Thread by @BilgeDemirkoz

Evet başlıyoruz.
Endüstri 4.0 üretim hatlarında otomasyon, veri paylaşımı ve akıllı sistemlerin kullanılmasıyla, sanayiinin daha "akıllı" hala gelmesi olarak tanımlanabilir. Bunun için "nesnelerin interneti"ni de, bulut bilişimi de katabilirsiniz ancak bu "devrimsel" değildir.

Endüstri 4.0 aslında "www"'in icadı ile başlayan bilgi paylaşımının yoğunlaşarak devamı niteliğindedir. Devamlılık arz eden birşey ise, tanımı gereği bir devrim olamaz.
www'i 1989'da icad edenin de CERN olduğunu hatırlatalım :) İyi ki açık ve özgür yazılımı desteklemişler.

"Devrim" nedir diye okumak isterseniz, size Thomas Kuhn'un "Bilimsel Devrimlerin Yapısı" kitabını tavsiye ederim.
idefix.com/Kitap/Bilimsel…
Bu kitabı okumadan MIT'den mezun olmak imkansızdır. Sosyal bilim seçmelilerinden birinde mutlaka okursunuz.

MIT'li fizikçiler/mühendisler 1940'larda nükleer bomba yapımına katılıp, pişman olduktan sonra MIT'de STS(Bilim Teknoloji ve Toplum) dersleri zorunlu hale gelir. STS geleceğin çılgın bilim insanlarına yaptıkları işlerin toplumsal çıktılarını düşündürmek amacıyla tasanlamıştır.

Ne yazık ki, henüz ülkemizde bu gibi bilim felsefesi, teknoloji ve endüstri etkileşimini anlatan dersler çok az. İlgilenenler için ODTÜ'de "Bilim ve Teknoloji Politikası Çalışmaları" yüksek lisans ve doktora programı var.
Ancak lisans düzeyinde bu gibi seçmeli dersler az.

Kuhn'un bahsettiği devrim, önceki bir bilimsel dönemden türetilemeyecek bir paradigma değişikliğidir. Örneğin tranzistörün keşfinden itibaren interneti türetmek mümkündür ama kuantum bilgisayarını türetmek imkansızdır.
Yani kuantum bilgisayar tranzistörün evrilmiş hali değildir.

Endüstri 4.0 aslında doğal ve evrimsel bir süreçtir. Devrimsel değildir.
Endüstri 4.0'ı "4üncü Sanayii Devrimi" diye yutturmaya ve hatta Endüstri 3.0'ın eski üretim hatlarını ülkemize taşımak için teşvik almaya çalışan bazı yabancı teknoloji şirketleri var.

Sadece ülkemizde değil, Dünya Ekonomik Forumu bile birçok yerde iki kavramı karıştırıyor.
4üncü Sanayi Devrimi deyince örneğin CERN'deki bir fizikçi ne düşünüyor?
Kuantum dünyasının keşfinin üzerinden yaklaşık 100 yıl geçti ve o devrimin sonuçları sanayiye yansımak üzere.

Örneğin, kuantum bilgisayarlar size kesin bir sonuç vermez. Doğru olabilecek bir cevabı belli bir ihtimalle size verir. Bir kuantum bit (qbit) sadece 0 yahut 1 değil, iki halin (0 ve 1'in) ihtimallerinin toplamıdır.
Bu tümüyle bir anlayış değişikliği gerektiriyor.

Kuantum optikle tümüyle güvenli iletişim mümkün....
Bir yapay burun gibi bir kuantum sensör düşünün. Tek bir molekülden, yakında size bir patlayıcının olduğunu söylesin...
Aslında 4üncü Sanayi Devrimi şu anda gerçekleşiyor ve tam olarak ne getireceğini bilmiyoruz.

4üncü Sanayi Devrimini yakalamak için çok iyi fizikçilere, biyologlara, kimyagerlere ihtiyacımız var, mühendislere olduğu kadar.
Gençlere kuantum fiziği öğretmemiz şart.
Belki de yakında beynin kuantum doğası anlaşılacak.... Onu da çalışmamız lazım.

Sizi Max Planck'ın güzel bir sözüyle bırakmak istiyorum:
"Yeni bir bilimsel gerçek, karşıtlarını ikna ederek ve onların gerçeği görmesini sağlayarak değil, karşıtlarının ölmesi ve yeni bir nesilin o gerçeğe alışık olarak büyümesiyle kabul olur. "

Soru sormak serbesttir :)
Bir sonraki yağmur qubit olup yağacak sanırım :)

"Bilimdeki ilerleme gerçeğe doğru ilerleyen düz bir çizgi değildir: daha çok uygun olmayan fikirlerden ve etkileşimlerden uzaklaşarak ilerlemedir."
Thomas Kuhn

Thomas Kuhn'un kitabından başka ilginç özlü sözler için (İngilizce):
goodreads.com/author/quotes/…