Piyasada günlerdir bariz bir zayıflık vardı, bugün de beklenen büyük satış geldi. Bunun makroekonomiye, FED'e, dolar kuruna bağlanmasını çok doğru bulmuyorum.
Bir süredir devam eden tedirginlik zaten piyasaya yeni alıcı gelmesini engelliyordu.
Mevcut portföylerde de herkes diken üstündeydi. Herkes kendince çıkış için kapıya yakın durmaya çalışıyordu.
Bugünkü %4'lük düşüş sonrasında, -%1'e kadar hızlı bir tepki geldi. Orada acaba piyasa geri mi dönüyor diye düşünülürken, düşüş tekrardan %2-3 aralığına geldi.
Fakat öğleden önce yaşanan bu düşüş, muhtemelen fonlardan çıkış talebini tetiklemiştir.
Bugünkü düşüş; kredili/günlük işlemlerin kapanması, fonlara gelen çıkış talebinin karşılanması için fonların hisse satışları, bireysel yatırımcı panik satışlarının birleşmesinden oluştu.
#BIST'te yaşanan rallide hem kredili işlemler inanılmaz miktarlara ulaştı hem de hisse senedi yoğun fonlara ciddi girişler oldu.
Kredili işlem yapanların piyasada nispeten eski olan yatırımcılar, fonlarla gelenlerin de borsaya yeni başlayan yatırımcılar olduğunu düşünüyorum.
Bugünkü sert düşüş sonrasında yarın öğleden önce çok önemli olacak. Fonlara bugün ne kadarlık bir çıkış talebi gittiği yönümüzü belirleyecektir. Çünkü bu çıkışlar nedeniyle öğleden önce oluşacak ciddi negatif bir endeks, kaldıraçlı işlemlerin kapatılmasını da zorunlu kılacaktır.
Kaldıraçlı işlemlerin kapanması bizim piyasada genelde 2-3 gün sürer. Fakat bu sefer farklı bir durumumuz var, o da hisse senedi fonlarının büyüklüğü.
Özellikle yeni yatırımcıların panikleyerek fonlardan çıkış talebi çok büyürse, düşüş daha da derinleşecektir.
Dolayısıyla yarın çok kritik olacak; bireysel yatırımcıların fonlarla ilgili tercihleri ve kaldıraçlı/kredili işlemlerin büyüklüğü piyasanın yönünü belirleyecektir.
Piyasada oluşan negatiflik böylece kısır döngü haline evrilebilir.
Fakat panik satışlar bir noktada-genellikle mecburen- öyle bir hâl alır ki; hisseler inanılmaz piyasa değerlerine düşer.
Bu noktada; faaliyetlerinde önümüzdeki dönemde yavaşlama olmayacak, kârı ve varlıklarına göre iskontolu fiyatlanan şirketleri birileri gelir ve alır.
Makul fiyatlanan, iyi yönetilen şirketlerde panikle yapılan satışlar genelde zarar ve pişmanlıkla sonuçlanır.
Kredili işleminiz yoksa, şirketinizin faaliyetlerinde bir bozulma yoksa, kârı ve varlıklarına göre şirketiniz çok pahalı değilse düşüşlerde paniklemenize gerek yok.
Son olarak satışlarını ve FAVÖK'ünü çeyreklik/yıllık bazda REEL olarak (ÜFE bazında) büyüten, FD/FAVÖK çarpanı 10'un altındaki şirketlerin listesi aşağıda.
Not: Bu şirketlerin yalnızca mevcut finansalları değil, faaliyetleri de dikkate alınarak yatırım kararı verilmelidir.
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
Global piyasalarda fon yöneticileri genelde Aralık ayının son 15 günü ile Ocak ayının ilk 15 günü piyasadan uzak olurlar. Ben de benzer şekilde bu dönemleri geçmiş yılın muhasebesi ve gelecek yılın stratejisinin oluşturulması amacıyla piyasadan uzak geçiririm.
Fakat bu sene Ocak ayında hisse senedi piyasasında sarsıntılı günler geçirdiğimiz için biraz yazma ihtiyacı duyuyorum. Geçen gün yazmıştım, bugün de bir şeyler yazacağım.
Piyasaya son dönemde gelen yeni yatırımcılara hoş geldin sürprizi ile 2023’e merhaba dedik.
#BorsaIstanbul’un tecrübeli yatırımcıları bu tarz düşüşlere ve yüksek oynaklığa alışkın. Hatta şu an yaşadıklarımız geçmişte yaşadıklarımıza göre çok hafif kalıyor. Fakat yeni yatırımcılar şaşkın, ne yapacaklarını bilemiyor.
#Enflasyon'un ve ülkede uygulanan makro politikaların mikro düzeydeki etkilerini, hikayeleştirerek paylaşmak istiyorum. Belki böylece akıllardaki bazı sorulara da cevap bulunabilir.
Hikayemizin ana kahramanları Barbaros ve Kalender.
Barbaros; uluslararası bir şirkette yönetici pozisyonunda çalışan, 80.000-TL maaşa sahip, kendi evinde oturan, şirket otomobili bulunan, eşi de benzer bir işte yönetici pozisyonunda olmasa da 40.000-TL civarında maaş alan, 2 çocuğu özel okula giden birisidir.
Kalender; kamuda memur olarak çalışan ve aylık 20.000-TL maaş alan, eşi de benzer gelire sahip, 1 çocuğunu zor bela özel okula gönderebilen, çocuğunun ihtiyaçlarını olabildiğince karşılamaya çalışan, son dönemdeki hayat pahalılığı nedeniyle sıkıntılı bir aile babasıdır.
Herkese merhabalar, çay-kahve eşliğinde yine bir karantina Pazar'ında bu sefer yerelden çıkıp globale uzanalım istiyorum. Bu akışın konusu "ESG" ve "Yeşil Ekonomi" olsun diye düşündüm. Tabii bu konulara girip de Tesla'ya değinmemek olmazdı.
Hadi buyrun akışa.
ESG, Türkiye'de henüz çok bilinen bir konu değil maalesef. Bugüne kadar @ergun_unutmaz ve @SantManukyan haricinde kimsenin bu konu hakkında fikir ortaya koyduğunu görmedim. Önümüzdeki yıllarda çok duyulacak.
O nedenle biraz da farkındalık oluşturmak amacıyla bu akışı yazıyorum.
Öncelikle bu "ESG" nedir, yenilir mi içilir mi yatırım mı yapılır ona bakalım.
"ESG"nin açılımı; Environmental, Social, Governance. (Çevre, Toplum ve Yönetişim)
Bunlar; bir şirkete yapılan yatırımın sürdürülebilirliğini ve toplumsal etkilerini ölçmeye yarayan 3 ana faktördür.