Thread by @metcihan

rabia naz komisyonu üyesi @jalenursullu'nün rapora ilave ettiği şerh yazısı, olağanüstü titiz bir çalışmanın ürünü. parçalar halinde, art arda, tamamını paylaşacağım. 2 yılı aşkın süredir devam eden hakikat ve adalet arayışınıın bence şimdiye kadarki en önemli resmi belgesidir.

ak parti hariç tüm partiler rabia naz'ın ölümünün araştırılması için önergeler vermişti. adli tıp'ın "düşme" değerlendirmesi açıklandığı gün canikli de önerge verince, tümü birleştirilip uzlaşıyla komisyon kuruldu. ama çoğunluk ve başkanlık divanının tamamı iktidar partisindeydi.

emniyet ve savcılığın savunduğu, içişleri ve adalet bakanlarının desteklediği bir intihar senaryosu vardı. komisyon eynesil'e gidip olay yerini inceledi, ve tamamı "mümkün değil" dedi, ertesi gün yeni bir senaryo olduğunu öğrendiler. tekrar ilçeye gitme talepleri kabul edilmedi.

2019 nisan ayında, rabia naz'ın 1. ölüm yıldönümünde, ilçeye hsk müfettişleri gönderilmişti. intiharı ve soruşturmayı sorgulayan ilk resmi açıklamaları onlardan duymuştuk. sonuç raporu bugüne dek açıklanmadı. komisyondaki milletvekilerine bile (talep edilmesine rağmen) verilmedi.

bazı isimler komisyon huzuruna çıkmayı reddetti. ilk toplantıda başkanlık divanı dahil tüm üyelerin onayıyla benim de davet edilmem tutanaklara geçmişti, bu karar uygulanmadı. gazeteci canan coşkun'a ilişkin talep de reddedildi. ayrıca soruşturmanın seyri komisyona bildirilmedi.

alanındaki uzmanlardan oluşan, yüksek teknoloji olanaklarını kullanan ve ulaslararası alanda birçok şüpheli olayın aydınlatılmasını sağlayan forensic architecture veya benzeri bir kurumun sürece dahil edilmesi yönündeki talep komisyon başkanlığınca kabul edilmedi.

komisyon başkanlığınca hazırlanan raporda, rabia naz'ın şüpheli ölümünün aydınlatılmamasında etken olan çelişkilere ve aksaklıklara yer verilmedi. dahası, bazı bilgiler, rapora, olduğundan farklı yansıtıldı.

görgü ve bilgi tanıklarının "araç çarpması" şeklindeki ifadelerine, rabia naz'ın, bulunduğu yere "bırakılmış" olduğuna dair izlenimlere, soruşturma dosyasındaki ifadelere rağmen, bu yöndeki araştırmalar, kamuoyu tepkisiyle, olaydan 1 yıl sonra başladı, ancak gereğince yapılmadı.

komisyon başkanlığınca hazırlanan sonuç raporunda "trafik kazası" ihtimali özellikle dışlandı. ancak sadece komisyon tutanakları dikkate alınsa bile, bu ihtimalin göz ardı edilmemesi için birçok neden vardı.

rabia naz'ın yaralı bulunduğu sıradaki hali, olay yeri durumu, tanık ifadeleri ve polislerinin ilk yaklaşımıyla başlangıçta "araç çarpması" olarak ele alınmıştı. olay gecesi birden bire "intihar"a dönüştü. bu kararı kim nasıl verdi, o bile tam belli değil. "intihar" ısrarı neden?

uzun süre soruşturma askıya alındı. savcılık "intihar" deyip "takipsizlik" vererek dosyayı kapatmaya çalıştı. tepkimiz sayesinde 11 ay sonra araştırma başladı. ancak bu da şüpheli ölümün aydınlatılmasını sağlamadı. komisyon başkanlığı bu süreci rapora objektif olarak yansıtmadı.

başkanlık divanının hazırladığı sonuç raporuna bazı ifadeler özeelikle seçilerek yerleştirildi bazı ifadeler özellikle yok sayıldı. bu tercihlerin ortak özelliği ise örtbası aklama niteliğinde olması.

dönemin belediye başkanı oğlu olan ve "rabia naz'ı en son ben gördüm" diyen kişinin ifadesi çelişkilerle dolu. söylediği her şey yanlışlandı. yine de savcılık olay kurgusunu onun anlatımına göre yaptı.
rabia naz'ın arkadaşlarının ifadesi ise adli tıp'a değiştirilerek gönderildi.

yeni senaryo bir tanığın 1 yıl sonra gelen 5. ifadesine dayanıyor. 5 ifadenin hepsi birbirinden farklı. herhangi birimiz savcı ya da polis olsak, ve elbette gerçekten ölümü aydınlatmak niyetinde olsak, tüm bu çelişkilerin üzerine giderdik. savcılık asla bunu yapmadı. neden?

hiç çekinmeden söylüyorum, hatta sürekli söyleme gereği duyuyorum. mürsel küçükal'ın ifadeleri emniyet, savcılık ve örtbasa karışan büyükbaşlar tarafından planlanıyor ve kendisine öğretiliyor. bunun temelsiz bir iddia olmadığını takip eden twitlerde daha net anlayacaksınız.

emniyet ve savcılık binanın ön tarafından uzun atlamalı intihar senaryosunu baz alıyor mürsel küçükal ona göre ifade veriyor. bu kabul görmeyince ve dosyayı bu şekilde kapatmak mümkün olmayınca yeni senaryo hazırlanıyor, mürsel küçükal da buna uygun olarak ifadesini değiştiriyor.

normalde ne bekleriz? tanık anlatır, polis bu anlatımlar doğrultusunda işlem yapar. rabia naz soruşturmasında başından beri tam tersi oluyor. polis anlatıyor, tanık mürsel küçükal bu anlatımlar doğrultusunda ifade veriyor.

yine örtbas edilen karaman ensar çocuk tecavüzlerinde o ilin başsavcısı olan abdurrahim alan, ifadelerinde, 15 metre olan mesafeyi kendince kısaltıyor, tanık ifadelerini milletvekillerine farklı anlatıyor, sürünme izleri yokken "var" diyor. bir başsavcı niçin yalan ifade verir?

muhtemelen gerçeği gören, korkudan bunu dillendiremeyen, tehdit edilen, talimat doğrultusunda ifade veren ve her ifadesinde örtbasa göre anlatımlarını yeniden düzenleyen tanık mürsel küçükal nasıl olur da emniyetin ve savcılığın en güvendiği isim olur? bu durumda şüpheli kimdir?

maalesef adli tıp raporları, tıpkı tanık mürsel küçakal'ın ifadeleri gibi, örtbasın yeni biçimine göre her defasında değişiyor. aksi yöndeki uzman ve tanık ifadelerine hatta görsel delillere rağmen bu hep böyle oldu. takip eden twitlerde bu konuda başka detaylar da göreceksiniz.

jale hanım'ın da açıkça sorguladığı gibi, intihar senaryosu tutmayınca yeni senaryo hazırlanıyor ve tanık mürsel küçükal 5 kez değiştirdiği ifadelerinde senaryoya uygun boşlukları doldurmak üzere eklemeler ve değişiklikler yapıyor. aksi yöndeki tüm veriler ise yok sayılıyor.

tanıyanların "iradesiz" diye tanımladığı, korkulu ve telaşlı halleriyle dikkat çeken, komisyon üyelerinin inandırıcı bulmadığı, sürekli ifadesi değiş(tiril)en bir kişi senaryoya dayanak yapılıyor. elbette bu şekilde konu aydınlanmıyor. örtbas tutmadı. örtbasın örtbası deneniyor.

jale hanım'ın "hastane, otopsi ve adli tıp süreci" başlığı altında ele aldığı kısmın, hem konunun aydınlatılmasında hem de ülkemizde bu açıdan yaşanan eksiklik ve uzulsüzlüklerin ortaya konmasında ayrı bir önemi olduğunu düşünüyorum. takip eden twitlerde daha fazla detay olacak.

rabi naz'ın çorabı kayıp. oysa mesleği gereği orada olan tanıklar çorapta olay yerinde bulunmayan bir toz gördüklerinden bahsediyorlardı.
ve daha önce de belirttiğimiz gibi, ölü muayenesinde ölüm nedeni belirlenememesine rağmen soruşturma aniden "uzun atlamalı intihar"a dönüştü.

rabia naz'ın elle muayenesini gerçekleştiren ortopedi uzmanının komisyon huzurunda da belirttiği çekinceler dikkate alınmadı ve komisyon başkanlığının sonuç raporuna yansıtılmadı.

ölümün yüksekten düşmeye bağlı olabileceğine dair en önemli (belki de tek) somut veri giresun ve istanbul adli tıp raporları. bu %100 kesinlik kazansa bile nereden düştüğünün sorgulanması gerekir. ayrıca uzmanların ortak görüşü, raporların dayanağı olan otopsinin iyi yapılmadığı.

ölümün araç çarpmasına bağlı olabileceği yönündeki hacettepe adli tıp raporunun ardından, savcılık giresun ve istanbul'dan "yüksekten düşme" değerlendirmesi talep etmiş ve istediğini almıştı. bu çelişkiyi sorgulamak yerine, savcılık, hacettepe raporunu dosyaya almayı reddetti.

"önden düşüp düşemeyeceği sorulduğunda düşebileceği, yandan düşüp düşemeyeceği sorulduğunda düşebileceği, trafik kazası olup olamayacağı sorulduğunda trafik kazası olabileceği... ülkemizde adli tıp süreçlerinin daha hassasiyetle yürütülmesi gerçeğini de gözler önüne sermektedir."

tıpkı çorap gibi toka da kayıp. son kamera görüntüsünde saçında olan tokası, yaralı olarak bulunduğunda saçında değil. olay yerinde de yok. polis veya savcı olsanız tokanın peşine düşersiniz değil mi? düşersiniz bulamazsınız, o ayrı. şüpheli birçok şey gibi toka da yok sayılıyor.

emniyet ve savcılık tarafından, "intihar" lehine sayılabilecek her şeyin peşine düşülüyor ancak aksi yöndeki tüm izler yok sayılıyor. örnekler vermekten biz yorulduk, ayak diremekten onlar yorulmadı. o halde tek bir soru yetiyor. bu olayı aydınlatmak istemiyor musunuz? neden?

şu ana kadar hep "intihar/düşme/itilme" iddiasını savundular. delil olarak çatıdaki çantayı gösterdiler. oysa belli ki o çanta oraya sonradan getirilmişti. üzerine gitmediler. aksi halde örtbası kabul etmek zorunda kalacaklardı. bu nedenle tbmm'de bile bu konuyu araştırmadılar.

tüm işaretler ve tüm ifadeler çantanın oraya sonradan getirildiğine işaret etse de, kimin getirmiş olabileceğine dair hiçbir araştırma yapılmıyor. belki kimin getirdiği açığa çıkarılsa cinayet de aydınlanacak ama ne yazık ki amaç bu değil.

kendi fikrimi söylüyorum. ellerine dolandı çanta. inthar süsü için çatıda delil olsun dediler. ve kayıp çanta 8 saat sonra aniden belirdi. kimin getirdiğini bulmak her şeyi açığa çıkarabilir. bu yüzden ikinci senaryo da, tüm saçmalığına rağmen, mecburen çatıya göre kurgulandı.

rabi naz'ın intihar etmediğini söyledik. devletin tüm kurumları karşımıza dikildi. medyayı da susturdular. şimdi hiçbiri intiharı savunmuyor. yeni senaryodan caymaları için 1 yıl daha mı bekleyeceğiz? çantayı kimin getirdiğini araştırın bulun olay çözülsün. tabii niyetiniz buysa.

"tıpkı, tren kazaları soruşturmalarının, makinistlerin suçlanıp cezalandırılması ile sonuçlandırılması gibi. Bu dosyada da sorumluluğun kolluk güçlerine yüklenerek kapatılması endişesi duyulmaktadır."

ilk savcı hiçbir şey yapmadı. olay yerine bile gitmedi. sonra il ağır ceza hakimi olarak terfi etti. gitmeden 1 gün önce babaya "kızın ölümü bulunduğu yerle ilgili değil" dedi. ikinci savcı ise şaban vatan'ı akıl hastanesine yatırmaya çalıştı. ve bu savcılar komisyona çağrılmadı.

bir kez daha hiç çekinmeden kanaat bildiriyorum. başsavcı abdurrahim alan bu olayın kara kutusudur. savcıların da, gönülsüz olsalar bile, onun yönlendirmesiyle hareket ettiğini düşünüyorum.

intihar süsüyle takipsizlik verip dosyayı kapatacaklardı. hep birlikte bunu engelledik. şimdi de "delil yok" diyorlar. delil araştırmasına tam 11 ay sonra başladılar. hakkıyla yapsalar, yine de sonuca ulaşabilirlerdi. onu da yapmadılar.

giresun emniyeti tarafından özel ekip kurulunca umutlanmıştık. araştırmanın daha profesyonel bir şekilde yürütüleceğini düşünmüştük. ancak, geçen zaman içinde görüyoruz ki, sadece örtbas faaliyeti daha profesyonel bir şekilde yürütülüyor.

özel ekibin dakikalarla sunduğu kurgunun doğruluğunda bile şüpheler olduğunu jale hanım tiitiz çalışmasıyla tespit etmiş ve şerh yazısıyla kayıt altına alınmasını sağlamış.

rabia naz'ı çatıda göstermek için her şeyi yapıyorlar, ancak örnekte olduğu gibi, rabi naz'ın çatıda olamayacağına dair her işaret cinayet büro ekibi tarafından yok sayılıyor.

zaten biliyorsunuz ama takip eden twitlerde dönemin belediye başkanı coşkun somuncuoğlu'nun şüpheli durumunu daha detaylı göreceksiniz. ancak bugüne kadar ifadesi bile alınmadı.

rabia naz hastanedeyken, müdahale odasına ve morga ne annesi ne babası alınmıştı. ancak belediye başkanı coşkun somuncuoğlu içerdeydi. orada ne işi vardı?

dönemin belediye başkanı coşkun somuncuoğlu'nun müdahale odasında olduğuna dair, rabia naz'a ilk müdahaleyi yapan uzman doktorun ifadesi.

belediye başkanının müdahale odasına ve morga girdiğine dair; anne, baba, başkanın oğlu, uzman doktor ve polis memuru ifadeleri var. ancak komisyonda kendisine sorulduğunda tüm iddiaları reddetti. rabia naz'ın bilgisayar oyunlarından etkilenip intihar etmiş olabileceğini söyledi.

yok sayılan ve araştırılması uygun bulunmayan bir diğer delil, rabi naz'ın kıyafetindeki araç lastik izleriydi.

komisyona çağrılan ve görüş alınan bazı uzmanların görüşleri başkanlık divanınca hazırlanan sonuç raporuna yansıtılmadı.

iyi bir otopsi yapılmış olsa belki birçok şeyi şimdi tartışmıyor olacaktık. bu konuda neredeyse bütün adli tıp uzmanları aynı yönde görüş bildiriyor.

"kovuşturma ve soruşturma süreci tam anlamıyla yerine getirilmiş olsaydı, baba böylesi bir adalet arayışı içine girer miydi? adalet mercileri yerine, hakkını hukukunu savunmak için, sosyal medyayı bu denli yoğun kullanmak zorunda kalır mıydı?"

küçük ilçede bu olayın nasıl hiçbir tanığı olmaz? neden kimse konuşmaz? somuncuoğlu'nun ilçede yaşayanlar üzerine nasıl bir korku saldığını komisyon tutanağındaki ifadelerden de görebiliyoruz.

“rabia naz net bir şekilde öldürüldü. ona araba çarptı, arabayla çarpanlar panikle kızımızı alıp evinin önüne koydular."
cem küçük, ekim 2018

“rabia naz olayı örtülmüştür. bu tür eleştirel konulara girince, ne yazık ki ak partililer telefon açıyor.”
cem küçük, haziran 2019

müge anlı'nın, ekibini bir telefonla ilçeden geri çektiğini hepimiz biliyoruz. onun bu konuda geri basması bile, faillerin zengin ve siyasi güç sahibi olduğuna işarettir. bugüne kadar başarıyla aydınlattığı olayların hiçbirinde, faillerin arkasında onları koruyan bir güç yoktu.

rabia naz'ın ailesinin sesini duyurmaya başladıktan sonra hem sosyal medyada hem iktidar medyasında hedef gösterildim. hakkımda soruşturmalar açıldı. yurtdışına çıkmak zorunda kaldım. gazeteciler canan coşkun ve kazım kızıl eynesil'de gözaltına alındı. haklarında dava açıldı.

soruşturmaya müdahale edildi mi? komisyon başkanlığına göre edilmedi. rapora böyle yazmışlar. peki bu kanaate nasıl varmışlar? başsavcıya ve memurlara sormuşlar, onlardan "müdahale edilmedi" yanıtı almışlar! hepsi bu.

bitirirken @jalenursullu'ye hepimiz adına sonsuz teşekkürler sunuyorum. okudukça beni hayretler içinde bırakan müthiş bir titizlikle ve alışık olmadığımız bir emek sarf ederek bu belgeyi tarihe not düşmüş. rabia naz'ın ölümünü aydınlatma çabasına büyük katkı sunduğuna inanıyorum.