Dün San Francisco’da Meksika üzerinden ABD’ye kaçak girmiş, bir süre sınırda bir kampta gözaltında bekletildikten sonra sığınmacı statüsü kazanmış bir TC vatandaşı ile tanıştım. Dediğine göre gelen yüzlerce Türk Meksika sınırından ABD’ye girmeye çalışıyormuş.+ Hikayesini anlattı. Türkiye’den Meksika’ya, oradan Kaliforniya’ya uzanan bir network varmış. Kaçakçılara 10bin dolar vermiş. Elektronik Meksika vizesi alıp, farklı bölgelerden gelip, Tijuana’da toplanan kafile ile sınırı “koşarak” geçmiş.+

Geçenlerde Etyen Mahçupyan’ı eleştirmiş, İttihatçılığın Türkiye’ye hakim olmaya başlayan aşırı milliyetçi cereyanı incelemek için doğru bir çerçeve olmadığını ifade etmiştim. Yanılmış olabilirim. Evet, 1910’lardan gümümüze bir tünel yok ama bir Neo-İttihatçılık göze çarpıyor.+ Neo-İttihatçılığı 1910’lardan bir devamlılık içinde görmüyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nin İttihatçı bir program üzerine inşa edildiği tezini hep eleştirdim.(Şimdi bazı arkadaşlar itiraz edecek.Aksi tezleri iyi bildiğimi ve tarihsel açıdan çok değerli bulmadığımı peşinen söyleyeyim)

Türkiye’de 1915 konusunda makul bir açık tartışma eskiden de çok zordu. Ama tweetlenen Talat Paşa fotoğraflarını gördükçe anlıyoruz ki artık maalesef eskiye göre daha da zor. Bugün maalesef Türkiye’de zehirli bir iklim var.+ Biraz önce kanallardan birinde çoğu zaman makul şeyler söylediğini düşündüğüm ve önemli bir üniversitede hoca olan biri Garo Paylan’ın vatandaşlıktan çıkarılması gerektiğini ifade etti. Hrant’ın acısı bu kadar tazeyken, Türkiye’de böyle sorumsuzca bir söz ifade edilebiliyor.+

Kendimi en çok cumhuriyetçiliğe yakın görürüm. Sol ve sağ ayrışımın ötesinde (orada solda duruyorum elbette), en erdemli rejimin cumhuriyet olduğunu düşünürüm. Kim bilir belki 18. yüzyıl siyaset felsefesine fazla kafa takmamdan! 1/10 Nedir cumhuriyetçilik: Kamuculuk ve kamusal ahlak; eşitlik, özgürlük ve kardeşliğin ancak bir arada etkinlik kazanabileceği fikri; ortaklık ve tahakkümsüz kapsayıcılık; katılım ve kollektif karar alma; aktif yurttaşlık ve bireyin toplum için özveride bulunmasındaki erdem; 2/10

1.Ateș Uslu’nun (@atesuslu ) CHP üzerine yazdıǧım "Bir CHP Arkeolojisi" bașlıklı yazım hakkında getirdiǧi değerli eleştirilere bir cevap vermem yerinde olur. Öncelikle șunu söyleyeyim: Bu yazıyı yazarken yeni tartışmalar başlasın diye ummuştum. Dolayısıyla durumdan memnunum.+

https://twitter.com/atesuslu/status/1410463053234180098

2.Önceki CHP yazıma Elçin Arabacı (@elcinarabaci ) bașta olmak üzere gelen eleșiriler de ufuk açıcıydı. Tabi bir gazete denemesi sınırları içinde yazılan yazılara yöneltilen akademik eleştirilere hakkıyla cevap vermek Twitter’da hatta gazete sayfalarında çok mümkün olmayabilir.+

European history still dominates most of the history departments in the US (in addition to US history of course). At Stanford more than half of our faculty members are historians of Europe. (Modern Eur., Early Modern Eur., Medieval Eur., Eastern Eur., British). #twitterstorians + In other major history departments at Princeton, Harvard, Yale, Chicago, Berkeley, UCLA... the situation is similar or even worse. This institutional Eurocentrism creates an optic problem. Human experience throughout the world is often seen from the lenses of Europe.+

As far as I know there is no agreement or decision concerning removing the name of the Köprülü award yet. I hope there will be a sincere discussion and perhaps a vote among members. I personally situate myself in the scholarly tradition pioneered by Fuat Köprülü (1/9)

https://twitter.com/seanpcsmyth/status/1339955716728250368

and his students Ö.L.Barkan and Halil Inalcık. Köprülü was the first Turkish & Muslim historian internationally recognized and respected in Western Academia, who shook up orientalist assumptions about Ottoman-Islamic institutions and culture in medieval Anatolia and beyond. (2/9)

Trumpizm üzerine düşünmek çok verimli ve ilginç. Bu hareket nasıl bir koalisyon? Biraz düşünelim: Sınıfsal analizle başlayalım: Göçmen ve Çin karşıtı korumacı bir ağır sanayi politikası isteyen mavi yakalı işçiler Trump’ı destekledi (2016daki destek bu seçimde eridi).1/6 Buna eğitimli seçkincilikten hoşlanmayan, onları tahakkümkar ve küstah bulan daha çok şehirlerin çeperlerinde ve kırsal kesimde yaşayan kalabalıklar eklendi. Yanlarına alenen beyazların üstünlüğünü savunan ve göçmenleri ve siyahları açık tehdit olarak gören...2/6

Trump ağır bir yenilgiye uğruyor.
Peki normal bir iktidar değişimi olacak mı? ABC kanalında Trump eğer orduyu destek için yanına çağırırsa, ordunun tutumu ne olur diye konuşuluyor. Genel kurmay başkanı James McConville kongredeki ifadesinde ordunun anayasaya bağlı + olduğunu vurgulamıştı. Mesele bir iç çatışmaya ya da ordunun şu ya da bu şekilde müdahalesine kadar gider mi? Sanmıyorum. Ama bunların konuşulması bile gelinen noktanın ne kadar dramatik olduğunu bize gösteriyor. +

Yatmadan önce: Seçim aynı 2016da olduğu hibi Orta Batı’da düğümlendi. Ancak mektupla gönderilen oylar sayılınca durum netleşecek ve bu bir iki günü bulabilir.Arizona’nın Biden’a geçmesi (kesin gibi) Demokratlar için büyük bir moral oldu. Bu zafer game changer olabilir.+ +Biden’ın açık ara kazanacağını öngören çoğu anket şirketi yine yanıldı. Ama Demokrat Parti ileri gelenleri başından beri seçimin bıçak sırtı olduğunu söylüyorlardı. Ben hala Biden’ın kazanacağını düşünüyorum ama seçimin mahkemelere taşınması yüksek bir ihtimal.+

ABD seçimleri buradan, Silikon vadisinden, nasıl gözüküyor? Bir iki tvitle düşüncelerimi paylaşmak istedim. Genel kanıya göre Biden'in başkanlık seçimini kazanacak. Hatta belki açık ara kazanacak. Basit bir akıl yürütme yapılıyor: Trump 2016 seçimlerini anahtar eyaletlerde++ kıl payı önde kapatarak kazandı. Ülke genelinde aldığı oy ise Hillary Clinton'ın üç milyon gerisindeydi. 2016'dan bu yana yaşanan siyasi ve toplumsal kaos, arkasından salgın, sağlık krizi ve ülke ekonomisinin altüst olmasından sonra oylarını arttırmış olması neredeyse++