Çünkü kiminiz yerinizden yurdunuzdan mal ü menalinizden, kiminiz, çoluğunuzdan çocuğunuzdan oldunuz. Vaktiyle gürül gürül tüten ocaklarınız şimdi söndü ve her akşam tarladan gelirken keyifli keyifli türkü söyleyen babalarınız ve yavrularınız şimdi öldü.
İngilizleri kızdırdınız, üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harbde mağlup olduktan sonra uslu oturmak ve mağlubiyetin netâyicine katlanarak telâfisini sabr ü sükûn ve akl ü tedbir dâiresinde izâle etmekten başka çare var mıdır?
Yunanlılarla harbe tutuşuyor, sonra da bir taraftan kaçıyor ve bir taraftan şöyle mukavemet ettik, böyle zayiat verdik gibi yalanlarla halkı iğfale çalışıyorsunuz!
Kendinize ne hakla, ne yüzle Kuvâyı Milliye namını veriyorsunuz? Milleti öldürerek, mahvederek hukuk-ı milleti müdâfaa edeceksiniz öyle mi?
Utanmaz hâinler, artık yetişir, yakamızı bırakın: Cenâb-ı Hakk’ın gazap ve laneti sizin üzerine olsun!”
Devletler şimdi bize: “Eğer Anadolu’da Kuvâyı Milliyye isyanını devam ettirir ve bastıramazsanız İstanbul’u elinizden alacağız” diyorlar.
"Kuvâ-yı Milliyye eşkiyası ise İstanbul’u da elimizden çıkarmak ve memlekete son hizmet şeklinde son ihanetlerini de yapmak için çalışıyorlar."
İyi biliniz ki bu hal böyle devam edemez ve memleketin her sancağına ve her bucağına sarmış olan bu ateşi vahşet ve şekavet böyle sürüp gidemez! Vaktimiz pek daraldı; ve bu âsilerin şekavetlerinden,cinayetlerinden halk bunaldı kaldı.
Binâenaleyh bu bağileri, bu âsileri mümkün olduğu kadar az zaman zarfında tedip ve tenkil etmek cümlemiz için bir farizedir.
Halife-i zîşânımız hazretlerinin de âsileri tedip etmek ve sizin rahatınızı ve saadetinizi temin eylemek için cem’ edilecek kuvvetin başında olarak bizzat oralara geleceklerini sizlere tebşir ederiz.
Hazır olunuz! ve hâinlerden, bu canilerden vatanı kurtarmak için size düşen vazifeyi ifâda kusur etmeyiniz.
Ey kahraman askerler!
Harb senelerinde sizi cephe cephe sürükleyen ve aç susuz süründüren ve din kardeşlerinizin, hemşehrilerinizin beyhude yere ölmelerine sebebiyet veren birkaç kişi arasında MUSTAFA KEMAL, Ali Fuat, Bekir Sami gibi zâlimler de var idi!
Siz bu zâlimleri cinayetlerine daha ne kadar göz yumacaksınız? Elinize aldığınız fetvâ-i şerif ki Allanın emridir, okuduğunuz hattı münif ki halifemizin, padişahımızın bir fermanıdır.
Şu alçaklar ve hempaları bu cinayetleri hep sizin sayenizde yapıyor; bunları vücudlarını külliyen dünyadan kaldırmak beşeriyet için, Müslümanlık için bir farz olmuştur.
Memleketin başına bu kadar felâket getirmiş olan bu hâinler daha yaşatılacak mı?
Padişahımız halifemiz efendimiz hazretlerinin merhamet ve şefkat kucağı size açılmıştır. Hepiniz koşunuz, geliniz dünya ve ahiret saadetini ihraz ediniz: İşte size ihtar eyliyoruz. Allahını, peygamberini ve padişahını seven bu tarafa gelsin!