1) Bu seriyi dünya öğretmenler günü münasebeti ile gadre uğramış öğretmenlere ithaf etmek istiyorum. Peygamber Efendimiz aleyhissaletu vesselam'ın şöyle dediği rivayet olunuyor "Ben ancak bir muallim olarak gönderildim”(İbn Mace, 229/ zayıf)
2) Seneden hasen bir rivayette ise şu söylenmektedir: "Ben size, bir babanın evlâdına öğrettiği gibi öğretiyorum.” (İbn Mâce, Tahâret, 16; Nesâî Tahâret, 36) Öğretmenime Dokunma #WorldTeachersDay
3) İncilin değişik pasajlarında da Hz. İsa aleyhisselam'dan bahsederken "öğretmen" diye söz edilir. Mesela şu örneğe bakalım" Adamın biri İsa’ya gelip, “Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?” diye sordu.(Matta, 19:16)
4) Bu bölümün İngilizce tercümesinde "teacher" olarak da çevrildiği olmuştur ama esas itibari ile kelime latince "magister"dir. Almanca'ya meister, Fransızcaya maître olarak geçmiş. Usta, hatta din görevlisi manasına geldiği gibi, öğretmen manasını da barındırmaktadır.
5) Şu ayete bakacak olursak, öğreticilik görevi net sekilde görülecektir "Nitekim aranızdan size bir peygamber gönderdik: O size âyetlerimizi okuyor, sizi arıtıp temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor; yine size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor" (Bakara/151).
6) Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam bilim ve iliminin yükseliş sebeplerinden birisi olarak şunu söylüyor:
"Daha birinci yüzyıldan itibaren İslam toplumunda, Avrupa’nın Ortaçağ’da ve sonrasında malumu olmayan, eşi görülmedik, verimli bir öğretmen-öğrenci ilişkisi gelişti".
7) Hoca-talebe ilişkisi ilk dönemden itibaren bilginin kontrollü bir şekilde yayılması, aynı zamanda, uzmanlaşmayı ve uzman öğretmenlerin toplumda tebaruz etmelerini sağlamıştı. Hemen hemen her ilim dalında otorite insanların varlığı ortaya çıktı. #WorldTeachersDay
8) Sonra bu insanların geliştirdiği görüşler ekoller (mezhep) oluşturmaya başladı. Burada sahabeden de başlayan bir süreç göze çarpmaktadır. Sahabe hem bulundukları yerlerde hem de değişik coğrafyalara gittikleri zaman kendi etraflarında toplanan kişilere ilham veriyorlardı.
9) İbn Mes'ud, İbn Ömer, Ebu Hüreyre, İbn Abbas gibi mühim sahabilerin tanınmış öğrencileri vardı. Mesela İbn Ömer'in talebesi Nafi, İbn Abbas'ın talebeleri İkrime ve Mücahid veya Enes hazretlerinin bir çok talebesi gibi. Öğretmenime Dokunma #WorldTeachersDay
10) İslam kültürüne ait biyografi eserlerine bakılacak olunursa, bir insanın hayatı anlatılırken kimden ders aldığının özellikle zikredildiği görülecektir. Hatta bazen bir kişinin fikri sorgulanırken, o falanca kişiden ders aldığı için böyle bir fikre sahip oldu denir.
11) "Öğretmenlik Peygamber mesleğidir" deyişi bir hakikat barındırmaktadır. Hocaefendi de diyor ki: Öğretmenlik olabildiğine sıkıntılı bir meslektir. Şahsen ben, ona katlanmanın çok zor olduğunu bildiğim hâlde, biraz da nostalji olarak o vazifeyi yapmayı çok arzu ederim.
12) Benim için en güzel günler, bir küçük kulübede kalıp talebelerle meşgul olduğum günler olmuştur. Hatta insanlar arasında hep sorulan bir soru vardır: “Tekrar dünyaya gelsen ne yapardın?” Bu soruya; “Bütün sıkıntılarına rağmen öğretmenliği tercih ederim.” derdim.
13) İnsanlara faydalı şeyler öğreten her öğreticinin öğrenmenler günü kutlu olsun. Öğrencilerinden ayrı kalmış mazlum öğretmenlere de Allah bu mesleği yeniden ifa etmelerine sebep olcak motivasyon ve imkanı nasip eylesin. Öğretmenime Dokunma #WorldTeachersDay
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
1) Hakkı batıl ile örtmeyin ve hakkı gizlemeyin. Siz (gerçeği) biliyorsunuz..(2/42)
Elmalılı diyor ki:Bu âyetin anlamı çok kapsamlıdır. Bilgiçlerin hilelerine, ticaret ehlinin karışık işlerine ve hakimlerin haksız hükümlerine varıncaya kadar hepsine şümûlü vardır. #SansüreHayır
2) 3) Sizden önceki toplumlar içinde yeryüzünde bozgunculuğu önleyecek birikimli kimseler bulunsaydı ya! Onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kesim bunu yaptı. Zulmedenlerse içinde şımartıldıkları refahın peşine düşüp günahkâr oldular..(Hud/116) #SansuereHayır
3) Toplumda fesadı önlemeye, haksızlıklara dur demeye hazır insanlar olması gerekmektedir. Allahü Teala bu ayetten önce,helak olan kavimlerden bahsetmektedir ki, toplumsal çürümenin sebeplerinden birisi de halkı doğruya yönlendirecek insanların azlığıdır. #SansuereHayır
1) Owen Gingerich, Harvard Üniversitesi'nde astronomi ve bilim tarih alanında akademisyenlik yapmış inançlı bir bilim insandır. Kendisi yaşamın var olabilmesi için gerekli olan hassas koşullar hakkında şu örnekleri de içeren bir makale kaleme alıyor:
2) Charles Darwin'in organizmaların çevrelerine uygunluğunu savunmasından çok sonra, 1913'te Harvard'lı kimyager Lawrence J. Henderson, organizmaların çevrenin kendisine uygunluğu olmadan var olamayacaklarına işaret etti.
3) Klasik eseri The Fitness of the Environment'ın (Çevrenin Uygunluğu, 1913, s. 6) başlangıcında, "Uygunluk, organizmada olduğu kadar çevrede de olmalıdır" demiştir.
1) Paul Vitz, ateizmin psikolojisi üzerine eserler yazmış bir akademisyen. Kendisi bir kitabında meşhur ateistlerin hayat hikayelerini araştırıyor, yaşadıkları travmaları ve aile ilişkilerini inceliyor. Bu süreçte bizler için de önem taşıdığını düşündüğüm için paylaşmak istedim:
2) Vitz diyor ki: Friedrich Nietzsche muhtemelen dünyanın en ünlü ateistidir. Özellikle de Hıristiyanlığı ve Hıristiyan Tanrısını dramatik bir şekilde reddetmiştir. En bilinen sözü olan "Tanrı öldü" milyonlarca kişi tarafından bilinir.
3) Hayatı boyunca dinle derinden meşgul olmuş ve Hıristiyan fikirlerini ve onlara inananları defalarca ve saplantılı bir şekilde kınamıştır. Buna ek olarak, Nietzsche'nin biyografi yazarları, onun düşüncesinin 'kendine özgü ve karmaşık psikolojisiyle derinden bağlantılı'
1) Nisa 75. ayette zalimlerin çocuklara dokunacak seviyede zulüm yaptıklarını, müslümanların zulümden kurtulmak için dua ettiklerini ve Allah'tan yardım dilediklerini görüyoruz. Günümüze benzer bir hali anlatan bu ayet ile alakalı müfessirler diyor ki:
OHALin ToplumsalFaturası
2) Ayetin bahsi geçen kısmının meali : "Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden/şehirden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahib) gönder, bize katından bir yardım eden yolla' diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar.."Nisa/75
OHALin ToplumsalFaturası
3) Beyzavi diyor ki: "Miner-ricali ven-nisai vel-vildani”(erkekler, kadınlar çocuklar..) bu da müstazafları beyandır, onlar da müşriklerin engellemesiyle Mekke'de kalan Müslüman'lardır. Ya da hicret edemeyen zayıflar ve ezilenlerdir.
Ey varlığın özü ve nüvesi, yaratılış ağacının meyvesi ve tevhid hakikatinin en gür sesi.! Eğer Sen olmasaydın bizim ve kâinatların ne anlamı olurdu ki.!
2) Biz, Senin sayende kendimizi okuyabildik ve konumumuza göre –geçebildikse– doğru bir duruşa geçebildik. Belirsiz görünen varlık ve hâdiseler Senin kudûmunla aydınlandı. Teşrifinle her şeyin rengi değişti ve her nesne varlığın perde arkası adına fasih bir lisan kesildi.
3) Sâyen yere düşmese de, sâyende düşmekten, düşüp ebedî helâk olmaktan kurtulduk. Kâinat muammasını çözüp değerlendirme vazifesi tâ ezelde Sana verilmişti. Senden evvel gelenler, ömür boyu sadece bu muammanın icmâlini heceleyip durdular.
1) Günümüzde muhafazakar kesimin iktidarı ele geçirince eski huylarını terkettileri tartışılmaktadır. Oysa Kur'an-ı Kerim'de müminlerin zafer elde ettiklerinde veya iktidar sahibi olduklarına ne gibi bir tutum sergilemeleri gerektiği beyan edilmiştir. Tefsirlere bakalım:
2) Ayet-i kerimede deniyor ki: Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah'a aittir.(Hacc/41)
3) Elmalılı diyor ki: Onlar, o müminlerdir ki eğer kendilerini yeryüzüne yerleştirirsek; iktidar mevkiine getirip devlet idaresini ellerine verirsek namazı kılarlar ve zekatı verirler iyiliği emrederler ve fenalığı yasak ederler.