ANZAK ve İngiliz külliyatında "Son Şovalye Savaşı"
Türkiye'de "Çanakkale Zaferi" olarak
adlandırılan savaşın Deniz safhasının tamamlandığı gün bugündür. #18Mart1915
Burada benim hiçbir zaman anlamadığım husus ise şu...
Çanakkale'yi Çanakkale yapan asıl muharebeler olan Kara Savaşlarını değil de 18 Mart deniz zaferini asıl kutlama günü olarak kabul etmemizin özel bir sebebi var mı acaba?
Kıymetli tarihçilerimiz muhakkak bunu düşünmüşlerdir.
Bir bildikleri de vardır.
Lakin Mustafa Kemal Paşa'nın da bu savaşa dahil olması 18 Mart 1915 sonrasına tekabül ediyor.
Dolayısıyla 18 Mart'ı "Çatı Tarih" olarak almak MKP'yı direkt devre dışı bırakıyor.
Ayrıca, 18 Mart'ta kazanılan topyekun bir zafer de yok.
Müttefikler bu tarihte deniz yoluyla Çanakkale'yi geçemeyeceklerini anlayıp devasa bir ordu toplayıp çıkarma yapmaya karar verdiler.
Nitekim asıl destan da Mayıs 1915- Ocak 1916 arasındaki Kara Savaşları'nda yazılıyor.
Dolayısıyla Çanakkale Zaferi'nin asıl tarihi, müttefiklerin on binlerce ölülerini ve ağır silahlarını bırakarak Gelibolu'yu terk ettikleri ve yenilgiyi kabul ettikleri Ocak 1916'dır.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Siyaset dünyamızın son 60 yılında var olan; Kraliçe II. Elizabeth ile yarışacak bir yaşayan tarih…
1960’lı yılların kör dövüşünden, 2020‘lerde Tayyip Erdoğan ile “Milli Cephe” kuran uzun hikayesi “Sen Abdülhamit’i Savundun” dediği meşhur videodan çok daha fazlasını vadediyor.
1️⃣ Günümüzde 80 yaşına merdiven dayamış; buna mukabil heyecanı ve coşkusu hala 20’lik delikanlılardan farksız olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek; aslında omuzlarında 60 yıllık bir fikir mücadelesinin izleriyle yaşıyor.
2️⃣ Türkiye’nin tüm siyasi kültlerinden Erbakan, Demirel, Türkeş, Özal, İnönü, Ecevit, Erdoğan, Çiller vs.. aynı dönemde siyaset yapan nadir isimlerden olan Perinçek; 60’lı yıllarda kurduğu hareketini günümüze getirmeyi başardı.
Bugünlerde siyasi iktidarın en büyük ortağı ve destekçisi olan MHP, bundan 11 sene önce Türk siyasi tarihinin gördüğü en hoyratça saldırının kurbanı olmuştu.
Bir siyasi partinin mahremiyetine tecavüz edilen bu insafsız kumpasın hikayesi vahşi bir ortaklığın izlerini taşıyordu.
Türkiye’de 22 Temmuz 2007 Seçimleri sonrası yeni bir dönem başlamış; son derece sancılı geçen 2007 yılının ardından AK Parti hem tek başına iktidarını perçinleyip hem de Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı yaparak rahat bir nefes almıştı.
2008, 2009 ve 2010 yılları ise AK Parti’nin bir Yerel Seçim ve bir de Referandum zaferi ile geçildi.
2009’daki Yerel Seçimler’de oy kaybetse de İstanbul ve Ankara’yı elinde tutan AK Parti; 2010 referandumunda ise Cemaat’in ve YAE’ci liberallerin de desteğiyle rahat kazanmıştı.
Aşağıda isimleri yazan Kurtuluş Savaşı kahramanlarından hangisi, 1926 İzmir Suikastı Davaları’nda “yargılanmamıştır”?
SORU 2:
Türkiye’de çok partili demokrasi tarihimizde bir siyasi partinin aldığı en yüksek oy “oranı” hangi seçimde alınmıştır?
SORU 3:
Süleyman Demirel’e yöneltilen ve ömrü boyunca peşini bırakmayan meşhur “şapkasını aldı kaçtı” eleştirisi hangi yıl yaşanan büyük çaplı toplumsal olay üzerine dile getirilmiştir?
Günümüzde Türkiye’de de epey şubesi olan Molly Malone’s isimli “Irish Pub” aslında İrlanda’da büyük kıtlık zamanı Molly adında güzel bir kadının acıklı hikayesine dayanıyor.
“Güzel şeyler sokakları terk etmez”
Molly Malone, bundan üç yüz küsur yıl önce Dublin’de yaşamış, güzeller güzeli bir balıkçı kızıdır.
Sabahtan akşama kadar, gıcırtılı tekerleklerini zorlukla döndürdüğü el arabasıyla “cockles and mussels” diye bağırarak Dublin sokaklarını arşınlarmış.
Kıtlık günlerinde aç kalan Molly, bazı rivayetlere göre bedenini satmaya bazı rivayetlere göre ise bu yönde iftiralara maruz kalmaya başlamış.
Kendisi gibi yoksul bir delikanlı olan kemancı Timothy büyük bir aşkla seviyormuş Molly’i ancak elinden gelen bişey yokmuş.