1795-1818 yılları arasında geçerli kalan, 22 maddelik ve dili Türkçe olan antlaşma gereğince, ABD 23 yıl boyunca Osmanlılara başlangıçta bir defalığına 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (21.600 dolar) vergi ödedi.
Osmanlı garp ocaklarını oluşturan Kuzey Afrika'daki Libya, Tunus ve Cezayir toprakları ''dayı'' adı verilen idareciler tarafından yönetiliyordu. Bu topraklara gönderilen Osmanlı denizcileri çoğunlukla Ege ve Akdeniz illerindeki denizcilerden seçilirdi.
Buradaki denizcilerin Osmanlı ile anlaşması olan gemileri yağmalaması yasaktı ancak herhangi bir anlaşması olmayan diğer gemilerin yağmalandığı ciddi bir korsanlık faaliyeti yürütülüyordu. Özellikle de Cezayir'deki Türk korsanlar çok etkiliydi.
Akdeniz ve Avrupa kıyıları dışında; İngiltere, İrlanda ve İzlanda kıyılarına kadar uzanan bir korsanlık söz konusuydu. Bu kıyılardan yağma ile elde edilen malların, esir alınan kölelerin ana satış üssü Cezayir'di.
1776'da kurulan Amerika Birleşik Devletleri'ne ait ticari gemiler 1783 yılından itibaren Akdeniz'de ve Atlas Okyanusu'nun Afrika - Avrupa kıyılarında görünmeye başladı.Bu yeni bayraklı gemiler ile herhangi bir antlaşma vs bulunmadığı için korsanların saldırıları da hemen başladı.
Temmuz 1785'te, Atlas Okyanusu'nda Cadiz açıklarında, ilk ABD gemisi ele geçirildi. Gemi, Boston limanına bağlı, Kaptan Isaak Stevens yönetiminde olan Maria gemisiydi. Ardından, Philadelphia limanına bağlı, Kaptan O'Brien'a bağlı Dauphin gemisi de esir alındı.
1793 Ekim ve Kasım aylarında 11 ABD gemisi daha Osmanlıların eline geçti. Amerikan Kongresi, 1794 yılında Osmanlı denizcilerine karşı koyacak güçte savaş gemileri inşa edilmesi veya satın alınması için, Başkan George Washington'a 700.000 altın tutarlı harcama yetkisi verdi.
ABD Osmanlı tehdidine karşı Cezayir, Tunus ve Trablusgarb'daki idarecilerle bir dostluk antlaşması yapmayı kabul etti. Antlaşma ile ABD, Cezayir'deki esirlerin iadesi ve Atlas Okyanusu ile Akdeniz'de ABD sancağı taşıyan gemilere dokunulmaması sağlandı.
Bunun karşılığında ABD, bir defaya özel 642.000 altın ve yılda 12.000 Osmanlı altını (21.600 dolar) ödedi. 22 maddeden oluşan antlaşma Amerika Birleşik Devletleri adına Joseph Donaldson ve Osmanlı Cezayir Beylerbeyi (Dayı) arasında imza edildi.
1797 Tarihli Trablus Barış ve Dostuluk Antlaşması.
Taraflar: Amerika Birleşik Devletleri Trablus Beyi ile diğer bazı görevliler:
Bu antlaşma ABD'nin yabancı bir devlete vergi ödenmesini kabul ettiği tek belge. 22 maddelik bu antlaşmaya 1818 yılına kadar bağlı kalınmış.
V'esselam
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Prof.Muzaffer Şerif Nasıl "Muzafer Sherif"e Dönüştü?
Film gibi bir hayat. Sosyal psikolojinin kurucularından, literatüre adıyla giren deneyi olan, Harvard, Yale, Princeton, Oklahoma, Pennsylvania ve Columbia üniversitelerinde bulunan bir bilim insanını nasıl küstürüp kaçırdık?+
1906 yılında İzmir, Ödemiş'te zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.
1919 yılında, 13 yaşındayken İzmir'i işgal eden Yunan ordusundan bir asker yanındaki kişiyi öldürdükten sonra süngüsünü ona doğrultur.
Fakat muhtemelen yaşı küçük olduğu için öldürmekten vazgeçer.
Ölümler, işgal, savaşlar, esaret, kurtuluşla geçen ilginç bir çocukluğu olur.
Muzaffer Şerif belki de insanların toplu halde sergiledikleri uç davranışları ileride incelemesi için gerekli olan deneyimin en büyüğünü farkında olmadan bu yıllarda edinir.
En özel yiyeceklerden biridir bal. 2009 yılından bu yana bal koleksiyonu yapıyorum. Gittiğim tüm ülkelerden oraya ait yerel ve özel ballardan hem tattım hem de aldım. Dünya ve Türkiye balları üzerine epey araştırma ve okuma yaptım. İşte bal dünyası++
Bal kutsal metinlerde de geçer: ‘’Rabbin bal arısına şöyle vahyetti: "Dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) edin. Sonra da her türlü çiçekten, meyveden, ürünlerden ye ve Rabbinin sana yayılman için belirlediği yolları tut!"
Onların karınlarından renkleri çeşit çeşit bir şerbet çıkar ki, onda insanlara şifa vardır.’’ (Nahl Suresi, 68-69) Gerçekten de onlarca değişik türde bal vardır. Aromaları ve lezzetleri dışında temel olarak çiçek balları ve salgı balları olarak iki ana grupta ele alabiliriz balı.
İslam tarihine bakıldığında birçok önemli hadisenin Ramazan ayında gerçekleştiği görülür.
Kuşkusuz bu gelişmeler İslam tarihinin dönüm noktaları olarak ciddi bir hafızayı da ifade ediyor.
Örneğin Endülüs'ün fethi Ramazan ayında olmuştu.++
"En uzak batı" demek olan Magrib-i Aksa adıyla da bilinen Endülüs’ün, yani bugün İspanya ve Portekiz’in bulunduğu İber Yarımadası’nın Müslümanlarca fethi sadece İslam tarihi için değil, aynı zamanda dünya tarihi için de oldukça önemli gelişmelerden biri oldu.
Miladi 711 yılı, 19 Temmuz günü İslam ordusunun komutanı Tarık bin Ziyad ile Vizigotların komutanı Rodrik’in idaresinde yaşanan savaşı kesin zaferle kazanan Müslümanlar hızla İber Yarımadası’na yayıldı. Endülüs fethinin unutulmaması gereken bir diğer ismi de Tarif bin Malik oldu.
Arkasında onu kovalayıp ele geçirdikleri anda öldürmek isteyen bir ordu, önünde ise bilinmeyenlerle ve tehlikelerle dolu bir coğrafya vardı.
Eşine az rastlanan, insan üstü bir mücadele verdi ve Endülüs Emevi Devleti'ni kurdu.++
Emeviler iktidara geldikleri andan itibaren fetihlere giriştiler ve büyük askeri başarılar elde ettiler.
Afganistan'dan Hindistan'a, İran'dan Kuzey Afrika ve Endülüs'e uzanan inanılmaz büyüklükte bir coğrafyanın hakimi oldular. Kıbrıs'ı, Girit'i, Kafkasya'yı fethettiler.
Ancak fethettikleri coğrafyada son derece otoriter bir yönetim kurdular. Özellikle de devlet idaresi hususunda, İslamiyet öncesinden itibaren rekabet halinde oldukları Haşimoğulları'nı çok sıkı kontrol altında tutuyorlardı. Haşimoğulları'nın her hareketi izleniyordu.
1989 yılında Mekke’de ender görülen, istisnai bir arkeolojik kazı gerçekleştirildi.
Kazının arkasında dönemin güçlü isimlerinden, 1973 petrol ambargosu ile Avrupa’yı dize getiren, S.Arabistan Petrol Bakanı, Mekke doğumlu Zeki el-Yemani vardı.++
Bu kazı çok değerliydi. Çünkü Mekke döneminde vahyin önemli bir bölümü bu evin çatısı altında gelmişti. Hz.Muhammed'inﷺ küçük bir mescidinin de olduğu bu evde Hatice(ra); Kasım, Abdullah, Rukiyye, Zeynep, Ümmü Gülsüm ve Fatıma'yı doğurmuştu.
Yapılan kazı, Hz.Muhammed’inﷺ eşi Hz.Hatice’nin evini açığa çıkarmıştı.
Olabildiğince hızlı, adeta bir kurtarma kazısı gibi gerçekleştirilip tamamlanan çalışmanın ardından, bir kazı raporu niteliğinde de olan “The House of Khadijah bint Huwaylid" adlı kitap yayınlandı.