Hristiyanlar’da Rahip huzurunda, Tanrı'dan af dileme geleneği vardır.
Müslümanlar buna tepki gösterir,Tanrı'dan af dilemek için bağışlanma dileğinde bulunmamızın daha doğru olduğunu, Allah ile kul arasında üçüncü birinin girmesi gereksizdir.
”Böyle olur,değil mi? Şimdi durun
Ayetlerde konuşan kişiyi biz, alemlere peygamber olarak atanmış kişi olarak biliyoruz.
Peki, Kuran’da konuşan kişi(ler) kendilerini nasıl tanımlıyorlar ? Yine her zaman yaptığımız gibi, Kuran ayetlerine bakıyoruz.
Bizim değil, bizzat Kuran’ı yazanlar kendilerini nasıl tanımlıyorlardı ? Allah’ın bahşetmiş olduğu Kutsal Ruh'u barındıran, Resullük görevinde bulunarak Hz İsa’nın öğretilerini, anbean yorumlayan insanlar mıydı ?
Peki, neden bu değişikliğe gerek duyulmuş ? Üstelik, kelimenin anlamı “bunlara” iken (İngilizce’de de bunlara diye geçiyor).
Diyanet’e sormak gerek.
Kutsal Ruh , Zekât gibi konularıda sonra işleriz..
Salat'ın ne olduğunu merak eden arkadaşlar aşağıdaki zinciri okusun ;