Hazar hükümdarı Bihar Kağan'ın kızı Çiçek Hatun küçük yaşta Bizans'a gelin olarak İstanbul'a gelmiş ve V.Constantin'in eşi olmuştu. Çiçek Hatun'un giyim tarzı ''Çiçekion'' adıyla uzunca bir dönem şehirde moda olmuştu. +
8.Yüzyılın ilk yarısı Bizans topraklarının Müslüman Arap akınlarıyla yanıp kavrulduğu, büyük toprak kayıplarının yaşandığı bir dönemdi. Suriye, Lübnan, Filistin, Kıbrıs gibi önemli toprakları kaybetmiş olan Bizans, Anadolu'da da sürekli geriliyordu ve sarayda endişe hakimdi.
Emevilerin ardından Abbasiler de Bizans'ı sürekli yıpratıyordu. Kıbrıs, Rodos, Girit başta olmak üzere Akdeniz ve Ege'de de deniz hakimiyetini ele geçiren Araplar, karadan da Ege sahil şehirlerini sürekli yağmalayıp taciz ediyor ve Bizans'a çıkış yolu bırakmıyorlardı.
732 yılında, Emevilerin istila tehdidi altında iyice bunalan Bizans İmparatorluğu, imparator III.Leon döneminde Hazarların Hanı Bihar'a Araplara karşı ittifak sağlamak amacıyla elçi gönderdi. Aslında Hazarlar da Araplara karşı müttefik arayışı içerisindeydi.
Çünkü Hazarların da etrafı kuşatılmıştı. Tüm İran, Kafkasya ve Azerbaycan Arapların eline geçmişti. III.Leon'un gönderdiği elçinin girişimleri başarılı oldu ve Leon'un oğlu, ortak imparator V.Konstantin ile Çiçek'in evliliği ile iki taraf arasında ittifak sağlanıp imzalandı.
İttifakın sağlanmasının ardından Çiçek Hatun dönemin Konstantinopolis'i olan İstanbul'a evlilik için geldi. Damat V.Konstantin yaklaşık 14 yaşında, Çiçek Hatun ise ondan daha küçüktü. Çiçek vaftiz olup Hristiyan oldu ve İrene adını aldı ve evlendikten 18 yıl sonra doğum yaptı.
III. Leon, 18 Haziran 741 tarihinde öldü. Oğlu V. Konstantin yerine geçti ve Çiçek İmparatoriçe oldu. V. Konstantin'in kızkardeşinin kocası Artavasdus tahtta hak iddia edince iç savaş başladı. İç savaş 2 Kasım 743 tarihine kadar sürdü. Çiçek'in savaştaki rolü bilinmiyor.
Kocası ve kayınpederinden daha dindar bir Hristiyan oldu Çiçek. Günah Çıkartıcı Theofanis Günlüklerinde, Çiçek'in dini metinleri okumayı öğrendiği kaydedilir.
Çiçek'in düğün elbisesi Konstantinopolis'te "Cicakion" ismi verilen bir erkek kaftanına ilham verdi ve çok moda oldu.
Çiçek Hatun'un düğün elbisesi dönemin Bizansında yeni bir moda çılgınlığı başlatmıştı. Tabi Theofanis'in Çiçek Hatun'un dindarlığını övmesi bir noktada ilginç bir detaya da işaret ediyor: III. Leon ve V. Konstantinos, İkona-Put Kırıcı imparatorlardı. Theofanis ise bunun tersiydi.
Theofanis ise İkona-Putkırıcı karşıtı (iconodule) bir keşişti. Onun Çiçek Hatun'u övmesi büyük ihtimalle Çiçek'in de kocası ve kayınpederinin aksine tıpkı Theofanis gibi ikona savunucusu olduğunu gösteriyor. İstanbul'a gelin geldikten 18 yıl sonra bir erkek çocuk doğurdu Çiçek.
Çiçek'in doğurduğu çocuğa kayınpederinin adı olan Leon adı verildi. Bu çocuk ilerinde Hazarlı Leon adıyla Bizans tahtına geçip imparator olacaktı. Çiçek Hatun ise ne yazık ki doğum sırasında ölmüştü. Çiçek Bizans kayıtlarına "Cicak / Tzitzak" olarak geçmiştir.
Tzitzak/Çiçek, yıllarca giydiği Türk tipi kıyafetler sebebiyle, Bizans sarayı ve saray çevresinde Tzitzakion/Çiçekion adı verilen bir moda akımını başlatacak kadar etkili olmuştu. Sarı saçlı ve mavi gözü bir Kıpçak Türküydü. #İstanbul'un kent hafızasında yerini aldı.
V'esselam🌿
• • •
Missing some Tweet in this thread? You can try to
force a refresh
İngiliz işgalinde Hindistan halkına uygulanan zulüm açlıkla sınırlı değildi.
İngiltere'ye ait East India Company (Doğu Hindistan Şirketi) 60 Bin Hintli dokuma ustasının baş parmaklarını keserek onları tezgâhta dokuma yapamaz hale getirdi.++
Yazar William Bolts, 1772 yılında yayınladığı
''Consideration on India Affairs'' adlı kitabında şu bilgiyi verir:
''Şirket, el tezgâhlarında çok kaliteli yerli kumaş imal eden Hintli ustaların baş parmaklarını keserek İngiliz makina dokuması tekstil sektörünün önünü açtı.''
1808 yılında ölen Almanya doğumlu İngiliz yazar William Bolts'un bu kitabı yayınladıktan hemen sonra titizlikle toplatıldı.
Bolts, kitabında Doğu Hindistan Şirketi'nde edindiği tecrübeyi ve şahit olduğu parmak kesme olaylarını kaleme almıştı:
19.Yüzyıl'da Amerikalı yerleşimcilere, kıtanın doğu kıyısından batı kıyısına kadar genişlemeyi hedef gösteren Manifest Destiny çağrısıyla katliamlar tekrar başladı.
İnanılır gibi değil ama Kızılderili nüfusu hızla 12 milyondan 237 bine geriledi.++
Yuki Kızılderilileri kapatıldıkları rezervasyon çiftliğinde zorlama ile çalıştırıldılar. Yukilere yalnızca kişi başına günde altı buğday başağı olarak açlık diyeti (starvation diet) uygulandı ve yetersiz beslenme ile hastalıklardan çok sayıda ölümler görüldü.
Kaliforniya'da kendini human (insan) olarak tanımlayan beyaz yerleşimciler Yukileri ''Subhuman'' (insan-altı, alt-insan, insanımsı, insan olmayan, insanla aynı kategoride bulunmayan, insandan daha aşağıda bulunan) olarak tanımlıyordu.
Az önce İsviçre'de yaşayan ama aslen Kuveytli olan çok sevdiğim bir dostumla görüştüm. Bana göre müthiş bir hayat hikâyesi var. Bir ara söz etmiştim. Şimdi konuşunca tekrar paylaşmak istedim:
Hikâye 2 Ağustos 1990'da Irak'ın Kuveyt'i işgal etmesiyle başlıyor. ++
Dostum o tarihte henüz 20'li yaşlarının başlarında. İşgal ile hemen herkes kaçıp ülkeyi boşaltırken, o ve kendisi gibi bir grup genç kalıp ülkelerini işgalcilere karşı savunuyor. Savaşanların çoğu öldürülüyor. Kendisinin de aralarında olduğu az sayıda direnişçi ise esir düşüyor.
Esirler Irak'ta Basra yakınlarında bir yer altı zindanına atılıyor. Burada gördükleri kötü muamele ve berbat koşullar nedeniyle esirlerin çoğu kolera ve tüberküloz nedeniyle ölüyor. Bir buçuk yıl sonra halem hayatta olan dostum esir takası ile serbest kalıp ülkesine dönüyor.
Fatih, ilk altın Osmanlı parasını #İstanbul ’da bastırmıştı.
Fetihten 23 yıl sonra, 1476 (Hicri 882) yılında basılan ve 'Sikke-i Sultani’ adı verilen Fatih Sultan Mehmet'in bu ilk altın parasının işçiliği de kusursuzdu.++
Sadece 129 adet basılan bu ilk altın sikkeden günümüze çok az sayıda örnek ulaşabilmiş.
Hicri 882 / Miladi 1476 tarihli bu altın Osmanlı sikkesi ilklerin sikkesidir:
-İlk Osmanlı altını, -Fatih’in ilk altın parası, -İstanbul’da basılan ilk Osmanlı parası işte bu paraydı.
Fatih, az sayıda basılan bu ilk altının ardından bir yıl sonra, Hicri 883 / Miladi 1477’de bir altın sikke daha bastırdı ve bu defa bolca basılan bu altın para hızla tüm Avrupa, Afrika ve diğer Akdeniz ticaret havzalarına yayıldı.
Tarihçi Heredot’un ‘Arabia Felix’, ‘Mutlu Arabistan’ olarak nitelendirdiği Arap Yarımadası, güneybatı Asya ile kuzeydoğu Afrika arasında uzanan dünyanın en büyük yarımadalarından biri.
Yarımadanın en büyük ve bence en güzel ülkesi ise burası++
Dünyanın bu özel coğrafyası gerçekten şaşırtıcı sürprizlerle dolu.
Üç tarafı denizler ve okyanus ile çevrili olan Arap Yarımadası'nın kültürel mirası ve doğal zenginliklerini en iyi görebileceğiniz yer Suudi Arabistan'dır.
Çöller, masmavi ve cam gibi denizler, vadiler ve dağlar.
Suudi Arabistan Arap Yarımadası'nın en büyük ülkesi. Ülkenin batısı Kızıldeniz kıyıları, doğusu ise Arap Körfezi'nin sahilleriyle çevrili.Kinde Krallığı, Himyeriler ve Nebatiler bu olağanüstü toprakların kadim medeniyetleri.Mimarisi, müziği ve sanatlarıyla büyük bir dünya burası.