Bu ifademi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında değerlendirdiğimizde haklı olduğumuz teslim edilebilecektir.
Madde 8- Özel yaşama ve aile yaşamına saygı hakkı
Madde 9 – Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü
Madde 14 – Ayrımcılık yasağı
getiriyor.
Akit taraflarından biri dese ki "aile de olsak benim özel bir yaşamım var, buna müdahale etmeyeceksin" insan hakları çerçevesinde bu talebi "haklı"dır. Fakat "geleneksel dindarlık" anlamında bunu aktin diğer tarafına kabul ettirebilir mi?
İnsan hakları teorisi bakımından erkek (koca) kadına "eşitiz madem senin de masraflara ortak olman gerekir" dediği anda geleneksel aile kurulamaz.
Bu faaliyetlerle "aile" kurmak imkânsızdır.
Bu teori günümüzde evlilik bağı içinde kadınların kocalarına karşı ileri sürdüğü "geleneksel kültürü tasfiye edici" bir talep haline gelmiştir.
Diyelim ki adam babasından kalan mülkün kira geliriyle çok sevdiği bir model araba alsa karısı dava açabilir
Bu kişinin eşi mutlaka eşitlik ve ayrımcılık yasağı ilkelerini işletmemektedir.
Bu evde kadın, insan hakları sözleşmesinin 8, 9, 14. maddelerinden birini işlettiği takdirde "aile" çöker.
Diğer değişle AİHS 14. madde işletilirse ev çöker.