Didim'de deniz sıcaklığının bazı yerlerde 43-50 derece arasında ölçüldüğü, bunun da deniz tabanında jeotermal çıkışlardan kaynaklanabileceği iddiası doğru değil. Çünkü eğer jeotermal kaynaklı olsaydı:
-Deniz tabanındaki faylar boyunca açılma-yarıklara bağlı jeotermal çıkışlara yol açacak #deprem-lerin ve
-Deniz tabanında jeotermal kökenli gaz ve sıvı çıkışına bağlı olarak kaynamaların olması gerekirdi
-Dolayısıyla olayın volkanik bir olay ya da jeotermal çıkışla ilgisi yok.
-Jeotermal olaylar ya da deniz tabanında gelişebilecek volkanizma dünden bugüne olacak jeolojik süreçler değil, uzun süreli olaylardır.
-Sıcaklık ölçümünün hatalı olabileceği söylenebilir.
Düzeltme: Didim'de deniz suyu sıcaklığının bazı yerlerde 43-50 derece arasında ölçüldüğü, bunun da deniz tabanında jeotermal çıkışlardan kaynaklanabileceği iddiası doğru değil. Çünkü eğer jeotermal kaynaklı olsaydı:
Serkan Sügür beyin paylaşımı: ben O bahsi geçen marinanın sanayi dalgıcıyım. Bahsettiğiniz sıcaklığı ölçen sensör daha yeni takıldı arızalı olabilir. Hergün denizin içindeyim daha 15 derecenin üstünü hiç ölçmedim.
SORU
1-Deniz suyu sıcaklığını 43-45 derece kadar yükselten jeotermal bir çıkış gösterebilir misiniz?
2- Böyle bir jeotermal çıkış varsa, bu çıkışa hangi diri fay yol açmaktadır?
3- Deniz tabanında diri fay üzerinde yarık-açılmalara yol açabilecek büyüklükte #deprem-ler var mı?
Bilim ispat gerektirir.
Bir iddiada bulunuyorsanız genel kültür bilgileri ile değil, bizzat o yere özgü araştırma, gözlem, belge, ve bulgular ile ispatlamanız gerekir.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1-) 45 kilometrelik Kanal İstanbul'un 18,5 kilometresi Küçükçekmece Gölü ve Sazlıdere Barajından geçecek,
-7 yılda tamamlanacak kanalın maliyeti 75 milyar TL,
-1 milyar 155 milyon 668 bin metreküp hafriyat
-genişliği 275 metre ve derinliği yaklaşık 21 metre olacak..
2-) #Kanalİstanbul güzergahının Dursunköy ile Terkos arasında kalan 15 km'lik bölümü deniz seviyesinden 50-100m yükseklikte olup, 25 m derinlikler yetmeyecek, daha derin kazılacak ve ciddi heyelan vb. kütle hareketleri gibi riskler ile karşı karşıya kalınacak..
3-) Kanal İstanbul tatlı su gölleri, tatlı su barajları, tatlı su dereleri ve tatlı su kaynaklarının olduğu tatlı su havzalarının içinden geçirilmektedir.
"Doğru bilinen yanlışlar"dan bir gerçeğin altını çizmek istiyorum..
1-Son yüz yılda M>7.0 #deprem üretmiş faylar
2-Son yüz yılda 6.0 < M <7.0 deprem üretmiş faylar
gelecek en az yüz ve birkaç yüz yıl deprem üret(e)meyecek fayları oluşturmaktadır.
3-) 1 ve 2 numaralı faylar, Türkiye #Deprem Tehlike Haritası'nda gösterilen kırmızı-koyu kırmızı alanlara karşılık gelmektedir. Yani bu alanlar aslında gelecek en az yüz-birkaç yüz yıl boyunca güvenli bölgeleri oluşturmaktadır.
4-) Son birkaç yüz yıl ile birkaç bin yıl #deprem üretmemiş ve son deprem tarihinden tekrarlanma aralığı kadar süre geçirmiş faylar en tehlikeli fayları oluşturmaktadır.
5-) Bu faylar genellikle kıta-içi faylar ve ana fayların deprem üretmemiş sismik boşlukları temsil etmektedir.
1-)
-24 Ocak 2020 depremi (M6.8) etkileri neden 1 yıldır devam ediyor?
-Neden artçılar (5 binden fazla) oluyor?
-Neden komşu bölgelerde orta büyüklükte depremler (27 Aralık 2020, M5.3) oluyor? #depremelazığ
2-)
Seyahat ederken aracınıza büyük bir ivme ile taş çarpıyor
-Camın patlattığı an, ana şok (24 Ocak 2020 M6.8), patladığı yer, ana fay (Doğanyol parçası)
-Cam çatlamaya devam ediyor, işte onlar artçı şoklar
(Doğanyol-Sivrice-Pütürge segmentlerinde olan depremler) #depremelazığ
3-)
-Taş o kadar hızla çarpıyor ki, ana patlama dışında komşu bölgelerde de (Kavaktepe fayı) ayrı çatlamalar-kırılmalar oluyor. İşte bu da bağımsız (ayrı) depremler (27 Aralık 2020, M5.3) oluyor. #depremelazığ