Hacer'ül Esved'in İlginç Öyküsü

Geçtiğimiz günlerde Suudi Arabistan'da Hacer'ül Esved'in şimdiye kadar çekilen en net fotoğrafı yayınlandı. Bu fotoğrafta taştan geriye kalan parçalar oldukça net biçimde görülüyor. İşte Hacer'ül Esved'in öyküsü ve bilgiselin sonunda bir de soru:+
İslam öncesi cahiliye döneminden İslamiyet ile birlikte günümüze kadar gelen Kabe'ye ait tek parça Hacer'ül Esved. Onun haricinde Kabe defalarca yıkılıp yeniden yapıldı. Örtüsü yüzlerce yıldır her sene değişir. Zaman zaman kapısı ve yağmur oluğu da değiştirilir. Taş ise sabittir.
İslam inancında cennetten indirildiğine inanılan, Nuh Tufanı'nda Mekke'deki Ebu Kubeys Dağı'nda saklanan, Hz.İbrahim ve İsmail'in Kabe'yi temellerinden yükselterek tekrar inşa ettikleri sırada yerine konulan Hacer'ül Esved, tarih boyunca ilginç müdahalelere maruz kaldı.
Bu müdahalelerin en meşhur olanlarından birisi kuşkusuz İslam öncesi dönemde tekrar inşası tamamlanan Kabe'ye Hacer'ül Esved'in Hz.Muhammedﷺ tarafından yerleştirilmesidir. Hacer'ül Esved'i kimin yerine yerleştireceği ihtilaf konusu olmuş ve sorunu Hz.Muhammedﷺ çözmüştür.
Hacer'ül Esved zaman içerisinde Kabe'nin gördüğü çeşitli onarımlar sırasında yerinden sökülüp takılmıştır. Bununla birlikte, Kabe'nin en önemli kısımlarından olan bu taş ile ilgili çok dikkat çekici iki dönüm noktası var. Bunların birincisi Karmatiler'in Hacer'ül Esved'i çalması.
Karmatiler Bahreyn, Irak ve Suriye'de beliren ilginç bir inanç grubuydu. İnanç yapıları bu bilgiselin konusu olmadığı için ona girmiyorum. M.S. 930 yılında Mekke'de hacılara saldıran Karmatiler çok kişiyi öldürdüler ve Hacerü'l-Esved'i yerinden söküp Bahreyn'e götürdüler.
Bu esnada kırılan Hacer'ül Esved iki, üç parçaya ayrıldı. Kaçırılan Hacer'ül Esved 21 yıl Karmatilerin elinde kaldı. Ardından Fatımi halifesi Mansur Billah'ın emri ile 951 yılında Mekke'ye iade edildi. Bir diğer rivayet ise taşın Abbasilerce geri alındığı yönündedir.
Hacer'ül Esved ile ilgili ikinci önemli dönüm noktası ise Osmanlı döneminde, 16.yy'da gerçekleştirilen onarım esnasında Hacer'ül Esved'den ''kopan'' 5 adet parçanın İstanbul'a, Rükn-i Yemani'den ''düşen'' 1 adet taşın da Edirne'ye götürülmesidir.
Hacer'ül Esved'den ''kopan'' parçalar, tamirat sırasında orada bulunan bir hadımağa tarafından İstanbul'a getirildi. Bundan dolayı hadımağa cezalandırıldı. Hacer'ül Esved parçaları Mekke'ye geri gönderilecekken, Mimar Sinan'ın ısrarlı girişimleriyle İstanbul'da kaldı.
Geri gönderilmesinden vazgeçilip İstanbul'da tutulan Hacer'ül Esved parçalarının en büyüğü Mimar Sinan tarafından Kanuni Sultan Süleyman Türbesi'nin alınlığına, kalan dördü ise Kadırga'daki Sokullu Mehmet Paşa Camii'ne konuldu. Rükn-i Yemani taşı ise Edirne Eski Cami'de.
Kanuni Sultan Süleyman Türbesi'nde bulunan en büyük Hacer'ül Esved parçasının yakından görünümü:
Kadırga Sokullu Mehmet Paşa Camii'nde 4 parça halinde bulunan Hacer'ül Esved taşları:
Edirne Eski Cami'de bulunan Rükn-i Yemani taşı:
Sokullu Mehmet Paşa Camii’nde kullanılan Hacer'ül Esved parçalarının toplam uzunlukları 10cm kadar. Hacer'ül Esved’den ''kopan'' bu 4 parça; giriş kapısının iç tarafına, mihraba, minber kapısına ve minber külahına görülebilecek bir şekilde yerleştirilmiş.
Hacer'ül Esved taşında geriye kalan parçalara da 1932 yılında bir Afgan meczup saldırmış ve daha da kırılıp hasar görmesine yol açmış. Saldırgan idam edilmiş. Bugün milyonlarca Müslümanın tavaf ettiği Kabe'de Hacer ül Esved'den geriye kalan 7 parça pleksi bir yüzeyin altında.
Geriye kalan parçaların durumunu gösteren bir çizim:
Değerlendirmeme gelince; Yeryüzünde hiçbir beşerin, sultanın, padişahın, kralın, paşanın, beyin, devlet başkanının Allah'ın Evine ait bir parçayı alıp kendi kabrine, türbesine, yaptırdığı mabede koymaya hakkı olmadığını ve bunun doğru olmadığını düşünüyorum.
''Teberrüken konulmuştur'' düşüncesine de katılmıyorum. Her yıl değiştirilen Kabe Örtüsü, eskidikçe değiştirilen Kabe yağmur oluğu (Altınoluk), Kabe Kapısı ya da Hacer'ül Esved şebekesi gibi Kabe ile ilgili nesneler ''hatıra olarak ya da teberrüken'' zaten alınagelmiş.
Fakat Hacer'ül Esved gibi yerine başkasını / yenisini koyarak ikame edilemeyecek bir unsurun alınmış olması bana vicdanen ve aklen doğru gelmiyor. Bu konu da akl-ı selim ile düşünmemiz gerektiğine inanıyorum. Ecdad ne yapmışsa doğrudur yaklaşımından uzak, adil düşünülmeli.
Örneğin Hint-İslam sultanlarından birinin veziri gelip alıp Hindistan'a götürseydi, Taç Mahal'in ana kapısına koysaydı ne düşünürdük? Söz ettiğim şey kişilere ait kılıç, kalkan, ok, giyim eşyası, kap kacak vs değil. Bu hatıraların din ile doğrudan bir ilgileri yok.
Fakat 1,5 milyar Müslümanın ait olduğu yerde görme, dokunma, belki de öpme hakkı olan ve Mescid-i Haram'da Kabe'nin en önemli cüzlerinden olan bir kısmın bazı bölümlerini yerinden etmek zannımca doğru değil. İyi gelmiyor kalbime. Bence Hacer'ül Esved parçaları yerine konulmalı.
Yüzyıllarca ''Hadim'ül Haremeyn'üş Şerifeyn'' (İki Kutsal şehir Mekke ve Medine'nin hizmetkarı) unvanını kullanan, kutsal topraklara büyük hizmetler yapan Osmanlı Devleti'nin genel tutumu ve hakim muamelesi de bu yöndedir. Zaten getiren cezalandırılmış, geri gönderilmek istenmiş.
Hac yollarının güvenliğini sağlayan, su yollarını ihya eden, çok sayıda vakıfla oradaki halkın ve eserlerin ihtiyaçlarını karşılayan Osmanlı Devlet geleneğine ve Allah'ın Evine gösterilen hürmete, nezakete baktığımızda bu durum istisnai bir durum oluşturuyor bence.
Hacer'ül Esved parçaları bir ganimet, bir tarihi eser gibi görülmemeli. Tekrar belirmek istiyorum; Hacer'ül Esved Kabe'nin ayrılmaz ve ayrılmaması gereken, yerini yenisi ile dolduramayacağımız bir şey.

V'esselam🌿

Bu konuda sizin görüşünüz nedir hadi bir anket yapalım

• • •

Missing some Tweet in this thread? You can try to force a refresh
 

Keep Current with Hasan Mert Kaya

Hasan Mert Kaya Profile picture

Stay in touch and get notified when new unrolls are available from this author!

Read all threads

This Thread may be Removed Anytime!

PDF

Twitter may remove this content at anytime! Save it as PDF for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video
  1. Follow @ThreadReaderApp to mention us!

  2. From a Twitter thread mention us with a keyword "unroll"
@threadreaderapp unroll

Practice here first or read more on our help page!

More from @kayamerthasan_

Aug 3
Tarihin Kaydettiği İlk ''Modern'' Soykırım:

Tasmanya Soykırımı

Avustralya'nın güneyindeki Tasmanya Adası'na yerleşen Britanyalı yerleşimciler, 1803-1847 yıllarında adanın 48 kabileden oluşan yerlilere uyguladıkları soykırımla adanın safkan halkı ''bitirdiler''+
Geçtiğimiz günlerde Avustralya'da, kıtanın yerlisi olan senatör Lidia Thorpe, meclis yemininde Kraliçe 2. Elizabeth için 'sömürgeci' ifadesini kullandı ve kraliçeye bağlılık yemini etmek istemedi. Bu olay aklıma beyaz adamın Avustralya'da yaptıklarını aklıma getirdi.
1828-1832 yılları arasında yerli halkı yok etmeye yönelik olarak yapılan ''Kara Savaş'', tarihte kaydedilen ilk modern soykırım örneği olarak bir utanç ve kara leke oldu. Safkan Tasmanyalıların tamamı yok edildi bu soykırımda.
Read 31 tweets
Aug 2
Ammo Bahe

Kırmızı çoraplı çocuğun Deyruzzaferan'daki bitmeyen bekleyişi

''Beni burada bekle oğlum. Bir gün mutlaka seni almaya geleceğim.''

Ayaklarında kırmızı çoraplarıyla annesine son kez baktı Bahe. Ne olduğuna anlam veremiyordu.

Annesi neden onu bırakıp gidiyordu? +
Çaresizdi annesi. Genç yaşta dul kalmıştı. Parasızdı. Üç çocuğu daha vardı. Bahe hastaydı ve zekası yaşıtlarından azdı ve bu işleri daha da zorlaştırıyordu. Merhamet ve sevgiyle davranılır ümidiyle minik oğlunu Mezopotamya Ovası'nın ıssız bir noktasındaki Deyruzzaferan'a getirdi.
Babası 6 yaşındaylen ölen Bahe'nin bir gözü de görmüyordu. Annesi bir gün meşgulken, uyuyan bebek Bahe'yi unutur. Bu sırada bir horoz 1,5 yaşındaki Bahe’nin bir gözünü gagalayarak kör eder. Belki aklının bir kısmını da bu sırada, Mardin'in yaz sıcağı altında yitirmişti Bahe.
Read 21 tweets
Jul 23
Süleyman Mabedi'nin Yağmalanması

Babil sürgünü sonrası Kudüs'te ikinci kez inşa edilen Süleyman Mabedi'nin, Yahudi isyanları sonrası isyanı bastıran Roma imparatoru Titus ve Vespasianus'un askerlerince yakılıp, yıkılma ve yağmalanma sahnesi. Yaptıran:İmp.Domitianus, M.S.81 yılı.
İsrail'in kuruluş aşamasında, devlet ambleminin belirlenmesi için yarışma açılmış, yarışma sonunda Roma, Via Sacra üzerinde bulunan bu Titus zafer takındaki yağma sahnesinde görülen menora devlet sembolü olarak seçilmişti. Hafızada ''Bir daha asla'' mesajını diri tutmak için.
Yahudi isyanlarını kan ve şiddetle bastıran Roma imparatorlarından Vespasianus, isyanın bastırılması anısına bu bronz Roma parasını bastırdı. Ön yüzünde Vespasianus'un portresi bulunan paranın diğer yüzü oldukça ilginçtir.
📷wikiwand.com
Read 5 tweets
Jul 23
Robotik Biliminin Büyük Mucidi: El Cezeri

Ortaçağ'da robotik ile ilgili çağının çok ötesinde icatları gerçekleştiren, insan suretinde ve büyüklüğünde çalışan robotlar üreten meşhur mekanik ve robotik bilgini El Cezeri'nin Kitab'ul Hiyel adlı eserinden bazı çizimler. +
El Cezeri makaralı kaldıraç ve irtifa makinaları yapımında çok farklı modeller ortaya çıkardı.
Çalışmaları hayali modeller değildi. Hepsi üretilen ve çalışan modellerdi.
Read 24 tweets
Jul 22
Lübnan İç Savaşı

Fotoğraf 1975 yılından. Beyrut sokaklarında kan gövdeyi götürüyor. 1990 yılına kadar, 15 yıl boyunca devam edev iç savaşta 230 bin civarında insan öldü. On binlerce yaralı, binlerce kayıp ve sakat kalan insanlarla dolu yaralı bir ülke kaldı geriye.
Beyrut'ta iç savaş yıllarındaki çatışmaların şiddetini yaşamış bir bina.

Savaş Ortadoğu'nun cazibe merkezi olan Beyrut'ta korkunç bir yıkım meydana getirdi. 1990 yılında bitmiş olsa da, şehirde bugün dahi iç savaşın izlerini taşıyan binalar görebilirsiniz.
Pianist...

Savaş yüz yıllardır bir arada yaşayan, ayrı inanç ve mezheplerde olsalar da, birbirlerini tanıyan insanlar arasında başladı. Sonradan dışarında katılan çeşitli gruplarla genişledi.
Read 16 tweets
Jul 21
Bursa Amerikan Kız Koleji Vakası

Anadolu'da 19.yy'da American Board adlı Hristiyan Protestan misyonerlik örgütünün faaliyetleri kapsamında kurulan Bursa Amerikan Kız Koleji'nde 4 Türk öğrenci öğretmenlerin çabasıyla İslamı terk edip vaftiz edilmiş ve Hristiyan olmuşlardı. +
Muadelet, Kamran, Nemika ve Seniha adlı 4 kız öğrencinin, 'kendilerine yapılan telkinlerin tesirinde kalarak, İncil'e ve Hz.İsa'ya muhabbetle protestanlığı seçtikleri ve okulun misafirhanesinde vaftiz edildikleri' iddiasıyla ortalık karışmış ve 1928 yılında okul kapatılmıştı.
Öğretmenlerinin Protestan misyonerliği yaptığı kesinleşince, okul 1928'de, dönemin Bakanlar Kurulu tarafından kapatıldı. Aynı yıl Mustafa Kemal Atatürk'ün himayesinde ve İsmet İnönü'nün de başkanlığında Türk Maarif Cemiyeti kuruldu. Okul Bursa Kız Lisesi'ne dönüştürüldü.
Read 24 tweets

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just two indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3/month or $30/year) and get exclusive features!

Become Premium

Don't want to be a Premium member but still want to support us?

Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal

Or Donate anonymously using crypto!

Ethereum

0xfe58350B80634f60Fa6Dc149a72b4DFbc17D341E copy

Bitcoin

3ATGMxNzCUFzxpMCHL5sWSt4DVtS8UqXpi copy

Thank you for your support!

Follow Us on Twitter!

:(