Profile picture
, 61 tweets, 9 min read Read on Twitter
TÜRKLERLE SAMİLERİN DİN VE KÜLTÜR ANLAYIŞLARI ARASINDAKİ TEMEL FARKLILIKLAR

Değerli arkadaşlarım,
Burada yıllardır hep birlikte Din Maskeli, Türk, Atatürk Cumhuriyet düşmanlarına karşı mücadele veriyoruz.
Bu gün sorunun temellerine iniyoruz.
Okuyalım
RT'leyerek okutalım.
Değerli Arkadaşlarım,
Bugünkü medeniyet Tarih boyunca insanlığa ışık olmuş Türk çalışkanlığının, Türk enerjisinin, Türk zekâsının Batı tarafından kopyalanarak sürdürülmesinden başka bir şey değildir.
Türk hile ve zorbalığa yol açan her türlü akıl dışı fikir ve hisleri reddeder.
Zerdüşt, Budda hariç Mukaddes kitaplarda işaret edilen resullerin tamamı Samidir. Samilerin ortaya attığı bütün büyük adamlar bir din meydana getirmişler veya başka bir ruhiyat ile hareket etmişlerdir. Bu durum binlerce yıldır devam eden Sami anlayışıyla ilgilidir.
İlmi zekası olmayan Samiler, her şeye rağmen, korkunç ihtiras sahibidirler. Dünyada hiçbir ırk, hatta Germenler bile, onlar kadar benliğine inanmış değildir. Samilere göre edilmeye değer varlıklardır.
Aşırı bir kibre sahip insanlara tepeden bakan Sami Kavimler sınırları haricine taştıklarında barbar ve kan dökücü olmuşlar, Tarihin her çağında bir peygamber veya onun bir halifesini öne sürerek insanları sömürmüşler aşırı şekilde istismar etmişlerdir.
Çünkü Sami Kavimlere göre (Bu günkü adıyla Arap İsrail) göre esas olan tahakkümdür. Ve onların tahakküm etmek ihtirası, müspet hiçbir şeye istinat etmediği için, istinat edecek başka bir kuvvet aramışlar Tarih boyunca Din üzerinden geçimlerini sağlamışlardır.
Din, Din hem Arap hem de Yahudi’ye göre devletin temeli, ordunun cevheri, istilanın şeriatıdır. Din olmazsa Sami mahvolacağını zanneder. Samilerde gerçek Tanrıya iman yoktur. Onlarda geleneksel Sami anlayışıyla büyükleşmiş hali olan Allah’a tapılmasını sağlayış vardır.
Türkler Samilerin aksine yaradılış bakımından müspet zekâya akla bilime değer verdikleri için Türk Bilim adamlarının kaleme aldığı İslam felsefesinde bütün mantıki fikir mücadelelerini görürüz.
Tarih boyunca Araplar "Sezgiciliği, Bağnazlığı" Türkler ise "Akıl ve bilimi savunur.
Sami araştırmaz,akla değer vermez, birleştirici değildir.Türk ise Sami’nin tam tersidir.Nitekim Türkler gerçekte"Türk Medeniyeti"olan ancak İslam dinini yükseltmek amacıylaArapça kaleme alındığı için"İslam Medeniyeti"adı verilen dönemle ilgili bilim değeri zirve eserler vermiştir
Türklerin Yaşama dünyaya ve Tanrı’ya bakışları Sami’ler gibi değildir.
Türk’ün tarihini Türklerin İslam’a girişi itibariyle başlatan bizdeki din tacirleri Türk değillerse bile ekmeğini yedikleri binlerce yıllık Türk vatanının sahibi Türk Milletine ihanet içerisindedirler!
Dünyaya medeniyet öğretmiş Türkler,yüzyıllar içerisinde değişe değişe, Arapçı anlayışın ilkel dehlizlerinden geçe geçe ve bu yüzden uygarlığını yitire yitire yirminci yüzyıllara gelmiş, bugün hala geçmiş zihinlerine yerleştirilen yalanlarla Türklüğü bile İslam ile var etmektedir!
Türklerin tarih boyunca yaptığı her faaliyet kopyalanmıştır. Mesela "Hükümdarlık kudretinin merkezciliği" ve "hukuki örgütlenme" ve "askeri aristokrasi" gibi hususlar Altın ordu Devleti'’in kuruluş şeklinde oradan da Ruslar tarafından aynen taklit edilmiştir.
Türklerde Devletin başında genellikle iki hükümdar bulunurdu; Büyük "Kagan" halk sınıflarından birini önem kazanmasıyla küçük "Kagan"a üstünlük sağlardı. Hükümdarların başlıca görevi, milleti işsiz ve güçsüz bırakmamak, refah ve bolluk içinde yaşatmak, kamu yararına çalışmaktı.
Göze çarpan diğer bir özellik "Kadın"ın en yüksek kertede bir değer olarak benimsenmiş olmasıdır.
Marco Polo ve gerek İbn Batuta gibi geziciler, Türk devletlerinde kadının işgal ettiği önemli ve şerefli yeri hayranlıkla anlatırlar.
İslam öncesi Türklerde Hükümdarın mutlak bir iktidarı olduğu kabul edilirse de hükümdarın halka yararlı iş görmediği anlaşılacak olur Halk fakirleşir veya adaletsizlik olduğu görülürse egemenlik hakkının başka bir sülaleye geçmesi gerekirdi.
Eski Yunan bilginlerinin eserlerinde Herodot tarihinde bile Bundan 2500 yıl önceleri itibariyle Türk’ün devlet yaşamlarına bağımsızlık ögesinin egemen olduğunu Türklerin Kültürel yapısını emsalsiz savaşçılıkları yanında Yüksek ahlaki özelliklere sahip olduklarını görürüz
Örneğin Hippokrat’ın Türklerle ilgili olarak; "Türkler birbirlerine benzerler ve başkaca hiçbir millete benzemezler" dediğini görürüz.
Atalarımız gurur kaynağımızdır.
Bu asil millet ne oldu da bu hale geldi!
Nereden çıktı bu din tacirleri!
İnsanlarımız neden mankurtlaştırılıyor!
Nitekim Ahmet Ağaoğlu Türk yurdu dergisinde bu acı durumu şöyle anlatıyordu: "İslamiyet Türk'ün dinidir, Din-i Millisidir, kavmisidir. Türk İslamiyet i cebren, mahkum ve mağlup olarak değil,hakim ve galip olarak kabul etmiştir." diyor ve devamla +(Yıl 3, Sayı 1, sayfa 2388)
Ahmet Ağaoğlu "Türkler Bin seneden beridir ki İslamiyetin en ağır yüklerini, omzuna alarak taşımaktadır. İslamiyet yolunda her şeyini unutmuştur, Lisanını, edebi-yatını, iktisadiyatını ve hatta bazen mevcudiyet-i kavmisini bile" diyor ki çok acıdır ve acı bir gerçektir.
M.Ö. 460 yıllarında yaşamış olan Hippokrat kadar ünlü ve yine o dönemin bilginlerinden Galen de "Türklerde kadın, tıpkı erkekler gibi, bağımsızlık duygusuna bağlı olup azim ve cesaret ve ata binmek, ok atmak vs. bakımdan erkeklerle aynı vasıflara sahiptir" diyor
Nitekim Atamız Oğuzlar Tengri inancına sahiptiler. Bu sebeple Tanrının varlığına ve ölüm ötesi hayata inanırlardı. Kadın erkek aynı haklardan faydalanırdı. Kadınlara daha çok saygı gösterilir, hiç bir erkek kadınına veya başka bir kadına saygısızlık yapmazdı.
Araplar, kadını bir eşya olarak görür Cahiliyye çağında bir Kadın ile on erkek birden evlenebilir ancak kadın evinden izinsiz dışarı bile çıkamazken, Türklerde Kadınların yaşantıları, kahramanlıkları, sevgileri, aşkları nevi şahsına münhasır bir milletin destansı hayatı gibidir
İslam öncesi devlet yaşamlarında Türk’ün akılcı tutumuna Tonyukuk'u örnek olarak verebiliriz.
Tonyukuk 7. Yüzyılın sonlarıyla 8. Yüzyılın başlarında yaşamış bir Türk generali ve aynı zamanda devlet adamıdır.
Tonyukuk Bilge Hakan zamanında ve ondan önceki iki büyük Hakan’ın hükümdarlıkları boyunca en yüksek devlet görevlerinde bulunmuştur. Bilge Hakan’ın iktidarı döneminde oldukça ileri bir yaşta bulunmasına rağmen yine de son derece enerjik ve çalışkan bir devlet adamı olmuştur.
Tonyukuk Kitabeleri adıyla ün salmış Türk'ü anlatan bir hazine olup Büyük Devlet adamı Tonyukuk'un ağzından çıkmış sözleri yansıtır ki, kendi mezar taşına kazılı olup ebediyete intikal etmiştir.
Tonyukuk kitabeleri Türk’ün karakter ve niteliklerini, özelikle akılcılığını ve akılcı düşün geleneğinden ayrılmaksızın iman gücüne bağlılığını tanımlayan son derece ilginç ve muazzam bir eser türüdür. Bugün Batılı bilginlerin bile hayranlığını çekmektedir.
Kitabeler üzerinde inceleme yapan Danimarkalı bir bilim adamının kullandığı deyim "Şaheser bir yapıt" şeklindedir.
Oysa ki bu gün mankurtlaştırılan insanlarımız , İslam öncesi dönemlere inen tarihimizi önemli bulmaz, umursamaz ve hatta öğrenmek, işitmek dahi istemez!.
Çünkü Arapçı zihniyeti,Türk düşmanlığını din şeklinde anlatan din tacirleri ve sözde bilim adamlarımız gençliğimizi İslam öncesi geçmişimizden koparmış ve soğutmuştur; Bununla da kalmamış Tarihteki Türkleri bizlere "Tanrı düşmanı" ya da "tanrısız ve dinsiz" gibi göstermişlerdir!
Halbuki o dönemler, siyasal ve sosyal yaşamlarımıza bugün daha gelişme hızı verebilecek örneklerle doludur. O dönemin değer ölçülerini ele alıp işleyebilmiş olsaydık toplum olarak kim bilir ne kadar farklı bir noktada dünyanın en gelişmiş en medeni en zengin milleti olurduk
Ne kadar üzücüdür ki muhteşem Türk tarihi, örnek alınmak gerekirken gençlerimize karanlık bir dönem gibi gösterilmiş, hamasi bir anlayışla "İslam ile müşerref olduktan sonra şöyle ileri gittik böyle ileri gittik" masalı anlatılmıştır.
Halbuki sürekli geriye gittik!
Tonyukuk, Bilge Kağan ve Elteriş Kağan gibi hükümdarların başarılarını nakleden "Tonyukuk Kitabeleri" bize, aklın rehberliğinin ve vicdan sesinin eski Türklerdeki önemini anlatır. Göze çarpan özellik, önce aklı ve sonra gökten gelen sesi dinleme geleneğinin varlığıdır..
Tonyukuk gökten gelen sesin önemini öngörmekte ise de bu "ses", günümüzün anlayışıle, "vicdan" sesinden başka bir şey değildir; ve temel dayanağı yine akıl verileridir. Akla,toplumun müşterek vicdanına toplum menfaatine aykırı hiç bir şey söz konusu bile değildir..
Tonyukuk, bir yandan "Gökten gelme yardım" ya da "Gök’ün kararı" gibi deyimler kullanarak olayları değerlendirmekte ise de diğer yandan bu olaylara şekil ve sonuç veren nedenlerin "beşeri güç" yani toplumun "iradesi" ya da "aklı" olduğunu söylüyor.
Tonyukuk aklı kullanmamanın felaketli sonuçlar yaratacağını bildiriyor. Örneğin Türklerin daha önce Çin imparatorluğuna bağlı olduğunu ve ancak sonra bu boyunduruktan kurtulup bağımsızlığına kavuştuğunu, sonra yine Çin egemenliği altına girdiğini anlatırken şunları söyler:+
"Ben basiret sahibi Tonyukuk, dünyaya geldiğim tarihlerde... Türk halkı Çinlilerin egemenliği altında idi. (Bir vakitler) şöyle düşünmüştüm. Türk halkının kendisine bir Hakan bulacağı günü görebilecek kadar yaşamayacağımı sanırdım. Ancak yanılmışım,+
+"Türkler Çin boyunduruğundan kurtulup kendilerine bir Hakan edindiler. Ancak sonra hükümdarlarını inkar edip yeniden Çin boyunduruğunu seçtiler. Bundan dolayıdır ki Gök Tanrı şöyle düşünmüş olmalıdır:+
+"Size ben bir Hakan verdim ve ancak siz Hakanınızı devirdiniz ve yabancının boyunduruğu altında yaşamak istediniz" İşte"boyunduruk altında kalmak istediler"diye Gök onlara, ceza olsun diye, ölüm hazırladı. Bu yüzden Türk Milleti perişan düştü, canlılığını yitirdi, eridi gitti...
Tonyukuk bunları anlattıktan sonra Türk halkının daha sonra Elteriş Hakan sayesinde nasıl kalkındığını ve kendisinin bu kalkınmada nasıl bir rol oynadığını ve nasıl Çinlileri ve oğuzları yenilgiye uğratarak bağımsız bir devlet kurduklarını şöyle anlatır: +
Tonyukuk "Elteriş Hakan’a) katılanlar arasında ben. de vardım.
.. Elteriş Kağan"Madem ki yanımda Tonyukuk var, o halde Elteriş hakan olayım dedi. (Ve Hakan olduktan sonra) Güneyde Çinlileri, ve doğuda Kıtayları ve Kuzeyde Oğuzları yendi. Onun akıl danışmanı ve dostu bendim. +
O zamanlar Çugay Kuzi’de ve Kara Kumda yerleşmiştir. Gök’ün yardımıyla Türk halkını düşman saldırılarından korudum."
Değerli arkadaşlarım,
Bu konuşmalarda geçen "Gök" sözcüğü "Tanrı" anlamına geldiği katar "içten gelen ses" ya da "Vicdan sesi" olarak da ele alınmıştır.
Türklerde din veya yönetici tahakkümü değil Tüm insanlığa karşı sevgiyle yaklaşan Toplumcu bir anlayış hakimdir
Tonyukuk’un sözlerini inceleyecek olursak anlarız ki akılcılık her şeye üstün bir değer niteliğiyle iş görmektedir.
Kitabede göze çarpan özellik "ben böyle düşündüm. Sonra ne zaman ki gök bana içimden bir ses verdi, onu hakan olmaya zorladım"şeklindeki satırlardır.
Tonyukuk, yapılmasını gerekli bulduğu işi, önce kendi akıl ve mantığına vuruyor, bunu toplum bakımından uygun buluyor ve uyguluyor
Tonyukuk, "Gökten geldiğini söylediği bir emirle, ya da ilahi bir itişle değil ancak kendi zeka ve mantığıyla bir dengeleme yapıyor, olayları teraziye vuruyor ve sonra gökten (vicdanından)) direktif almış gibi gerekli karara varıyor.
Tonyukuk "Türk Milletinin kendi başına buyruk ve mutlu bir yaşam içerisinde bulunduğunu anlatırken de, bütün bu durumların gökten inme değil ancak iyi bir yönetim, iyi bir liderlik sonucu şeyler olduğunu belirtirken her şeyi akli Bir sonuca bağlamaktadır.+
Tonyukuk'un şu sözleri de aklın ve serbest iradenin toplumcu bir şekilde değerlendirilmesinden ibarettir. "Şayet Elteriş Hakan savaşım vermemiş olsaydı ve şayet ben onu izlemeseydi, ne devletimiz ve ne de halklarımız var olabilirdi... "+
Tonyukuk "Ve işte şimdi ben hayatımın ilerlemiş bir yaşındayım(Şunu daha iyi anlıyorum ki) eğer bir ülkede toplumun başında değersiz kişiler olacak olursa o toplum için en büyük felaketler hazır demektir.."diyor ki bu gün yaşadığımız temel sorun 1300 yıl önce taşlara yazılmıştır!
Görüldüğü gibi Tonyukuk, Türk Milletinin yaşadığı derin tecrübeleri kader ve talih işi yapmıyor, toplumu oluşturan kişilerin ve yöneticilerin basiretine, azmine, akılcığına veya yaptığı hatalara bağlıyor.
Bu gün bu taşlarda ne yazdığını kim biliyor ki?
Bilseydik böyle olurmuyduk?
Türk Milletine "Sanki İslamiyet bunu emrediyormuş" gibi Arapçı zihniyet tahakkümüne girmeden önce ki devlet yaşamlarına akılcı zihniyet egemendir.
Toplum düzeni mükemmelin üzerindedir.
Batı'nın binlerce yıl sonra kabul ettiği Kadın hakları Türklerin yaşam şeklidir.
Türk toplumunun inanç sisteminde katı kurallar bulunmamakta Türk’ün yaşamı kişilerin ve toplumun olumlu ve olumsuz eylem ve işlemlerine ver her halükarda akıl ve zeka işlemesine göre şekillenmektedir.
İslamiyeti seçtikten sonra bile Türk inancı Hoetorodoksi Yani Tengrici İslam şeklinde olmuştur. Fatih'e kadar Sadrazamlar ve Padişahlar Türklere has Akla ve bilime değer veren Hetorodoksi İslam inancına sahiptir.
Bu gün Aklı bilimi reddeden anlayış Türk Milletine uymamaktadır!
Halis Türk olan ve ancak medeniyet icabı Arapça yazmış olan Farabi İslam felsefesinde ilk ilimci filozof olarak görünür.
Farabi döneminde ki Eflatun ve Aristo ile tesiri altında bir değerlendirme yapacak olursak, Türk ruhu ülkücü olduğundan Milli meselelerde Eflatuncu, dünyaya bakış açısı bakımındanda aristocudur.
Farabi İslamyetin en koyu bir devresinde bile çekinmeksizin Aristo ile Eflatunu telife çalışırken bir yandan İslam skolastiğini incitmemiştir, öte yandan da ilmiyeciliğin hüviyetini kurtarmış oluyordu.
Ne yazık ki içinde yetişmiş olduğu Arap İslam aleminin fikirlerinden az çok etkilenmiş olması sebebiyle Farabinin sistemi tam bir felsefe sistemi haline gelememiş ancak Arapların dışarıya karşı "Bakınız bizde de Felsefe var" övünmesi dışında bir işe yaramamıştır.
İslam skolastik düşüncesi göz önüne alındığında Farabi felsefesi önemli bir merhale teşkil ederek İbnisina felsefesi için gereken zemini hazırlamış, felsefede önemli bir rol oynasa da Felsefe ve ilimde, Farabi’yi takip edecek yalnız İbn-i sina olmuştur.Çünkü ikisi de Türk'tür.
Samiler, (Yahudi veya Arap) samimi hakikati açık açık görmek istemezler Onlar daima hakikati gizlemek, bu hakikatı başkalarına garip hallerde göstermek isterler.
Tıpkı bizdeki Cüppeli,Menzil vd cemaat tarikatlar gibi geçimleri bundandır.
Sami kavimlerdeki ruhi esrarengizlik hali onların müthiş bir muhteris olduğunu gösterir.Esrarengiz ruh her yerde ve her zaman sinsidir tehlikelidir.
Sürekli Savaş halinde olan Arap ve Yahudileri göz önüne aldığımızda Samiler kendi kendisiyle bile mücadele halinde oluğunu görürüz.
Değerli Arkadaşlarım
Başında söylediğimiz gibi Türk Milletini yıkıma sürüklemekte olan bu günkü Dini taassubu (bağnaz,çıkarcı,ahlaksız,soysuz,hırsız) ve zihniyetini anlamak için Sami kavimlerinden başlayarak Arapların ve Yahudilerin geçmişte neler yaptıklarını bilmemiz gereklidir
Değerli arkadaşlarım,
Karşı karşıya kalıdğımız tehlikeli zihniyeti anlamamız bakımından Samilerin Eskiçağ tarihinden başlayarak Mezopotamya ve sonraki dönemlerde yaptıklarını ve Sami aklının nasıl çalıştığını Sami sisteminin ne olduğunu anlatacağız.
Takibinizi bekleriz.
Anlattığımız tüm konular 40 yılı geçen ciddi kaynaklara dayalı çalışmalarımızın özetidir.Bu günkü içinde bulunduğumuz sorunlarımızla direk ilgilidir. Milletçe Yüksek bir şuurla ayağa kalkabilmemiz için gerçekleri öğrenmemiz gerekmektedir.
Mümkünse RT+RT ile yayalım okunsun..
Değerli arkadaşlarım,
Takibiniz için çok teşekkür ederim.
Sevgiler, Saygılar, iyi geceler.
Missing some Tweet in this thread?
You can try to force a refresh.

Like this thread? Get email updates or save it to PDF!

Subscribe to TANERUNAL
Profile picture

Get real-time email alerts when new unrolls are available from this author!

This content may be removed anytime!

Twitter may remove this content at anytime, convert it as a PDF, save and print for later use!

Try unrolling a thread yourself!

how to unroll video

1) Follow Thread Reader App on Twitter so you can easily mention us!

2) Go to a Twitter thread (series of Tweets by the same owner) and mention us with a keyword "unroll" @threadreaderapp unroll

You can practice here first or read more on our help page!

Follow Us on Twitter!

Did Thread Reader help you today?

Support us! We are indie developers!


This site is made by just three indie developers on a laptop doing marketing, support and development! Read more about the story.

Become a Premium Member ($3.00/month or $30.00/year) and get exclusive features!

Become Premium

Too expensive? Make a small donation by buying us coffee ($5) or help with server cost ($10)

Donate via Paypal Become our Patreon

Thank you for your support!