Bugün sizlere, önümüzdeki dönemde ismini daha fazla duyacağımız TLREF’den bahsedeyim.
Türk Lirası Gecelik Referans Faiz Oranı (#TLREF); finansal türev ürünlerde, borçlanma araçlarında ve çeşitli finansal sözleşmelerde dayanak varlık veya karşılaştırma ölçütü olarak kullanılır.
TL’nin kısa vadeli referans faiz oranı ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak oluşturulmuştur. TLREF’in temel amacı; Türk bankalarının kredi, likidite veya diğer risklerin en az olduğu koşullar altında TL borç alma/verme faiz oranını ölçmektir.
TLREF hesaplamasında; Borsa İstanbul (#BIST) repo-ters repo pazarında saat 15:30’a kadar gerçekleşen, aynı gün başlangıç valörlü ve TL cinsi Devlet İç Borçlanma Senedi (#DİBS) teminatlı gecelik repo işlemleri kullanılır.
TLREF oranı 28.12.2018 tarihinde hesaplanmaya başlanmış olup, 17.06.2019’dan itibaren de TLREF faiz oranları günlük olarak yayınlanmaktadır.
Peki 2019’a kadar biz TLREF olmadan ne yapıyorduk?
Interbank Offering Rate (IBOR); bankalar arası para piyasasında borç verme işlemlerinde uygulanan referans faiz oranlarının genel adıdır.
2002’den 30.06.2022’ye kadar Türkiye Bankalar Birliği #TRLIBOR oranını yayınlıyordu ve TL işlemler bu orana göre yapılıyordu.
TRLIBOR varken TLREF’e neden ihtiyaç duyuldu?
2012’de global #LIBOR oranlarında manipülasyon yapıldığı ortaya çıktı ve ilerleyen süreçte çok sayıda bankaya milyarlarca $ ceza verildi. Bu skandal sonrasında LIBOR sistemine güven ciddi anlamda zedelendi.
LIBOR’un kaldırılmasına yönelik tartışmalar başladı ve LIBOR’un kullanımına kademeli olarak son verilmesi kararlaştırıldı.
Bu kapsamda çoğu döviz ve vade için LIBOR 2021 yılında kullanımdan kaldırılmış olup, 2023 Haziran sonu itibarıyla uygulamaya tamamen son verilecektir.
Yeri gelmişken LIBOR’un özelliklerine de çok kısa değinelim;
- 1986’da kullanılmaya başlanmıştır.
- Londra’daki bankaların çeşitli döviz cinsinden ve çeşitli vadelerde birbirlerine verecekleri teminatsız borçlara ilişkin ilgili vadede öngördükleri faiz oranının ne olduğu… twitter.com/i/web/status/1…
LIBOR’un kullanımına son verilmesinin ardından kullanılmaya başlayacak risksiz faiz oranları ve ilgili para birimleri;
Son zamanlarda ALTIN.S1 ile ilgili çok soru alıyorum, o yüzden genel bir bilgilendirme yapmak istedim.
İlk bölümde #ALTINS1 sertifikasının detaylarına değineceğim, 2. bölümde ise ekranda gördüğünüz gram altın fiyatı ile ALTIN.S1 arasındaki marj farkının nedenlerini anlatacağım.
-2-
Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğü, 5 ton altın karşılığında 500 milyon adet Darphane Altın Sertifikası’nı #ALTINS1 koduyla 21 Kasım 2022 tarihinde halka arz etmiştir. Daha sonra Ocak-2023'te 10 ton karşılığı 1 milyar adet sertifika daha arz edilmiştir.
Global piyasalarda fon yöneticileri genelde Aralık ayının son 15 günü ile Ocak ayının ilk 15 günü piyasadan uzak olurlar. Ben de benzer şekilde bu dönemleri geçmiş yılın muhasebesi ve gelecek yılın stratejisinin oluşturulması amacıyla piyasadan uzak geçiririm.
Fakat bu sene Ocak ayında hisse senedi piyasasında sarsıntılı günler geçirdiğimiz için biraz yazma ihtiyacı duyuyorum. Geçen gün yazmıştım, bugün de bir şeyler yazacağım.
Piyasaya son dönemde gelen yeni yatırımcılara hoş geldin sürprizi ile 2023’e merhaba dedik.
#BorsaIstanbul’un tecrübeli yatırımcıları bu tarz düşüşlere ve yüksek oynaklığa alışkın. Hatta şu an yaşadıklarımız geçmişte yaşadıklarımıza göre çok hafif kalıyor. Fakat yeni yatırımcılar şaşkın, ne yapacaklarını bilemiyor.
Piyasada günlerdir bariz bir zayıflık vardı, bugün de beklenen büyük satış geldi. Bunun makroekonomiye, FED'e, dolar kuruna bağlanmasını çok doğru bulmuyorum.
Bir süredir devam eden tedirginlik zaten piyasaya yeni alıcı gelmesini engelliyordu.
Mevcut portföylerde de herkes diken üstündeydi. Herkes kendince çıkış için kapıya yakın durmaya çalışıyordu.
Bugünkü %4'lük düşüş sonrasında, -%1'e kadar hızlı bir tepki geldi. Orada acaba piyasa geri mi dönüyor diye düşünülürken, düşüş tekrardan %2-3 aralığına geldi.
Fakat öğleden önce yaşanan bu düşüş, muhtemelen fonlardan çıkış talebini tetiklemiştir.
Bugünkü düşüş; kredili/günlük işlemlerin kapanması, fonlara gelen çıkış talebinin karşılanması için fonların hisse satışları, bireysel yatırımcı panik satışlarının birleşmesinden oluştu.
#Enflasyon'un ve ülkede uygulanan makro politikaların mikro düzeydeki etkilerini, hikayeleştirerek paylaşmak istiyorum. Belki böylece akıllardaki bazı sorulara da cevap bulunabilir.
Hikayemizin ana kahramanları Barbaros ve Kalender.
Barbaros; uluslararası bir şirkette yönetici pozisyonunda çalışan, 80.000-TL maaşa sahip, kendi evinde oturan, şirket otomobili bulunan, eşi de benzer bir işte yönetici pozisyonunda olmasa da 40.000-TL civarında maaş alan, 2 çocuğu özel okula giden birisidir.
Kalender; kamuda memur olarak çalışan ve aylık 20.000-TL maaş alan, eşi de benzer gelire sahip, 1 çocuğunu zor bela özel okula gönderebilen, çocuğunun ihtiyaçlarını olabildiğince karşılamaya çalışan, son dönemdeki hayat pahalılığı nedeniyle sıkıntılı bir aile babasıdır.
Herkese merhabalar, çay-kahve eşliğinde yine bir karantina Pazar'ında bu sefer yerelden çıkıp globale uzanalım istiyorum. Bu akışın konusu "ESG" ve "Yeşil Ekonomi" olsun diye düşündüm. Tabii bu konulara girip de Tesla'ya değinmemek olmazdı.
Hadi buyrun akışa.
ESG, Türkiye'de henüz çok bilinen bir konu değil maalesef. Bugüne kadar @ergun_unutmaz ve @SantManukyan haricinde kimsenin bu konu hakkında fikir ortaya koyduğunu görmedim. Önümüzdeki yıllarda çok duyulacak.
O nedenle biraz da farkındalık oluşturmak amacıyla bu akışı yazıyorum.
Öncelikle bu "ESG" nedir, yenilir mi içilir mi yatırım mı yapılır ona bakalım.
"ESG"nin açılımı; Environmental, Social, Governance. (Çevre, Toplum ve Yönetişim)
Bunlar; bir şirkete yapılan yatırımın sürdürülebilirliğini ve toplumsal etkilerini ölçmeye yarayan 3 ana faktördür.