant Dink’i de Ergenekoncular öldürdü” salvoları Taraf’ta, Zaman’da manşetleri süsledi…
Gazeteci Nedim Şener, Hrant Dink suikastının Ergenekon kumpasının başlaması için terör örgütü FETÖ'nün yol verdiği bir cinayet olduğunu öne sürdü.
Şener, bu konuyla ilgili yazdığı kitap sonrası Gülenci savcıların tertibiyle tutuklandı.
17/25 Aralık sonrası siyasi iktidar Cemaat’e savaş açınca Dink dosyası da raflardan indi.
Bu sefer İktidar; Nedim Şener’in tezi üstünde durmaya başladı.
FETÖ, Hrant Dink’i, Kumpas davalarını başlatabilmek ve kargaşayı arttırmak için öldürtmüştü…
15 Temmuz sonrası FETÖ/PDY Çatı İddianamesi’ne Dink Suikastı de eklendi.
Ocak 2022’de yaygın kanı; emniyet ve milliyetçi mafya içinde örgütlü olan Cemaat unsurlarının; Ergenekon iddianamesini güçlendirmek için bu suikastı planlayıp gerçekleştirdiği yönünde…
Gelgelelim; 15 yılın sonunda elimizde gerizekalı bir çocuğun elindeki tabanca ve onu fişekleyen müptezel, maganda abisi dışında somut bir olgu yok.
Önce Ergenekon’a yıkıldı, sonra FETÖ’nün suçları arasında gösterildi.
Bize kalan ise Rakel Dink’in şu sözleri oldu: +
“Ben yapmadım Ergenekon yaptı demek, ‘ben yapmadım bacağım yaptı’ demektir. Ben yapmadım Cemaat yaptı demek ‘ben yapmadım kolum yaptı’ demektir. Biz bu karanlığın sorumlusunu istiyoruz. Bizimle alay etmekten artık vazgeçin.”
Dink Suikastı süreci en büyük travmayı @nedimsener2010 üstünde oluşturdu.
Suikast&Cemaat bağlantısının üstüne gittiği için tutuklanıp hapis yatan Şener; bu dönemde yaşadığı acılar yüzünden hissettiği Cemaat nefreti sonrası hapisten çıkınca tutkulu bir Erdoğan destekçisi oldu.
Nedim Şener’in güncel konumu ve görüşlerinden bütünüyle bağımsız olarak; yalnızca bir meslektaşıma hakkını teslim etme hissiyatıyla şunu belirtmek zorundayım.
Türk medyasında Dink Suikastı’nin aydınlığa kavuşması için en çok çalışıp bu uğurda bedel ödeyen isim Nedim Şener’dir.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Erdoğan’ın muhtemelen “Prompter metnine” bağlı kalmadan söyleyiverdiği “Edirne’deki zat İmralı’dakine hesap verecek” ifadeleri basit bir açıklamanın ötesinde kökleri açılım sürecine dayanan travmatik bir düş kırıklığını deşifre ediyor…
Demokratik Açılım/ Kürt Açılımı kapsamında, 23 Şubat 2013’te BDP/ HDP heyeti ile görüşen Abdullah Öcalan, “Tayyip Bey’in başkanlığını destekleriz” sözleriyle Başkanlık Sistemi’ne destek verebileceklerini ifade etmişti…
Selahattin Demirtaş, o günlerde henüz yıldızı parlamış bir Kürt siyasetçisiydi. BDP Genel Başkanlığına, Öcalan’ın onayıyla 2010 yılında getirilmişti. Sadece 36 yaşında getirildiği bu görevde Açılım Sürecine tanıklık ediyordu. 2011 Seçimleri’nde Hakkari’den milletvekili olmuştu.