Modern dindar kadın yazarlar bu kavramı bozmaktadır.
Mezkur kadın yazarlar "biz de para kazanıyoruz, hatta evi geçindiren biziz. O halde erkek artık kavvam değildir" dediler.
Modern kadın "evi artık biz de geçindiriyoruz" dedikleri anda konut kredisi borçlusu oldu.
Yani, kadın bekâr ise, barındığı evin kirasını/elektriğini/suyunu/yakıtını/gıdasını düşünmez.
Kadın evli ise aynı kalemleri yine düşünmez.
Bu masraflar ve evin tedariki babanın ve kocanın yüküdür.
Diğer değişle "evdeki patriyarkiyi ezeceğiz" diyen kadın küresel finans şirketlerinin patriyark otoritesini kabul etti ve borçlanıp faiz ödemeye başladı.
Modern dindar kadınlar ise feminist teorinin peşinde erkeğin kavvamlığını patriyarki olarak kodladı.
Modern dindar kadınlar erkeğin bu görevini yapmasını engelleyecek şekilde "piyasaya" girdiler.
"Neden Allah yolunda ve zayıf düşmüş erkek, kadın ve çocuklar için savaşmıyorsunuz?"
Modern dindar kadın, bu ayeti görmemektedir.
Karısını, bacısını muhafaza edemeyen bir erkeği Türk alp tipinde göremeyiz.
Feminizm bu alp-erkek tipini bastırmak için üretilen "patriyarki" dediği baskı ideolojisidir.
Kapitalizm, sanayi üretimini devam ettirebilmek için kadınlara muhtaçtı.
Feminizm, kapitalizmin emek sömürüsünü kadınlar üzerinden sürdürebilmek için işlevselleşti.
Nitekim Allah cennette Âdem'e şöyle dedi: “Ey Âdem! Şeytan sakın sizi cennetten çıkarmasın; cennette aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.” (Taha 117-119).
İslâm bu ihtiyaçları karşılamayı erkeğe yükledi.
Dindar kadın yazarlar 40 yıldır "hayır, biz bunları kendimiz karşılayacağız" diyorlar.
"Kadın İslâmcılığı" artık bu tarihten sonra bütün erkekleri patriyarki görüyordu.
Erkek İslâmcıların bundan haberi olmadı.
İslâmcı erkeklerin hâlâ durumdan haberleri olmadığı söylenebilecektir.
Diğer değişle kadın İslâmcılığı "eşitlik" adı altında erkekleri ölümcül mesleklere sürmektedir.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasa iptal edilse bile kadın lehine ayrımcılık artık Anayasa hükmüdür.
"Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz."